Evlatlığın Miras Hakkı - Türkiye İle Arnavutluk Arasında Adli Yardım Sözleşmesi

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

E. 2004/2-184 K. 2004/166 T. 24.3.2004

DAVA: Taraflar arasındaki "verasetin iptali ve veraset belgesi verilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 07.12.2001 gün ve 2001/195-1245 sayılı kararın incelenmesi davalılardan Veri Satka, Cavit Satka ve Bajame Qorraj vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 09.05.2002 gün ve 2002/2354-6169 sayılı ilamı ile; ( ...Evlat edinmenin şekli, işlemin yapıldığı yer hukukuna tabidir ( Logus Regit Achtum ). Evlat edinme, evlatlığın tabiyetine etki yapmaz. Miras hukukuna ilişkin hüküm ve neticeler söz konusu olan hallerde mirası idare eden hukuk uygulanır ( EHVH.M.4 ).

Muris; 1963'te Türk vatandaşlığını kabul etmiş 1977'de ölmüştür. Murisin 1964'te Arnavutluk'ta Arnavut uyruklu Cavit ve Veri'yi 116.numaralı kararla evlat edinmiş olup olmadığı ihtilaflıdır. Ancak, bu işlem Nüfus Siciline işlenmiştir. Evlatlık ilişkisinin iptali yönünde mahkemece verilen süre üzerine Arnavutluk'ta açılan davalar işlemsiz bırakılmış ve oluşan sicilin aksini gösterir bir kayıtta getirilmemiştir.

Sicillerin aksi ispat edilene kadar bunlara değer verilmesi zorunludur ( MK.m.7 ). Davadan sonra ibraz edilen ancak mahkemece tartışılıp değerlendirilmeyen belgelerde hükme esas alınamaz.

Gerçekleşen bu durum karşısında Veri ve Cavid'in murisin evlatlığı olduğu kabul edilip, menkul ve gayrimenkuller yönünden aynı aynı değerlendirme yapılıp hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR: Asıl dava, veraset belgesinin iptali; birleşen dava, veraset belgesi verilmesi istemine ilişkindir.

Asıl davada; davacı Naciye Özyer vekili, müvekkilinin muris Yahya Satka tarafından mirasçı naspedildiğini murisin 22.03.1977 tarihinde çocuksuz ölümünden sonra tereke mümessili tarafından alınan Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 09.09.1980 gün, E:1997/500, K:1980/891 sayılı veraset belgesinde tespit edildiği üzere murisin eşi Cevri Satka ve ölü kardeş çocukları Sudi Muço, Kuytim Muço, Saniye Satka, Selfo Satka, Astrit Satka, Bajame Qorraj ve Veri Satka'nın gerçek mirasçıları olduğunu; sonradan davalılardan Cavit Satka tarafından 20.10.1964 gün ve 116 sayılı sahte evlatlık belgesine dayanılarak alınan Veri ve Cavit Satka'nın murisin manevi evladı ve mirasçılıklarının tespitine dair Fatih 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 21.04.1995 gün, E:1995/57, K:1995/282 sayılı veraset belgesinin geçersiz olup, iki ayrı veraset ilamının çeliştiğini ileri sürerek, Fatih 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 21.04.1995 gün, E:1995/57, K:1995/282 sayılı veraset ilamının iptaline; Muris Yahya Satka'nın mirasçı ve miras paylarının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Davalı Cavit Satka vekili; iptali istenen Fatih 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1995/57, Esas sayılı veraset ilamında, sahih olarak tespit edilen evlatlık muamelesi mesnet yapılarak karar verildiğini, buna göre murisin iki mirasçısı olup, bunların Cavit Satka ve Veri Satka olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı Veri Satka; Mevcut Sicile göre muris Yahya Satka'nın tek yasal mirasçısı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Davalı Bajame Qorraj; Davalı Veri'nin kardeşi olup, amcası Yahya Satka tarafından evlat edinilmediğini, diğer davalı Cavit'inde murisin evlatlığı olduğunu kabul etmediğini, evlatlık belgesinin sahte olup, aile nüfus kayıtlarına göre Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1977/500 Esas sayılı veraset belgesinin doğru olduğunu savunarak, mirasçıların bu ilama göre tespitini istemiştir.

