Paylaşımın Geçerli Olması İçin Mirasçıların Ya Da Yasal Temsilcilerinin Katılmaları Önkoşuldur

YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/5094 K. 2008/6107 T. 2.12.2008

DAVA: N. K. ile N. T. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair İzmir 8. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 10.4.2007 gün ve 204/111 Sayılı hükümün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR: Davacı N. K. vekili, tarafların ortak miras bırakan baba M. K. ile ortak miras bırakan anne H. K.'nun mirasçıları olduğunu, 15.12.2004 tarihli sözleşmeyle birası paylaştıklarını, davaya konu 169 ada 15 parselin vekil edenine düştüğünü, davalının miras payını devretmediğini ileri sürerek miras payına ilişkin tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı N. T. ( K. ) vekili, geçerli paylaşım sözleşmesinin yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, tapu dışı paylaşım tarihinde taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu ve sadece terekeye ait bir kısım taşınmazların paylaşıldığından geçersiz olacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Öncesi 169 ada 5 parsel olan davaya konu taşınmaz, 17.9.1949 tarihinde kadastro yoluyla paylı mülkiyet şeklinde 6/8'i miras bırakan M., 1/8'i miras bırakan H., 1/8'i ise davanın taraflarının kardeşleri T. adına tescil edilmiş, 17.12.1975 tarihinde M. ve H. toplam 7/8 paylarını eldeki davanın davacısı N.'ye satmışlar, T.'e ait 1/8 pay ise 12.1.1979 tarihinde kendi mirasçılarına intikal ettikten sonra, aralarında yaptıkları paylaşım sonunda davaya konu taşınmazın tamamı davacı N.'ye düşmüştür. Tapu 31.1.1979 tarihinde ifraz görerek aynı ada 14 ve 15 parsel oluşmuş, davaya konu 15 parselin tamamı yine davacı adına tescil edildikten sonra İzmir 5 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1.11.2004 gün 746/475 Sayılı hükmü ile miras bırakanlar tarafından N.'ye yapılan devirlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmesi üzerine tapuda 2.2.2005 gün 403 yevmiye ile paylı mülkiyet şeklinde 35/64 payı davacı N., 19/64 payı davalı N. ve 9/64 payı da dava dışı mirasçı N. adına tescil edilmiş, N.'nın miras payını devretmesi ile davacı N.'nin tapu payı 45/64'e yükselmiştir.

Davacı vekili, 15.12.2004 tarihli yazılı miras paylaşım sözleşmesine dayanarak iptal tescil isteğinde bulunmuştur. Az yukarda da açıklandığı gibi, yazılı paylaşım sözleşmesinin yapıldığı tarihte davaya konu 169 ada 15 parselin tamamı davacı N. adına kayıtlı ise de miras bırakanlar M. ve H. tarafından davacıya yapılan satışın muvazaalı olduğu gerekçesiyle hükmen iptaline karar verildiğinden dayanak miras paylaşım sözleşmesinin düzenlendiği 15.12.2004 tarihinde gerçek malikin miras bırakanlar M. ve H. olduğunun kabulü gerekir. Bu sebeple yerel mahkemenin gerekçesi yerinde değildir.

Her ne kadar, yerel mahkemece terekeye ait bir kısım taşınmazlar hakkında yapılan paylaşımın geçersiz olacağı gerekçesine dayanılmışsa da, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 1 98472 E 1 985/5 K. sayılı kararında miras paylaşım sözleşmesinin terekeye dahil bütün taşınmazları kapsamasına gerek bulunmadığı belirtildiğinden bu gerekçe de yerinde değildir.

Dosya arasında bulunan mirasçılık belgesine göre M. K. 12.2.1991 tarihinde ölmüş olup mirasçı olarak davacı ve davalı ile birlikte dava dışı N. B. ile N.ye K. ( K. )'nu bırakmıştır. Mirasçılar arasında yapılan paylaşımın geçerli olması için tüm mirasçıların bizzat ya da yasal temsilcilerinin eksiksiz olarak katılmaları önkoşuldur. Dayanak 15.12.2004 tarihli paylaşım sözleşmesine mirasçılardan N.ye katılmadığından miras bırakan M.'nın terekesi bakımından yapılan paylaşım geçerli değildir. Adı geçen miras bırakandan gelen miras payı yönünden davanın reddi sonuç olarak doğru görüldüğünden hükümün açıklanan bölümünün ONANMASINA,

Miras bırakan H. K.'ndan kalan 1/8 paya ilişkin temyiz itirazlarına gelince, adı geçen mirasçılık belgesine göre 27.10.1995 tarihinde ölmüş mirasçı olarak davacı ve davalıyı bırakmıştır. M.'nın önceki eşinden olma N.ye K. ve N. B., H. mirasçıları arasında bulunmamaktadır. Bu sebeple davacı ve davalı arasında yapılan miras paylaşım sözleşmesi miras bırakan H. yönünden geçerlidir. Tüm bu açıklamalar ışığında H.'den gelen miras payı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçeler nedeniyle, davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle hükümün H. K.'ndan gelen miras payına ilişkin bölümünün H.U.M.K.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 13, 10 YTL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 90 YKR'nin temyiz edenden alınmasına, 02.12.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.