Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu

* *

DÖRDÜNCÜ DÜNYA KADIN KONFERANSI

 

BÖLÜM I

KONFERANS TARAFINDAN KABUL EDİLEN KARARLAR

Karar 1

 

4-15 Eylül 1995 tarihinde Pekin’de toplanmış olup,

1. Bu karara eklenmiş olan Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu’nu kabul eder;

2. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na ellinci oturumunda Pekin Dekla­rasyonu ve Eylem Platformu’nu Konferansta kabul edilen şekliyle onaylamasını tavsiye eder.

 

EK I

PEKİN DEKLARASYONU

1. Biz, Dördüncü Dünya Kadın Konferansına katılan Hükümetler,

2. Birleşmiş Milletlerin kuruluşunun 50. yıldönümü olan Eylül 1995 ta­rihinde Pekin’de toplanarak,

3. Bütün insanlığın yararı için heryerdeki bütün kadınlar adına eşitlik, kalkınma ve barış hedeflerini ileri götürmeye kararlı olarak,

4. Heryerdeki bütün kadınların sesine kulak veren ve kadınların, rolleri­nin ve koşullarının farklılığını dikkate alan, dünya gençliğinde varolan umuttan güç alan ve bu yolu açan kadınları saygıyla anarak,

5. Son on yılda kadınların statüsünde bazı önemli konularda iler­leme kaydedildiğini ama gelişmenin eşit olmadığını, kadınla erkek ara­sındaki eşitsiz­liğin devam ettiğini ve bütün insanların iyiliği için ciddi sonuçlar doğurabilecek başlıca engellerin varlığını sürdürdüğünü kabul ederek,

6. Dünyadaki insanların çoğunluğunun özellikle de kadın ve ço­cukların hayatını etkileyen, kökeni hem ulusal hem de uluslararası alan­larda bulunan, artan yoksulluğun bu durumu şiddetlendirdiğini de kabul ederek,

7. Kendimizi koşulsuz olarak bu sınırlama ve engelleri kaldır­maya ve böylece bütün dünyadaki kadınların ilerlemesini ve güçlendiril­mesini artırmaya adadık ve bunun, şimdi ve bizi gelecek yüzyıla taşıması için, kararlılık, ümit, işbirliği ve dayanışma ruhuyla acil eylem gerektir­diğini kabul ederek,

Aşağıdaki taahhütlerimizi yineliyoruz :

8. Kadın ve erkeklerin eşit haklarına ve doğuştan değerli oldukla­rına ve Birleşmiş Milletler Kuruluş Yasası’nda kabul edilen diğer karar ve ilkelere, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne ve diğer uluslararası İnsan Hakları Belge­leri’ne, özellikle Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrım­cılığın Önlenmesi Sözleş­mesi’ne ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne, Ka­dına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Deklarasyonu ve Kalkınma Hakkı Bildirgesi’ne bağlılığımızı;

9. Bütün insan haklarının ve temel özgürlüklerin vazgeçilemez, ayrıla­maz ve bölünemez bir parçası olarak kadınların ve kız çocuklarının insan hakla­rının tam uygulanmasını güvence altına almayı;

10. Eşitlik, kalkınma ve barışa ulaşmak amacıyla düzenlenen daha ön­ceki Birleşmiş Milletler konferans ve zirvelerinde –1985’de Nai­robi’de kadın konusunda, 1990’da New York’ta çocuklar konusunda, 1992’de Rio de Janeiro’da çevre ve kalkınma konusunda, 1993’de Vi­yana’da insan hakları konusunda, 1994’te Kahire’de nüfus ve kalkınma konusunda ve 1995’te Ko­penhag’da sosyal kalkınma konusunda– elde edilen görüş birliği ve ilerlemeyi temel almayı;

11. Kadının İlerlemesi için Nairobi İleriye Yönelik Stratejilerinin tam ve etkili bir şekilde uygulanmasını başarmayı;

12. Düşünce, vicdan, din ve inanç özgürlüğü dâhil kadınların güçlendi­rilmesi ve ilerlemesini ve böylece bireysel olarak ya da top­lumda diğerleriyle birlikte kadın ve erkeklerin manevi, ahlaki, ruhsal ve zihinsel ihtiyaçlarına kat­kıda bulunmayı ve bu yolla onlara toplumdaki tüm potansiyellerinin farkına varmaları ve kendi hayatlarını, kendi arzu­larına göre biçimlendirmeleri fırsatını garanti etmeyi taahhüt ediyoruz.

İnanıyoruz ki:

13. Kadınların güçlendirilmesi ve karar vermeyle yetkiye ulaşma süre­cine katılmaları dâhil, eşitlik anlayışıyla toplumun bütün alanlarına tam katıl­maları eşitlik, kalkınma ve barışın sağlanması için temel koşuldur;

14. Kadın hakları, insan haklarıdır;

15. Eşit haklar, fırsatlar ve kaynaklara eşit ulaşım, aile sorumlu­lukları­nın kadın ve erkek tarafından eşit paylaşılması ve aralarında uyumlu bir ortaklık bulunması, kendilerinin ve ailelerinin iyiliği kadar demokrasinin sağlamlaşması için de çok önemlidir.

16. Sürekli ekonomik büyüme, sosyal kalkınma, çevresel koruma ve sosyal adalete dayalı olarak yoksulluğun yok edilmesi, kadınların ekonomik ve sosyal kalkınmaya dâhil edilmesini, eşit fırsatları, insan merkezli sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştiricileri ve yararlanıcıları olarak kadınların ve erkeklerin tam ve eşit katılımını gerektirmektedir;

17. Kadınların, sağlıklarının bütün yönlerini, özellikle doğurgan­lıklarını kontrol etme haklarının açıkça tanınması ve onaylanması kadın­ların güçlendi­rilmesinin temelidir;

18. Yerel, ulusal, bölgesel ve küresel barış, ulaşılabilir bir durum­dur ve liderlikte, anlaşmazlıkların çözümünde ve bütün düzeylerde uzun ömürlü barı­şın yaygınlaşmasında temel güç olan kadınların ilerleyişiyle ayrılmaz bir bi­çimde bağlantılıdır;

19. Kadınların güçlenmesini ve ilerlemesini her düzeyde sağlaya­cak kalkınma politika ve programlarının dâhil olduğu, etkili, verimli ve karşılıklı takviye edici, toplumsal cinsiyete duyarlı politika ve program­ları kadınların tam katılımıyla düzenlemek, uygulamak ve izlemek çok önemlidir;

20. Sivil toplumun bütün üyelerinin, özellikle kadın gruplarının, ağları­nın ve diğer hükümet dışı kuruluşların ve toplumsal aktörlerin özerkliklerini koruyarak ve Hükümetlerle işbirliği yaparak katılım ve katkıda bulunmaları, Eylem Platformu’nun etkili uygulanması ve takibi için önem taşımaktadır;

21. Eylem Platformu’nun uygulanması, Hükümetlerin ve ulusla­rarası topluluğun kesin kararlılığını gerektirmektedir. Hükümetler ve uluslararası topluluk Eylem için Konferansta karar verilenler dâhil ulusal ve uluslararası taahhütlerde bulunarak, kadınların güçlendirilmesi ve ilerlemesi için bir an önce harekete geçmek gerektiğini kabul etmişlerdir.

Şu konularda kararlıyız:

22. Kadının ilerlemesi için Nairobi İleriye Yönelik Stratejilerinin he­deflerini, bu yüzyılın sonuna kadar gerçekleştirmek için çaba ve ey­lemleri yoğunlaştırmaya;

23. Kadınların ve kız çocuklarının bütün insan haklarını temel özgür­lükleri tam olarak kullanmalarını sağlamaya ve bu hak ve özgür­lüklerin ihlaline karşı etkili önlemler almaya;

24. Kadınlara ve kız çocuklarına karşı her tür ayrımcılığı ortadan kal­dırmak için bütün gerekli önlemleri almaya ve toplumsal cinsiyet eşitliğiyle kadınların ilerlemesi ve güçlendirilmesi önündeki bütün en­gelleri ortadan kal­dırmaya;

25. Erkekleri, eşitliğe yönelik bütün faaliyetlere tam katılımda bulun­maya teşvik etmeye;

26. İstihdam dâhil kadınların ekonomik bağımsızlığını yaygınlaş­tır­maya ve ekonomik yapıda değişiklikler yapma ve kalkınmanın vazge­çilmez elemanı olan kırsal bölgedekiler dâhil bütün kadınların üretim kaynaklarına, fırsatlara ve toplumsal hizmetlere eşit ulaşmasını sağlama yoluyla yoksulluğun yapısal nedenlerine inerek kadınların üzerindeki devamlı ve artan yoksulluk yükünü yok etmeye;

27. Temel eğitimin, ömür boyu eğitimin, okuryazarlığın ve öğre­timin ve kızlarla kadınlar için birinci basamak sağlık hizmetlerinin sağ­lanması yo­luyla sürekli ekonomik büyümenin dâhil olduğu, insanı mer­kez alan sürdürüle­bilir kalkınmayı yaygınlaştırmaya;

28. Kadınların ilerlemesi için barışı güvence altına alacak olumlu adımlar atmaya ve kadınların barış hareketinde oynadığı öncü rolü bile­rek, kesin ve etkili uluslararası kontrolü kullanarak genel ve tam bir si­lahsızlanma için etkin bir şekilde çalışmaya ve gecikmeden, nükleer si­lahsızlanma ile bütün nükleer silahların çoğalmasını önlemeye katkıda bulunacak, evrensel, çok ta­raflı, etkin bir şekilde gerçekleştirilecek ve kapsamlı bir nükleer denemeleri yasaklama antlaşmasıyla sonuçlanacak görüşmeleri desteklemeye;

29. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türden şiddeti önle­meye ve ortadan kaldırmaya;

30. Eğitimde ve sağlık hizmetlerinde kadınlarla erkeklere eşit davranıl­masını ve bunlara eşit ulaşmalarını güvence altına almaya ve eğitim kadar kadı­nın cinsel sağlığını ve üreme sağlığını artırmaya;

31. Kadınların ve kız çocuklarının insan haklarını yaygınlaştır­maya ve korumaya;

32. Irk, yaş, dil, etnik köken, kültür, din veya özürlü olmak gibi neden­lerle veya yerli halktan oldukları için güçlenme ve ilerlemede çe­şitli engellerle karşılaşan bütün kadınların ve kız çocuklarının bütün in­san haklarını ve temel özgürlükleri eşit kullanmalarını sağlayacak çaba­ları artırmaya;

33. Özellikle kadınları ve kız çocuklarını korumak için insani hu­kukun dâhil olduğu, uluslararası hukuka saygıyı temin etmeye;

34. Her yaştaki kadınların ve kız çocuklarının tam potansiyelini geliş­tirmeye ve herkes için daha iyi bir dünya oluşturmaya tam ve eşit katılımlarını sağlamaya ve kalkınma sürecindeki rollerini zenginleştir­meye;

35. Kadınların ve kız çocuklarının ilerlemesini ve güçlendirilme­sini ar­tıracak bir araç olarak, kadınların, toprak, kredi, bilim ve teknoloji, mesleki eğitim, bilgi, iletişim ve pazarlar dâhil ekonomik kaynaklara eşit ulaşmalarını sağlayacak ve uluslararası işbirliği yoluyla bu kaynaklara eşit ulaşmanın yarar­larını kullanacak şekilde kapasitelerini geliştirmeye kararlıyız.

36. Hükümetlerin, uluslararası örgütlerin ve her düzeyden ku­rumların kesin kararlığını gerektirecek olan Eylem Platformu’nun başa­rıya ulaşmasını sağlayacağız. Ekonomik kalkınma, sosyal kalkınma ve çevrenin korunmasının, bütün insanların hayat standardını yükseltme çabalarımızın çerçevesini oluştu­ran sürdürülebilir kalkınma kavramının birbirine bağlı ve karşılıklı olarak birbi­rini destekleyen unsurları oldu­ğuna derinden inanıyoruz. Çevresel kaynakların sürdürülebilir kullanımı için yoksulların, özellikle yoksullukla içiçe yaşayan kadınların güçlendi­rilmesine yönelik hakkaniyetli bir sosyal kalkınma, sürdü­rülebilir kal­kınma için gerekli bir dayanaktır. Ayrıca sürdürülebilir kalkınma bağla­mındaki geniş tabanlı ve sürekli ekonomik büyümenin, sosyal kalkınma ve sosyal adaleti sürekli kılmak için gerekli olduğunu kabul ediyoruz. Eylem Plat­formu’nun başarısı, bütün bunlara ek olarak bütün uygun mali mekanizmalar­dan gelişmekte olan ülkelere kadınların ilerlemesine yöne­lik çok taraflı, iki taraflı ve özel kaynaklar dâhil, yeni ve ek kaynakların sağlanması kadar, ulusal ve uluslararası düzeylerde kaynakların yeterli ölçüde harekete geçirilmesini; ulusal, altbölgesel, bölgesel ve uluslararası kuruluşların kapasitesini güçlendir­mek için mali kaynakları; eşit haklara, eşit sorumluluklara, eşit fırsatlara bağlı­lığı ve bütün ulusal, bölgesel ve uluslararası oluşumlara ve politika oluşturma süreçlerine kadınların ve erkeklerin eşit katılımını taahhüt etmeyi; her düzey­deki mekanizmaları dünya kadınlarının da sorumluluğunu üstlenecek şekilde oluşturmayı veya güçlendirmeyi gerektirecektir.

37. Eylem Platformu’nun ekonomileri geçiş sürecinde olan ülke­lerde de başarılı olması için uluslararası işbirliği ve yardımın sürekli ol­ması sağlanmalı­dır.

38. Biz, Hükümetler olarak cinsiyete dayalı bir bakış açısının bütün po­litika ve programlarımızda yansıtılacağını garanti ederek bu Eylem Platformunu uygulamayı kabul ve taahhüt ediyoruz. Birleşmiş Milletler sistemini, bölgesel ve uluslararası mali kuruluşları, diğer ilgili bölgesel ve uluslararası kuruluşları ve bütün kadınları ve erkekleri, hü­kümet dışı kuruluşları, özerkliklerine tama­mıyla saygı duyarak ve sivil toplumun bütün sektörlerini, Hükümetlerle işbirliği yaparak kendilerini tamamen bu Eylem Platformu’nun uygulanmasına adamaya ve katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

 

 

 

 

 

 

EK II

EYLEM PLATFORMU

 

İÇİNDEKİLER

Bölüm                                                            Paragraf           Sayfa

I- GÖREVİN TANIMLANMASI                    1 - 5 7

II- KÜRESEL ÇERÇEVE 6 - 40 8

III- KRİTİK ALANLAR 41 - 44 15

IV- STRATEJİK HEDEFLER VE EYLEMLER 45 - 285 17

A. Kadınlar ve Yoksulluk 47 - 68 17

B. Kadınların Eğitim ve Öğrenimi 69 - 88 25

C. Kadınlar ve Sağlık 89 - 111 35

D. Kadınlara Yönelik Şiddet 112 - 130 50

E. Kadınlar ve Silahlı Çatışma 131 - 149 58

F. Kadınlar ve Ekonomi 150 - 180 68

G. Yetki ve Karar Alma Sürecinde Kadınlar 181 - 195 83

H. Kadınların İlerlemesinde Kurumsal

Mekanizmalar 196 - 209 89

I. Kadınların İnsan Hakları 210 - 233 95

J. Kadınlar ve Medya 234 - 245 105

K. Kadınlar ve Çevre 246 - 258 109

L. Kız Çocuk 259 - 285 117

V- KURUMSAL DÜZENLEMELER 286 - 344 127

A. Ulusal Düzey 293 - 300 128

B. Altbölgesel /Bölgesel Düzey 301 - 305 129

C. Uluslararası Düzey 306 - 344 130

VI- MALİ DÜZENLEMELER 345 - 361 137

A. Ulusal Düzey 346 - 350 137

B. Bölgesel Düzey 351 - 352 138

C. Uluslararası Düzey 353 - 361 138

 

 

 

BÖLÜM I

GÖREVİN TANIMLANMASI

1. Eylem Platformu, kadınların güçlendirilmesi amacına yönelik bir gün­demdir. Kadının ilerlemesi için Nairobi İleriye Yönelik Stratejileri­nin1/ uygu­lanmasını hızlandırmayı ve kadınların, ekonomik, sosyal, kültürel ve politik karar verme süreçlerinde tam ve eşit paya sahip olma­larını sağlayarak, toplu­mun ve özel yaşamın bütün alanlarına aktif katı­lımlarını önleyen engelleri ortadan kaldırmayı hedef almaktadır. Bu da, yetki ve sorumluluğun kadınla erkek arasında paylaşılması ilkesinin evde, işyerinde ve giderek ulusal ve ulus­lararası topluluklarda yerleşmesi gerektiği anlamına gelmektedir. Kadınla erkek arasındaki eşitlik bir insan hakları meselesi, sosyal adaletin önemli bir koşulu ve aynı zamanda eşit­lik, kalkınma ve barışın vazgeçilmez ve temel önkoşuludur. Kadınla er­kek arasındaki eşitliğe dayanan, şimdikinden farklı bir ortaklık, in­sanı merkez alan sürdürülebilir kalkınma için şarttır. Kadınların ve erkeklerin, 21. yüzyılın zorluklarına göğüs gerebilmek için, kendileri, çocukları ve toplum adına birlikte çaba göstermelerini sağlamak, ancak sürekli ve uzun vadeli bir kararlılıkla mümkün olacaktır.

2. Eylem Platformu, Dünya İnsan Hakları Konferansı’nda kabul edilen Viyana Deklarasyonu ve Eylem Programı’nda2/ yer alan “Kadının ve kız çocu­ğun insan hakları, evrensel insan haklarının vazgeçilemez, ayrılamaz ve bölü­nemez bir parçasıdır.” temel ilkesini tekrar onaylar. Bir eylem gündemi olarak Platform, bütün kadınların temel özgürlükleri ve bütün insan haklarını, hayatları boyunca tam olarak kullanmalarını yay­gınlaştırma ve koruma görevini üstlenir.

3. Eylem Platformu, bütün dünyada toplumsal cinsiyet*

4. Eylem Platformu, her yaştan ve her meslekten bütün insanlara eşitlik il­kesinin dâhil olduğu temel özgürlüklere ve insan haklarına daya­nan barışçı, adil ve insancıl bir dünya yaratmak için herkesin, birlikte karar verilmiş eylemleri hemen uygulamasını talep eder ve bu amaçla, sürdürülebilir kalkınma bağla­mında geniş tabanlı ve sürekli ekonomik büyümenin, sosyal kalkınma ve sosyal adaleti sürekli kılmak için gerekli olduğunu kabul eder. eşitliğiNİ sağlamaya yönelik ortak hedefe ilişkin olarak kadınların da paylaştığı ortak endişelerin, ancak erkeklerle ortak­lık yaparak ve birlikte çalışarak çözülebileceğini vurgular. Kadınların durumuna ve koşullarına ilişkin farklılıklara saygı duyar ve değer verir ve bazı kadınların güçlendirilmesinde belirgin engellerin söz konusu ol­duğunu kabul eder.

5. Eylem Platformu’nun başarılı olması, Hükümetlerin, uluslararası ör­gütlerin ve her düzeydeki kurumların kesin kararlılığını gerektirecektir. Ayrıca bütün uygun mali mekanizmalardan gelişmekte olan ülkelere, kadınların ilerle­mesine yönelik çok taraflı, iki taraflı ve özel kaynaklar dâhil, yeni ve ek kay­nakların sağlanması kadar ulusal ve uluslararası dü­zeylerde kaynakların yeterli ölçüde harekete geçirilmesini; ulusal, altbölgesel, bölgesel ve uluslararası ku­ruluşların kapasitesini güçlendir­mek için, mali kaynakları; eşit haklara, eşit sorumluluklara, eşit fırsatlara bağlılığı ve bütün ulusal, bölgesel ve uluslararası oluşumlara ve politika oluşturma süreçlerine kadınların ve erkeklerin eşit katı­lımını taahhüt et­meyi; her düzeydeki mekanizmaları dünya kadınlarını da he­saba katacak şekilde oluşturmayı ve güçlendirmeyi de gerektirecektir.