Davalı Saniye Satka, murisin Veri Satka'yı evlat edindiğini beyan ve imza etmiştir.

Asli Müdahil Kastriot Guri vekili; Müvekkilinin, murisin eşi Cevri mirasçısı olup, Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1977/500 E, ve Fatih 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1995/57 Esas sayılı veraset ilamlarının iptali ile Cevri Satka'dan dolayı muris Yahya terekesindeki mirasçıların ve hisselerin gösterir veraset ilamının verilmesini istemiştir.

Birleştirilen davada; Davacı Veri Satka vekili, muris Yahya Satka'nın müvekkilini evlat edinme işleminin Nüfus Sicilinde gösterildiğini ileri sürmüş ve tek mirasçı olarak Veri Satka'nın tespiti suretiyle veraset ilamının verilmesini istemiştir.

Asıl dava, davacı Naciye Özyer tarafından 04.05.1998 tarihinde davalılar Veri Satka, Cavit Satka, Astrit Satka, Selfo Satka, Saniye Satka, Bajame Qorraj, Cevri Satka, Sudi Muço, Kuytim Muço aleyhlerine; Sarıyer Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1997/898 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan Tenkis davasında verilen yetkiye dayanılarak, Fatih 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1995/57 Esas, 282 Karar sayılı veraset belgesinin iptali ve Yahya Satka'nın mirasçılarının belirlenmesi istemiyle, açılmıştır.

Birleştirilen dava, asıl davanın davalısı durumundaki Veri Satka tarafından 13.05.1998 tarihinde hasımsız olarak Yahya Selman Satka'nın evlatlığı ve tek mirasçısı olduğu iddiasıyla veraset belgesi düzenlenmesi istemiyle açılmış, asıl davanın davacısı Naciye Özyer bu davaya müdahale talebinde bulunarak, müdahilliğine 15.07.1998 tarihli ara kararıyla karar verilmiş ve aynı tarihte mahkemece asıl dosya üzerinden her iki dosya birleştirilmiştir.

Mahkemenin, evlatlık belgesinin sahte olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile birleştirilen davanın reddine; Fatih 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1995/57 Esas, 1995/282 Karar sayılı veraset ilamının iptaline, Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1977/500 Esas, 1980/891 Karar sayılı ilamındaki gibi, Muris Yahya Satka'nın mirasçılarının eş ve kardeş çocukları olduğunun tespitine dair verdiği kararın Özel Daire'ce bozulmasından sonra bozmaya uyularak oluşturulan 07.12.2001 tarihli hüküm, Özel Daire'ce 09.05.2002 tarihinde ikinci kez bozulmuş ve yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Buraya kadar aşamaları özetlenen davada uyuşmazlık; Arnavutluk Halk Cumhuriyeti İlin Halk Konseyi Yürütme Konseyi tarafından verilen 20.10.1964 gün ve 116 nolu evlatlık belgesinin geçerli olup olmadığı, bu bağlamda muristen intikal eden mallar yönünden murisin gerçek mirasçılarının tespiti noktasında toplanmaktadır.

Bilindiği üzere miras, ölen bir gerçek kişinin mamelekinin hayatta bulunan gerçek ve tüzel kişilere geçişidir. Anayasamız tarafından temel haklar arasında teminat altına alınmış; Kamu yararı amacıyla sınırlandırılabileceği hükme bağlanmıştır ( Anayasa35 m).

Öte yandan Medeni Kanunun 517'nci ( Yeni MK.m.575. ) maddesinde mirasın ölümle açılacağı belirtildikten sonra, Anayasa'ya paralel olarak 519.maddede ( Yeni MK.m.577 ) ancak ehil olanların mirasçı olabileceği müteakip maddelerinde açıklanmıştır.

Şu halde mirasçılık belgesi, muris ile mirasçılar arasındaki kanuni ve ölüme bağlı tasarrufla oluşan bağı; mirasın açıldığı anda sahip olduklarını veya cenin olup sağ doğduklarını; Türk Kanunlarına göre mirası almaya hak ehliyetlerinin bulunduğunu ve yine Türk Kanunlarına göre tereke paylarını gösterir.

