Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma

Namus ve şerefi ihlal edici nitelikteki hakaretler onur kırıcı davranış sayılmaktadır. Kadının veya kocanın eşine karşı onur kırıcı davranışını tekrarlaması gerekmez, tek bir olay boşanma kararı vermeye yetmektedir. Ancak onur kırıcı davranışın ağır derecede olması da şarttır.

Eşin davranışının onur kırıcı olup olmadığını hâkim belirlemektedir. Hâkim bu belirlemeyi yaparken eşlerin kültür düzeyi, sosyal konumları, eğitimleri, yaşadıkları çevrenin gelenekleri ve yörenin yaşam biçimleri gibi kriterleri dikkate almaktadır.

Onur kırıcı davranış yazılı veya sözlü olabilir. Örneğin; kocanın gerçeğe aykırı olarak eşinin kendisini aldattığını devamlı tekrarlayarak hakarette bulunması, kadının kocasına kalabalık içerisinde 'şerefsiz', 'namussuz' diye hakaret etmesi, kocanın eşinin bakire çıkmadığını kalabalık içerisinde açıklaması, eşin dedektif ile izlettirilmesi gibi eylemler onur kırıcı davranışlardır.

Onur kırıcı davranış kusura dayanan boşanma nedenidir. Bu nedenle davranışın bilinçli olarak yapılması gerekir. Örneğin akıl hastası olan eşin diğerine onur kırıcı davranışta bulunması boşanma nedeni olarak kabul edilmemektedir.

Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası açma hakkı olan eş boşanma nedenini öğrendikten itibaren altı ay geçtikten sonra dava açarsa davası hak düşürücü süre geçirildiği için reddedilir. Dava açma hakkı her halde onur kırıcı davranışın üzerinden beş yıl geçmekle sona erer. Hâkim altı aylık ve beş yıllık bu hak düşürücü süreleri eşler ileri sürmese bile kendiliğinden dikkate almak durumundadır.

Onur kırıcı davranış affedilebilir mi? Af bir duygu ve düşünce açıklamasıdır. Af ile eş evliliği devam ettirmek isteğini ve acısını yendiğini ortaya koymuş sayılmaktadır. Af halinde onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaya karar verilemez.

Af örtülü, açık, yazılı veya sözlü olabilir. Af kişiye sıkı sıkıya bağlı hak olduğundan yalnızca eşin kendisi tarafından kullanılabilir. Temsilci aracılığı ile affedilemez. Ayrıca af bir irade beyanı olduğundan kişinin iradesini sakatlayan nedenler varsa af gerçekleşmiş olmaz. Örneğin eş korkutulmuş ise aftan söz edilemez.