 

BÖLÜM II

KÜRESEL ÇERÇEVE

6. Dördüncü Dünya Kadın Konferansı, dünya yeni bir bin yılın eşiğin­deyken yapılmaktadır.

7. Eylem Platformu, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlen­mesi Sözleşmesi’ni3/ onaylar ve Ekonomik ve Sosyal Konseyin ve Genel Ku­rulun benimsediği ilgili kararların yanı sıra, Kadının İlerlemesi İçin Nairobi İleriye Yönelik Stratejilerini temel alır. Eylem Platformu, gelecek beş yılda gerçekleştirilmesi gereken bir dizi öncelikli eylemi be­lirlemeyi hedef almıştır.

8. Eylem Platformu, sürdürülebilir kalkınma ve uluslararası işbir­liğini teşvik eden ve bu amaçla Birleşmiş Milletlerin rolünü güçlendiren belirli yakla­şımların ve taahhütlerin yeraldığı Dünya Çocuk Zirvesi, Bir­leşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı, Dünya İnsan Hakları Konferansı, Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı ve Sosyal Kal­kınma Dünya Zirvesinde ulaşılan görüş birliğinin önemini kabul etmek­tedir. Benzer şekilde Gelişmekte olan Küçük Ada Ülkelerinde Sürdürü­lebilir Kalkınma Küresel Konferansı, Uluslara­rası Beslenme Konferansı, Uluslararası Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri Konferansı, ve Herkes İçin Eğitim Dünya Konferansı kendi belirgin konuları içerisinde, kadın ve kız çocukların rolüne özel bir önem vererek kalkınma ve insan hakla­rının çeşitli sorunlarını ele almışlardır. Bunlara ek olarak Dünya Ulusla­rarası Yerli Halklar Yılı 4/, Uluslararası Aile Yılı 5/, Birleşmiş Milletler Hoşgörü Yılı 6/, Kırsal Bölge Kadınları Cenevre Deklarasyonu 7/,

* “Toplumsal Cinsiyet” teriminin herkesçe kabul edilen tanımı için bu raporun ek IV’ üne bakınız.

Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Deklarasyonu 8/ kadın­ların güçlendirilmesine ve eşitliğe ilişkin konuları vurgulamışlardır.

9. Eylem Platformu’nun Birleşmiş Milletler Kuruluş Yasası’nın amaç­ları ve ilkelerine, ve uluslararası yasalara tamamen uygun olan amacı, bütün kadınların güçlendirilmesidir. Bütün kadınların insan hakla­rının ve temel öz­gürlüklerin tam olarak anlaşılması, kadının güçlendiril­mesi için çok önemlidir. Ulusal ve bölgesel özelliklerin önemi ve çeşitli tarihi, kültürel ve dini arka planları mutlaka göz önüne alınırken, Dev­letlerin görevi kendi politik, ekono­mik ve kültürel sistemleri ne olursa olsun bütün insan haklarını ve temel öz­gürlükleri yaymak ve korumak olmalıdır.9/ Ulusal yasalar yoluyla, stratejiler, politikalar, programlar ve kalkınma önceliklerini belirleme yoluyla bu Platfor­mun, bütün insan haklarına ve temel özgürlüklere uyacak şekilde uygulanması her Devletin mutlak sorumluluğudur. Bunu yaparken bireylerin ve bağlı bulun­dukları toplulukların çeşitli dini ve ahlaki değerlerine, kültürel arkaplanlarına ve felsefi inançlarına saygı göstermek ve bunların önemini bilmek, eşitlik, kal­kınma ve barışa ulaşmak için kadınların kendi insan haklarını tam ola­rak kul­lanmalarına katkıda bulunacaktır.

10. 1985 yılında Nairobi’de yapılan Birleşmiş Milletler Kadın On Yılı : Eşitlik, Kalkınma ve Barış’ın Kazanımlarını Gözden Geçirmek ve Değerlen­dirmek için Düzenlenen Dünya Konferansı ve kadının ilerle­mesi için Nairobi İleriye Yönelik Stratejilerinin kabulünden bu yana, dünyada önemli politik, ekonomik, sosyal ve kültürel değişimler mey­dana gelmiş bunlar da kadınları hem olumlu hem de olumsuz yönde et­kilemiştir. Dünya İnsan Hakları Konfe­ransı, kadınların ve kız çocukları­nın insan haklarının, evrensel insan haklarının vazgeçilemez, ayrılamaz ve bölünemez bir parçası olduğunu kabul etmiştir. Kadınların ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde politik, sivil, ekonomik, sosyal ve kültürel yaşama tam ve eşit katılımını sağlamak ve cinsiyete dayalı her tür ayrımcılığı ortadan kaldırmak, uluslararası topluluğun öncelikli he­defle­ridir. Dünya İnsan Hakları Konferansı, bütün Devletlerin insan haklarını ve temel özgürlükleri Birleşmiş Milletler Kuruluş Yasası’na, insan haklarına iliş­kin diğer anlaşmalara ve uluslararası yasalara uygun şekilde evrensel olarak sayma, yaygınlaştırma, yerine getirme ve koru­maya ilişkin resmi taahhütlerini onaylamıştır. Bu hak ve özgürlüklerin doğaları gereği evrensel oldukları şüphe­sizdir.

11. Soğuk savaşın sona ermesi uluslararası değişikliklere ve süper güç­ler arasındaki rekabetin azalmasına yol açmıştır. Küresel bir silahlı çatışma teh­didi azalırken uluslararası ilişkiler gelişmiş ve ülkelerarası barış umudu artmış­tır. Küresel çatışma tehdidinin azalmasına rağmen, sıcak savaş, silahlı çatışma­lar, sömürge veya diğer yabancı üstünlüğü biçimleri ve yabancı işgali, sivil sa­vaşlar ve terörizm dünyanın pek çok bölgesini rahatsız etmeye devam etmekte­dir. Silahlı çatışma zamanla­rında kadınların insan hakları önemli ölçüde çiğ­nenmekte, özellikle etnik temizlik politikaları sözkonusu olduğunda kadınlar cinayet, işkence, sis­tematik tecavüz, gebeliği sürdürmeye ve kürtaja zorlama ile karşılaş­maktadırlar.

12. Saldırgan politikaların ve etnik temizliğin engellenmesi, ve silahlı çatışmaların çözülmesiyle birlikte küresel, bölgesel ve yerel dü­zeylerde barışın ve güvenliğin sağlanması, kadın ve kız çocuklarının in­san haklarının korunması açısından olduğu kadar, onlara yönelik her tür­den şiddetin ortadan kaldırılması ve bir savaş silahı olarak kullanılmala­rını önlemek açısından da büyük önem taşımaktadır.

13. Küresel askeri harcamalar dâhil, aşırı askeri harcamalar, silah tica­reti ya da kaçakçılığı ve silah üretimiyle kullanımı için yapılan yatı­rımlar, sos­yal kalkınma için kullanılabilecek kaynakları azaltmıştır. Borç yükünün ve di­ğer ekonomik zorlukların sonucu olarak pek çok geliş­mekte olan ülke yapısal uyum politikalarını yürürlüğe koymuştur. Ancak yeterince tasarlanmamış ve uygulanmamış yapısal uyum politikaları sos­yal kalkınmaya yarar yerine zarar getirmiştir. Geçtiğimiz 10 yılda, pek çok gelişmekte olan ülkede, özellikle borç yükü en ağır olanlarda yok­sulluk içinde yaşayan insanların sayısı büyük oranda artmıştır.

14. Bu bağlamda, kalkınmanın sosyal boyutunun vurgulanması gerek­mektedir. Hızlandırılmış ekonomik büyüme, sosyal kalkınma için gerekli olma­sına rağmen, tek başına nüfusun hayat standardını geliştir­mez. Bazı durumlarda, sosyal eşitsizliği ve marjinalleşmeyi şiddetlendi­ren koşullar ortaya çıkabilir. Bu yüzden, kalkınmanın bütün yönlerini (büyüme, kadınla erkek arasındaki eşitlik, sosyal adalet, çevrenin korun­ması, süreklilik, dayanışma, katılım, barış ve insan haklarına saygı) kap­sayan bir yaklaşıma dayanan ekonomik büyümeden toplu­mun bütün üyelerinin yararlanmasını sağlayacak yeni alternatifler aramak zo­runlu­dur.

15. Bütün dünyadaki demokratikleşme hareketi, pek çok ülkede bir po­litik süreç başlatmıştır ama kadınların erkeklerle eşit ve tam ortak olarak önemli karar verme süreçlerine katılmaları, özellikle politikada, henüz başarılamamış­tır. Güney Afrikanın kurumsallaşmış ırkçılığı, ırk ayrımı ortadan kaldırılmış, barışçı ve demokratik bir güç transferi ger­çekleşmiştir. Orta ve Doğu Avrupa’da parlamenter demokrasiye geçiş hızlı olmuş, her ülkenin kendine özgü koşulla­rına bağlı olarak çeşitli tec­rübeler yaşanmıştır. Geçiş, büyük ölçüde barışçı olsa da, bazı ülkelerde bu süreç, önemli insan hakları ihlallerine neden olan silahlı çatışmalarla engellenmiştir.

16. Pek çok ülkede kalkınma hedeflerine ulaşılamamasının so­rumlusu yaygın ekonomik durgunluk ve bazı bölgelerdeki politik karar­sızlıktır. Bu durum yoksulluğun büyük ölçüde artmasına yol açmıştır. Büyük bir sefalet içinde yaşayan 1 milyardan fazla insanın ezici çoğun­luğu kadındır. Bütün sek­törlerdeki hızlı değişim ve uyum süreci, aynı zamanda işsizliğin ve istenen şe­kilde iş bulamamanın artmasına yol aç­mış, özellikle de kadınları etkilemiştir. Çoğu ülkede yapısal uyum prog­ramları, korunmaya muhtaç ve dezavantajlı gruplar ya da kadınlar üze­rindeki olumsuz etkilerini asgariye indirecek şekilde düzenlenmediği gibi, ekonomik ve sosyal faaliyetlerde bu grupların marjinal­leşmesini önleyerek olumlu bir etkide bulunacak şekilde de düzenlenmemiştir. Çok taraflı ticaret görüşmelerinin yapıldığı Uruguay Roundu’nun Son Ra­poru10/ ulusal ekonomilerin karşılıklı bağımlılığının arttığını, ticareti liberal kılmanın ve açık, dinamik pazarlara girmenin önemini özellikle vurgulamıştır. Ayrıca bazı bölgelerde büyük askeri harcamalar yapıl­maktadır. Bazı ülkelerin resmi kalkınma yardımını (ODA) artırmasına rağmen, genelde ODA son za­manlarda azalmıştır.

17. Mutlak yoksulluk ve yoksulluğun kadınla özdeşleşmesi, iş­sizlik, doğal çevrenin artan hassasiyeti, kadınlara yönelik sürekli şiddet ve insanlığın yarısını güç ve idari yetkiden uzak tutmaya yönelik yaygın tavır, kalkınma, ba­rış ve güvenliği ve insan merkezli sürdürülebilir kal­kınmayı sağlayacak yollar aramaya devam etme gereğinin altını çizmek­tedir. İnsanlığın kadın olan yarısı­nın katılımı ve liderliği, bu araştırmanın başarısı için şarttır. Bu nedenle ancak Hükümetlerle insanlar arasında ortaklık ruhuna, eşitlikçi bir uluslararası sosyal ve ekonomik ortama ve kadınla erkek arasındaki ilişkinin tam ve eşit bir ortak­lığa dönüşmesine dayanan yeni bir uluslararası işbirliği çağı dünyanın 21. yüz­yılın zorluk­larına göğüs gerebilmesini sağlayacaktır.

18. Son zamanlardaki uluslararası ekonomik gelişmeler, büyük bir ço­ğunluğu gelişmekte olan ülkelerde yaşayan kadın ve çocukları aşırı ölçüde et­kilemiştir. Ağır dış borç yükü altındaki ülkelerde uygulanan yapısal uyum prog­ramları ve tedbirleri, uzun vadede yararlı olsa da, sos­yal harcamalarda kısıntıya gidilmesine yol açmış, böylece özellikle Af­rika ve en az gelişmiş ülkelerde kadınları olumsuz etkilemiştir. Temel sosyal hizmetlerin sorumluluğu Hükü­metlerden kadınlara geçirildiğinde bu durum daha da şiddetlenmiştir.

19. Gelişmiş ve gelişmekte olan pek çok ülkenin yanı sıra yeni­den ya­pılanmanın sürdüğü ekonomileri geçiş sürecindeki ülkelerde mey­dana gelen ekonomik durgunluk, kadınların çalışma fırsatını büyük öl­çüde olumsuz etkile­miştir. Genellikle kadınların, uzun vadeli iş güvenliği olmayan veya tehlikeli çalışma koşullarına sahip işleri kabul etmekten, sigortasız eviçi üretimde çalış­maktan veya işsiz kalmaktan başka şansları bulunmamaktadır. Evin gelirini artırmaya çalışan pek çok kadın emeği­nin karşılığını alamadığı ya da gerçek değerini bulamadığı işlerle çalışma hayatına başlar; diğerleri aynı amaçla göç etmeye karar verirler. Diğer sorumluluklarında hiçbir azalma olmadığı için bu durum kadınların top­lam çalışma yükünü artırmaktadır.

20. Yapısal uyum dâhil makro ve mikro ekonomik politikalar ve prog­ramlar, her zaman kadın ve kız çocuklar üzerindeki, özellikle yok­sulluk içinde yaşayan kadın ve kız çocuklar üzerindeki etkilerini hesaba katacak şekilde dü­zenlenmemektedir. Yoksulluk hem mutlak hem de göreli anlamda artmış ve pek çok bölgede yoksulluk içinde yaşayan ka­dınların sayısı çoğalmıştır. Yoksulluk içinde yaşayan pek çok kentli ka­dın vardır; ancak kırsal ve uzak alanlarda yaşa­yan kadınların kötü du­rumu, bu bölgelerdeki kalkınma durgunluğuna özel bir dikkat gösteril­mesini gerektirir. Gelişmekte olan ülkelerde, hatta ulusal göster­geleri gelişmeyi işaret edenlerde bile, kırsal kesim kadınlarının çoğu, ekonomik az gelişmişlik ve sosyal marjinalleşme koşullarında yaşamaya devam etmekte­dir.

21. Kadınlar evde, toplumda ve iş yerinde hem ücretli hem de üc­retsiz işlerde çalışarak ekonomiye ve yoksullukla mücadeleye katkıda bulunurlar. Kazanç getirici işler sayesinde giderek artan sayıda kadın ekonomik bağımsızlı­ğını kazanmaktadır.

22. Yeryüzündeki bütün ailelerin dörtte birinde ailenin reisi ka­dındır ve erkeklerin de bulunduğu pek çok başka aile, kadınların geliri ile geçinmektedir. Kadınların geçindirdiği aileler, ücret ayrımı, çalışma ha­yatındaki mesleki ay­rımlar ve diğer cinsiyete dayalı engeller yüzünden genellikle en yoksullar ara­sında yer alırlar. Ailenin dağılması, ülke dâhi­linde kentsel ve kırsal alanlar arasındaki nüfus hareketleri, uluslararası göç, savaş ve ülke içinde yerinden edilme, reisi kadın olan ailelerin art­masına yol açan unsurlardır.

23. Barış ve güvenliğin sağlanmasının ve başarılı olmasının eko­nomik ve sosyal ilerleme için bir ön koşul olduğunu kabul eden kadınlar, önemli bir unsur olarak çeşitli yetenekleriyle barış için insanlık hareke­tine giderek artan ölçüde katılıyorlar. Onların karar verme, çatışmaları önleme ve çözme süreçle­rine ve diğer bütün barış çabalarına tam katı­lımı, sürekli barışın gerçekleşmesi için şarttır.

24. Din, maneviyat ve inanç, milyonlarca kadın ve erkeğin yaşa­mında, yaşam tarzında ve gelecek için besledikleri umutlarda belirleyici bir rol oynar. Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkı devredilemez ve evrensel olarak kulla­nılmalıdır. Bu hak, bireysel olarak ya da toplumda diğerleriyle birlikte, toplum­sal ya da özel olarak seçilen bir din ya da inanışa sahip olma veya benimseme ve bu din ya da inancı, gereklerini uygulama ve öğretme yoluyla açıkça gös­terme özgürlüğünü içerir. Eşit­lik, kalkınma ve barışı gerçekleştirmek için bu hak ve özgürlüklere tamamiyle saygı duymak gerekmektedir. Din, düşünce, vicdan ve inanç, kadın ve erkeklerin manevi, ahlaki ve ruhsal ihtiyaçlarına ce­vap vermeye ve toplumdaki tüm potansiyellerinin farkına varmalarına katkıda buluna­bilir ve bulunacaktır. Bununla birlikte, her tür aşırılığın kadınları olum­suz etkileyebileceği ve şiddete ve ayrımcılığa yol açabileceği gerçeği unutul­mamalıdır.

25. Dördüncü Dünya Kadın Konferansı, Birleşmiş Milletler Ge­nel Ku­rulu’nca Uluslararası Kadın Yılı ilan edilen 1975’te resmen başla­yan süreci hızlandırmalıdır. Kadın Yılı, kadın konularını gündeme getir­diği için bu süreçte bir dönüm noktası olmuştur. Birleşmiş Milletler Ka­dın On Yılı (1976–1985) kadının statüsünü ve haklarını incelemek ve kadınları her düzeyde karar almaya yöneltmek amacıyla gerçekleştirilmiş dünya çapında bir girişimdi. 1979 yılında Genel Kurul, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ni kabul etti. Bu Sözleşme 1981 yılında yürürlüğe girdi ve “kadınla erkek arasında eşitlik” kavra­mına uluslararası bir standart getirdi. 1985 yılında, Birleşmiş Milletler Kadın On Yılı: Eşitlik, Kalkınma ve Barışın Kazanımlarını Gözden Ge­çirmek ve Değerlendirmek İçin Düzenlenen Dünya Konferansı, Kadının İlerlemesi İçin Nairobi İleriye Yönelik Stratejilerini 2000 yılına kadar uygu­lanmak üzere kabul etti. Kadınla erkek arasındaki eşitliğe ulaşılma­sında önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Pek çok Hükümet kadınla erkek arasında eşitliği yerleştirmeye yönelik yasalar oluşturmuş ve toplumun her kesiminde cinsiyete dayalı bakış açılarının kabul görmesini güvence altına alacak ulusal mekaniz­malar kurmuştur. Uluslararası kuruluşlar ka­dının statüsü ve rollerine daha bü­yük dikkat göstermişlerdir.

26. Hükümet dışı sektörün, özellikle kadın örgütlerinin ve femi­nist gruplarının artan gücü, değişim için bir itici güç oluşturmuştur. Hü­kümet dışı kuruluşlar, kadının gelişimini sağlayacak yasa veya mekaniz­maların geliştiril­mesinde önemli bir taraftar rolü oynamışlardır. Aynı zamanda kalkınmaya yö­nelik yeni yaklaşımları başlatanlar da onlar ol­muştur. Giderek daha çok Hükü­met, hükümet dışı kuruluşların oynadığı önemli rolü ve ilerleme için onlarla birlikte çalışmanın önemini kabul etmektedir. Yine de bazı ülkelerde hükümet­ler, hükümet dışı kuruluşların özgürce faaliyet imkânlarını kısıtlamaya devam etmektedirler. Kadınlar hükümet dışı kuruluşlar aracılığıyla ulusal, bölgesel ve küresel forumlara ve uluslararası tartışmalara katılmışlar ve onları güçlü bir şekilde etkile­mişlerdir.

