Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi

* *

 

 

Önsöz

Avrupa Konseyi’nin üye Devletleri ve bu Sözleşmeyi imzalayan diğer Devletler,

Avrupa Konseyi’nin amacının, üyeleri arasında daha sıkı bir bir­lik kur­mak olduğunu gözönüne alarak,

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesini ve özellikle, bu Söz­leşme’nin Taraf Devletlerin yasal, idari ve Sözleşme ile tanınan diğer hakları uygulamaya geçirmelerini isteyen 4 üncü maddesini dikkate ala­rak;

Parlamenter Meclis’in çocuk haklarına ilişkin 1121 (1990) sayılı Tavsiye Kararı’nın içeriğini kaydederek,

Çocukların haklarının ve yüksek çıkarlarının geliştirilmesi gerek­tiğine ve bu vesileyle çocukların özellikle kendilerini ilgilendiren ailevi işlemlerde ol­mak üzere, bu hakları kullanma olanağına sahip olmaları gereğine inanarak,

Çocukların haklarının ve yüksek çıkarlarının geliştirilmesi için gerekli bilgiler edinmeleri ve çocukların görüşlerinin usulüne uygun şe­kilde ele alın­ması gerektiğini teslim ederek,

Ailelerin çocuklarının hakları ile yüksek çıkarlarının korunma­sında ve geliştirilmesindeki rolünün önemini teslim ederek ve lüzumu halinde Devletle­rin de bu koruma ve geliştirmeye iştirak etmeleri gerek­tiğini gözönüne alarak,

Bununla birlikte, anlaşmazlık durumunda, ailelerin sorunu bir adli mercinin önüne getirmeden çözüm bulmayı denemelerinin uygun olaca­ğını gözönünde tutarak, aşağıdaki hususlarda mutabık kalmışlardır:

 

 

 

Bölüm I - Sözleşmenin uygulanma alanı, amacı ve tanımlar

Madde 1 - Sözleşmenin uygulanma alanı ve amacı

1) Bu Sözleşme 18 yaşına ulaşmamış çocuklara uygulanır.

2) Bu Sözleşmenin amacı, çocukların yüksek çıkarları için, hakla­rını ge­liştirmek, onlara usule ilişkin haklar tanımak ve bu hakların, ço­cukların doğru­dan ve diğer kişiler veya organlar tarafından bir adli merci önündeki, kendile­rini ilgilendiren davalardan bilgilendirilmelerini ve bu davalara katılmalarına izin verilmesini teminen kullanılmasını kolaylaş­tırmaktır.

3) Bu Sözleşmenin amaçları açısından, bir adli merci önündeki, çocukları ilgilendiren davalar, özellikle çocukların ikameti ve çocuklarla şahsî ilişki ku­rulması gibi velayet sorumluluklarına ilişkin davalardır.

4) Her Devlet, imza sırasında veya onay, kabul, uygun bulma ve katılma belgesinin tevdii sırasında, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine muhatap bir beyanla, bir adli merci önünde bu Sözleşmenin uygulanacağı en az üç çeşit aile uyuşmazlığını belirlemelidir.

5) Tarafların herbiri, ek bir beyanla, Sözleşme’nin uygulanacağı ilave aile uyuşmazlıklarının belirtebilir veya 5 inci madde, 9 uncu mad­denin 2 nci parag­rafı, 10 uncu maddenin 2 nci paragrafı ve 11 inci madde ile ilgili bilgi verebilir.

6) Bu Sözleşme Tarafların çocuk haklarının geliştirilmesi ve kul­lanılma­sında daha elverişli kurallar uygulamalarını engellemez.

 

Madde 2 – Tanımlamalar

Bu Sözleşmede,

 

a) “adli merci” ibaresinden bir mahkeme veya buna eşit yetkileri olan idari bir merci;

b) “velayet sorumluluğuna sahip olanlar” ibaresinden ebeveynler ve vela­yet sorumluluklarının tümünü veya bir kısmını kullanmaya yetkili başka şahıs­lar veya kurumlar,

c) “temsilci” ibaresinden bir adli merci önünde, bir çocuk adına hareket etmek için tayin edilmiş avukat gibi bir şahıs ya da kurum,

d) “İlgili bilgiler” ibaresinden, bu bilgilerin verilmesinin çocuğun esenli­ğine zarar getirmemesi kaydıyla, çocuğun haklarını tümüyle kul­lanmasına olanak vermek amacıyla, çocuğa, yaşı ve idrak gücü gözönünde tutularak veri­lecek uygun bilgiler anlaşılır.

