Hayata Kast Nedeniyle Boşanma
Eşlerden birinin diğerini öldürmek amacıyla yaptığı eylemler hayata kasttır. Medeni Kanuna göre eşlerden birinin diğerini öldürmeye çalıştığı ispatlanırsa boşanmaya karar verilir. Eşini intihara sürüklemek veya eşini öldürmeye teşebbüs etmek hayata kast eylemi sayılır ancak eylem içermeyen ölüm tehditleri hayata kast olarak nitelendirilmez.
Peki, öldürmeye çalışmak ne şekilde olacaktır? Öldürmek için kullanılan araçların niteliğinin öldürme eylemini gerçekleştirmeye yetmeyecek düzeyde olması hayata kastı ortadan kaldırmaz. Kişinin hayatına kasteden bir eylemin varlığının mahkemece tespit edilmesi halinde hâkimin artık ortak yaşamın çekilmez hale gelip gelmediğini araştırmasına gerek yoktur. Bir kişinin ölüm tehlikesi altında kendisini öldürmeye çalışan eşi ile birlikte yaşaması beklenemez.
Hayata kast, kusura dayanan boşanma nedenidir. Kastetmek, bilinçli bir hareket olduğundan, örneğin akıl hastası olan eşin diğerini öldürmeye yönelik eylemleri hayata kast olarak nitelendirilmez. Öldürme kastı içermeyen bazı davranışlar ise (havagazını açık unutmak) öldürme kastı içermediğinden hayata kast olarak nitelendirilmemektedir.
Eşin değil de eşinin yakınlarını (örneğin kayınvalideyi) öldürmeye yönelik eylemler hayata kast nedeniyle boşanma kavramına girmez. Ancak bu eylemler suç işleme veya evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanan boşanma davalarına konu olabilir.
Hayata kast eyleminin miras hukukuna da etkisi vardır. Haksız yere kasdi bir şekilde eşini öldürmeye yönelik eylemlerde bulunan kişinin öldürmeye çalıştığı eşine mirasçı olma hakkı yoktur.
Öldürmeye yönelik eylemin teşebbüs aşamasında kalması hayata kastı ortadan kaldırmadığı gibi kişinin hayata kast fiili nedeniyle ceza mahkemesinden ceza almamış olması halinde de durum değişmemektedir. Kişiye af, zamanaşımı gibi nedenlerle ceza verilmemiş olması da bu sonucu değiştirmemektedir.