27. 1975 yılından beri kadın ve erkeklerin statüsü hakkındaki bilgi gö­reli olarak artmıştır ve kadınla erkek arasında eşitliğin sağlanması çabasına kat­kıda bulunmaktadır. Pek çok ülkede, özellikle kadınların eğitiminde önemli ilerlemelerin kaydedildiği ve ücretli işgücüne katı­lımlarının önemli ölçüde artırıldığı ülkelerde, kadınla erkek arasındaki ilişkilerde önemli değişiklikler görülmüştür. Kadınlar daha önceden er­keklerin baskın olduğu çalışma alanla­rına girmeye başlayınca ve erkekler çocuk bakımı dâhil ev içi görevlerde daha büyük sorumluluklar almaya başlayınca, üretime ve üremeye dayalı çalışma rolleri arasındaki cinsiyet ayrımı sınırları giderek aşılmıştır. Ancak kadınların rollerindeki deği­şimler, erkeklerin rollerindeki değişimlerden çok daha hızlı ve büyük olmuştur. Pek çok ülkede, kadınlarla erkeklerin başarıları ve faaliyetleri arasındaki fark, sosyal olarak yapılandırılmış cinsiyet rollerinin sonucu olarak değil, değişmez biyolojik farklılıkların sonucu olarak görülmekte­dir.

28. Üstelik Nairobi Konferansı’ndan on yıl sonra, kadın erkek eşitliğine hâlâ ulaşılamamıştır. Kadınlar ortalama olarak bütün dünyadaki seçilmiş kanun yapıcıların ancak % 10’unu oluşturmakta ve hem kamu hem de özel kesimde yer alan pek çok ulusal ve uluslararası idari yapı­lanmada yeterince temsil edil­memektedirler. Birleşmiş Milletler de bir istisna değildir. Kuruluşundan 50 yıl sonra Birleşmiş Milletler, Sekreterya ve uzman örgütlerdeki karar alma düzey­lerinde yeterince tem­sil edilmedikleri için kadınların liderliğinin yararlarından kendisini mah­rum etmeye devam etmektedir.

29. Kadınların ailede çok önemli bir yeri vardır. Aile, toplumun temel birimidir ve böyle olduğu için güçlendirilmelidir. Ailenin kapsamlı bir koruma ve desteğe hakkı vardır. Farklı kültürel, politik ve sosyal sis­temlerde, çeşitli aile biçimleri mevcuttur. Aile üyelerinin haklarına, yete­neklerine ve sorumlulukla­rına saygı gösterilmelidir. Kadınlar ailenin re­fahına ve toplumun kalkınmasına büyük katkıda bulunurlar ama bu ger­çek hâlâ kabul edilmemiş ya da gereken önem verilerek ele alınmamıştır. Doğumun, anneliğin, ebeveynlerin ailedeki ve çocuk büyütmekteki rolü­nün sosyal önemi herkesçe kabul edilmelidir. Çocuk büyütmek ebe­veynlerin, kadın ve erkeğin ve toplumun bir bütün olarak sorum­lulukları paylaşmasını gerektirir. Gebelik, annelik, ebeveynlik ve kadının doğur­gan olma özelliği ne ayrımcılığa temel teşkil etmeli ne de kadınların topluma tam katılımlarını sınırlamalıdır. Ayrıca pek çok ülkede kadınla­rın, ailenin diğer üyelerinin de bakımını üstlenmek açısından önemli bir rol oyna­dıkları kabul edilmelidir.

30. Dünya nüfusunun artış hızı düşmekle birlikte, dünya nüfusu mutlak sayı olarak bütün zamanlardan yüksektir. Her yıl 86 milyon kişi dünya nüfusuna katılmaktadır. Diğer iki büyük demografik yönelimin aile içindeki bağımlılık oranına önemli yansımaları olmuştur. Pek çok gelişmekte olan ülkede nüfusun % 45 ila % 50’si 15 yaşından küçükken, endüstrileşmiş ülkelerde yaşlıların hem sayısı hem de oranı artmaktadır. Birleşmiş Milletler tahminine göre 2025 yılına kadar 60 yaşın üzerinde olan nüfusun % 72’si, gelişmekte olan ülkelerde yaşı­yor olacak ve bu nüfusun yarısından fazlasını kadınlar oluşturacaktır. Eşitliğin olmaması ve ücretli işlerle ücretsiz işlerin kadınla erkek arasında dengesiz dağıl­ması yüzünden, çocukların, hastaların ve yaşlıların bakımı büyük ölçüde kadına düşen bir sorumluluktur.

31. Pek çok kadın, cinsiyetine ek olarak çeşitli değişik faktörler yüzün­den belirgin engellerle karşılaşmaktadır. Bu değişik faktörler, bu kadınları sık­lıkla tecrit etmekte ya da marjinalleştirmektedir. Böylelikle insan haklarından yoksun bırakılırlar, eğitime, mesleki eğitime, ücretli bir işe, barınacak bir yere ve ekonomik açıdan kendine yeterlik duru­muna ulaşamazlar veya ulaşmaları engellenir ve karar alma sürecinin dışında tutulurlar. Bu tip kadınlar, hâkim görüşün bir parçası olarak kendi toplumlarına katkıda bulunma fırsatından yok­sun bırakılırlar.

32. Geçtiğimiz on yıl aynı zamanda, kimlikleri, kültürel gelenek­leri ve sosyal düzenleme biçimleriyle içinde yaşadıkları toplulukları zen­ginleştiren ve güçlendiren yerli kadınların farklı çıkar ve endişelerinin giderek daha çok ta­nınmasına tanık oldu. Yerli kadınlar, hem kadın hem de yerli toplulukların üyeleri olarak pek çok engelle karşılaşmaktadırlar.

33. Son 20 yılda dünya iletişim alanında hızlı bir gelişmeye tanık ol­muştur. Bilgisayar teknolojisi, uydular ve kablo yayındaki gelişmeler bütün dünyanın bilgiye ulaşabilirliğini artırmakta ve genişletmekte, bu da kadınların iletişim ve kitle iletişim araçlarında yer almaları ve kadınlarla ilgili bilgilerin yayılımı için yeni fırsatlar yaratmaktadır. Bununla birlikte küresel iletişim ağ­ları, eskiden beri ticari ve tüketime yönelik dar görüşlü amaçlar için kadının klişeleşmiş ve küçültücü görüntülerini yaymaktadır. Kadınlar iletişimin hem teknik hem de karar alma alanlarına ve sanat dâhil kitle iletişim araçlarına eşit ölçüde katılana kadar, yanlış temsil edilmeleri ve toplumun kadınların hayatına ilişkin gerçeklerin farkında olmaması durumu sürecektir. Medyanın, kadınla erkeği klişeleşmiş ol­mayan, farklı ve dengeli bir bakış açısıyla ele alarak ve insanın şeref ve değerine saygı duyarak tanıtma yoluyla, kadınla erkek arasın­daki eşitliği ve kadınların ilerlemesini sağlama potansiyeli büyüktür.

34. Bütün insanların hayatını etkileyen sürekli çevresel bozulma genel­likle kadınları daha doğrudan etkilemektedir. Çevre kirliliği, zehirli atıklar, or­man alanlarının büyük ölçüde yokedilmesi, çölleşme, kuraklık, sahil ve deniz kaynaklarının veriminin azalması kadınların sağlığını ve geçim kaynaklarını tehdit etmekte, kadın ve kız çocuklarında çevresel koşullara bağlı sağlık prob­lemlerinde artış olduğu hatta ölümler meydana geldiği bildirilmektedir. Bundan en çok etkilenenler ise, geçim kaynak­ları ve günlük kazançları tamamen sürdü­rülebilir ekosistemlere bağlı olan kırsal kesim kadınları ve yerli kadınlardır.

35. Yoksulluk ve çevresel bozulma birbiriyle yakından ilintilidir. Yok­sulluk, çevre üzerinde belirli baskılara yol açarken, küresel çevrenin sürekli bozulmasının başlıca nedeni, özellikle endüstrileşmiş ülkelerdeki sürdürülemez üretim ve tüketim biçimleridir ki bunlar yoksulluğu ve dengesizlikleri artırdık­ları için bir an önce çözülmesi gereken sorunlardır.

36. Küresel yönelimler, ailenin varlığını koruma stratejilerine ve bi­çimlerine önemli değişiklikler getirmiştir. Bütün bölgelerde kırsal alandan kente göç artmıştır. Küresel kentsel nüfusun, 2000 yılına kadar toplam nüfusun % 47’sine ulaşacağı tahmin edilmektedir. Yarısı geliş­mekte olan ülkelerde yaşa­yan 125 milyon insanın göçmenlerden, mülte­cilerden ve yerinden edilmiş kişi­lerden oluştuğu hesaplanmıştır. Nüfusun bu kitlesel hareketi aile yapılarını ve refahını önemli ölçüde etkilemiş, çoğu durumda kadınların cinsel yönden sömü­rülmesi dâhil, kadınlar ve erkekler için eşit olmayan sonuçlara yol açmıştır.

37. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) hesaplarına göre 1995 yılı başla­rında, edinilmiş bağışıklık yetmezliği sendromu (AIDS) vakalarının toplam sayısı 4.5 milyondu. İlk teşhisinden bu yana 19.5 milyon erkek, kadın ve çocuğa insan bağışıklık yetmezliği virüsu (HIV) bulaştığı hesap edilmekte ve bu on yılın sonunda virüsün 20 milyon kişiye daha bulaşa­cağı tahmin edilmektedir. Yeni vakalar arasında virüs bulaşmış kadınla­rın sayısı muhtemelen erkeklerden iki kat fazla olacaktır. AIDS salgını­nın başlangıç dönemlerinde virüs bulaşmış kadınların sayısı fazla değildi; bununla birlikte, şimdi yaklaşık 8 milyon kadın enfekte olmuş durumda­dır. Özellikle genç kadınlar ve ergenlik çağındakiler enfeksiyona açık gruplardır. 2000 yılına kadar 13 milyondan fazla kadına virüs bulaşacağı ve 4 milyon kadının AIDS’le bağlantılı hastalıklar yüzünden haya­tını kaybedeceği hesaplanmıştır. Buna ek olarak her yıl yaklaşık 250 milyon cinsel yolla geçen yeni hastalık vakasının meydana geldiği hesaplanmış­tır. HIV/AIDS dâhil, cinsel yolla geçen hastalıkların bulaşma hızı, özel­likle geliş­mekte olan ülkelerde, kadınlar ve kız çocukları arasında alarm veren bir hızda artmaktadır.

38. 1975 yılından beri, kadınların statüsüne ve içinde yaşadıkları ko­şullara ilişkin önemli bilgiler elde edilmiştir. Hayatlarının tüm safha­ları bo­yunca kadınların gündelik yaşamları ve uzun vadedeki istekleri, ayrımcı tutum­lar, adil olmayan sosyal ve ekonomik yapılar ve çoğu ül­kede kadınların tam ve eşit katılımını önleyen kaynak yokluğu tarafından sınırlanmaktadır. Çoğu ülke­deki doğum öncesi cinsiyet seçimi uygula­ması, çok küçük kızlar arasındaki yüksek ölüm hızı ve erkek çocuklarla kıyaslandığında kız çocukların okula ka­yıt oranının düşük olması, erkek çocuk tercihinin, kız çocukların gıdaya, eği­time, sağlık hizmetlerine ve hatta hayatın kendisine ulaşmalarını engellediğini akla getirmektedir. Kadına karşı ayrımcılık hayatın erken dönemlerinde başla­dığından o dö­nemlerden itibaren ele alınmalıdır.

39. Bugünün kız çocuğu yarının kadınıdır. Kız çocuğunun yete­nekleri, fikirleri ve enerjisi, eşitlik, kalkınma ve barış hedeflerine tam olarak erişme açısından çok önemlidir. Kız çocuğunun tüm potansiyelini geliştirmek için onu, hayatta kalma, korunma ve gelişme için gerek du­yacağı ruhsal, zihinsel ve maddi ihtiyaçlarının karşılanacağı ve eşit hak­larının korunacağı elverişli bir ortamda büyütmek gerekmektedir. Ka­dınlar erkeklerle hayatın ve kalkınmanın bütün alanlarında eşit ortaklar olacaklarsa, şimdi kız çocuğunun insan şerefini ve değerini kabul etme­nin ve evrensel olarak onaylanması için büyük çaba gösterilen Çocuk Hakları Sözleşmesi11/ tarafından güvence altına alınan haklar dâhil insan haklarını ve temel özgürlüklerini tam olarak kullanmasını sağlama­nın zamanı gelmiştir. Hâlâ bütün dünyada, kız çocuğa karşı ayrım ve şiddetin hayatın erken dönemlerinde başladığını ve hayatları boyunca azalma ol­madan sürdüğünü gösteren deliller vardır. Çoğu kez beslenme, fiziksel ve zihinsel sağ­lık hizmetleri ve eğitime ulaşma olanakları daha kısıtlıdır ve erkek çocuklara kıyasla çocukluğun ve ergenlik çağının haklarını, fırsat ve avantajlarını daha az kullanırlar. Sık sık cinsel ve ekonomik istismarın çeşitli biçimlerine, pedofiliye, fahişeliğe zorlanmaya ve muhtemelen or­gan ve dokularının satılmasına, şiddete ve kız bebeklerin öldürülmesi ve doğum öncesi cinsiyet seçimi gibi zararlı uy­gulamalara, ensest’e, kadının cinsel organlarına zarar verme uygulamasına ve çocuk evlilikleri dâhil, erken yaşta evlenmeye maruz kalmaktadırlar.

40. Dünya nüfusunun yarısı 25 yaşın altındadır ve dünya gençli­ğinin büyük bir kısmı –% 85’ten fazlası– gelişmekte olan ülkelerde ya­şamaktadır. Politika yapıcılar, bu demografik unsurların sonuçlarını göz önüne almalıdırlar. Genç kadınların sosyal, kültürel, politik ve ekonomik liderliğin bütün düzeyle­rine aktif ve etkin katılımları için gereken yaşam becerilerine sahip olmalarını sağlayacak önlemler alınmalıdır. Uluslara­rası topluluğun gelecek için yeni bir taahhütte bulunması, daha adil bir toplum için yeni bir neslin; kadınla erkeğin birlikte çalışmasını temin etmeyi taahhüt etmesi büyük önem taşımaktadır. Bu yeni liderler kuşağı, her çocuğun adaletsizlik, baskı ve eşitsizlikten muaf olduğu ve kız/erkek bütün çocukların kendi potansiyelini geliştirmekte özgür olduğu bir dün­yayı benimsemeli ve gerçekleştirmelidir. Kadınla erkeğin eşitliği ilkesi, böylece sosyalleştirme sürecinin ayrılmaz bir parçası olmalıdır.

 

 

 

BÖLÜM III

KRİTİK ALANLAR

41. Kadının ilerlemesi ve kadınla erkek arasında eşitliğin sağlan­ması bir insan hakları sorunudur ve sosyal adaletin bir şartıdır ve sadece bir kadın ko­nusu olarak görülmemelidir. Bunlar, sürdürülebilir, adil ve kalkınmış bir toplum inşa etmenin tek yoludur. Kadının güçlendirilmesi ve kadınla erkek arasında eşitlik, bütün insanlar için politik, sosyal, eko­nomik, kültürel ve çevresel gü­venliği başarmanın önkoşuludur.

42. Kadının ilerlemesi için Nairobi İleriye Yönelik Stratejilerinde yeralan hedeflerin pek çoğuna henüz ulaşılamamıştır. Hükümetlerin, hü­kümet dışı kuruluşlarin ve heryerdeki kadınlarla erkeklerin çabalarına rağmen, kadının güçlendirilmesi önündeki engeller hâlâ durmaktadır. Dünyanın pek çok yerinde büyük politik, ekonomik ve çevresel buhranlar yaşanmaktadır. Bunlar arasında sıcak savaş, silahlı çatışmalar, sömürge veya yabancı baskısının diğer biçimleri, yabancı işgalleri, sivil savaşlar ve terörizm vardır. Sistematik veya fiili ayrımcı­lıkla birleşen bu tip olaylar, bütün kadınların insan haklarının ve temel özgür­lüklerinin, kal­kınma hakkı dâhil sivil, kültürel, ekonomik, politik ve sosyal haklarının ihlal edilmesi ve bu hakların korunmasının başarılamaması, kadın ve kız çocuklarına yönelik kökleşmiş önyargılı tutumlar, 1985 yılındaki Birleş­miş Milletler Kadın On Yılı: Eşitlik, Kalkınma ve Barış’ın Kazanımlarını Gözden Geçirmek ve Değerlendirmek için Düzenlenen Dünya Konferan­sından bu yana karşılaşılan engellerden yalnızca bir kaçıdır.

43. Nairobi Konferansı’ndan bu yana kaydedilen ilerlemenin gözden geçi­rilmesi, belirgin endişeleri, eylem önceliği taşıyan özellikle acil alanları tekrar gündeme getirmektedir. Bütün aktörler eylem ve kaynak­larını, birbiriyle ilgili, birbirine bağlı ve yüksek öncelik taşıyan kritik alanlarla bağıntılı stratejik he­deflere yoğunlaştırmalıdırlar. Bu aktörlerin, ilgilenilmesi gereken bütün bu alanlar için sorumluluk alabilecek meka­nizmalar geliştirmesine ve uygulama­sına ihtiyaç vardır.

44. Bu amaçla Hükümetler, uluslararası topluluk ve hükümet dışı kuru­luşlarla özel sektörün dâhil olduğu sivil toplum, aşağıdaki ilgilenil­mesi gereken kritik alanlarda stratejik eylemler yapmaya çağrılmaktadır:

• Kadınların sırtında bulunan devamlı ve artan yoksulluk yükü

• Eğitim ve öğretimdeki eşitsizlikler ve yetersizlikler, bunlara ulaş­madaki eşitsizlik

• Sağlık ve bağlantılı hizmetlerdeki eşitsizlikler ve yetersizlikler, bunlara ulaşmadaki eşitsizlik

• Kadına yönelik şiddet

• Silahlı veya diğer türden çatışmaların, yabancı işgali altında yaşa­yanlar dâhil, kadınlar üzerindeki etkileri

• Ekonomik yapılarda ve politikalarda, üretime yönelik her tür faali­yette ve kaynaklara ulaşmada eşitsizlik

• Yetki ve karar almanın bütün düzeylerde paylaşılmasında kadınla erkek arasındaki eşitsizlik

• Kadının ilerlemesini sağlayacak bütün düzeylerdeki mekanizmala­rın ye­tersizliği

• Kadının insan haklarına saygı eksikliği, bu hakların yaygınlaştı­rılması ve korunmasında yetersizlik

• Kadının klişeleştirilmesi ve özellikle medya olmak üzere kadının bütün iletişim sistemlerine katılımında ve ulaşabilirliğinde eşitsizlik

• Doğal kaynakların yönetiminde ve çevrenin korunmasında top­lumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikler

• Kız çocuğuna karşı sürekli ayrımcılık ve kız çocuklarının hakları­nın ih­lali

 

BÖLÜM IV

STRATEJİK HEDEFLER VE EYLEMLER

45. İlgilenilmesi gereken her bir kritik alanda problem teşhis edilmiş stra­tejik hedefler önerilmiş ve bu hedeflere ulaşmak için çeşitli aktörlerin gerçek­leştirmesi gereken somut eylemler belirlenmiştir. Stratejik hedef­ler, ilgilenil­mesi gereken kritik alanlardan belirlenmiştir ve bu hedeflere ulaşmak için ya­pılması gereken belirli eylemler eşitlik, kalkınma ve barı­şın, yani Kadının İler­lemesi İçin Nairobi İleriye Yönelik Stratejileri’nin amaçlarının, sınırlarıyla ke­sişmekte ve bu kavramların birbirine bağlılı­ğını yansıtmaktadır. Hedefler ve eylemler birbiriyle ilişkilidir, öncelikleri vardır ve karşılıklı olarak birbirlerini teşvik ederler. Eylem Platformu, en dezavantajlı gruplara özel bir önem vererek, çoğu kez benzer engellerle karşılaşan istisnasız bütün kadınların durumunu ge­liştirmeyi amaçla­maktadır.

