Mirasçılık Belgesi Verilmesine İlişkin Davalarda Duruşma Yapılmadan Karar Verilemez
YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/5944 K. 2012/1103 T. 23.2.2012
DAVA: Hasımsız olarak görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR: Dava, yetki belgesine dayanılarak açılmış mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miras bırakanın mirasçısı bulunmadığı gerekçesiyle Hazine'nin tek mirasçı olduğuna ilişkin mirasçılık belgesi verilmiş ise de, yapılan yargılama usul hükümlerine uygun düşmemiştir.
Mirasçılık belgesi, mirasçıların miras bırakanla soybağı ilişkisini ve miras paylarını gösteren bir belgedir. Hukukumuzda mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davaların kural olarak hasımsız açılması ve çekişmesiz yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması gerekmekte ise de, hukuki yarar bulunması koşulu ile bu tür davaların uyuşmazlık çıkaran kişiler hasım gösterilmek suretiyle hasımlı olarak açılması ve çekişmeli yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması da mümkün bulunmaktadır.
Dava ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 8/II-6. maddesinde mirascılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davalarının Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği, 507/1 maddesinde Sulh Mahkemelerinde basit yargılama usulünün uygulanacağı, 376. maddesinde de Sulh Mahkemelerinde evrak üzerinde karar verilmesini talep etmedikleri takdirde tarafların belirlenecek gün ve saatte sözlü yargılama için davet edilecekleri, sözlü yargılamada mahkemece taraflara ikişer defa söz verildikten sonra yargılamanın sona erdirileceği açıklanmıştır. Kanunun basit yargılama usulünü düzenleyen 507-510. maddelerinde ise basit yargılama usulünde davanın iki nüsha dilekçe ile açılacağı, dilekçenin kabulünden sonra mahkemece duruşma gününün belirleneceği, taraflara duruşma gününde hazır bulunmaları ve ibraz etmek istedikleri belgelerini duruşma gününe kadar mahkemeye ibraz etmeleri, duruşmaya gelmedikleri taktirde yokluklarında karar verilebileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceği, 511. maddesinde bu maddelere aykırı olmayan alalade ( yazılı ) yargılama usulüne ilişkin hükümlerin basit yargılama usulünde de uygulanacağı belirtilmiştir. Basit yargılama usulüne tabi davalarda da uygulanması zorunlu olan HUMK'nun 73. maddesinde ise kanunda gösterilen ayrık haller dışında hakimin duruşma yapıp tarafları dinlemeden, iddia ve savunmalarını bildirmeleri için tarafları davet etmeden hüküm veremeyeceği, 151-153. maddelerinde de mahkemelerce yargılama sırasında tutanak düzenleneceği, duruşma tutanağında nelerin yazılacağı, tutanağı kimlerin imzalayacağı açıklanmıştır. Duruşma yapılmaksızın dosya üzerinde yapılacak inceleme sonucunda karar verilebilecek hususlar ise kanunlarda özel olarak gösterilmiştir. ( HUMK'nun görevsizlik kararına ilişkin 7 ve merci tayinine ilişkin 26. maddelerinde olduğu gibi ) Bütün bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde kural olarak ister yazılı yargılama usulüne isterse basit yargılama usulüne tabi olsun, ister hasımlı isterse hasımsız olarak açılsın, kanunlarda duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden karar verilebileceğine ilişkin ayrık bir hüküm bulunmadıkça bütün davalarda duruşma yapılmasının zorunlu olduğu kuşkusuzdur.
Somut olaya gelince, davanın mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle hasımsız olarak açıldığı, mahkemece getirtilen nüfus kayıtlarında miras bırakan H. C. T.'ün 08.05.2011 tarihinde dul ve çocuksuz olarak öldüğünün, miras bırakanın anne ve babası ile bekar kardeşi Z. H.'nin de miras bırakandan önce öldüklerinin belirlenmesi üzerine duruşma yapılmaksızın dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda mirasın devlete kalacağı düşüncesi ile mirasçılık belgesi verildiği, temyiz aşamasında davacı tarafından ibraz edilen nüfus kayıtlarından da miras bırakanın büyükana ve büyükbabalarının altsoylarından sağ mirasçılarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Kanunlarımızda ister hasımlı isterse hasımsız olarak açılsın mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda duruşma yapılmaksızın, evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verilebileceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Az yukarıda açıklanan hukuksal olgular gözetildiğinde somut olayda duruşma yapılmaksızın karar verilemeyeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca mahkemece davada duruşma yapılmasının zorunlu olduğu gözetilerek tensip yapılıp duruşma günü belirlenmesi, duruşma gününün ihtarlı davetiye ile davacıya bildirilmesi, duruşmada dava dilekçesi okunduktan sonra davacıdan davasının ve varsa delillerinin sorulması, göstereceği delillerin toplanması, davanın resen araştırma prensibine tabi olduğu gözetilerek miras bırakanın büyükana ve büyükbabaları ve onların altsoyları dahil mirasçı olabilecek kişilerin tümünü ve sağ olup olmadıklarını gösterecek şekilde nüfus aile kayıtlarının resen ve eksiksiz olarak getirtilmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken usul hükümleri gözardı edilerek dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz,
SONUÇ: Davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin ödenen harcın istek halinde ilgilisine iadesine, 23.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.