Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma
Akıl hastalığı kişinin ayırt etme gücünden yoksun bulunma hallerinden biridir. Akıl sağlığı yerinde olmayan kişi ile evli kalınması diğer eş için katlanılmaz bir durum olarak kabul edilmektedir. Hukukumuzda akıl hastalığı dışındaki hiçbir hastalık tek başına boşanma nedeni olarak kabul edilmemiştir.
Akıl hastalığı nedeniyle boşanabilmek için iki koşulun gerçekleşmesi gerekir. Akıl hastalığının iyileşmesi olanaksız olmalı ve hastalığın diğer eş için çekilemez olması gerekmektedir.
Akıl hastalıkları çeşitli düzeylerde olabilmektedir. Ancak bu hastalık nedenine dayanılarak boşanmaya karar verilebilmesi için akıl hastalığının tedavi imkânının olmaması yani hastanın iyileşemez olması gerekmektedir. Akıl hastalığı iyileşebilecek nitelikte ise kaç yıl sürdüğünün veya tedavinin ne kadar süreceğinin önemi yoktur. Akıl hastalığının iyileşmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporu ile ispatlanması zorunludur.
Aynı zamanda bu hastalığın diğer eş için ortak hayatı çekilemez hale getirmesi gerekmektedir. Eğer hastalık ortak hayatı çekilemez kılmıyor ise o zaman boşanmaya karar verilemez. Çekilemezliği davayı açan eşin ispatlaması gerekmektedir. Örneğin akıl hastası eş nedeniyle diğer eşin kendisinin veya çocuklarının yaşamı tehdit altında ise çekilemezlik koşulu gerçekleşmiş demektir. Tanık anlatımları ve Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden alınacak rapor ile çekilemezlik ispatlanabilmektedir. Akıl hastalığının, kişinin evlilik görevlerini yerine getirmesini engelleyip engellemediği, eşinin ve varsa çocuklarının yaşam ve sağlığını tehlikeye koyacak ve onları ciddi bir korku içinde yaşatacak durumda olup olmadığı hususlarının ispatlanması çekilmezlik koşulu için gereklidir.
Boşanma davası doğrudan akıl hastası olan eşe karşı açılacaktır. Ancak mahkeme kendiliğinden dava açılan eşin akıl hastası olup olmadığı konusunda vesayet makamına müracaat ederek akıl hastası eşe kayyım atanıp atanmayacağı konusunda karar almalıdır. Vesayet makamı akıl hastası olan eşe kayyım atarsa mahkeme tebligatı kayyıma yapacak ve kayyımı davaya katacaktır.
Akıl hastalığı nedenine dayanan boşanma davasını açmada süre sınırlaması yoktur. Bu nedene dayalı dava her zaman açılabilir. Zamanaşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değildir. Uzun süre dava açmamak akıl hastalığının çekilebilir düzeyde olduğu anlamına gelmez. Uzun süre sabreden kişinin durumu akıl hastalığının çekilebilir olduğunu göstermez.
Evlilikten önceki akıl hastalığında ne olacaktır? Akıl hastaları evlenmelerinde tıbbi sakınca bulunmadığını resmi sağlık kurulu raporu ile belgeleyebilirler ise evlenebilmektedirler. Ancak akıl hastalığı evlenmeye engel olacak düzeyde ise gerçekleşen evlilikler mutlak butlanla batıl sayılmaktadır. Bu durumda eş dilerse mutlak butlan davası dilerse akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açabilir.
Zina, hayata kast ve pek fena muamele, terk gibi boşanma nedenlerinde yıllar içerisinde belirgin bir azalma olmasına rağmen akıl hastalığı nedeniyle yaşanan boşanmalarda bu azalma görülmemektedir. 1990’lı yıllarda artan bu boşanma nedeni 2000’li yıllarda nispeten az görülmektedir.
2005 yılında 85 kişi eşinin akıl hastası olması nedeniyle boşanmıştır. Yukarıda yer alan tabloda yaş grupları ve cinsiyet durumlarına göre yapılan boşanmalara yer verilmiştir.
Akıl hastalığı nedeniyle gerçekleşen boşanmaların en yoğun olduğu zaman ise toplam 223 boşanma ile 1981 senesidir.