Katılma Alacağı Hesabında Edinilmiş Malın Tasfiye Anındaki Değeri Esas Alınır
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/2920 K. 2012/4048 T. 10.5.2012
DAVA: P.A. ile S.N.Ü. ve müşterekleri aralarındaki alacak davasının kabulüne dair Kemalpaşa 1.Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesinden verilen 26.11.2010 gün ve 346/343 Sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı K.A. ve S.A. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR: Davacı P. A. vekili, vekil edeninin eşi-taraflar miras bırakanı C. A.'nın ölümüyle evlilik birliğinin sona erdiğini, murisin terekesinde tespit edilen 135 adet cumhuriyet altınının evlilik birliği içinde edinildiğini, davacının gerek evlilik öncesi birikimi gerekse faiz geliri ve tasarrufuyla katkıda bulunduğunu, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi gereğince de 1/4 oranında hakkı olduğunu açıklayarak, altınların yarısının vekil edenine verilmesiyle miras bırakan eş adına kayıtlı ev üzerinde intifa hakkı tanınmasına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı S.N.Ü. vekili, miras bırakanı babasının davacıyla 1992 yılında evlendiklerini, davacının ev hanımı olduğunu, geliri bulunmadığını, murisin emekli olması sebebiyle emekli maaşının yanı sıra emeklilik döneminde de çalışmaya devam ettiğini, terekede tespit edilen altınların davacıyla evlilik sürecinde değil, murisin ilk evliliği sürecinde edinildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı K.A. ve S.A. vekili, davacının hiç çalışmadığını, davaya konu altınların murisin emekli maaşı ve diğer geliriyle edinildiğini, davacının katkısı bulunmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüyle davaya konu altınların aksi taraflarca kanıtlanamadığından edinilmiş mal oldukları gerekçesiyle 1/2 sinin değeri karşılığı 25447,50 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine; murise ait meskende intifa hakkı tanınmasına dair talebin vazgeçme sebebiyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm davalılar K. A.ve S. A. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya arasındaki mirasçılık belgesine göre tarafların miras bırakanı C.A. 14.12.2005 tarihinde ölmüş, geride 22.2.1992 tarihinde evlendiği davacı eş ile davalı çocukları kalmıştır. T.M.K.nun 225. maddesine göre evlilik ölümle sona ermiştir. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçildiği bildirilmediğinden eşler 1.1.2002 tarihine kadar 743 Sayılı M.K.nun 170. maddesi gereğince mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği ölüm tarihine kadar ise 4721 Sayılı T.M.K.nun 202. maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
Davacı taraf, murisin terekesinde tespit edilen 135 adet cumhuriyet altınının alımına kişisel mal grubundan katkıda bulunduğunu açıklayarak değer artış payı ve yasal mal rejimi sebebiyle katılma alacağı isteğinde bulunmuştur. Davalı taraf ise altınların murisin kişisel malı olduğunu savunmuştur. T.M.K.nun 222 /son maddesi gereğince bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre aksi kanıtlanamadığına göre davaya konu altınların edinilmiş mal olarak kabul edilmiş olması ve katılma alacağı hesaplanmasında isabetsizlik bulunmamıştır. Ne var ki, davacı dava dilekçesinde davaya konu altınların 1/2 sinin verilmesini istemiş, harca esas değer gösterilmemiştir. 9.5.2007 tarihli dilekçeyle ise, 67,5 adet cumhuriyet altınının 13.095 TL değerinde olduğu açıklanarak bu değer üzerinden harç ikmal edilmiştir. Davacı vekili 11.2.2009 tarihli dilekçeyle de, talebin niza konusu altınların 1/4 sinin aynen, olmadığı takdirde murisin ölüm tarihi itibariyle parasal değerinin yasal faiziyle tahsilini istemiştir. Mahkemece, davaya konu altınların tasfiye tarihi itibariyle değerleri esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Kural olarak, T.M.K.nun 235. maddesine göre katılma alacağının hesabında edinilmiş malın tasfiye anındaki ( karar tarihine en yakın ) değeri esas alınır. Ne var ki, H.M.K.nun 26 ( H.U.M.K.nun 74. ) maddesine göre "...Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez...". Davacı taraf davaya konu altınların yarısının miras bırakan eşin ölüm tarihi itibariyle değerinin yasal faiziyle tahsilini istediğine göre isteğin aşılması, bundan ayrı harçlandırılan dava değerinin gözden kaçırılması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı K. A. ve S. A. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün 6100 Sayılı H.M.K.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, H.U.M.K.nun 388/4 ( H.M.K.m 297/ç ) ve H.U.M.K.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 378,00 TL peşin harcın istenmesi halinde temyiz eden davalılara iadesine, 10.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.