Paydaşlığın Giderilmesi Davasında Bütün Paydaşların Yer Alması Zorunludur

YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/8748 K. 2011/12836 T. 23.11.2011

DAVA: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR: Davacı, dava dilekçesinde, davaya konu edilen taşınmazda tarafların birlikte malik olduklarını, taşınmazın aynen bölünmesinin mümkün olmadığını belirterek, satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesini talep etmiştir. Davalı kayyımı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Paydaşlığın giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir.

Paydaşlığın giderilmesi davasını ortaklardan biri veya bir kaçı diğer paydaşlara karşı açar. Davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlanmalıdır. Bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.

Olayımıza gelince; davaya konu edilen ve satışına karar verilen 93 ada 16 parsel sayılı taşınmaz tapuda davacı ve Emin kardeşi Hatice adına paylı mülkiyet esasına göre kayıtlıdır. Adı geçen davalı Emin kardeşi Hatice'nin açık kimliği belli olmadığından dava, kendisine atanan kayyım huzuruyla yürütülmüş ise de Kütahya Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 16.3.2005 gün ve 2004/1391 esas 2005/592 karar sayılı kararıyla Emin kardeşi Hatice'nin mirasçısı bulunmadığından terekesinin Medeni Kanun'un 501. maddesi gereğince hazineye aidiyetine karar verilmiştir. Öte yandan Maliye Hazinesi tarafından Kütahya Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2008/963 esas 2009/267 karar sayılı dosyasında kayyımlık kararının iptali ve tapu paydaşının mirasının hazineye ait olduğunun tespiti için dava açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi. Kadastro Mahkemesi'nde görülen davada Emin kardeşi Hatice'nin Hasan kızı olup ilam tarihinde hayatta olmadığının, mirasçılarının bulunduğunun anlaşıldığını, ancak karara gerekçe gösterilen parsel malikiyle davaya konu parsellerin maliki Hatice'nin aynı kişi olup olmadığının belirlenmediğini, bu durumda taşınmazların tapu kayıtlarının evveliyatının ve kadastro tutanaklarının getirtilerek malikinin kim olduğunun, mirasçılarının olup olmadığının belirlenmesinden sonra bir karar verilmesi yönünden hükmü bozmuştur. Görüldüğü üzere davalının mirasçısı olup olmadığı ve kendisine kayyım atanması gerekip gerekmediği davaya konu olup sözü edilen davanın sonucunda mirasçısının kim olduğu ortaya çıkacaktır. Bu durumda mahkemece anılan davanın sonucu beklenerek taraf teşkilinin sağlanmasından sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

Hüküm bu sebeple bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 Sayılı H.M.K.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek H.U.M.K.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istenmesi halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.