Hukukumuzda veraset belgesi, çekişmesiz yargı yolu ile mahkemelerce verilmekte olup ( HUMK.8 m ) unsurlarından biri üzerinde ihtalif halinde, çekişmeli yargı yolu ile iptali ve doğrusunun düzenlenmesi mümkündür. Bir yargı işlemi olması sebebiyle; hakim, düzenleme sırasında tüm Türk Kanunlarını gözetmek zorundadır ( HUMK.m 76 ).

Türk kanunları uyarınca " re'sen " hüküm vermek mecburiyetinde olan hakimin, kendi devletler özel hukuku kurallarını re'sen tatbik edeceğinde tereddüt yoktur. ( Dr.Ergin Nomer, Davada Yabancı Kanun. İstanbul 1972.s:48 )

Nitekim; Yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukuk, yabancı kararların tanınması ve tenfizini düzenleyen ''2675 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'' un 2.maddesinde, ''Hakim, Türk Kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re'sen uygular.Hakim yetkili yabancı hukukun muhtevasının tespitinde tarafların yardımını isteyebilir'' hükmü öngörülmüştür.

Bu bağlamda istemin, Resmi Gazete'nin 22 Mayıs 1982 günlü sayısında yayınlanmak suretiyle dava tarihinden önce yürürlüğe giren, 20.05.1982 tarih, 2675 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'a göre incelenmesi gerekmektedir.

İstem, sonradan alınan veraset belgesinin iptali ile muris Yahya Satka'nın mirasçı ve miras paylarının tespitine ilişkin olup, bu esas meselenin çözümü, eşdeyişle Cavit Satka ve Veri Satka'ya mirasçılık sıfatının tanınıp tanınmaması, başka bir hukuki sorunun çözümüne bağlı bulunmaktadır. Bu da, evlat edinme işleminin geçerli olup olmadığı, geçerliliğini koruyup korumadığıdır.

2675 Sayılı Kanun'un ''Evlat Edinme'' başlıklı 18. maddesinde, Evlat edinme ehliyeti ve şartları hakkında, taraflardan her birinin evlat edinme anındaki milli hukukun uygulanacağı belirtilmiştir.

Arnavutluk uyruğu ve milliyetinde 1902 yılında doğan muris Yahya Satka, Türk vatandaşlığında iken 1977 yılında ölmüştür.Dosyaya ibraz edilen Skrapar Kaymakamlığı'nın 30.11.2000 tarihli yazısında Yahya Satka'nın Arnavutluk vatandaşı olduğu belirtilmiş olup, mirasçılarının Arnavutluk vatandaşı olduğu sabittir.

Bunun yanında, evlatlık işleminin Arnavutluk'ta, 20.10.1964 tarihinde yapıldığı ileri sürüldüğüne göre, şekil noktasından o yer kanununun uygulanması gerekir.

Ne var ki, 20.10.1964 gün ve 116 nolu evlatlık işleminin iptaline veya geçerli olduğuna dair Arnavutluk'ta bir çok davaların açıldığı taraflarca ileri sürülüp, bu yönde muhtelif mercilerce düzenlenmiş çelişkili belgeler ibraz edildiğinden, evlatlık belgesinin geçerli olup olmadığı belirlenememiştir.