 

Bölüm II - Çocukların haklarının kullanılmasını geliştirmek için usule ilişkin tedbirler

A. Çocuğun usule ilişkin hakları

Madde 3 – Davalarda bilgilendirilme ve dava sırasında görü­şünü ifade etme hakkı

Yeterli idrake sahip olduğu iç hukuk tarafından kabul edilen bir çocuğa, bir adli merci önündeki, kendisini ilgilendiren davalarda, yarar­lanmayı bizzat da talep edebileceği aşağıda sayılan haklar verilir:

a) ilgili tüm bilgileri almak;

b) kendisine danışılmak ve kendi görüşünü ifade etmek;

c) görüşlerinin uygulanmasının olası sonuçlarından ve her tür ka­rarın olası sonuçlarından bilgilendirilmek.

 

Madde 4 – Özel bir temsilci atanmasını isteme hakkı

1) 9. madde saklı kalmak kaydıyla, iç hukuk bir menfaat çatış­ması nede­niyle çocuğun ebeveynlerini çocuğu temsil etme olanağından mahrum ederse, çocuğun şahsen veya diğer şahıs ve kurumlar aracılı­ğıyla, adli bir merci önün­deki kendisini ilgilendiren davalarda kendisini temsil edecek özel bir temsilci atanmasını isteme hakkı vardır.

2) Devletler 1. Paragraftaki hakkın, yalnız iç hukuk tarafından yeterli id­rak gücüne sahip olduğu kabul edilen çocuklara uygulanmasını öngörmekte serbesttirler.

 

Madde 5 – Usule ilişkin, mümkün olan diğer haklar

Taraflar, adli bir merci önünde çocukları ilgilendiren davalarla il­gili ola­rak onlara usule ilişkin özellikle;

a) kendi görüşlerini ifade etmekte yardımcı olması için kendi seçtikleri uygun bir kişiden yardım almayı isteme hakkı;

b) kendi kendilerine veya diğer şahıslar veya kurumlar vasıta­sıyla, ayrı bir temsilcinin, uygun olduğu takdirde bir avukatın tayinini isteme hakkı,

c) kendi temsilcilerini tayin etme hakkı;

d) sözkonusu davalarda tarafların sahip olduğu hakların tümünü veya bir kısmını kullanma hakkı;

gibi ek haklar tanınması olanağını incelerler.

 

B. Adli Mercilerin rolü

Madde 6 – Karar süreci

Bir çocuğu ilgilendiren davalarda adli merci, bir karar almadan önce :

a) Çocuğun yüksek çıkarına uygun karar almak için yeterli bil­giye sahip olup olmadığını kontrol etmeli ve gerektiğinde özellikle vela­yet sorumluluğunu elinde bulunduranlardan ek bilgi sağlamalıdır.

b) Çocuğun iç hukuk tarafından yeterli idrak gücüne sahip oldu­ğunun ka­bul edildiği durumlarda,

- çocuğun bütün gerekli bilgiyi edindiğinden emin olmalıdır.

- çocuğun yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde, gere­kirse ken­dine veya diğer şahıs ve kurumlar vasıtasıyla, çocuk için elve­rişli durumlarda ve onun kavrayışına uygun bir tarzda çocuğa danışmalı­dır.

- çocuğun görüşünü ifade etmesine müsaade etmelidir.

c) Çocuğun ifade ettiği görüşe gereken önemi vermelidir.

 

Madde 7 – Acil hareket etme mecburiyeti

Bir çocuğu ilgilendiren davalarda, adli merci gereksiz gecikmeyi engel­lemek için çabuk hareket etmeli, kararlarının süratle uygulanmasını garanti edecek düzenlemeler sağlanmış olmalıdır. Adli merci acil du­rumlarda gerekti­ğinde derhal uygulanabilir kararlar alma yetkisine sa­hiptir.