46. Eylem Platformu, kadınların ırk, yaş, dil, etnik köken, kültür, din veya özürlülük, yerli halktan olmak ya da başka statüden olmak gibi faktörler yüzün­den tam eşitlik ve ilerlemeye ulaşmada engellerle karşı­laştığını kabul eder. Pek çok kadın, ailesinin statüsüyle, özellikle bekar ebeveyn olarak; ve kırsal, tecrit edilmiş veya yoksullaşmış alanlardaki yaşam koşulları dâhil, sosyo–ekonomik statüsüyle bağlantılı, belirli en­gellerle karşılaşmaktadır. Mülteci kadınlar, ülke içinde yerinden edilmiş kadınlar, yerinden edilmiş diğer kadınlar, iç göçmen kadınlar ve göçmen işçi kadınlar dâhil, dış göçmen kadınlar için bazı ek engel­ler vardır. Aynı zamanda pek çok kadın çevresel felaketlerden, ciddi ve bulaşıcı hasta­lıklardan ve kadına yönelik şiddetin çeşitli biçimlerinden özellikle etki­lenmektedir.

 

A. Kadınlar ve Yoksulluk

47. Bugün dünyamızda, büyük bir çoğunluğu kadın olan 1 milyar­dan fazla insan, daha çok gelişmekte olan ülkelerde, kabul edilemez yok­sulluk koşulla­rında yaşamaktadır. Yapısal olanları dâhil, yoksulluğun çeşitli nedenleri vardır. Yoksulluk karmaşık, kökü hem ulusal hemde uluslararası alanlarda bulunan çok boyutlu bir problemdir. Dünya eko­nomisinin küreselleşmesi ve ülkelerin derin­leşen karşılıklı bağımlılıkları, sürekli ekonomik büyüme ve kalkınma için mü­cadeleler ve fırsatlar sun­duğu kadar dünya ekonomisinin geleceği için riskler ve belirsizlikler de sunmaktadır. Belirsiz küresel ekonomik ortama, ekonomik ye­niden ya­pılanma kadar, belirli sayıda ülkede, devamlı, üstesinden gelinemez dü­zeylerde dış borç ve yapısal uyum programları eşlik etmektedir. Buna ek olarak her türden çatışma, insanların yerinin değiştirilmesi ve çevresel bozulma, Hü­kümetlerin, kendi nüfuslarının temel ihtiyaçlarını karşılama kapasitesini zayıf­latmıştır. Dünya ekonomisindeki dönüşümler, bütün ülkelerdeki sosyal kal­kınma parametrelerini tamamen değiştirmektedir. Önemli bir yönelim, ölçüsü bölgeden bölgeye değişmekle birlikte kadı­nın yoksulluğunun artması olmuştur. Ekonomik güç paylaşımındaki cin­siyet eşitsizliği de kadınların yoksulluğuna katkıda bulunan önemli bir unsurdur. Göç ve bunu takiben aile yapısında mey­dana gelen değişiklik­ler, özellikle birçok kişiye bakmakla yükümlü olan kadın­ların yükünü daha da ağırlaştırmıştır. Makroekonomik politikaların bu tip yöne­limlere cevap verecek şekilde yeniden düşünülmesi ve düzenlenmesi gerekmek­tedir. Bu politikalar neredeyse tamamen resmi sektörde yoğunlaşırlar. Ayrıca bu politikaların kadınların önceliklerini engelleme ve kadınlarla erkekler üzerin­deki farklı etkilerini göz önüne almama eğilimi vardır. Bu nedenle cinsiyet ana­lizinin politika ve programların büyük bir bölümüne uyarlanması, yoksulluğu azaltma stratejileri için kritik bir önem taşır. Yoksulluğu ortadan kaldırmak ve sürdürülebilir kalkınmayı başarmak için, kadın ve erkeklerin yoksulluğu yok edecek stratejilerin, makroeko­nomik ve sosyal politikaların formülasyonuna tam ve eşit olarak katıl­maları gerekir. Yoksulluğun ortadan kaldırılması sadece yoksulluk karşıtı programlarla başarılamayacak, aynı zamanda demokratik katı­lım ve eko­nomik yapılarda bütün kadınların kaynaklara, fırsatlara ve kamu hizmet­lerine ulaşmasını sağlayacak biçimde değişiklikler yapılmasını gerektire­cektir. Yoksulluğun çeşitli görünümleri vardır. Gelir ve sürdürülebilir bir geçim sağlamaya yetecek üretim kaynaklarının yokluğu başta olmak üzere; açlık ve yetersiz beslenme; sağlıklı olmama; eğitim ve diğer temel hizmetlere ulaşa­mama veya sınırlı ulaşma; hastalık ve buna bağlı olarak ölümlerin artması; ev­sizlik ve yetersiz barınma koşulları; güvenli olma­yan çevre koşulları ve sosyal ayrım ve dışlama. Yoksulluk aynı zamanda karar alma süreçlerine ve sivil, sos­yal ve kültürel yaşama katılımdan yoksun olmayla da tanımlanır. Bu bütün ül­kelerde meydana gelmektedir; gelişmekte olan pek çok ülkede kitlesel yoksul­luk biçiminde, gelişmiş ülkelerde ise, refahın ortasındaki yoksul semtler biçi­minde. Geçim kay­nağının yitirilmesine yol açan ekonomik bir durgunluk veya felaketler veya çatışmalar yoksulluğa neden olabilir. Ayrıca düşük ücretli işçile­rin yoksulluğu ve aile destek sisteminin, sosyal kurumların ve güvenlik ağla­rının dışında kalan kişilerin mutlak yoksulluğu vardır.

48. Yoksulluk içinde yaşayan kadınların sayısı geçtiğimiz on yılda, özel­likle gelişmekte olan ülkelerde, erkeklerin sayısıyla karşılaştırıldı­ğında orantısız olarak artmıştır. Yoksulluğun kadınla özdeşleşmesi, poli­tik, ekonomik ve sosyal dönüşümün kısa dönemdeki sonucu olarak eko­nomileri geçiş sürecinde olan ülkelerde son zamanlarda önemli bir sorun haline gelmiştir. Ekonomik unsur­lara ek olarak, sosyal yönden tanım­lanmış cinsiyet rollerinin katılığı ve kadınla­rın yetki, eğitim, öğrenim ve üretim kaynaklarına kısıtlı ulaşımının yanı sıra ailenin güvenliğini tehdit edebilecek diğer unsurların ortaya çıkması da bu du­rumun sorumlusu olan unsurlardır. Cinsiyete dayalı bakış açısını ana görüş ola­rak tüm eko­nomik analiz ve planlamalara yeterince yansıtmamak ve yoksullu­ğun yapısal nedenlerini yeterince ele almamak da katkıda bulunan unsurlar­dır.

49. Kadınlar evde, toplumda ve iş yerinde hem ücretli hem de ücret­siz iş­lerde çalışarak ekonomiye ve yoksullukla mücadeleye katkıda bulu­nurlar. Ka­dının güçlendirilmesi, yoksulluğun ortadan kaldırılmasında çok önemli bir un­surdur.

50. Yoksulluk bütün hanehalkını etkiler ama hanehalkının refahına ilişkin iş ve sorumluluklardaki toplumsal cinsiyet farklılığı yüzünden kadınların yükü daha ağırdır, çünkü onlar artan mahrumiyet koşullarında hanehalkının tüketim ve üretimini idare etmeye çalışırlar. Yoksulluk, özellikle kırsal bölgede yaşayan kadınlar için daha ağırdır.

51. Kadının yoksulluğu, ekonomik fırsatların ve özerkliğin yoklu­ğuyla, kredi, toprak mülkiyeti ve miras dâhil ekonomik kaynaklara ula­şamama, eğitim ve destek hizmetlerine ulaşamama ve karar alma süreçle­rine çok az katılma ile doğrudan bağlantılıdır. Ayrıca yoksulluk kadınları cinsel istismara karşı korun­masız kalabilecekleri durumlara zorlayabilir.

52. Çok fazla sayıda ülkede, sosyal refah sistemleri, yoksulluk içinde ya­şayan kadınların özel koşullarını yeterince dikkate almaz ve bu tip sistemlerin sağladığı hizmetleri azaltma eğilimi vardır. Sosyal güven­lik sistemleri sürekli ve ücretli iş ilkesine dayandığı için özellikle yaşlı­lıkta, kadınların yoksulluğa düşme riski, erkeklerinkinden daha yüksektir. Bazı durumlarda kadınlar ücretsiz işlerle ücretli işler arasındaki dengesiz dağılıma bağlı olarak işlerinde meydana gelen kesintiler yüzünden bu koşulu karşılayamazlar. Dahası, yaşı ilerlemiş kadınlar yeniden işgücü piyasasına girmekte büyük engellerle karşılaşmakta­dırlar.

53. Kadınların genel öğrenim ve mesleki eğitim düzeyinin erkek­lerle aynı olduğu ve ayrımcılığa karşı koruma mekanizmalarının mevcut olduğu pek çok gelişmiş ülkede, geçtiğimiz on yılın ekonomik dönüşümü bazı sektörlerde ka­dınların ya işsizliğini ya da işlerinin istikrarsızlığını artırmıştır. Sonuç olarak yoksullar arasında kadınların oranı artmıştır. Kız çocuklarının okula kayıt ora­nının yüksek olduğu ülkelerde, herhangi bir nitelik kazanmadan eğitim siste­mini erkenden terk edenler, işgücü piya­sasında en kötü koşullara maruz kalanlar arasındadırlar.

54. Ekonomileri geçiş sürecinde olan ülkelerde ve önemli politik, ekono­mik ve sosyal dönüşümlerden geçmekte olan diğer ülkelerde bu dönüşümler sıklıkla kadının gelirinde azalmaya veya kadınların gelirden yoksun bırakılma­sına yol açmaktadır.

55. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, kadınların sermaye, kay­naklar, kredi, toprak, teknoloji, bilgi, teknik yardım ve eğitime ulaşmaları sağlanarak üretim kapasiteleri artırılmalı, böylece gelirlerinin yükselmesi ve evhalkının daha iyi beslenmesi, daha iyi eğitilmesi, daha sağlıklı ol­ması ve kadının aile içindeki statüsünün gelişmesi sağlanmalıdır. Kadının üretim potansiyelinin or­taya çıkarılması, yoksulluk döngüsünü kırmada büyük önem taşır, böylelikle kadın kalkınmanın yararlarını ve kendi emeğinin ürünlerini tam olarak paylaşa­caktır.

56. Sürdürülebilir kalkınma ve hem sürekli hem de sürdürülebilir ekono­mik büyüme, ancak kadının ekonomik, sosyal, politik, yasal ve kültürel statü­sünü geliştirmekle mümkündür. Çevresel kaynakların sür­dürülebilir kullanımı için yoksulların, özellikle kadınların güçlendiril­mesi gerektiğini kabul eden hakkaniyetli sosyal kalkınma, sürdürülebilir kalkınma için gerekli bir temeldir.

57. Toplumsal cinsiyet eşitliğini yaymayı ve kadının statüsünü ge­liştir­meyi amaçlayan destek ve güçlendirme politikalarının ve önlemleri­nin başarısı, cinsiyete dayalı bakış açısının, toplumun bütün alanlarını ilgilendiren genel politikalarla bütünleşmesi kadar, olumlu önlemlerin yeterli kurumsal ve mali destekle her düzeyde uygulanmasına da bağlıdır.

Stratejik hedef A.1 Yoksulluk içindeki kadınların ihtiyaçlarına ve çabala­rına cevap veren makroekonomik politikaları ve kalkınma strateji­lerini gözden geçirmek, benimsemek ve uygulamak.

Yapılacak eylemler

58. Hükümetler tarafından:

(a) Eylem Platformu’nun hedeflerine ulaşmak amacıyla makroeko­nomik ve sosyal politikaları, kadınların tam ve eşit katılımıyla gözden geçirmek ve yeniden düzenlemek;

(b) Makroekonomik denge, yapısal uyum, dış borç sorunları, vergi­len­dirme, yatırımlar, istihdam, piyasa ve ekonominin bütün bağlantılı sektörleriyle ilgili olanlar dâhil politika ve programları, yoksulluk, eşit­sizlik ve özellikle kadınlar üzerindeki etkilerini göz önüne alarak, cinsi­yete dayalı bir bakış açı­sıyla analiz etmek; bunların ailenin iyiliğine ve koşullarına etkisini değerlen­dirmek ve üretim araçlarının, refahın, fırsat­ların, gelir ve hizmetlerin daha adil dağılımını sağlamak için bunları uy­gun şekilde düzenlemek;

(c) Kadınların tam ve eşit katılımıyla düzenlenen ve izlenen sağlam ve ka­rarlı makroekonomik ve sektörel politikaları oluşturmak ve uygu­lamak, geniş tabanlı sürekli ekonomik büyümeyi teşvik etmek, yoksullu­ğun yapısal nedenle­rini ele almak ve insan merkezli sürdürülebilir kal­kınmayı başarmanın genel çerçevesi içinde yoksulluğu yok etmeye ve cinsiyete dayalı eşitsizliği azaltmaya kararlı olmak;

(d) Kamu harcamalarının tahsisini, kadınlara ekonomik fırsatlar ve üretim kaynaklarına eşit ulaşabilirlik sağlayacak ve başta yoksulluk içinde yaşayanlar olmak üzere kadının temel sosyal, eğitimsel ve sağlıkla ilgili ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden düzenlemek ve ayarla­mak;

(e) Gerekli mali, teknik ve insani kaynakları tahsis ederek eviçi ve ulusal gıda güvenliğini, besinde kendi kendine yeterliliği sağlamak için gerekli yer­lerde ve uygun şekilde tarım ve balıkçılık sektörlerini geliş­tirmek;

(f) Eviçinde yiyeceğin adil bir şekilde dağıtılmasını sağlayacak po­litikalar ve programlar geliştirmek;

(g) Yoksulluk içinde yaşayan kadınların kötü ekonomik ortamlara direne­bilmelerini ve kriz dönemlerinde geçim kaynaklarını, araçlarını ve gelirlerini koruyabilmelerini sağlamak için, sosyal politikanın ayrılmaz bir parçası olarak Devlet ve toplumsal kaynaklı destek sistemlerini güç­lendirmek ve yeterli gü­venlik ağları oluşturmak;

(h) Hem resmi hem de özel sektörde kadın işçilerin istihdamına ve gelirine olumlu etki yapacak ekonomik politikalar oluşturmak ve kadının işsizliğine, özellikle uzun vadeli işsizliğine çözüm getirecek belirli ön­lemleri benimsemek;

(ı) Gerekli olduğunda, reisi kadın olan aileleri destekleyecek belirli eko­nomik, sosyal, tarımsal ve ilgili politikaları düzenlemek ve uygula­mak;

(j) Yoksulluk içinde yaşayan kadınların gıdaya ulaşabilirliklerini geliştire­cek istihdam projeleri dâhil, uygun fiyatlandırma ve dağıtım me­kanizmalarının kullanılmasını da kapsayan, yoksulluk karşıtı programları geliştirmek ve uygu­lamak;

(k) Göçmen işçi kadınlar dâhil bütün göçmen kadınların insan hak­larının tam olarak kullanılmasını ve şiddet ve istismara karşı korunmala­rını sağlamak; göçmen işçi kadınlar dâhil, belgeli göçmen kadınların güçlendirilmesi için ön­lemler almak; yeteneklerinin, yabancı eğitimleri­nin ve ehliyetlerinin daha çok tanınması yoluyla belgeli göçmen kadınla­rın verimli işlerde istihdamını ve onların işgücüyle tamamen bütünleşme­sini kolaylaştırmak;

(l) Yoksulluk içinde yaşayan kadınların ve sosyal açıdan marjinal olan ka­dınların verimli istihdam ve ekonomik akışla bütünleşmesini veya tekrar bü­tünleşmesini sağlayacak önlemler almak; ülke içinde yerinden edilmiş kadınla­rın ekonomik fırsatlara tam olarak ulaşmasını ve göçmen ve mülteci kadınların vasıflarıyla becerilerinin kabul edilmesini sağla­mak;

(m) Özellikle yoksulluk içinde yaşayan kadınların ve ailelerin kadın reisle­rinin ihtiyaçlarına özel bir önem vererek, diğer şeylerin yanı sıra, ulaşabilirlik önündeki bütün engelleri kaldırarak bütçelerinin yeteceği barınmayı sağlamala­rını ve arazi edinmeye ulaşabilirliklerini mümkün kılmak;

(n) Tarım ve balıkçılıkla uğraşan kadınların (çiftçilik ve üreticilikle geçi­nenler, özellikle kırsal bölgedekiler dâhil) mali, teknik, genişleme ve pazarlama hizmetlerine ulaşmalarını kolaylaştıracak politika ve prog­ramları düzenlemek ve uygulamak; araziye ulaşmalarını ve kontrol et­melerini mümkün kılmak; kadının gelirlerini artırmaya ve eviçi yiyecek güvenliğini yaygınlaştırmaya yö­nelik uygun üstyapı ve teknolojiyi özel­likle kırsal alanlarda sağlamak ve uygun yerlerde üreticilerin sahip ol­duğu, piyasayı temel alan kooperatifler kurulmasını teşvik etmek;

(o) Olmayan her yerde sosyal güvenlik sistemleri kurmak veya ha­yatları­nın her döneminde kadın ve erkek bireyleri eşit konumlara yerleş­tirmek ama­cıyla bu sistemleri gözden geçirmek;

(p) Özellikle yoksulluk içinde yaşayan kadınlara ulaşacak şekilde düzen­lenmiş yasal okur–yazarlık dâhil ücretsiz veya düşük maliyetli ya­sal hizmetlere ulaşabilirliği sağlamak;

(r) Yerli kadınlar için politika ve programları, onların tam katılı­mıyla ve kültürel farklılıklarına saygı duyarak yaygınlaştırmak ve güç­lendirmek için belirli önlemleri almak ve böylelikle kendilerini etkileyen yoksulluğu ortadan kaldırmak için kalkınma sürecinde tercih yapma im­kânına ve fırsatlara sahip olmalarını sağlamak.

59. Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu ve bölgesel kalkınma kuru­luşları da dâhil çok taraflı mali kurumlar tarafından ve iki taraflı kal­kınma işbirliği yoluyla :

(a) Dünya Sosyal Kalkınma Zirvesi’nde yapılan taahhütlere uygun olarak, hem yeterli hem de tahmin edilebilir yeni ve ek mali kaynakları, elverişlilikle­rini en üst düzeye çıkaracak şekilde harekete geçirmeye ça­lışmak ve bütün elverişli fon kaynaklarını ve mekanizmalarını, yoksul­luğu ortadan kaldırma amacına katkıda bulunmaya yönelik bir görüşün ışığında ve yoksulluk içinde yaşayan kadınların yararına olacak biçimde kullanmak;

(b) Cinsiyete dayalı bakış açılarını daha sistematik bir biçimde güç­lendir­mek ve onları yapısal uyum ve ekonomik iyileşme programları dâ­hil bütün yardım programlarının düzenlenmesi ve uygulanmasıyla bü­tünleştirmek için analitik kapasiteyi güçlendirmek;

(c) Kadının ilerlemesi dâhil kalkınmayı hedef alan program ve pro­jelerin finansmanına yardımcı olmak için dış borç problemlerine, kal­kınmaya dayanan etkili ve sağlam çözümler bulmak ve bunu iptal veya diğer borç azaltma ön­lemleri dâhil borç yükünün hafifletilmesini içeren, Aralık 1994’te Paris Klübünde oybirliğiyle kabul edilen borç affı mad­delerini hemen uygulayarak ve Eylem Platformu’nun önceliklerine uy­gun olarak sosyal kalkınma program ve projelerine uygulanmış borç dü­zenleme teknikleri geliştirerek yapmak;

(d) Uluslararası mali kurumları, yüksek oranda borcu bulunan düşük ge­lirli ülkeleri yönlendirmek üzere yenilikçi yaklaşımlar geliştirmeye davet et­mek;

(e) Yapısal uyum programlarının, kötü etkilere maruz ve dezavan­tajlı gruplarla topluluklar üzerindeki olumsuz etkilerini asgariye indire­cek şekilde düzenlenmesini sağlamak ve bu programların ekonomik ve sosyal faaliyetlerde marjinalizasyonunu önleyerek bu tip gruplarla top­luluklar üzerindeki olumlu etkilerini güvence altına almak ve ekonomik kaynaklarla sosyal ve ekonomik faaliyetlere ulaşabilirlik kazanmalarını ve onları kontrol edebilmelerini sağlaya­cak önlemler geliştirmek; eşitsiz­liği ve ekonomik farklılıkları azaltacak önlem­ler almak;

(f) Toplumsal cinsiyete duyarlı, sosyal etki değerlendirme araçları ve diğer bağlantılı yöntemlerle sosyal kalkınma amaçlı yapısal uyum programlarını göz­den geçirmek, bunların olumsuz etkilerini azaltacak, olumlu etkilerini artıracak politikalar geliştirerek, kadınların geçiş döne­minin bedelini nispeten daha ağır ödemelerine engel olmak; yapısal uyum yardımını, geliştirilmiş, hedefi belir­lenmiş sosyal kalkınma yardı­mıyla tamamlamak;

(g) Kadınların sürdürülebilir geçim kaynakları oluşturmalarına ve bunları koruyabilmelerine imkân tanıyan elverişli bir ortam yaratmak.

60. Ulusal ve uluslararası hükümet dışı kuruluşlar ve kadın grupları tara­fından:

(a) Akademik kurumlar, hükümet dışı kuruluşlar, taban örgütleri ve kadın grupları dâhil kalkınma sürecine katılan bütün tarafları, sosyal kal­kınmanın öncelikle Hükümetlerin sorumluluğu olduğunu kabul ederek, kırsal kesimden ve yerli halktan kadınlar, aile reisi kadınlar, genç kadın­lar ve yaşlı kadınlar, mülteci ve göçmen kadınlar ve özürlü kadınlar gibi en dezavantajlı ve en yoksul gruplara yönelik yoksulluk karşıtı program­ların etkinliğini geliştirmek için harekete geçirmek;

(b) Eylem Platformunda altı çizilen yoksulluğun ortadan kaldırılma­sına dair önerilerin uygulanmasını sağlamak için uygun izleme meka­nizmaları kur­mak, lobi ve diğer bağlantılı faaliyetlerde bulunmak ve devletle özel sektörlerin, sorumluluk almalarını ve şeffaf olmalarını sağ­lamayı hedef almak;

(c) Farklı ihtiyaçları olan kadınları da faaliyetlerine dâhil etmek ve gençlik örgütlerinin, giderek daha etkin bir biçimde kalkınma programla­rının ortağı haline geldiğini kabul etmek;

(d) Hükümet ve özel sektörlerle işbirliği yaparak, sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlerin iyileştirilmesine yönelik kapsamlı bir ulusal stratejinin geliştirilme­sine katılmak ve böylece yoksulluk içinde yaşayan her yaştan kadın ve kız ço­cukların bu hizmetlere tam ulaşmasını sağlamak; Cinsi­yete dayalı bir bakış açısıyla düzenlenmiş hizmetlere ulaşabilirliği garanti altına alacak mali kay­naklar bulmak ve bu hizmetleri, hükümet kurumla­rının görev alanına girmeyen kırsal ve uzak alanlara da ulaşacak şekilde genişletmek;

(e) Hükümetler, işverenler, diğer sosyal ortaklar ve ilgili taraflarla işbirliği yaparak eğitim ve öğretimin, ve kadınların yeni talepleri karşıla­yacak çeşitli becerileri kazanmasını sağlayacak yeniden eğitme politika­larının gelişmesine katkıda bulunmak;

(f) Kadınların miras, toprak ve diğer mülk sahibi olma hakkı dâhil, kredi, doğal kaynaklar ve uygun teknolojiler gibi ekonomik kaynaklara tam ve eşit ulaşma hakkını korumak için harekete geçmek.

Stratejik hedef A.2. Yasaları ve idari uygulamaları, kadınların eşit hakla­rını ve ekonomik kaynaklara ulaşmasını güvence altına alacak şe­kilde yeniden düzenlemek.

Yapılacak eylemler

61. Hükümetler tarafından:

(a) Özellikle yoksulluk içinde yaşayan kadınlara ulaşacak şekilde düzen­lenmiş yasal okuryazarlık dâhil olmak üzere, ücretsiz veya düşük ücretli yasal hizmetlere ulaşabilirliği sağlamak;

(b) Kadınların miras, toprak ve diğer mülk sahibi olma hakkı dâhil olmak üzere, kredi, doğal kaynaklar ve uygun teknolojiler gibi ekonomik kaynaklara tam ve eşit ulaşabilirliklerini sağlayacak yasal ve idari re­formları gerçekleştir­mek;

(c) Yerli halkın haklarını yaygınlaştırma ve koruma çabalarının bir parçası olarak Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) nün 169 No.’lu Söz­leşmesini gün­deme getirmek.

Stratejik hedef A.3. Tasarrufa, kredi mekanizmalarına ve kurumla­rına ulaşmalarını sağlayarak kadınları desteklemek.

Yapılacak eylemler

62. Hükümetler tarafından

(a) Resmi bankalar ile borç veren aracı kurumlar arasındaki bağlan­tıları güçlendirerek kırsal, kentsel ve uzak bölgelerdeki kadın girişimciler dâhil deza­vantajlı kadınların mali hizmetlere ulaşabilirliğini artırmak, yasal destek dâhil kadınların eğitilmesini sağlamak, aracı kurumlar için sermayeyi harekete geçire­rek bu kurumları güçlendirmek ve kredi alma olanaklarını artırmak;

(b) Mali kurumlar ile hükümet dışı kuruluşlar arasındaki bağlantıları teş­vik etmek ve krediyi kadınlara yönelik hizmetler ve eğitimle bütün­leştirenler dâhil, yenilikçi borç verme uygulamalarını desteklemek ve kırsal kesimdeki kadınlar için kredi imkânları sağlamak;

63. Politikalarını gözden geçirmesi gereken ticari bankalar, uzman­laşmış mali kurumlar ve özel sektör tarafından:

(a) Yoksul kadınlara ulaşmada etkili ve işlem maliyetiyle yeniden düzen­leme riskini azaltmada yenilikçi, kredi ve tasarruf yöntemleri kul­lanmak;

(b) Geleneksel teminat kaynaklarına ulaşma imkânı olmayan genç kadınlar dâhil, kadınlara borç vermek için özel imkânlar sağlamak;

(c) Bankacılık uygulamalarını basitleştirmek, örneğin banka hesabı açmak için gereken asgari meblağ ve diğer talepleri azaltmak;

(d) Uygun yerlerde, kredi ve mali hizmet veren kurumların karar alma sü­reçlerine kadın müşterilerin katılımını ve bu kurumlara ortak ol­malarını sağla­mak.

64. Çok taraflı ve iki taraflı kalkınma işbirliği örgütleri tarafından:

Düşük gelirli, küçük ölçekli ve mikro ölçekli kadın girişimcilere ve üreti­cilere hizmet veren, hem kayıtlı hem de kayıt dışı sektörlerdeki mali kurumları, sermaye ve/veya kaynak sağlama yoluyla desteklemek.

65. Hükümetler ve çok taraflı mali kurumlar tarafından, uygun ol­duğunda:

Sermaye sağlamak, yeniden finanse etmek ve kendine yeterliği ge­liştire­cek şekildeki kurumsal kalkınma yardımı yoluyla düşük gelirli ka­dın ve erkek­lerin büyük bir kısmına ulaşabilecek performansa sahip ku­rumları desteklemek.

66. Uluslararası örgütler tarafından:

Dezavantajlı ve yoksulluk içinde yaşayan kadınlar için gelir oluş­turma amaçlı, sürdürülebilir ve üretime yönelik girişim faaliyetlerini yaygınlaştırmak üzere hazırlanmış program ve projelerin fonunu artır­mak.

Stratejik hedef A.4. Cinsiyete dayalı metodolojiler geliştirmek ve yoksul­luğun kadınla özdeşleşmesini ele alacak araştırmalar yapmak.

Yapılacak eylemler

67. Hükümetler, hükümetlerarası örgütler, akademik kurumlar, araştırma kurumları ve özel sektör tarafından:

(a) Cinsiyete dayalı bakış açılarını, yapısal uyum plan ve programla­rının dâhil olduğu, ekonomik politika oluşturma sürecinin bütün alanla­rıyla bütün­leştirecek kavramsal ve pratik metodolojiler geliştirmek;

(b) Yapısal uyum programları dâhil, bütün politika ve programların “cin­siyetlere göre etkisi”ni analiz ederken bu metodolojileri uygulamak ve araştırma bulgularını yaymak.

68. Ulusal ve uluslararası istatistik örgütleri tarafından:

(a) Yoksulluk ve ekonomik faaliyetin bütün alanları hakkında cinsi­yet ve yaşa ilişkin toplanmamış verileri toplamak ve ekonomik perfor­mansın cinsiyete dayalı bakış açısıyla değerlendirilmesini kolaylaştıracak niteliksel ve niceliksel istatistikî göstergeler geliştirmek;

(b) Kadınların yaptıkları bütün işleri ve ücretsiz işlerle ev işleri sektörün­deki katkıları dâhil, ulusal ekonomiye yaptıkları bütün katkıları tanıyacak ve görünür kılacak uygun istatistiki araçlar geliştirmek ve üc­retsiz işlerle yoksullu­ğun meydana geliş sıklığı ve kadınların yoksulluğa maruz kalmaları arasındaki ilişkiyi incelemek.

 

 

B. Kadınların Eğitimi ve Öğrenimi

69. Eğitim bir insan hakkıdır ve eşitlik, kalkınma ve barış hedefle­rine ula­şılması için gerekli bir araçtır. Ayrımcı olmayan eğitim, hem kız çocuklar hem de erkek çocuklar için yararlıdır, böylece kadınla erkek arasında daha eşit iliş­kiler kurulmasına büyük katkıda bulunur. Eğer daha çok kadın, değişimin ger­çekleştiricisi olacaksa, eğitimin kazandırdığı niteliklerin kadınlar için de ulaşı­labilir ve kazanılabilir olması şarttır. Ka­dının okur yazar olması, aile içinde sağlık, beslenme ve eğitimi geliştir­menin ve kadınları, toplumdaki karar alma süreçlerine katılmaları için güçlendirmenin en önemli anahtarıdır. Kız çocukla­rın ve kadınların resmi ve resmi olmayan eğitim ve öğrenimlerine yatırım yap­manın, olağanüstü yüksek sosyal ve ekonomik kazancı bir yana, sürdürülebilir kalkınmayı ve hem sürekli hem de sürdürülebilir ekonomik büyümeyi başarma­nın en iyi araçlarından biri olduğu kanıtlanmıştır.

70. Eğitim araçlarının hâlâ yeterince ulaşılabilir olmadığı Afrika’nın bazı bölümleri, özellikle Sahra altı Afrikası ve Orta Asya hariç, bölgesel düzeyde kız ve erkek çocukların ilköğretime eşit ulaşımı başarılmış du­rumdadır. Orta öğre­timde ilerleme kaydedilmiş, bazı ülkelerde kız ve erkek çocukların orta öğre­time eşit ulaşımı sağlanmıştır. Kız çocukların ve kadınların üçüncü basamak eğitime kayıt oranları önemli ölçüde art­mıştır. Pek çok ülkede özel okullar her düzeydeki eğitimin ulaşılabilirli­ğini artırarak önemli ve tamamlayıcı bir rol oynamışlardır. Buna rağmen, Herkes İçin Eğitim Dünya Konferansı’nın (Jomtien, Tayland, 1990) Her­kes İçin Eğitim Dünya Deklarasyonu’nu ve Temel Öğrenme İhtiyaçlarını Karşılamak İçin Eylem Çerçevesi’ni 12/ kabul etmesin­den yaklaşık 6 yıl sonra bile, en az 60 milyonu kız olan yaklaşık 100 milyon çocuk ilköğre­time ulaşma imkânından yoksun durumdadır ve dünyada okuma yazma bilmeyen 960 milyon yetişkinin üçte ikisinden fazlası kadındır. Geliş­mekte olan ülkelerin pek çoğunda, özellikle Sahra altı Afrikası’nda ve bazı Arap Ülkelerinde okuma yazma bilmeyenlerin yüksek oranda ol­ması, kadınların ilerlemesinde ve kalkınmadaki en büyük engeldir.

71. Geleneksel yaklaşımlar, erken evlilikler ve gebelikler, yetersiz ve cin­siyet konusunda önyargılı öğretim ve eğitim malzemeleri, cinsel taciz ve okul araçlarının fiziksel ya da başka açıdan elde edilebilir olma­yışı ya da yetersiz olması yüzünden, kız çocukların eğitime ulaşabilirli­ğinde ayrımcılık çoğu böl­gede devam etmektedir. Kız çocuklar çok erken yaştan itibaren ağır evişlerini üstlenirler. Kız çocukların ve genç kızların hem eğitimsel hem de ev işlerine ait sorumlulukları birlikte taşıması beklenir, bu da sıklıkla onların okulda başarılı olamamalarına ve eğitim sisteminden erkenden ayrılmalarına neden olur. Bu durum ise kadınların hayatının bütün yönlerini ömür boyu etkileyen sonuçlar doğurur.

72. Kadın ve erkeklerin, kız ve erkek çocukların eşit muamele gör­dükleri, tüm potansiyellerini gerçekleştirmeleri için teşvik edildikleri, düşünce, vicdan, din ve inanç özgürlüklerine saygı duyulan ve eğitim kaynaklarının kadın ve erkeklerin klişeleşmiş olmayan imajlarını yaydığı eğitici ve sosyal bir ortam oluşturmak, kadınlara yönelik ayrımcılığın nedenlerini ve kadınla erkek arasın­daki eşitsizlikleri ortadan kaldırmakta etkili olacaktır.

73. Kadınların, gençlikte kazanılanların ötesinde, sürekli kazanılan bilgi ve becerilerden yararlanması sağlanmalıdır. “Hayatboyu öğrenme” kavramı, resmi eğitim ve öğrenimde kazanılan bilgi ve beceriler kadar, resmi olmayan yollardan örneğin gönüllü faaliyetlerden, ücretsiz işlerden ve geleneksel bilgi­lerden meydana gelen öğrenmeyi de kapsar.

74. Müfredat ve eğitim malzemeleri toplumsal cinsiyet konusunda büyük ölçüde önyargılıdır ve kız çocuklarla kadınların belirli ihtiyaçla­rına nadiren duyarlıdır. Bu durum, kadının, toplumdaki tam ve eşit or­taklığını inkâr eden geleneksel kadın ve erkek rollerini pekiştirir. Her düzeydeki eğitimcilerin top­lumsal cinsiyete duyarlı olmaması, ayrımcılık eğilimini pekiştirerek ve kız ço­cukların özgüvenini baltalayarak, kadınla erkek arasında varolan adaletsizlikleri güçlendirmektedir. Cinsel eğitim ve üreme sağlığı eğitimi eksikliğinin kadınlar ve erkekler üzerindeki et­kisi büyüktür.

75. Özellikle fen bilimleri müfredatı cinsiyete karşı önyargılıdır. Fen bi­limleri ders kitapları kadınların ve kız çocukların gündelik yaşantıla­rıyla bağ­lantılı değildir ve kadın bilimcileri tanıtmazlar. Genellikle kız çocuklar, kendile­rine gündelik hayatlarını geliştirecek bilgiler sağlayan ve iş bulma olanaklarını artıran matematik ve bilimde temel eğitimden ve teknik eğitimden yoksun bıra­kılırlar. Bilim ve teknolojide ilerlemiş ça­lışmalar, kadınları kendi ülkelerinin teknolojik ve endüstriyel kalkınma­sında etkin bir rol almaya hazırlamakta, böylece mesleki ve teknik eği­timde farklı bir yaklaşımın gereği ortaya çıkmak­tadır. Teknoloji hızla dünyayı değiştirmekte ve aynı zamanda gelişmekte olan ülkeleri de etki­lemektedir. Kadınların teknolojiden sadece yararlanmasını değil, düzen­lemesinden uygulamasına, izlemesinden değerlendirmesine kadar bu sü­recin bütün aşamalarına katılmasını sağlamanın büyük önemi vardır.

76. Kız çocukların ve kadınların, yüksek öğrenim dâhil eğitimin bütün dü­zeylerine ve bütün akademik alanlara ulaşabilmesi ve tutunabil­mesi, mesleki faaliyetlerde sürekli gelişmelerini sağlamanın koşulların­dan biridir. Bununla beraber kızların hâlâ sınırlı sayıdaki çalışma ala­nında yoğunlaştığını belirtmeli­yiz.

77. Kitle iletişim araçları güçlü bir eğitim malzemesidir. Eğitimci­ler, hü­kümet örgütleri ve hükümet dışı kuruluşlar kitle iletişim araçlarını kadının iler­lemesi ve kalkınma için eğitim amacıyla kullanabilirler. Bil­gisayarlı eğitim ve bilgi sistemleri, öğrenmede ve bilginin yayılmasında giderek daha önemli bir unsur olmaktadır. Televizyon özellikle gençleri fazlasıyla etkilemektedir ve bu yüzden kadın ve kız çocukların değerle­rini, tutumlarını ve algılama tarzlarını hem olumlu hemde olumsuz yönde biçimlendirme özelliği vardır. Bu nedenle eğitimcilerin eleştirel muha­keme ve analitik becerileri öğretmesi çok önemlidir.

78. Özellikle kız çocuklar ve kadınlar için eğitime ayrılan kaynak­lar, çoğu ülkede yetersizdir ve bazı durumlarda düzenleme politika ve programları bağ­lamındakiler dâhil fazlasıyla azalmıştır. Bu tip yetersiz kaynak tahsislerinin uzun vadede insan gelişimine, özellikle kadınların gelişmesine olumsuz etkileri vardır.

79. Eğitim fırsatlarının yetersizliğini ve eşit olmayan ulaşılabilirli­ğini ele alırken, Hükümetler ve diğer aktörler, bütün politika ve prog­ramlara cinsiyete dayalı bakış açısını ana görüş olarak yerleştirmek ama­cıyla faal ve görünür bir politika izlemelidirler. Böylece kararlar alınma­dan önce, bu kararların kadınları ve erkekleri nasıl etkileyeceğine ilişkin bir inceleme yapabilme imkânı doğa­caktır.

Stratejik hedef B.1. Eğitime eşit ulaşılabilirlik sağlamak.