Eş söyleyişle, dosyaya sunulan 27.04.1998 günlü Çender Komünü Konseyi'nce düzenlenen Tasdikname; 29.05.1982 günlü Çoravad Nüfus Müdürlüğünce düzenlenen Nüfus örneği; 20.04.1977 günlü Arnavutluk Cumhuriyeti Halk Konseyi Nüfus Dairesi'nce düzenlenen Tasdikname; 14.08.1995 günlü Berat İli Nüfus İdaresince düzenlenen Tasdikname; 29.05.1998 günlü Berat Nüfus Dairesi'den verilen Doğum Belgesi; 19.06.1998 günlü Skrapar Şehri Nüfus Dairesi'nce düzenlenen Doğum Belgesi; 28.05.1998 günlü Otlak Nüfus İdaresi'nden verilen belge; 28.12.1994 günlü Berat İli Nüfus Dairesi'nce verilen belge; 27.04.1998 günlü Skrapar Sivil Dairesi'nce verilen Sertifika; 14.08.1995 günlü Berat İli Kurulu Nüfus Dairesi'nce düzenlenen Tasdikname; 09.12.1994 günlü Skrapar Komünü Merkez İlin Nüfus Dairesi Komün Merkez tarafından verilen Tasdikname; 26.09.1996 günlü Corovode Nüfus Müdürlüğünce düzenlenen Nüfus örneği; 11.06.1996 günlü Skrapar C.Savcılığı'nca düzenlenen Kararname, 05.06.2000 günlü Skrapar İli Yönetim Kurulu'nca verilen Doğum Sertifikası; 22.12.1988 gün ve 2122 sayılı Arnavutluk Cumhuriyeti Tiran Şehri Mahkeme kararı; 09.01.1995 gün, 713 Esas, 3 Karar sayılı Arnavutluk Berat Bölge Mahkemesi Kararı; 05.04.1994 günlü Skrapar Noterliği'nce düzenlenen veraset Belgesi; 03.11.1999 gün, 1761 Esas, 1055 sayılı Arnavutluk Yüksek Mahkemesi Kararı; 27.04.1999 gün, 902 Esas, 649 Karar sayılı Tiran Şehri Mahkemesi Kararı; 26.12.1994 gün, 1203 sayılı Skrapar İlçe Mahkemesi kararı; 13.01.1997 gün, 614 Esas, 20 sayılı Arnavutluk Yüksek Mahkemesi kararı; 24.12.1998 gün, 2322 Esas, 4499 Karar sayılı Tirana İli Mahkemesi Kararı; 27.04.1999 gün, 902 Esas, 649 Karar sayılı Tirana Temyiz Mahkemesi Kararı; 795 sayılı Tiran Yargıtay 1.Derece Mahkemesi'nce düzenlenen Kararname; 24.05.2000 gün, 109 İdamname nolu Arnavutluk Skrapar İli Mahkemesi Kararı; 05.07.2001 gün, 79 Esas, 76 Karar sayılı Arnavutluk Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi kararı; 28.06.2000 gün, 2/339 Sayılı Skrapar İli Mahkemesi kararı; 03.10.2003 gün, 822 Esas, 682 Karar sayılı Berat İli Mahkemesi kararı olmak üzere tüm belgeler fotokopi olup, metne şamil olmamak üzere onaylanmıştır.

Dolayısıyla, evlat edinme işleminin geçerli olup olmadığının ispatı zımnında taraflarca dosyaya sunulan belgeler arasındaki çelişkinin giderilmesi için Arnavutluk Hükümeti'nden Adli Yardım istenmesi gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.

Bu noktada, 17.07.1997 gün ve 4288 Sayılı Kanun'la onaylanıp, 09.11.1997 gün ve 23165 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve 22.03.1998 tarihinde yürürlüğe giren, " Türkiye Cumhuriyeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Arasında Hukuki, Ticari, ve Cezai Konularda Adli Yardım Sözleşmesi''nin 4. maddesinin 2. bendinde; Adli yardımlaşmanın özellikle, belgelerin gönderilmesi, bilirkişi incelemesi, tarafların, şahitlerin ve uzmanların dinlenmesi gibi usule mütedair kararların icrasını kapsadığı belirtilmiş, 5'inci müteakip maddelerinde, adli yardımlaşma talebinin şekli ve uygulanacak usul düzenlenmiştir.