 

Madde 8 – Kendi inisiyatifiyle harekete geçme

Bir çocuğu ilgilendiren davalarda, çocuğun esenliğinin ağır bir tehlike al­tında olduğunun iç hukuk tarafından belirlendiği durumlarda, adli mercinin re’sen harekete geçme yetkisi vardır.

 

Madde 9 – Bir temsilci atanması

1) Bir çocuğu ilgilendiren davalarda, iç hukuk gereğince, çocukla olan çı­kar çatışması sonucunda velayet sorumluluğuna sahip kişiler ço­cuğu temsil etme yetkisinden men edildiklerinde, mahkemenin bu dava­larda çocuk için bir özel temsilci atama yetkisi vardır.

2) Taraflar, bir çocuğu ilgilendiren davalarda, adlî mercinin ço­cuğu temsil etmek için başka bir temsilci, gerekli olduğu takdirde bir avukat tayin etmek yetkisine sahip olduğunu sağlama olanağını gözönünde bulundururlar.

 

C. Temsilcilerin rolü

Madde 10 –

1) Temsilci, bir adli merci önündeki çocuğu ilgilendiren dava­larda, çocu­ğun yüksek çıkarlarına ters düşmemek kaydıyla;

a)Çocuğa, yeterli idrak gücüne sahip olduğu iç hukuk tarafından kabul edildiği takdirde, gerekli her bilgiyi vermeli;

b) Çocuğa, yeterli idrak gücüne sahip olduğu iç hukuk tarafından kabul edildiği takdirde, görüşünün uygulanmasının olası sonuçları ile temsilcinin her faaliyetinin olası sonuçları hakkında izahat vermeli,

c) Çocuğun görüşünü belirleyerek adli mercinin bilgisine sunma­lıdır.

2) Taraflar, velayet sorumluluğuna sahip kişilerin 1. paragraf hükmü kap­samına alınması hususunu gözönünde bulundururlar.

 

D. Bazı hükümlerin genişletilmesi

Madde 11 –

Taraflar, diğer kurumlar önünde çocukları ilgilendiren davalar ile çocuk­larla ilgili olup, dava konusuna girmeyen sorunların 3. 4. ve 9. madde hükümle­rinin kapsamına alınması hususunu gözönünde bulundu­rurlar.

 

 

E. Ulusal Kurumlar

Madde 12 –

1) Taraflar, diğerleri yanında özellikle 2. paragrafta öngörülen işlevleri bulunan kurumlar aracılığıyla çocuk haklarının geliştirilmesini ve kullanılma­sını teşvik ederler.

2) Bu işlevler şunlardır :

a) çocuk haklarının kullanılmasına ilişkin kanun hükümlerini güçlendir­mek için öneriler yapmak;

b) çocuk haklarının kullanılmasına ilişkin mevzuat tasarıları hak­kında gö­rüşler vermek;

c) çocuk haklarının kullanımı ile ilgili genel bilgileri medyaya, kamuya, kişilere veya çocuklara ilişkin sorunlarla ilgilenen kurumlara sağlamak,

d) çocukların görüşünü araştırmak ve onlara gerekli tüm bilgiyi sağlamak.

 

F. Diğer tedbirler

Madde 13 – Arabuluculuk ve anlaşmazlıkların çözümünde diğer ko­nular

Anlaşmazlıkların önüne geçmek veya çözmek, adli bir merci önünde ço­cukları ilgilendiren davaları önlemek için Taraflar, arabulucu­luk ve anlaşmaz­lıkların çözümüne yönelik diğer tüm yöntemlerin uygu­lanmasını ve Taraflarca belirlenen uygun durumlarda bu yöntemlerin bir anlaşmaya varmakta kullanıl­masını teşvik ederler.

 

Madde 14 – Adli yardım ve hukukî danışma

İç hukuk, adli bir merci önünde çocukları ilgilendiren davalarda çocukla­rın temsili için adli yardım ve hukukî danışmayı öngördüğünde, bu hükümler 4. ve 9. maddelerin içerdiği sorunlara uygulanır.

 

Madde 15 – Diğer uluslararası belgelerle ilişkiler

Bu Sözleşme, Taraflardan birinin taraf bulunduğu ya da olacağı, çocukla­rın ve ailelerin korunmasıyla ilgili özel konuları inceleyen başka uluslararası belgelerin uygulanmasına engel oluşturmaz.

