Mal Rejimi Sona Erdikten Sonra Aracın Pert Olması Katılma Alacağı Hakkını Ortadan Kaldırmaz

YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/10180 K. 2013/8878 T. 11.6.2013

DAVA: İ. D. ile A. A. aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair Batman 1. Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi'nden verilen 8.12.2010 gün ve 330/754 Sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR: Davacı İ. vekili, davalıyla evli oldukları edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı adına alınan ... ... plakalı araç üzerinde katılma alacağı hakkı olduğunu açıklayarak aracın bedelinin tespit edilerek hakkı olan kısmın davacıya ödenmesini, fazlaya dair hakları saklı tutularak şimdilik 10.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı A. vekili, tarafların üç yıllık evlilikte 15 gün evli kaldıklarını, davaya konu aracı davalının kendi parasıyla satın aldığını, aracın davalının geçirdiği kaza sonunda pert olduğunu ve trafikten çekildiğini, davacının hakkı olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, tarafların 13.10.2006 tarihinde resmi olarak evlendikleri fakat evliliklerinin başlangıcından itibaren aralarındaki problemler sebebiyle çok kısa bir zaman diliminde bir arada kaldıkları ve çoğu zaman ayrı yaşadıkları, her ne kadar davaya konu araç evlilik birliği içinde alınmış ise de alındığı tarih itibariyle tarafların ayrı yaşadıklarının sabit olduğu gibi evlilik öncesi arabası olan davalının bu aracının evlilik içinde satıldığı ancak sonrasında paranın davacı tarafından hesabına yatırıldığı hususları dikkate alındığında aracın davalının kişisel malı olduğu ve tasfiyeye dahil edilemeyeceği dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar 13.10.2006 tarihinde evlenmiş, 4.9.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne dair hükmün 16.4.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir ( T.M.K. m. 225/2 ). Başka mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, eşler arasında evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4721 Sayılı T.M.K.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal "edinilmiş mallara katılma" rejimi geçerlidir. Dava konusu ... ... plakalı 2003 model Opel Astra marka aracın 19.3.2008 tarihinde davalı adına satın alınarak ... ... plakasını aldığı görülmektedir. Alım tarihi ve dava dilekçesindeki açıklamalara göre davacının istemi katılma alacağına ilişkindir.

Evlilik içinde 1.1.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen mal varlığı üzerinde diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır ( T.M.K. m. 231, 236/1 ). T.M.K.nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden ( T.M.K. m. 229 ) ve denkleştirmeden ( T.M.K. m. 230 ) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın ( T.M.K. m. 219 ) toplam değerinden mala dair borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin ( T.M.K. m. 231 ) yarısı üzerinden ( T.M.K. m. 236/1 ) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması ve T.M.K.nun 227. maddesi hükümleri uyarınca; eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında değer artış payı alacağının belirlenmesi gerekir.

T.M.K.nun 225. maddesinde ise mal rejiminin ne şekilde sona ereceği ve sona erme tarihi yazılı olup, boşanma sebebiyle evliliğin sona ermesi durumunda mal rejimi boşanma dava tarihi itibariyle sona erecektir. Bu maddede fiili ayrılık veya eşlerin ayrı yaşamaları mal rejiminin sona erme sebepleri arasında sayılmamıştır. Fiili ayrılık, ayrı yaşamaları halinde haklarının zarar göreceğini düşünen eş haklı sebebin de bulunması halinde T.M.K.nun 206. maddesine göre mal ayrılığına geçilmesi isteğinde bulunabileceği gibi sözleşme ile mal rejiminin değiştirilmesi yoluna da gidebilecektir. T.M.K.nun 227. maddesine dayanan değer artış payı alacağında eşlerden birinin diğer eşin mal edinmesinde katkısından söz edilmekte ise de, T.M.K.nun 236. maddesine dayanan katılma alacağında eşlerden birinin herhangi bir katkısı gerekli olmadığı gibi eşlerden birinin diğer eşin edindiği mal üzerindeki hakkı Yasa'dan kaynaklanan şahsi hak niteliğindedir. Değer artış payı alacağı bakımından fiili ayrılık döneminde diğer eşin edindiği mala katkıda bulunulması kural olarak, hayatın olağan akışına aykırı olduğundan bu dönem itibarıyla değer artış payı alacağının istenemeyeceği kabul edilmektedir. Diğer yandan eşlerden birinin bu dönemde diğer eşin edindiği mala T.M.K.nun 227. maddesinde belirtildiği şekilde kişisel mal veya geliriyle katkıda bulunduğunu ispat etmesi halinde değer artış payı talep etmesine yasal bir engel de yoktur. Ancak katılma alacağı daha farklı yasal düzenleme içermektedir. Katılma alacağı için az yukarda yazılı olduğu gibi eşin herhangi bir katkısı gerekmemektedir. Bu hak yasadan kaynaklanmaktadır. Resmi evlilik devam ettiği sürece edinilen malların mal rejiminin sona erdiği anda mevcut olması durumunda ( T.M.K. m. 235 ) tasfiye edileceği yasa gereğidir.

Ayrıntılı şekilde açıklanan hususlar karşısında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken alındığı anlaşılan ve kişisel mal olduğu davalı tarafından ispatlanamayan davaya konu aracın mal rejiminin sona erdiği sırada hasarsız olarak mevcut olduğu, mal rejimi sona erdikten sonra aracın pert olmasının davacının katılma alacağı hakkını ortadan kaldırmayacağı, katılma alacağı hesabında aracın karar tarihine en yakın değerinin dikkate alınması gerektiği gözetilerek pert olduğu anlaşılan aracın sigorta şirketi tarafından ödenen 10.250 TL bedelin artık değer kabul edilmesi ve artık değerin yarısı oranında katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve gerekçelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 Sayılı H.M.K.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 Sayılı H.U.M.K.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca H.U.M.K.nun 388/4. ( H.M.K.m.297/ç ) ve H.U.M.K.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 18,40 TL peşin harcın istenmesi halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.