Firar Suçlarında Hapis Cezası Yerine Seçenek Yaptırımlar
Av. Mehmet Şerif Sağıroğlu
1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun bir kısım hükümlerinin Anayasaya aykırılık sebebiyle iptali istemine ilişkin müracaatları değerlendirmek üzere 17.01.2013 tarihinde toplanan Anayasa Mahkemesi heyeti aldığı kararları kamuoyu ile paylaştı.
Askeri Ceza Kanunu’nun; 47. maddesinin birinci fıkrasının, 22.3.2000 günlü, 4551 sayılı Kanun’un 12. maddesi ile değiştirilen (A) bendinin birinci ve ikinci cümlelerinin ve yine aynı kanunun 31.3.2005 günlü, 5329 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle eklenen ek 8. maddesinin ikinci fıkrasının “Sırf askerî suçlar ile bu Kanunun Üçüncü Babının Dördüncü Faslında yazılı suçlar hakkında, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile …” bölümünün, iptaline ilişkin talepler yüksek mahkemece kabul edildi.
Askeri Ceza Kanunu’nda yer alan ve cezanın kısa süreli olup olmadığına bakılmaksızın askeri cezaevinde infazının öngörüldüğü düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini görmekteyiz.
Yüksek Mahkeme, geçtiğimiz sene 11.04.2012 tarihinde verdiği kararında da yoklama kaçağı, bakaya, saklı ve firar suçları ile ilgili olarak zamanaşımını neredeyse sınırsız olarak düzenleyen Askeri Ceza Kanunu’nun 49/A maddesinin ilgili kısmını, Anayasanın 2. maddesinde düzenlenen “hukuk devleti” ve 10. maddesinde düzenleme altına alınan “kanun önünde eşitlik” ilkelerine aykırı bularak iptal etmiştir.
Mahkemenin yeni kararını da aynı bakış açısının sonucu olarak değerlendirmek gerekir. Anayasa Mahkemesinin bu iptal kararı ile Askeri Suçlar ile ilgili olarak verilen cezalarda erteleme ve seçenek yaptırımların artık kapsamlı bir şekilde uygulanması gerekliği ortaya çıkmaktadır. Askeri ceza sisteminin kendine has özelliklerinin günümüz hukuk sistemine aykırı olan kısımlarının yavaş yavaş ortadan kaldırıldığını ve bu anlamda ceza adaletindeki sivil bakış açısının gittikçe egemen olduğunu sevinerek görmekteyiz.
Bu açıdan bakıldığında her ne sebeple olursa olsun işlenen suçlarla ilgili olarak verilen cezanın kısa veya uzunluğuna bakılmaksızın cezaevi yaptırımının öngörüldüğü düzenlemelerin günümüz hukuk sistemine yakışır şekilde yeniden ele alındığı ve cezanın miktarına göre cezaevi dışında alternatif yaptırım yöntemlerinin ön plana çıkarıldığı görülmektedir.
2004 yılında yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanunu ile kısa süreli hapis cezalarının cezaevinde çektirilmesinin sakıncaları da göz önüne alınarak, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre seçenek yaptırımlara çevrilmesi düzenleme altına alınmıştır.
Seçenek yaptırımlara örnek olarak, adlî para cezası, zararın iadesi, tazmin, en az iki yıl süreyle bir eğitim kurumuna devam etmek, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanma gösterilebilir. Yine İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilmektedir. Erteleme kararı için suçlunun önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekmektedir. Ertelemeye ilişkin düzenlemelerde belirli koşullar ve denetim sistemleri de düzenleme altına alınmıştır.
Sonuç olarak asker kişiler ile ilgili olarak Askeri Ceza Kanununda düzenlenen firar, bakaya, yoklama kaçağı, kendini askerliğe elverişsiz hale getirmek, askerlikten kurtulmak için hile yapmak gibi birçok suç tipi için öngörülen cezaların infazında yukarıda belirttiğimiz üzere hapis cezası yerine seçenek yaptırımların değerlendirmeye alınacağını söyleyebiliriz.