Yapılacak eylemler

80. Hükümetler tarafından:

(a) Eğitimin bütün düzeylerinde, cinsiyet, ırk, dil, din, ulusal köken, yaş veya özürlü olmaya dayanan ayrımcılığı veya ayrımcılığın herhangi bir başka biçimini ortadan kaldıracak önlemler alarak eğitime eşit ulaşı­labilirlik hedefini gerçekleştirmek ve uygun durumlarda, şikâyete neden olan durumları ele alacak işlemleri başlatmayı düşünmek;

(b) 2000 yılına kadar, temel eğitime evrensel düzeyde ulaşılabilirliği sağ­lamak ve ilkokul çağındaki çocukların en az % 80’inin ilköğretimi tamamlama­sını güvence altına almak; 2005 yılına kadar ilk ve orta öğre­timdeki cinsler arası farkı kapatmak; 2015 yılından önce evrensel ilköğ­retimi bütün ülkelerde ger­çekleştirmek;

(c) Kadınların kariyer geliştirme, mesleki eğitim, burslar ve araş­tırma fonlarına eşit ulaşabilirliğini sağlayarak ve gerektiğinde olumlu ayrımcılığı be­nimseyerek, üçüncü basamak eğitimin bütün alanlarına ulaşabilirlikte toplumsal cinsiyet farklılıklarını ortadan kaldırmak;

(d) Eşit eğitim ve öğrenim fırsatlarını sağlamak ve kadınların eği­time iliş­kin idare, politika ve karar alma süreçlerine tam ve eşit katılımını güvence al­tına almak amacıyla toplumsal cinsiyete duyarlı bir eğitim sistemi oluşturmak;

(e) Ebeveynler, gençlik örgütleri dâhil hükümet dışı kuruluşlar, topluluklar ve özel sektörle işbirliği yaparak genç kadınlara, onları top­luma tam olarak katılmaya hazırlayacak akademik ve teknik eğitim, kari­yer planlama, liderlik, sosyal beceriler ve çalışma tecrübesi kazandırmak;

(f) Uygun bütçe kaynaklarını tahsis ederek, ebeveynlerin ve toplu­mun desteğini alarak, kampanyalar, esnek okul programları, teşvik dü­zenlemeleri, burslar ve kız çocukların eğitiminin aileye maliyetini en aza indirecek ve ailenin kız çocuk için eğitim seçmesini kolaylaştıracak diğer araçları kullanarak ve din, ırk veya kültüre dayalı ayrımcı yasa ve tüzük­leri iptal etme yoluyla eğitim kurumlarında kadın ve kız çocukların vic­dan ve din özgürlüğü hakkına saygı gösterilmesini sağlayarak, kızların okula kayıt ve okulu bitirme oranlarını artır­mak;

(g) Hamile ergenlerin ve genç annelerin okula gitmesini önleyen bütün engelleri ortadan kaldıran bir eğitim ortamı oluşturmak, ve uygun durumlarda, okul yılları boyunca çocuklarının ya da bebeklerinin bakı­mından sorumlu olan­ların okula dönmesini, veya devam etmesini ve okulu tamamlamasını teşvik etmek için uygun maliyetli ve kolaylıkla ulaşılabilen çocuk bakım merkezleri kurmak ve ebeveyn eğitimi vermek;

(h) Her yaştan kadının sosyal, ekonomik ve politik kalkınma süre­cini ger­çekleştirmek ve bu sürece eşit koşullar altında tam olarak katıl­mak için gereken bilgi, kapasite, yetenek, beceri ve ahlaki değerleri ka­zanabilmesi amacıyla eğitimin kalitesini artırmak ve kadınlarla erkekler için ulaşılabilirlik açısından eşit fırsatlar geliştirmek;

(i) Gelecekteki kariyer fırsatlarını genişletecek akademik ve teknik müfre­datı izlemeleri için kız çocukları teşvik edecek ayrımcı olmayan ve toplumsal cinsiyete duyarlı okul danışmanlığını ve mesleki eğitim prog­ramlarını kullanışlı hale getirmek;

(j) Henüz onaylanmamış yerlerde Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kül­türel Haklar Sözleşmesi’nin 13/ onaylanmasını teşvik etmek.

Stratejik hedef B.2. Kadınlar arasında cehaleti yoketmek.

Yapılacak eylemler

81. Hükümetler, ulusal, bölgesel ve uluslararası organlar, iki taraflı ve çok taraflı mali kaynak sağlayan kurum ve kuruluşlar ve hükümet dışı kuruluşlar tarafından :

(a) Kırsal kesim kadınlarına, göçmen, mülteci ve ülke içinde yerin­den edilmiş kadınlara ve özürlü kadınlara özel bir önem vererek kadınla­rın okuma yazma bilmeme oranını 1990 yılındaki düzeyin en az yarısına indirmek;

(b) 2000 yılına kadar kız çocuklar için ilköğretime evrensel ulaşabi­lirliği sağlamak ve ilköğretimin tamamlanmasında cinsiyet eşitliğini sağlamaya çalış­mak;

(c) Herkes İçin Eğitim Dünya Deklarasyonunda (Jomtien) tavsiye edildiği gibi, temel ve fonksiyonel okur yazarlıkta toplumsal cinsiyet far­kını kapatmak;

(d) Gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasındaki farklılıkları azaltmak;

(e) Herkes için okur yazarlığın yaygınlaştırılmasına yetişkinlerin ve ailele­rin katılımını teşvik etmek;

(f) Okur yazarlıkla birlikte yaşam için gerekli becerileri, bilimsel ve tek­nolojik bilgiyi yaygınlaştırmak ve günümüze ait hedeflerle referans noktalarını dikkate alarak okur yazarlık tanımının genişletilmesine yöne­lik çalışmalar yapmak.

Stratejik hedef B.3. Kadının mesleki eğitime, bilim ve teknolojiye ulaşa­bilirliğini ve eğitimi sürdürmesini geliştirmek.

Yapılacak eylemler

82. İşverenler, işçiler ve sendikalarla, kadın ve gençlik örgütleri dâ­hil uluslararası ve hükümet dışı kuruluşlarla ve eğitim kurumlarıyla iş­birliği yapa­rak Hükümetler tarafından:

(a) İstihdam imkânlarını geliştirmek ve değişen sosyo-ekonomik ortamın taleplerini karşılayacak becerileri kazanmalarını sağlamak için, başta genç ka­dınlar ve çalışma hayatına yeni giren kadınlar olmak üzere, kadınlara yönelik eğitim, öğretim ve yeniden öğretim politikaları geliş­tirmek ve uygulamak;

(b) Kız çocuklar ve kadınlara yönelik resmi olmayan eğitim imkân­larının, eğitim sistemi tarafından tanınmasını sağlamak;

(c) Kız çocuklar ve kadınlara, mesleki eğitimin, bilim ve teknolo­jiyle ilgili eğitim programlarının ve eğitimi sürdürme programlarının mevcudiyeti ve ya­rarlarına ilişkin bilgi vermek;

(d) İşsiz kadınlara, serbest çalışma ve girişime yönelik becerilerinin geliş­tirilmesi dâhil, istihdam imkânlarını geliştirecek ve zenginleştirecek yeni bilgi ve becerileri kazandırmak için, eğitim ve mesleki eğitim prog­ramları düzenle­mek;

(e) Mesleki ve teknik eğitimin çeşitlerini artırmak, kız çocukların ve ka­dınların, bilim, matematik, mühendislik, çevre bilimleri ve teknolojisi, bilgi teknolojisi ve yüksek teknoloji ve iş idaresi gibi alanlarda eğitim ve mesleki eğitime ulaşabilirliğini ve eğitimi tamamlamasını sağlamak;

(f) Gıda ve tarım araştırmalarında, genişleme ve eğitim programla­rında kadının merkezi rolünü yaygınlaştırmak;

(g) Müfredat ve eğitim malzemelerinin uygunluğunu ve destekleyici bir eğitim ortamını teşvik etmek ve fen bilimleriyle matematik öğret­menlerini, bilim ve teknolojinin kadınların yaşamıyla yakından ilişkisine duyarlı kılmak amacıyla, birkaç bilim dalına birden yer veren kurslar açmak dâhil, kadınlar ve erkekler için geleneksel olmayan çeşitli meslek seçimlerine de olanak tanıyan eğitim programlarının yaygınlaştırılması için olumlu adımlar atmak;

(h) Kadınların teknik ve bilimsel alanlara, özellikle temsil edilme­dikleri veya yeterince temsil edilmedikleri alanlara daha iyi ulaşabilirli­ğini ve katılı­mını sağlayacak olumlu önlemler almak ve uygulamak, müf­redat ve eğitim malzemeleri geliştirmek;

(i) Kadınların bütün çıraklık programlarına katılmasını teşvik etmek için politikalar ve programlar geliştirmek;

(j) Gelir getiren imkânları artırmak amacıyla tarım, balıkçılık, en­düstri ve ticaret, el işleri gibi alanlarda çalışan kadınlar için teknik, idari, tarımsal geniş­lemeye yönelik eğitimi ve pazarlama alanlarını artırmak, özellikle taban örgüt­leri düzeyindeki kadın örgütleri aracılığıyla ve ka­dınların üretim, pazarlama, ticaret, bilim ve teknolojiye yaptıkları katkı­lar yoluyla ekonomik karar verme sürecine katılımlarını artırmak;

(k) Çok az veya hiç eğitim görmemiş yetişkin kadınların, özürlü ka­dınla­rın, belgeli göçmen, mülteci ve yerinden edilmiş kadınların, istih­dam imkânla­rını geliştirecek bütün uygun düzeylerdeki kaliteli eğitim ve öğrenime ulaşabi­lirliklerini sağlamak.

Stratejik hedef B.4. Ayrımcı olmayan eğitim ve öğrenimi geliştir­mek.

Yapılacak eylemler

83. Hükümetler, eğitim yetkilileri ve diğer eğitim kurumlarıyla aka­demik kuruluşlar tarafından:

(a) Bütün ilgili derneklerle (yayıncılar, öğretmenler, kamu yetkilileri ve aile birlikleri) birlikte çalışarak, öğretmenlerin eğitimi dâhil, eğitimin bütün düzeyleri için cinsiyete dayalı klişelerden bağımsız öğretim mal­zemeleri, ders kitapları ve müfredat geliştirmek ve ayrıntılı öneriler ha­zırlamak;

(b) Öğretmenler ve eğitimciler için, kadınla erkeğin, ailedeki ve toplum­daki yukarıdaki paragraf 29’da tanımlanan statüsünü, rolünü ve katkısını daha iyi anlamalarını sağlayacak eğitim programları ve malze­meleri geliştirmek; bu bağlamda kız çocuklarla erkek çocuklar arasında eşitlik, işbirliği, karşılıklı saygı ve sorumlulukların paylaşılmasını okul öncesi düzeyden başlayarak yer­leştirmek ve özellikle erkek çocukların kendi eviçi ihtiyaçlarını karşılamak ve hanehalkıyla bakıma muhtaç aile üyelerinin sorumluluğunu paylaşmak için ge­reken becerilere sahip ol­duklarını vurgulayacak eğitim modelleri geliştirmek;

(c) Öğretmenler ve eğitimciler için, eğitim sürecindeki rollerinin daha iyi farkına varmalarını sağlamak ve onları cinsiyete duyarlı öğretme yöntemleri konusunda etkili stratejilerle donatmak amacıyla eğitim prog­ramları ve malze­meleri geliştirmek;

(d) Her düzeyde kadın öğretmenler bulunmasının kız çocuklarını okula çekmek ve okulda tutabilmek açısından önemini bilerek, kadın öğ­retmen ve öğretim görevlilerinin, erkek öğretmen ve öğretim görevlile­riyle aynı imkânlara ve eşit statüye sahip olmasını sağlayacak faaliyet­lerde bulunmak;

(e) Çatışmaları barışçı yolla çözme eğitimini tanıtmak ve yaygınlaş­tırmak;

(f) Eğitime yönelik politikalara ve karar alma süreçlerine ulaşabil­miş ka­dınların, eğitimin her düzeyindeki, özellikle bilimsel ve teknolojik alanlar gibi geleneksel olarak erkeklerin çoğunlukta olduğu akademik disiplinlerdeki kadın öğretmenlerin oranını artıracak olumlu önlemler almak;

(g) Eğitimin her düzeyinde, özellikle akademik kurumların lisan­süstü dü­zeyinde cinsiyete ilişkin araştırma ve çalışmaları geliştirmek ve desteklemek, ve üniversite müfredatı dâhil, müfredatın, ders kitaplarının, eğitim malzemelerinin ve öğretmen eğitiminin geliştirilmesinde bunlar­dan yararlanmak;

(h) Bütün kadınların, hem yetişkin hem de öğrenci olarak, sivil top­lumda liderlik rolünü üstlenmelerini teşvik etmek için, liderlik eğitimini ve imkânlarını geliştirmek;

(i) Kamuoyunu, özellikle ebeveynleri, çocuklar için ayrımcı olma­yan eği­timin önemi ve aile sorumluluklarının kız ve erkek çocuklar tara­fından eşit paylaşımı konusunda aydınlatan kitle iletişim araçlarıyla bir­likte, birden fazla dil kullanımını da göz önüne alarak, uygun eğitim ve bilgilendirme programları hazırlamak;

(j) Özellikle lisans ve lisansüstü hukuk, sosyal ve politik bilimler müfre­datının, kadınların insan haklarını Birleşmiş Milletler anlaşmala­rındaki şekliyle kapsaması için başta yüksek öğrenim kurumlarını teşvik ederek, eğitimin her düzeyinde toplumsal cinsiyet boyutunu da içine ala­cak, insan hakları konulu eğitim programları geliştirmek;

(k) Uygun olan yerlerde, cinsel sağlık ve üreme sağlığı eğitiminin, kadın­ların sağlık konularını dikkate alan resmi eğitim programı içinde yer almasını önleyen yasal, idari ve sosyal engelleri kaldırmak;

(l) Ebeveynlerin rehberliği ve desteğiyle, ayrıca eğitim personeli ve ku­rumlarıyla işbirliği yaparak, kız ve erkek çocukların sorumluluklarının farkına varmalarını sağlayacak ve bu sorumlulukları benimsemelerine yardımcı olacak eğitim programlarıyla, bütünleyici hizmetleri oluştur­mayı teşvik etmek ve böyle bir eğitimin yanı sıra kişisel gelişimle öz saygının gelişmesine yönelik hizmetle­rin önemini, istenmeyen gebelik­lerden, cinsel yolla geçen hastalıkların yayılma­sından özellikle HIV/AIDS’ten, cinsel taciz ve şiddet gibi olaylardan kaçınmaya yönelik acil ihtiyacı göz önüne almak;

(m) Ulaşılabilir eğlenme-dinlenme ve spor tesisleri kurmak, kız ço­cuklar ve her yaştan kadınlar için eğitimde cinsiyete duyarlı programlar ve kamu ku­ruluşları oluşturmak ve güçlendirmek, antrenörlük, eğitmen­lik ve yöneticilik dâhil atletizm ve fiziksel aktivitelerin her alanında ve ulusal, bölgesel ve ulusla­rarası düzeylerde katılımcılar olarak, kadınların ilerlemesini desteklemek;

(n) Yerli halktan kadınların ve kız çocukların eğitim hakkını kabul etmek ve desteklemek, yerli halkın kullandığı dillerin imkân tanıdığı ka­dar, uygun eğitim programları, müfredat ve ders araçları geliştirmek ve yerli kadınların bu süreçlere katılımını sağlamak dâhil, onların ihtiyaçla­rına, isteklerine ve kültürle­rine duyarlı, birkaç kültürü birden içeren eği­tim yaklaşımını yaygınlaştırmak;

(o) Yerli kadınların sanatsal, ruhsal ve kültürel faaliyetlerini bilmek ve saygı göstermek;

(p) Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve kültürel, dini ve diğer farklı­lıkların eğitim kurumlarında saygıyla karşılanmasını sağlamak;

(r) Uygun maliyetli ve elverişli teknolojileri ve kitle iletişim araçla­rını, ör­neğin radyo programlarını, kasetler ve gezici birimleri kullanarak kırsal ke­simde yaşayan ve çiftçilikle uğraşan kadınlar için uygun eğitim, mesleki eğitim ve bilgilendirme programlarını yaygınlaştırmak;

(s) Özellikle kırsal kesim kadınları için, sağlık, küçük girişimcilik, tarım ve yasal haklarıyla ilgili olarak potansiyellerinin farkına varmala­rını sağlayacak resmi olmayan eğitim imkânları oluşturmak;

(t) Hamile ergenler ve genç annelerin resmi eğitime ulaşabilirliğin­deki bütün engelleri kaldırmak ve gerekli yerlerde çocuk bakımı ve diğer destek hizmetlerinin kurulmasını desteklemek;

Stratejik hedef B.5. Eğitime yönelik reformların uygulanmasını iz­lemek ve bunlar için yeterli kaynak tahsis etmek.

Yapılacak eylemler

84. Hükümetler tarafından:

(a) Eğitim sektörü için gereken bütçe kaynaklarını sağlamak ve eği­tim sektörü içinde, temel eğitim fonlarının uygun şekilde artmasını sağ­layacak düzenlemeler yapmak;

(b) Eğitime yönelik reformların ve ilgili bakanlıklardaki önlemlerin uygu­lanmasını, uygun düzeylerde izlemek için bir mekanizma kurmak ve izleme çalışmalarının gündeme getirdiği konuları ele almak için, uygun yerlerde teknik yardım programları oluşturmak.

85. Hükümetler ve uygun olduğunda özel kuruluşlar ile kamu kurum ve kuruluşları, araştırma enstitüleri ve hükümet dışı kuruluşlar tarafın­dan:

(a) Gerekli olduğunda, kız çocukların ve kadınların olduğu kadar eşitlik temeline göre erkek çocukların ve erkeklerin de eğitimlerini ta­mamlamaları için, hizmetlerden yeterince yararlanamayan gruplara özel bir önem vererek, özel kuruluşlar, kamu kurum ve kuruluşları, araştırma enstitüleri ve hükümet dışı kuruluşlardan sağlanacak ek kaynakları hare­kete geçirmek;

(b) Bütün kız çocuklar ve kadınlar için imkânları genişletmek ama­cıyla matematik, bilim ve bilgisayar teknolojisi gibi alanları içeren özel programlara fon sağlamak.

86. Dünya Bankası dâhil çok taraflı kalkınma kuruluşları, bölgesel kal­kınma bankaları, mali kaynak sağlayan iki taraflı kurum ve kuruluşlar tarafın­dan:

(a) Kalkınma yardımı programlarında bir öncelik olarak kız çocuk ve ka­dınların eğitim ve öğrenim ihtiyaçları için fonları artırmayı düşün­mek;

(b) Kadınlar için eğitim fonunun, yapısal uyum ve borç verme ile istikrar dâhil ekonomik iyileşme programlarının kapsamına alınmasını ya da artırılma­sını güvence altına almak için alıcı hükümetlerle birlikte ça­lışmayı düşünmek.

87. Uluslararası ve hükümetlerarası örgütler, özellikle Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü tarafından, küresel düzeyde:

(a) Ulusal, bölgesel ve uluslararası organlar tarafından oluşturulmuş eği­time yönelik göstergeleri kullanarak, şimdiye dek elde edilmiş başarı­nın değer­lendirilmesine katkıda bulunmak ve hükümetleri, eğitim ve öğ­renimdeki im­kânlar ve bütün alanlarda, özellikle ilköğretim ve okuma yazma öğrenme prog­ramlarında başarılan düzey açısından, kadınlarla erkekler, kız çocuklarla erkek çocuklar arasındaki farklılıkları ortadan kaldıracak tedbirler uygulamaya zorla­mak;

(b) Gelişmekte olan ülkelere, isteğe bağlı olarak, eğitim, öğrenim ve araş­tırma imkânları açısından ve bütün alanlardaki, özellikle temel eğitim ve okuma yazma bilmemenin yok edilmesindeki başarı düzeyi açısından kadınlarla er­kekler arasındaki farkın kapatılmasına ilişkin gelişmeleri izleme kapasitesini güçlendirecek teknik yardım sağlamak;

(c) Kız çocukların ve kadınların eğitim hakkını yaygınlaştıracak uluslara­rası bir kampanya yürütmek;

(d) Kaynaklarının önemli bir oranını kadın ve kız çocukların temel eğiti­mine tahsis etmek.