 

Bölüm III - Daimi Komite

Madde 16 – Daimi Komitenin kurulması ve işlevleri

1) Bu Sözleşmenin amaçları için bir Daimi Komite kurulmuştur.

2) Daimi Komite bu Sözleşme’ye ilişkin sorunları takip eder. Bu komite özellikle:

a) Sözleşme’nin uygulanması veya yorumu hakkında, ilgili her sorunu in­celeyebilir. Daimi Komite’nin Sözleşmenin uygulanmasıyla ilgili sonuçları bir tavsiye kararı şeklinde olabilir; tavsiye kararları, oy verenlerin dörtte üç ço­ğunluğuyla kabul edilir;

b) Sözleşme’ye değişiklik önerebilir ve 20. maddeye uygun ola­rak öneri­len değişiklikleri inceleyebilir;

c) 12. maddenin 2. paragrafında öngörülen işlevleri ifa eden ulu­sal ku­rumlara tavsiye ve yardım sağlayabilir ve bunlar arasındaki ulusla­rarası işbirli­ğini geliştirebilir.

 

Madde 17 – Oluşum

1) Her bir Taraf Daimi Komite nezdinde bir veya birçok delege tarafından temsil edilebilir. Her bir Tarafın tek oy hakkı vardır.

2) Bu Sözleşme’ye taraf olmayan, 21. maddede atıfta bulunulan her Dev­let Daimi Komite’de bir gözlemci tarafından temsil edilebilir. Aynı husus 22. madde hükümlerine uygun olarak Sözleşme’ye katılmaya davet edildikten sonra, diğer Devlet veya Avrupa Topluluğu’na da uy­gulanır.

3) Taraflardan biri, toplantıdan en az bir ay önce Genel Sekreteri karşı gö­rüşünden bilgilendirmediği takdirde, Daimi Komite;

Yukarıda 2. paragrafta öngörülmeyen her Devlet;

Birleşmiş Milletler’in Çocuk Hakları Komitesi;

Avrupa Topluluğu;

Uluslararası her hükümet kuruluşu;

12. maddenin 2. paragrafında öngörülen işlevlerden birini veya birçoğunu yürüten hükümet dışı uluslararası her kuruluş;

12. maddenin 2. paragrafında öngörülen işlevlerden birini veya birçoğunu yürüten her ulusal kuruluşu, hükümet kuruluşunu ve hükümet dışı kuruluşu, gözlemci olarak bütün toplantılara veya bir toplantının tü­müne veya bir bölü­müne katılmaya davet edebilir;

4) Daimi Komite çocuk haklarının uygulanmasıyla iştigal eden uygun ku­ruluşlarla bilgi değişiminde bulunabilir.

 

Madde 18 – Toplantılar

1) Avrupa Konseyi Genel Sekreteri bu Sözleşme’nin yürürülüğe girdiği tarihi izleyen üç yılın bitiminde, bu tarihi izleyen herhangi bir zaman ve kendi inisiyatifiyle Daimi Komite’yi toplantıya davet edecek­tir.

2) Daimi Komite, Tarafların en az yarısının hazır bulunması şar­tıyla karar alabilir.

3) Daimi Komite’nin kararları 16. ve 20. maddeler saklı kalmak kaydıyla hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alınır.

4) Daimi Komite bu Sözleşme’nin hükümleri saklı kalmak kay­dıyla, kendi iç yönetmeliğini ve Sözleşme çerçevesinde uygun bütün gö­revleri ifa etmek için kuracağı her çalışma grubunun iç yönetmeliğini hazırlar.

 

 

 

Madde 19 – Daimi Komite raporları

Daimi Komite, her toplantıdan sonra, Taraflara ve Avrupa Kon­seyi Ba­kanlar Komitesi’ne görüşmelere ve alınan kararlara ilişkin bir rapor gönderir.