O halde, anılan sözleşme kapsamında Arnavutluk Hükümeti'nden hukuki yardım alınarak; Davalı Cavit ve Davalı-Davacı Veri'nin, muris Yahya'nın evlatlığı olduğu yada evlat edinme işleminin geçersizliğine ilişkin taraflarca ibraz edilen ve az yukarıda sayılan belgeler ve 20.10.1964 gün, 116 sayılı kararın, Arnavutluk makamlarınca usulen onanmış aslı ve onanmış tercümesi ile, bu belgeler arasında bulunan ilamların kesinleştiğini gösteren, o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin getirtilmesi; Türk tabiiyetinde iken ölen muris Yahya Satka'nın, işlemin yapıldığı 20.10.1964 tarihinde Arnavutluk vatandaşı olup olmadığına dair belgelerin, anılan sözleşmenin 13. maddesi uyarınca istenilmesi ve yine, taraflarca uygulanması talep edilen Arnavutluk Evlat Edinme Kanunu hakkında, anılan sözleşmenin 3. maddesi uyarınca bilgi istenmesi gerektiği açıktır.

Diğer taraftan, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 275'inci ve devamı maddelerine göre çözümü özel bilgiye dayanan konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi, eş söyleyişle bilirkişi mütalaasına başvurulması gerekir.Giderek, hakim gerek kendiliğinden, gerekse taraflardan birinin isteği üzerine bilirkişi İncelemesine karar verebilir ( H.G.K 17.03.1965 gün.E:1965/2-626, K:119 ).

Bu itibarla, vak'a ile ilgili yabancı hukuk hakkındaki malumatın, ihtisas sahibi hukukçulardan veya yabancı hukuk ile meşgul müesseselerden, mesela Üniversitelerdeki Devletler Hususi Hukuku ve Mukayeseli Hukuk Enstitülerinden temin edilmesi çok daha emin ve sağlam bir yoldur. Üstelik, konu ile ilgili olmak üzere yabancı hukuk hakkında mücerret bir bilgi temini yerine, vak'a dosyasını da ihtisas sahibi hukukçu veya müesseselere göndererek doğrudan doğruya hukuki ihtilafa ait bir hukuki ve ilmi mütalaa alınması, yabancı hukukun tespiti ile ilgili birçok problemi halleder ( Dr.Ergin Nomer.Davada Yabancı Kanun.İstanbul 1972.s:90 ).

Görülmektedir ki, hakim isbat usulünde sahip olduğu serbesti içerisinde, imkanı dahilinde bulunan tekmil bilgi ve belgeleri getirterek bilirkişi incelemesi yaptırmak, böylece tüm bilgi kaynaklarını kullanmak konusunda hem yetki ve hem de sorumluluk sahibidir.

Tüm açıklamalar ışığında somut durum değerlendirildiğinde;

Dava, sonradan alınan veraset ilamının iptali ile Yahya Sakta mirasçılarının tespiti istemine ilişkin olduğuna göre; kurulacak hükümde terekeye dahil menkul ve gayrimenkul ayırımı yapılmadan mirasçıların ve miras paylarının belirlenmesi söz konusu olduğundan, öncelikle menkul ve gayrimenkul tereke ile ilgili, aynı konuda ve aynı taraflar arasında görülen davaların birleştirilmesi; Bundan sonra," Türkiye Cumhuriyeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti arasında Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardım Sözleşmesi" kapsamında Arnavutluk Hükümeti'nden hukuki yardım alınıp, az yukarıda sayılan ve taraflarca ibraz edilen belge ve ilamların o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı ve onanmış tercümesi getirtilerek, 20.10.1964 gün ve 116 sayılı evlatlık işleminin son durumu ve geçerliliğini koruyup korumadığının belirlenmesi ve nihayet dosyanın Üniversite Devletler Özel Hukuku ve Mukayeseli Hukuk kürsüsünde uzman 3 kişilik bilirkişi kuruluna tevdi edilerek davalı Cavit Satka ile davalı-davacı Veri Satka'nın mirasçılıkları ve uygulanacak yabancı hukuka ilişkin rapor düzenlettirilmesi ile, varılacak sonuç dairesinde, menkul ve gayrimenkullar bakımından iktisap şartları da tartışılıp, karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Hal böyle olunca, mahkemece Arnavutluk Hükümeti'nden adli yardım istenerek, getirtilecek onaylı belge asıları ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmak ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, belge fotokopileri ile yetinilerek eksik inceleme ve yanılgılı düşüncelerle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Direnme kararının açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Davacı-davalı Naciye Özyer vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 24.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.