Stratejik hedef B.6. Kız çocuklar ve kadınlar için hayat boyu eğitim ve öğ­renim sağlamak.

Yapılacak eylemler

88. Hükümetler, eğitim kurum ve örgütleri tarafından:

(a) Kız çocukların ve kadınların, kendi toplumları ve ulusları içinde yaşa­yabilmek, onlara katkıda bulunabilmek ve onlardan yararlanabilmek için gere­ken bilgi ve becerileri sürekli kazanmalarını sağlayacak çok çe­şitli eğitim ve öğretim programlarının hazır bulunmasını güvence altına almak;

(b) Annelerin okula devam edebilmesi için çocuk bakımı ve diğer hizmet­lere destek vermek;

(c) Kadınların bütün faaliyetlerinin, hayatlarındaki aşamalara göre değiş­mesini kolaylaştıran hayat boyu öğrenme için esnek eğitim, öğre­nim ve yeniden eğitim programları oluşturmak.

 

C. Kadınlar ve Sağlık *

89. Kadınların ulaşılabilir en yüksek standartta fiziksel ve zihinsel sağlığa sahip olma hakkı vardır. Bu hakkın kullanılması, hayatları, iyi durumda olma­ları, toplumsal ve özel yaşamın bütün alanlarına katılma yetenekleri açısından büyük önem taşır. Sağlık, sadece herhangi bir has­talık veya zayıflığın olmaması değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan bütünüyle iyi olma durumudur. Kadın sağlığı, onun duygusal, sosyal ve fiziksel iyiliğini içerir ve biyoloji kadar, ha­yatlarının sosyal, politik ve ekonomik boyutu tarafından belirlenir. Bununla birlikte sağlık ve iyi du­rumda olmak, kadınların çoğu için sözkonusu değildir. Kadınların ulaşı­labilir en yüksek standartta sağlığa sahip olmaları önündeki en büyük engel, hem kadınlarla erkekler arasındaki hem de farklı coğrafi bölgeler­deki, sosyal sınıflardaki ve yerli ve etnik gruplardaki kadınlar arasındaki eşit­sizliktir. Ulusal ve uluslararası forumlarda kadınlar, sağlığın hayat boyu en iyi durumda olmanın ve aile sorumluluklarının paylaşılmasının eşitlik, kalkınma ve barış için gerekli koşullar olduğunu vurgulamışlardır.

90. Kadınların, çocukluk dönemi hastalıkları, kötü beslenme, anemi (kan­sızlık), ishale bağlı hastalıklar, bulaşıcı hastalıklar, sıtma ve diğer tropikal has­talıkların ve diğerlerinin yanı sıra tüberkülozun önlenmesi ve tedavisi için dü­zenlenmiş birinci basamak sağlık hizmetlerinin dâhil ol­duğu temel sağlık kay­naklarına ulaşabilirliği ve bunları kullanımları farklıdır ve eşit değildir. Ayrıca kadınların kendi sağlıklarını koruma ve sürdürme imkânları da farklıdır ve eşit değildir. Gelişmekte olan ülkele­rin pek çoğunda acil doğum veya gebelik hiz­metlerinin olmaması, ilgile­nilmesi gereken ayrı bir sorundur. Sağlık politikaları ve programları, çoğu kez cinsiyet klişelerine göre düzenlenmiştir ve kadınlar arasındaki sosyo-ekonomik eşitsizlikleri ve diğer farklılıkları gözden kaçırırlar ve kadınların kendi sağlıkları konusunda özerklikten yoksun olduklarını tam olarak hesaba katmayabilirler. Kadınların sağlığı, aynı zamanda, sağlık siste­mindeki cinsiyete dayalı önyargılardan ve kadınlara sunulan tıbbi hizmetlerin yetersizliğinden ve uygun olmamasından da etkilenmektedir.

91. Pek çok ülkede, özellikle en az gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, ge­lişmekte olan ülkelerde, halk sağlığı harcamalarında azalma gö­rülmekte, bazı durumlarda da yapısal uyum, halk sağlığı sistemlerinin bozulmasına katkıda bulunmaktadır. Buna ek olarak sağlık-bakım hiz­metlerinin, uygun maliyetli sağlık hizmetlerine evrensel ulaşabilirliği sağlayacak uygun teminatlar alınma­dan özelleştirilmesi, sağlık hizmetle­rinin elde edilebilirliğini daha da azaltmak­tadır. Bu durum kız çocukların ve kadınların sağlığını doğrudan etkilediği gibi, bir de ailedeki ve top­lumdaki rolleri dâhil pek çok rolü sıklıkla gerektiği gibi tanınmayan, bu yüzden de gerekli sosyal, psikolojik ve ekonomik desteği göre­meyen ka­dınların omuzuna orantısız sorumluluklar yüklemektedir.

92. Kadınların en yüksek standartta sağlığa ulaşma hakkı, erkeklerle eşit olarak, hayatları boyunca güvence altına alınmalıdır. Kadınlar da erkekler gibi çoğunlukla aynı sağlık koşullarından etkilenirler ama bunla­rın kadınlar üzerin­deki etkisi erkeklerinkinden farklıdır. Yoksulluğun kadınlar arasında yaygın olması, ekonomik bağımlılık, şiddete maruz kalmaları, kadın ve kız çocuklarına yönelik olumsuz tutumlar, ırk veya diğer türden ayrımcılıklar, pek çok kadının kendi cinsel ve üremeye yö­nelik yaşamı üzerindeki sınırlı gücü, ve karar alma süreçlerinde etkin olmamak, kadınların sağlığını olumsuz yönde etkileyen sos­yal gerçekler­dir. Yiyecek yokluğu, yiyeceğin ev içinde kadın ve kız çocuklar açısın­dan adil bir şekilde dağıtılmaması, özellikle kırsal ve yoksul kentsel alan­larda temiz suya, sıhhi tesisatlara ve yakıt kaynaklarına yeterince ulaşamama ve yetersiz barınma koşulları, kadınların ve ailelerinin yü­künü artırmakta ve sağ­lıklarını olumsuz yönde etkilemektedir. Sağlıklı olmak, verimli ve tatmin edici bir yaşam sürmenin temel koşuludur ve kadınların güçlendirilmesi için, sağlık­larının bütün yönlerini, özellikle doğurganlıklarını kontrol etme haklarının ka­bul edilmesi şarttır.

93. Beslenmede ve sağlık hizmetlerine ulaşmada, genellikle erkek çocuk tercihinden kaynaklanan, kız çocuklarına yönelik ayrımcılık onla­rın hâlihazır­daki ve gelecekteki sağlıklarıyla huzurlarını tehlikeye at­maktadır. Kız çocukla­rını erken evliliğe, gebeliğe ve çocuk doğurmaya zorlayan ve kadının cinsel organlarına zarar verme gibi zararlı uygula­malara maruz bırakan koşullar, ölümcül sağlık risklerine yol açmaktadır. Ergenlik çağındaki kızların büyürken, gerekli sağlık ve beslenme hiz­metlerine ulaşmaya ihtiyaçları vardır ve genel­likle bu imkândan yoksun­durlar. Ergenlik çağındakiler için cinsel sağlık ve üreme sağlığına ilişkin bilgi, hizmet ve danışmanlığa ulaşabilirlik hâlâ yetersiz veya bütünüyle eksiktir ve genç bir kadının gizlilik, mahremiyet, saygı görme ve bilgiyle karar verme hakkı çoğunlukla gözardı edilmektedir. Ergenlik çağın­daki kızlar, hem biyolojik hem de psikososyal yönden cinsel taciz, şiddet ve fahişelik ve korunmasız gerçekleştirilen erken cinsel ilişkilerin sonuçları açısın­dan, erkeklere oranla daha korunmasız durumdadırlar. Erken cinsel deneyimlere yönelik eğilim, bilgi ve hizmet eksikliğiyle birleşince, is­tenmeyen ve çok erken gebelik riskini, HIV enfeksiyonu ve diğer cinsel yolla geçen hastalıkları ve gü­venli olmayan düşük riskini artırmaktadır. Erken çocuk doğurmak, dünyanın bütün bölgelerinde kadının eğitimsel, ekonomik ve sosyal statüsündeki geliş­meleri engellemeye devam et­mektedir. Kısacası genç kadınlar için erken evlilik ve erken annelik, eği­tim ve istihdam imkânlarını önemli ölçüde kısıtlamakta ve bu da uzun vadede kendilerinin ve çocuklarının yaşam standardını olumsuz etkile­mektedir. Genç erkekler genellikle kadının hür iradesine saygı duyacak ve cinsellikle üreme konularında sorumluluğu kadınlarla paylaşacak şe­kilde eği­tilmemektedirler.

94. Üreme sağlığı, sadece üreme sistemi ve onun fonksiyonlarıyla işleyi­şinde herhangi bir hastalık ya da zayıflık olmaması değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan bütünüyle iyi olma durumudur. Bu nedenle üreme sağlığı, insan­ların tatmin edici ve güvenilir bir cinsel yaşam süre­bilecekleri ve üreme yete­neği ile bu konuda karar verme, zamanını ve sıklığını belirleme özgürlüğüne sahip oldukları anlamına gelmektedir. Bu son koşul, erkekle kadının bilgi edinme hakkını, kendi seçecekleri gü­venli, etkili, uygun maliyetli ve kabul edilebilir aile planlaması yöntemle­rine ulaşabilme hakkını, yine kendi seçecek­leri ve yasalara aykırı olma­yan, diğer doğurganlığı düzenleme yöntemlerinden ve kadının gebelikte doğumu güvenlik içerisinde geçirmesini ve çiftlerin sağ­lıklı bir bebeğe sahip olabilecekleri en iyi koşulları sağlayacak uygun sağlık bakım hiz­metlerinden yararlanabilme hakkını da içerir. Üreme sağlığının yukardaki tanımına uygun olarak üreme sağlık bakım hizmetleri, üreme sağlığı so­runlarını önleyerek ve çözerek üreme sağlığına ve iyiliğine katkıda bulu­nan yöntemler, teknikler ve hizmetler toplamı olarak tanımlanmıştır. Üreme sağlığı hizmetleri, aynı zamanda, amacı sadece üreme ve cinsel yolla geçen hastalıklara ilişkin danışmanlık ve bakım sunmak değil, ha­yatın ve kişisel ilişkilerin zen­ginleştirilmesi olan cinsel sağlığı da kapsa­maktadır.

95. Yukarıdaki tanımı göz önünde tutarsak, üreme hakları, ulusal yasa­larda, uluslararası insan hakları belgeleri ve diğer oybirliğiyle kabul edilmiş belgelerde benimsenmiş belirli insan haklarını kapsamaktadır. Bu haklar, bütün çiftlerin ve bireylerin özgürce ve sorumlulukla, çocukları­nın sayısına, doğum aralığına ve zamanlamasına karar verebilme ve bunu yapabilecek bilgi ve araç­lara sahip olma temel hakkının, cinsel sağlık ve üreme sağlığında en yüksek standarda ulaşma hakkının tanınmasına da­yanmaktadır. İnsan hakları bildirge­sinde ifade edildiği gibi ayrımcılık, baskı ve şiddete maruz kalmadan üremeyle ilgili konularda karar verme hakkı da bu haklara dâhildir. İnsanlar bu hakkı kullanırken halen hayatta olan ve gelecekteki çocuklarının ihtiyaçlarını, kendile­rinin topluma olan sorumluluklarını göz önüne almalıdırlar. Bütün insanların bu hakları so­rumlu bir biçimde kullanmalarını sağlamak, aile planlamasının dâhil ol­duğu üreme sağlığı alanıyla ilgili hükümet ve toplum destekli politika­larla programların temel amacı olmalıdır. Bu politika ve programların üstlendiği yü­kümlülüklerin bir parçası olarak, cinsler arası ilişkilerde karşılıklı saygı ve hak­kaniyetin sağlanmasına, özellikle kendi cinsellikle­rini olumlu ve sorumlu bir şekilde kullanabilmeleri için ergenlik çağın­dakilere gereken eğitim ve hizmetle­rin verilmesine dikkat edilmelidir. Üreme sağlığı dünyadaki insanların çoğunun gözünden kaçmaktadır. Bu­nun nedenleri ise, insan cinselliği konusunda bilgi düzeylerinin yetersiz olması, üreme sağlığı bilgi ve hizmetlerinin uygun şekilde hazırlanmamış ya da düşük kaliteli olması, yüksek riskli cinsel davranışın yay­gınlığı, ayrımcı sosyal uygulamalar, kadınlara ve kız çocuklara yönelik olumsuz tutumlar, pek çok kadın ve kızın kendi cinsel ve üremeye yönelik yaşamı üze­rinde sınırlı bir güce sahip olmasıdır. Pek çok ülkede özellikle ergen­lik çağın­dakiler bilgi eksikliği ve bu konuya ilişkin hizmetlerden yararla­namama nede­niyle korunmasız durumdadırlar. Yaşlı kadın ve erkeklerin ise genellikle yete­rince ele alınmayan farklı üreme ve cinsel sağlık so­runları vardır.

96. Kadınların insan hakları, cinsel sağlık ve üreme sağlığı dâhil, cinsel­likleriyle ilgili konularda kontrol sahibi olma, baskı, ayrımcılık ve şiddete ma­ruz kalmadan özgürce ve sorumlulukla karar verme hakkını kapsar. Kadınla erkek arasında, cinsel ilişki ve üremeye yönelik konular­daki eşit ilişki, kişinin bütünlüğüne tam saygı duymak dâhil, karşılıklı saygı, anlayış ve cinsel davranış ile onun sonuçlarına ilişkin sorumluluk­larının paylaşılmasını gerektirir.

97. Bundan başka kadınlar, cinsellik ve üremeyle bağlantılı sağlık ihti­yaçlarını karşılayacak hizmetlerin yokluğu veya yetersiz olması yü­zünden belirli sağlık riskleriyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Hamilelik ve doğumla ilgili komplikasyonlar, gelişmekte olan dünyanın pek çok bölgesinde, doğurgan yaştaki kadınların önde gelen hastalık ve ölüm ne­denlerinden biridir. Aynı sorunlar, ekonomileri geçiş sürecinde olan bazı ülkelerde de, belirli bir oranda görülmektedir. Güvenli olmayan düşük, çok sayıda kadının hayatını tehdit et­mekte, en büyük riski en yoksullar ve en gençler taşıdığı için ölümcül bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ölümlerin, sağlık sorunlarının ve sakatlıkların çoğu, ye­terli sağlık-bakım hizmetlerine ulaşabilirliğin güçlendi­rilmesiyle önlene­bilir. Bu hizmetler, kadınla erkeğin bilgi edinme ve kendi seçecekleri güvenilir, etkili, uygun maliyetli ve kabul edilebilir aile planlaması yön­temlerine ve yine kendi seçecekleri yasalara aykırı olmayan diğer doğur­ganlığı düzenleme yöntemlerine, kadının gebelikte doğumu güvenlik içe­risinde geçirmesini ve çiftlerin sağlıklı bir bebeğe sahip olabilecekleri en iyi koşulları sağlayacak uygun sağlık bakım hizmetlerine ulaşma hakkını kabul ederek, gü­venilir ve etkili aile planlaması yöntemlerini ve acil do­ğum veya gebelik bakı­mını da içermelidir. Bu sorunlar ve önlemler, Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı raporu temel alınarak ele alınmalı, özellikle Konferansın Eylem Programının 14/ ilgili paragrafla­rına başvurulmalıdır. Çoğu ülkede kadının üreme haklarının ihmal edil­mesi, eğitim imkânlarıyla ekonomik ve politik yönden güçlendirilmeleri dâhil, toplumsal ve özel yaşamdaki bütün imkânlarını son derece kısıtla­maktadır. Kadınların kendi doğurganlıklarını kontrol edebil­meleri, diğer hakların kullanımı için önemli bir dayanak teşkil etmektedir. Cin­sel ve üremeye yönelik davranışlarla ilgili konularda kadınla erkeğin sorumlu­lukları paylaşmaları da, kadınların sağlığını geliştirmek için şarttır.

98. Bazen cinsel şiddetin sonucu olan HIV/AIDS ve diğer cinsel yolla ge­çen hastalıklar, başta ergenlik çağındaki kızlar ve genç kadınlar olmak üzere, kadınların sağlığı üzerinde yıkıcı bir etki yapmaktadır. Çoğu kez kadınların güvenli ve sorumlu cinsel deneyimler için ısrar etme güçleri yoktur ve korunma ile tedaviye ilişkin bilgilerle hizmetlere ulaşa­bilme imkânları sınırlıdır. HIV/AIDS’e ve cinsel yolla geçen diğer hasta­lıklara yeni yakalanan bütün yetişkinlerin yarısının kadın olması, sosyal açıdan korunmasız olmanın ve ka­dınla erkek arasındaki eşit olmayan güç ilişkilerinin, cinsel yolla geçen hasta­lıkların yayılmasını önleme çabasını ve güvenli cinsel ilişkiyi engellediğini göstermektedir. HIV/AIDS’in so­nuçları, kadınların sağlığının da ötesinde, annelik ve çocuklarla yaşlıların bakımından sorumlu kişi rollerini ve ailelerinin ekonomik koşullarına katkılarını da etkilemektedir. HIV/AIDS ve cinsel yolla geçen diğer has­talıkların sosyal açıdan, kalkınma ve sağlık açısından sonuçları­nın cinsi­yete dayalı bir bakış açısıyla ele alınması gerekmektedir.

99. Fiziksel ve psikolojik taciz dâhil cinsel ve cinselliğe dayalı şid­det, ka­dın ve kız çocuklarının alınıp satılması, ve tacizin diğer türleriyle cinsel istis­mar, kadın ve kız çocuklarının fiziksel ve zihinsel travma, hastalık ve istenme­yen gebelik riskini fazlasıyla artırmaktadır. Bu tip durumlar çoğu kez kadınların sağlık ve diğer hizmetlerden yararlanma­sını engellemektedir.

100. Aşırı yorulma, stres, ev içi şiddetin oluş sıklığının artması, ay­rıca sü­rekli taciz, marjinalizasyon, güçten yoksun olma ve yoksulluğun yanı sıra bun­lara bağlı zihinsel bozukluklar, kadınlara yönelik endişeleri artıran sağlık so­runlarından birkaçıdır. Bütün dünyadaki kadınlar, özel­likle genç kadınlar, ken­dilerinin ve çocuklarının sağlığı üzerinde ciddi etkileri olan tütün kullanımını artırmaktadırlar. Çok sayıda kadının ka­yıtlı ya da kayıt dışı işlerde düşük üc­retle, yorucu ve sağlıksız koşullarda çalışması, ve bu sayının giderek artması nedeniyle mesleğe bağlı sağlık konuları önem kazanmaktadır. Erken teşhis edil­diğinde önlenebilen veya tedavi edilebilir göğüs ve rahim kanserleri ve üreme sisteminde görülen diğer türden kanserler ve kısırlık, giderek artan sayıda ka­dını etkilemek­tedir.