 

Bölüm IV – Sözleşme’ye getirilecek değişiklikler

Madde 20 –

1) Taraflardan biri veya Daimi Komite tarafından bu Söz­leşme’nin mad­delerine önerilen her değişiklik, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne bildirilir ve onun tarafından Daimi Komite’nin müteakip toplantısından en az iki ay önce, Avrupa Konseyi üyesi Devletlere, her imzacıya, her Tarafa, 21. madde hükümlerine uygun olarak bu Söz­leşme’yi imzalamaya davet edilen her Dev­lete veya 22. madde hükümle­rine uygun olarak Sözleşme’ye katılmaya davet edilen Avrupa Toplu­luğu’na iletilir.

2) Bir önceki paragrafın hükümlerine uygun olarak önerilen her değişiklik Daimi Komite tarafından incelenir. Daimi Komite, katılımcıla­rın dörtte üç çoğunluğu ile kabul ettiği metni Bakanlar Kurulu Komitesi­nin onayına sunar. Bu metin, onaydan sonra kabul edilmesi için Taraflara gönderilir.

3) Her değişiklik, tüm Tarafların değişikliği kabul ettiğini Genel Sekre­ter’e bildirdiği tarihten itibaren bir aylık sürenin bitimini izleyen ayın ilk günü yürürlüğe girer.

 

Bölüm V – Nihai Hükümler

Madde 21 – İmza, onay ve yürürlüğe girme

1) Bu Sözleşme Avrupa Konseyi’ne üye Devletlerin ve Söz­leşme’nin oluşmasına iştirak eden Avrupa Konseyi’ne üye olmayan Devletlerin imzasına açıktır.

2) Bu Sözleşme onaylama, kabul veya tasdike tâbi olacaktır. Onay, kabul ve tasdik belgeleri Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne tevdi edilecektir.

3) Bu Sözleşme, bir önceki paragrafın hükümlerine uygun olarak, arala­rında en az iki Avrupa Konseyi üyesi Devletin bulunduğu üç Devle­tin Söz­leşme ile bağlı olduklarına dair rızalarını beyan ettikleri tarihi iz­leyen üç aylık sürenin bitimini izleyen ayın ilk günü yürürlüğe girecektir.

4) Bu Sözleşme ile bağlı olduğuna dair rızasını sonradan beyan eden her­hangi bir Devlet için, Sözleşme, onaylama, kabul ve tasdik bel­gesinin tevdi tarihini takip eden üç aylık sürenin bitimini izleyen ayın ilk günü yürürlüğe girecektir.

 

Madde 22 – Üye olmayan Devletler ve Avrupa Topluluğu

1) Bu Sözleşme’nin yürürlüğe girmesinden itibaren, Avrupa Kon­seyi, BakanlarKomitesi, Kendi inisiyatifi ile veya Daimi Komite’nin tek­lifi ile Ta­raflara danışıldıktan sonra, Sözleşme’nin oluşturulmasına ka­tılmamış her Dev­leti Avrupa Topluluğu’nu Avrupa Konseyi Statüsü’nün 20. maddesinin, “d” fıkrasında öngörülen çoğunluğun kararıyla ve Av­rupa Konseyi Bakanlar Ko­mitesi’nde temsil edilme hakkına sahip Taraf Devletlerin temsilcilerinin oybir­liğiyle Sözleşme’ye katılmaya davet edebilir.

2) Bu Sözleşme, katılan her Devlet veya Avrupa Topluluğu için katılma belgesinin Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne tevdi edilmesin­den itibaren üç aylık sürenin dolmasını izleyen ayın ilk günü yürürlüğe girer.

Madde 23 – Ülkesel uygulama alanı

1) Her Devlet imza sırasında veya onay, kabul, tasdik veya ka­tılma belge­sini tevdi ederken bu Sözleşme’nin uygulanacağı ülke toprak veya topraklarını belirleyebilir.

2) Taraflar daha sonraki bir tarihte Avrupa Konseyi Genel Sek­reteri’ne muhatap bir beyan ile bu Sözleşme’nin uygulanma alanını, uluslararası ilişkile­rinden sorumlu ya da adına taahhütte bulunmaya yet­kili olduğu, beyanda belir­tilen herhangi başka bir ülke toprağına genişle­tebilir. Sözleşme, ülke toprağı açısından, Avrupa Konseyi Genel Sekre­teri’ne beyanın yapılmasından itibaren üç aylık sürenin dolmasını izleyen ayın ilk günü yürürlüğe girer.

