Katılma Alacağı Hesabında Tasfiye Tarihi, Tasfiye veya Katılma Alacağı Davasının Karar Tarihidir
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/11461 K. 2013/1758 T. 19.2.2013
DAVA: M. T. ile Ş. T. aralarındaki katkı payı davasının kabulüne dair B. 2. Aile Mahkemesi'nden verilen 24.5.2012 gün ve 845/536 Sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.2.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden Ş. T. vekili geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR: Davacı M. vekili, evlilik birliğinde davalı adına alınan 10430 parselde 12 numaralı mesken, 682 parsel, kooperatif yolu ile edinilen bir dükkan ile 34 BM 3259 plakalı minibüsün edinilmelerinde davacının katkısı olduğunu açıklayarak fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere davacının yaptığı katkıların karşılığı olarak dava tarihinden yürütülecek faizi ile birlikte 10.000 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Ş. vekili, dava dilekçesindeki tüm hususların gerçek dışı, soyut ve dayanaktan yoksun olup 12 numaralı evi davalının kooperatiften aldığını, tarafların 1989 yılında evlendiğini, davalının 1986 yılında girdiği kooperatiften edindiği eve çıktıklarını, diğer arsa, 34 BM 3259 plakalı minibüs ve Dersankoop kooperatifindeki hissenin ise hem davalının çalışması hem de ölümünden önce babasının, daha sonra annesi ve kardeşinin desteği ile alındıklarını, davacının katkısı bulunmadığını, temizliğe gittiği, boncuk yaparak maddi katkıda bulunduğu iddiasının doğru olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüyle 22.500 TL katkı payının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 7.10.1989 tarihinde evlenmişler, 2.4.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne dair hükmün kesinleşmesiyle 17.9.2009 tarihinde boşanmışlardır. Sözleşme ile başka mal rejimi seçilmediğinden evlenme tarihinden 1.1.2002 tarihine kadar 743 Sayılı TKM'nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, 4721 Sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. ( TKM. m. 202, 4722 Sayılı K. m.10 ) Taraflar arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.
Dosya arasında bulunan tapu ve trafik kayıtlarına göre davaya konu 34 BM 3259 plakalı minibüs 18.11.2003 tarihinde davalı adına satın alınarak trafikte tescil edilmiş, diğer davaya konu taşınmazlar ise 1.1.2002 tarihinden önce edinilmişlerdir. Edinme tarihleri ve iddiaya göre davacı tarafın istemi taşınmazlar bakımından katkı payı, araç yönünden ise katılma alacağına yöneliktir.
Mahkeme gerekçesinde katkı payı iddiası ile ilgili davacının maddi ve somut katkısını ispat edemediği açıklanmış ve bu hususa dair taraflarca herhangi bir temyiz isteğinde bulunulmamıştır. Temyiz isteği, 1.1.2002 sonrası edinilen ve edinilmiş mal olduğu kabul edilen araç sebebi ile davacı lehine hükmedilen 22.500 TL'ye ilişkindir.
Katılma alacağı; varsa eklenecek değerlerden ( TMK.229. m. ) ve denkleştirmeden ( TMK.230. m. ) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş malının ( TMK.219. m. ) toplam değerinden, bu mala dair borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin ( TMK.231. m. ) yarısı üzerindeki ( TMK. 236/1. m. ) diğer eşin alacak hakkıdır. Bu hakkın elde edilebilmesi için, söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkının kanıtlanmasına gerek bulunmamaktadır. Dava konusu 34 BM 3259 plakalı araç da 1.1.2002 tarihi sonrasında davalı adına alınmış olup, aksi davalı tarafından ispat edilemediğine göre edinilmiş mal olarak kabul edilerek katılma alacağı hesabına konu edilmesi yerindedir.
Ancak, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, mal rejiminin sona erdiği andaki durumlarına göre, tasfiye anındaki sürüm değerleriyle hesaba katılır ( TMK 232, 235/1 m ). Tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, aracın bizzat görülerek sürüm değerinin belirlenme imkanı olmadığından hareketle İstanbul Şoförler Odasından alınan yazı cevaplarına göre 2008 yılı itibarıyla bildirilen 45.000 TL'yi dikkate alarak hüküm kurmuştur. Davalı vekili bu değerin dikkate alınma imkanı olmadığını ileri sürmektedir. Bu durumda aracın bizzat görülerek değer tesbiti yapılamayacağı da gözetilerek davaya konu aracın karar tarihine en yakın tarihteki ( ilk karar güncelliğini yitirdiğinden, verilecek karar tarihi ) sürüm değerinin Şoförler Odası ile belirlenebileceği diğer yerlerden de araştırılarak tesbit edildikten sonra, az yukarda belirtilen açıklamalar doğrultusunda davacının katılma alacağı miktarının belirlenmesi ve bu tespit doğrultusunda davacının katılma alacağına dair davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, karar tarihine yakın olmayan ve fahiş şekilde belirlenen 2008 yılı değerinin dikkate alınarak hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin temyiz itirazları bu yönden yerinde olup hükmün bozulması gerekir.
Kabule göre de; katılma alacağı hesabında tasfiye tarihi; boşanma veya mal rejiminin sona erdiği tarih olmayıp, tasfiye veya katılma alacağına yönelik açılmış bulunan davanın karar tarihidir. ( TMK'nun m. 232, 235/1. ) Bu sebeple Mahkemece eldeki davanın karar tarihi olan 24.5.2012 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde 2.4.2008 dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması da yerinde değil ise de; hükmün bu bakımdan davalı tarafından temyiz edilmemesi ve yazılı olan durumun da davacı tarafın yararına bulunması sebebiyle bozma nedeni yapılmamış, sadece eleştirmekle yetinilmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulüyle araca dair belirlendiği anlaşılan katılma alacağı ile ilgili hükmün 6100 Sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. ( HMK m.297/ç ) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 990,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında Avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve 21,15 TL peşin harcın istenmesi halinde temyiz eden davalıya iadesine, 19.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.