3) Yukarıdaki iki paragraf uyarınca yapılan herhangi bir beyan, bu be­yanda konu edilen ülke toprağı ya da toprakları ile ilgili olarak Ge­nel Sekretere yapılacak bir bildirim ile geri alınabilir. Geri alma, Genel Sekreter’in bildirimi almasından itibaren üç aylık sürenin dolmasını izle­yen ayın ilk günü yürürlüğe girer.

 

Madde 24 – Çekinceler

Bu Sözleşme’ye hiçbir çekince konulamaz.

 

Madde 25 – Fesih

1) Akit Tarafların her biri Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildirim ile bu Sözleşme’yi feshedebilir.

2) Fesih, Genel Sekreter’in bildirimi almasından itibaren üç aylık sürenin dolmasını izleyen ayın ilk günü yürürlüğe girer.

 

Madde 26 – Bildirimler

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, Konsey üyesi Devletlere, her imzacıya, her Tarafa ve Sözleşme’ye katılmaya davet ettiği diğer tüm Devletler ile Av­rupa Topluluğu’na :

a) Her imzayı;

b) Her onaylama, kabul, tasdik veya katılım belgesinin tevdi edilmesini;

c) Bu Sözleşme’nin 21. ve 22. maddelerine uygun olarak her yü­rürlüğe giriş tarihini;

d) 20. maddeye uygun olarak kabul edilen her değişikliği ve bu değişikli­ğin yürürlüğe giriş tarihini;

e) 1. ve 23. madde hükümleri uyarınca yapılan her beyanı;

f) 25. madde hükümleri uyarınca yapılan her feshi;

g) Bu Sözleşme’yi ilgilendiren diğer herhangi işlem, bildirim veya yazış­mayı tebliğ edecektir.

Yukarıdaki hükümleri kabul zımnında, usulüne uygun olarak yet­kili kılı­nan aşağıda imzaları bulunanlar bu Sözleşme’yi imzalamışlardır.

Avrupa Konseyi arşivlerinde saklanacak olan işbu Sözleşme, İn­gilizce ve Fransızca olarak ve her iki metin aynı derecede geçerli olmak üzere, tek nüsha halinde, 25 Ocak 1996 tarihinde Strazburg’da yapılmış­tır. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, Avrupa Konseyi’ne üye Devletlere ve bu Sözleşme’nin hazır­lanmasına katkıda bulunan üye olmayan Dev­letlere, Avrupa Topluluğu’na ve bu Sözleşme’ye katılmaya davet edilmiş her Devlete, Sözleşme’nin onaylanmış örneğini iletecektir.

 

BEYAN METNİ

“Türkiye Cumhuriyeti, Sözleşme’nin 1. Maddesinin 4. Paragrafı uyarınca, Sözleşme’nin adli bir makam önünde aşağıdaki kategori aile hukuku davala­rında uygulanacağını beyan eder.

1. Boşanma davaları,

2. Ayrılık davaları,

3. Çocukların velayetine ilişkin davalar,

4. Ebeveynle çocuk arasında kişisel ilişki kurulması,

5. Babalığın mahkeme kararı ile kurulmasına ilişkin davalar”



* Sözleşme 25 Ocak 1996 tarihinde Strasbourg’da imzalanmış ve 21. maddeye uygun olarak 1 Temmuz 2000 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye Sözleşmeyi 9 Haziran 1999 tarihinde imzalamış ve 18 Ocak 2001 tarihinde onaylamıştır. 4620 Sayılı Onay Kanunu 1 Şubat 2001 gün ve 24305 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

* BEYAN METNİ

“Türkiye Cumhuriyeti, Sözleşme’nin 1. Maddesinin 4. Paragrafı uyarınca, Söz­leşme’nin adli bir makam önünde aşağıdaki kategori aile hukuku davalarında uygula­nacağını be­yan eder.

1. Boşanma davaları,

2. Ayrılık davaları,

3. Çocukların velayetine ilişkin davalar,

4. Ebeveynle çocuk arasında kişisel ilişki kurulması,

5. Babalığın mahkeme kararı ile kurulmasına ilişkin davalar”