101. Yaşam süresi beklentisindeki artışa paralel olarak yaşlı kadın­ların sa­yısının artması, onların sağlık sorunlarına özel bir önem verilme­sini gerektir­mektedir. Menopozdaki değişiklikler, kadınların uzun vadeli sağlık beklentile­rini etkilemektedir. Çünkü menopoz, kötü beslenme ve fiziksel hareketsizlik gibi hayat boyu sürmüş koşullarla ve diğer unsur­larla birleşerek kalp ve damar hastalıkları ve kemik erimesi riskini artıra­bilir. Yaşlanmaya bağlı diğer hasta­lıklar ve yaşlanmayla güçsüzlük ara­sındaki birbirine bağlı ilişki önem verilmesi gereken bir başka konudur.

102. Kadınlar da erkekler gibi, özellikle kırsal ve yoksul kentsel alanlarda yaşayanlar, çevresel bozulma ve felaketlerin sonucu olarak gi­derek artan oranda çevresel sağlık tehlikelerine maruz kalmaktadırlar. Kadınların çevresel tehlike­lere, kirletici madde ve atıklara karşı farklı bir hassasiyeti vardır ve bunlara ma­ruz kaldıklarında farklı şekilde etkilenir­ler.

103. Kadınlara yönelik sağlık bakımının kalitesi, yerel koşullara bağlı ola­rak genellikle pek çok açıdan farklılık gösterir. Çoğu kez kadın­lara saygıyla davranılmadığı gibi ne gizlilik ve mahremiyet garantileri vardır ne de yararla­nabilecekleri hizmet ve imkânlar konusunda tam bilgi alabilirler. Dahası bazı ülkelerde, kadının hayatına yönelik aşırı tıbbi ilgi vakaları yaygındır ve bunlar gereksiz cerrahi müdahalelere ve uygun ol­mayan ilaç tedavilerine yol açmakta­dır.

104. Sağlıkla ilgili istatistiki veriler çoğu kez sistematik olarak top­lanmaz, bir araya getirilmez, yaş, cinsiyet ve sosyo ekonomik statüye göre analiz edil­mediği gibi, korunmasız, marjinal ve diğer bağlantılı de­ğişkenlere özel bir önem vererek altgrupların sorunlarını çözecek ve on­ların yararlarına hizmet edecek sağlam demografik kriterlere göre ince­lenmez. Çoğu ülkede, kadınların hastalık ve ölüm oranlarına, özellikle kadınları etkileyen koşullar ve hastalıklara ilişkin yeni ve güvenilir veri­ler yoktur. Sosyal ve ekonomik unsurların her yaştan kadın ve kız ço­cuklarının sağlığını nasıl etkilediği, kız çocukları ve kadınlar için sağlık hizmetlerinin nasıl hazırlandığı ve onların bu hizmetleri nasıl kullandık­ları ve kadınlara yönelik hastalıkların önlenmesi ve sağlığın yaygınlaştı­rılması programlarının değeri konusunda nispeten çok az şey bilinmekte­dir. Kadın sağlığı açısından önem taşıyan konular yeterince araştırılma­mış ve kadın sağlığı araştırmalarına çoğu kez fon ayrılmamıştır. Çoğu ülkede tıbbi araştırmalar, ör­neğin kalp hastalıkları ve epidemiyolojik ça­lışmalar genellikle sadece erkekler üzerinde yapılmıştır, cinsiyeti temel almamışlardır. Kontraseptifler dâhil ilaçla­rın dozajı, yan etkileri ve etki­liliklerine ilişkin temel bilgi sağlayan, kadınları da içeren klinik deneyle­rin yokluğu dikkat çekicidir ve bu deneyler her zaman araştırma ve de­nemelerin ahlaki standartlarına uymazlar. Kadınlara sunulan ilaç tedavi­lerinin, diğer tıbbi tedavilerin ve yeniliklerin çoğu cinsiyet farklılıklarını araştırmayan ve bu farklara göre düzenlenmeyen, erkekler üzerinde ya­pılmış araştırmalara dayanır.

105. Hükümetler ve diğer aktörler sağlık durumu açısından kadınla erkek arasındaki eşitsizlikleri, sağlık bakım hizmetlerinin yetersizliğini ve bunlara ulaşmadaki eşitsizlikleri ele alırken, cinsiyete dayalı bir bakış açısını bütün po­litika ve programlara ana görüş olarak yerleştirmek ama­cıyla faal ve görünür bir politika izlemelidirler. Böylece kararlar alınma­dan önce, bu kararların kadınları ve erkekleri nasıl etkileyeceğine ilişkin bir inceleme yapabilme imkânı doğa­caktır.

Stratejik hedef C.1. Kadının, hayatının bütün dönemlerinde, uygun mali­yetli ve kaliteli sağlık bakımına, bilgiye ve ilgili hizmetlere ulaşabi­lirliğini artırmak.

Yapılacak eylemler

106. Hükümet dışı kuruluşlarla, işveren ve işçi örgütleriyle işbirliği yapa­rak ve uluslararası kurumların desteğiyle Hükümetler tarafından :

(a) Her yaştan kadın ve kız çocuklarının sağlık ihtiyaçlarını karşıla­mak için, Sosyal Kalkınmaya Kopenhag Deklarasyonu, Sosyal Kalkınma Dünya Zirvesi’nin Eylem Programı 15/ ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi uyarınca Devletlerin üstlendiği yü­kümlülükleri, diğer ilgili uluslararası anlaşmaları ve Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konfe­ransı’nın Eylem Programındaki taahhütleri, bu Kon­feransın raporunda belirtil­diği şekliyle desteklemek ve uygulamak;

(b) Ulaşılabilir en yüksek standartta fiziksel ve zihinsel sağlığa sa­hip olma hakkını tekrar onaylamak, kadın ve kız çocukları için bu hakkın uygulanmasını korumak ve yaygınlaştırmak, ve ulusal yasalarla bütün­leştirmek; örneğin ge­rekli yerlerde, sağlık yasaları dâhil, halihazırdaki yasaları ve politikaları gözden geçirmek, bunların kadın sağlığına gere­ken önemi vermelerini ve nerede yaşar­larsa yaşasınlar kadınların değişen rol ve sorumluluklarına cevap vermelerini sağlamak;

(c) Kadın ve toplum örgütleriyle işbirliği yaparak, kadınların haya­tının bütün dönemlerindeki ihtiyaçlarına cevap verecek, çeşitli rol ve so­rumlulukla­rını dikkate alacak, zaman kullanımına ilişkin isteklerini kar­şılayacak, kırsal kesim kadınlarının ve özürlü kadınların özel ihtiyaçla­rına cevap verecek, ka­dınların yaş, sosyo ekonomik durum, kültür ve diğer unsurlardan kaynaklanan farklı ihtiyaçlarını ele alacak, tek merkez­den yönetilmeyen sağlık hizmetlerinin dâhil olduğu, toplumsal cinsiyete duyarlı sağlık programları düzenlemek ve uygulamak; yerel ve yerli halktan kadınlar başta olmak üzere kadınları, sağlık-bakım öncelikleri ve programlarının tanımlanmasına ve planlanmasına dâhil etmek; kadınlara yönelik sağlık hizmetleri önündeki bütün engelleri kaldırmak ve çok çe­şitli sağlık-bakım hizmetleri sunmak;

(d) Kadınların, hayatlarının bütün dönemlerinde sosyal güvenlik sistemle­rine erkeklerle eşit olarak ulaşabilmelerine imkân tanımak;

(e) Aile planlaması bilgi ve hizmetlerini de içeren cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerinin dâhil olduğu, ulaşılabilirliği kolay, elverişli, maliyeti uy­gun ve kalitesi yüksek birinci basamak sağlık bakım hizmet­leri oluşturmak ve Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansının Eylem Programı’nda kabul edildiği gibi doğum öncesi ve acil doğumla ilgili bakıma özel bir önem vermek;

(f) Sağlık görevlilerinin toplumsal cinsiyete duyarlı olmalarını sağ­lamak amacıyla, sağlık bilgisi, hizmetleri ve eğitimini kişilerarası ilişki­lere ve iletişim becerisine, yararlanıcının gizlilik ve mahremiyet hakkına yer verecek ve bakış açısını yansıtacak şekilde yeniden düzenlemek; bu hizmetlerin, bilgi ve eğiti­minde bütünsel yaklaşımın temel alınmasını sağlamak;

(g) Bütün sağlık hizmetlerinin ve görevlilerinin, sorumlu, gönüllü ve bilgi vererek onay almayı hedefleyen, kadınlara yönelik sağlık hizmetle­rinin sunulu­şuna ilişkin ahlaki, mesleki ve cinsiyete duyarlı standartlara ve insan haklarına uymalarını güvence altına almak; halihazırdaki ulusla­rarası tıbbi ahlak kuralla­rını ve diğer sağlık personelinin uymakla yü­kümlü oldukları ahlaki prensipleri temel alarak, ahlaki kuralların oluştu­rulmasını, uygulanmasını ve yayılmasını teşvik etmek;

(h) Zararlı, tıbbi açıdan gereksiz veya baskıcı tıbbi müdahaleleri, kadınlara yönelik, uygun olmayan tedavileri ve aşırı tıbbi ilgiyi ortadan kaldırmak için bütün gerekli önlemleri almak ve kadınların, muhtemel yararlar ve potansiyel yan etkiler dâhil, bütün tercihleri konusunda, uy­gun şekilde eğitilmiş personel tarafından tam olarak bilgilendirilmelerini sağlamak;

(i) Kadınlar ve kız çocukları için kaliteli sağlık hizmetlerine evren­sel ula­şabilirliği sağlamak amacıyla, birinci basamak sağlık hizmetleri başta olmak üzere sağlık hizmetlerini güçlendirmek ve yeniden yönlen­dirmek; sağlıklı ol­mama ve anne hastalıklarını azaltmak ve oybirliğiyle kabul edilmiş olan, 2000 yılına kadar anne ölümlerini 1990 düzeyinin en az % 50’si kadar azaltmak ve 2015 yılına kadar bir % 50 daha azaltmak hedefini dünya çapında başarmak; gerekli hizmetlerin, sağlık sisteminin her düzeyinde bulunmasını sağlamak ve birinci basamak sağlık hizmet­leri yoluyla üreme sağlığını, uygun yaştaki bütün bireyler için mümkün olan en kısa sürede ve 2015 yılından sonra olmamak kay­dıyla ulaşılabilir kılmak;

(j) Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansının Eylem Prog­ramı’nın14/ 8.25 no’lu paragrafında kabul edildiği gibi güvenli olmayan düşüğü önemli bir toplum sağlığı sorunu olarak görmek ve sağlık üzerin­deki etkilerini bilmek ve başa çıkmak;

(k) “Düşük, hiçbir koşulda bir aile planlaması yöntemi olarak tanı­tılma­malıdır. Bütün hükümetler ve ilgili hükümet içi kurumlarla hükümet dışı kuru­luşlar kadın sağlığı konusundaki yükümlülüklerini yerine getir­meye, önemli bir toplum sağlığı sorunu olan güvenli olmayan düşüğün 16/ sağlık üzerindeki et­kileriyle başa çıkmaya ve genişletilmiş ve gelişti­rilmiş aile planlaması hizmetle­riyle düşüğe başvurmayı azaltmaya teşvik edilmelidirler. İstenmeyen gebelikle­rin önlenmesi herzaman için öncelik taşımalı ve düşüğe ihtiyaç duymayı orta­dan kaldırmak için her türlü giri­şim yapılmalıdır. İstemeden gebe kalmış ka­dınların güvenilir bilgiye ve şefkatli danışmanlığa hemen ulaşabilmeleri sağ­lanmalıdır. Sağlık sistemi içinde düşükle ilgili herhangi bir önlem ya da deği­şiklik, ulusal yasama sürecine uygun olarak ancak ulusal ya da yerel düzeyde belirlenebilir. Düşüğün yasalara aykırı olmadığı koşullarda düşük güvenli şart­larda ya­pılmalıdır. Her durumda kadınların, düşükten kaynaklanan komplikas­yonlarla başa çıkılabilmesi için kaliteli hizmetlere ulaşabilmeleri gerek­mektedir. Tekrarlayan düşüklerden kaçınmaya yardımcı olmak için, dü­şük sonrasında hemen danışmanlık, eğitim ve aile planlaması hizmetleri sunulmalıdır.” Ulusla­rarası Nüfus ve Kalkınma Konferansı’nın Eylem Programı’nın 8.25 paragrafı­nın ışığında, yasadışı düşük tecrübesi yaşa­mış kadınlar için cezai maddeler içeren yasaları gözden geçirmeyi dü­şünmek;

(l) Fiziksel faaliyetler dâhil, sağlıklı davranışların yaygınlaştırılması başta olmak üzere kız çocuklarının ihtiyaçlarına özel bir önem vermek; kız çocukları­nın dezavantajlı olduğu yerlerde hastalık ve ölüm oranların­daki toplumsal cin­siyet farkını kapatmak için özel önlemler almak; bebek ve çocuk ölümlerini azaltmak amacıyla uluslararası kabul edilmiş hedef­lere -2000 yılına kadar bebek ve 5 yaş altı çocuk ölümlerini 1990 düzeyi­nin üçte biri kadar azaltmak, ya da her 1000 canlı doğumda 50 veya 70’e düşürmek, (hangisi daha düşükse), 2015 yılına kadar da bebek ölüm ora­nını her 1000 canlı doğumda 35’in altına, 5 yaş altı çocuk ölüm oranını her 1000 canlı doğumda 45’in altına düşürmek- ulaş­mak;

(m) Kız çocukların çocukluktan yetişkinliğe sağlıklı geçişini kolay­laştır­mak amacıyla gerekli sağlık ve beslenmeye ilişkin bilgi ve hizmet­lere sürekli ulaşabilirliğini sağlamak;

(n) Kadınların yaşlanmaya eşlik eden değişikliklere adapte olmala­rına ve anlamalarına yardımcı olacak, fiziksel veya psikolojik açıdan ba­kıma muhtaç olanlara özel bir önem vererek yaşlı kadınların sağlık ihti­yaçlarını ele alacak ve tedavi edecek bilgi, programlar ve hizmetler ge­liştirmek;

(o) Herhangi bir biçimde özürlü olan her yaştan kadın ve kız ço­cukların destekleyici hizmetler almasını sağlamak;

(p) Gebe ve emziren kadınlara önem vererek evdeki, iş yerindeki ve diğer yerlerdeki çalışma ile bağlantılı çevresel ve mesleki sağlık tehlike­lerini azalt­mak ve yoketmek için gerekli yasaları yürürlüğü sokmak, özel politikalar oluş­turmak ve programlar düzenlemek;

(q) Zihinsel sağlık hizmetlerini birinci basamak sağlık bakım hiz­metleriyle veya diğer uygun düzeylerle bütünleştirmek, ev içi şiddet başta olmak üzere herhangi bir türden şiddete, cinsel tacize veya silahlı ve silahsız çatışma sonucu başka türden tacize maruz kalmış her yaştan kadın ve kız çocuklarının sorunla­rını tanıma ve bakım sağlama amacıyla birinci basamak sağlık görevlilerini eğitmek ve destekleyici programlar geliştirmek;

(r) Emzirmenin yararları konusunda toplumu bilgilendirmek; WHO/UNICEF Anne Sütü Muadillerinin Pazarlanması ile ilgili Uluslara­rası Yasa’yı tam olarak uygulamak için yollar ve araçlar araştırmak ve yasal, eko­nomik, pratik ve duygusal destek sağlayarak annelerin bebekle­rini emzirmele­rini mümkün kılmak;

(s) Hükümet dışı kuruluşların, özellikle kadın örgütlerinin, meslek örgütle­rinin ve kadınlarla kız çocuklarının sağlığını geliştirmek için çalı­şan diğer organların, hükümetin politika oluşturma süreçlerine, uygun yerlerde program düzenlemesine ve sağlık sektörüyle bağlantılı sektörle­rin bütün düzeylerinde uygulamaya katılmalarını sağlamak ve destek­leme mekanizmaları kurmak;

(t) Kadın sağlığı konusunda çalışan hükümet dışı kuruluşları des­teklemek ve sağlığı etkileyen bütün sektörler arasındaki koordinasyon ve işbirliğini güç­lendirmeye yönelik ağların kurulmasına yardımcı olmak;

(u) İlaç tedarikini modernleştirmek ve WHO Temel İlaçlar Örnek Lis­tesi’ni rehber alarak yüksek kaliteli farmakolojik, kontraseptif ve di­ğer malzeme ile araç gerecin güvenilir, sürekli tedarikini sağlamak ve ulusal nizami ilaç onay süreçleri yoluyla ilaç ve araçların güvenilirliğini garanti altına almak;

(v) Zararlı madde kullanıcısı kadınlar ve aileleri için uygun tedavi ve re­habilitasyon hizmetlerine ulaşabilirliği sağlamak;

(w) Ev içi ve ulusal besin güvenliğini uygun şekilde sağlamak ve yaygın­laştırmak, beslenmede toplumsal cinsiyet farkını kapatmaya özel­likle dikkat ederek, 5 yaşın altındaki çocuklarda şiddetli ve orta derecede kötü beslenmeyi 2000 yılına kadar bütün dünyada 1990 düzeyinin yarısı kadar azaltmak ve kız çocuklarla kadınlarda demir eksikliğine bağlı anemiyi 2000 yılına kadar 1990 düzeyinin üçte biri kadar azaltmak he­defleri dâhil, Uluslararası Beslenme Kon­feransı’nın 17/ Beslenmeye İliş­kin Eylem Planı’ndaki taahhütleri yerine getire­rek bütün kız çocuklarının ve kadınların beslenme durumunu geliştirmeye yö­nelik programları uy­gulamak;

(x) Güvenli içme suyu ve sıhhi koşulların elde edilebilirliğini ve ev­rensel ulaşılabilirliğini sağlamak ve mümkün olan en kısa sürede etkili toplumsal da­ğıtım sistemleri kurmak;

(y) Yerli halktan kadınların sağlık bakım altyapısına ve hizmetlerine tam ve eşit ulaşabilirliğini sağlamak.

Stratejik hedef C.2. Kadın sağlığını geliştiren önleyici programları güçlen­dirmek.

Yapılacak eylemler

107. Hükümet dışı kuruluşlar, kitle iletişim araçları, özel sektör ve uygun olduğunda Birleşmiş Milletler organlarının dâhil olduğu ilgili uluslararası ör­gütlerle işbirliği yaparak Hükümetler tarafından:

(a) Kadınların öz saygı geliştirmelerini, bilgi kazanmalarını, kendi sağlık­larıyla ilgili sorumluluk almalarını ve karar vermelerini sağlayacak ve destekle­yecek, cinsellik ve doğurganlıkla ilgili konularda karşılıklı saygıyı yerleştirecek, kadın sağlığının ve iyiliğinin önemi konusunda erkekleri eğitecek, kadınların cinsel organına zarar verme, erkek çocuk tercihi (çünkü bu, kız bebeklerin öldü­rülmesine ve doğum öncesi cinsiyet tercihine yol açmaktadır), çocuk evlilikleri dâhil erken evlilik, kadınlara yönelik şiddet, cinsel istismar, bazen HIV/AIDS’in ve diğer cinsel yolla geçen hastalıkların bulaşmasına neden olan cinsel taciz, uyuşturucu kul­lanımı, yiyeceğin dağıtılmasında kadın ve kız ço­cuklara yönelik ayrımcı­lık ve kadının hayatıyla, sağlığıyla, iyiliğiyle ilgili diğer zararlı tutumlar ve uygulamalar dâhil, bütün zararlı tutum ve uygulamaları yoketmeye özel bir önem veren ve bu tip uygulamaların bazılarının insan hakla­rının ve tıbbi ahlak prensiplerinin çiğnenmesi anlamına geldiğini kabul eden, hem kadınlar hem de erkekler için düzenlenmiş resmi ve resmi olmayan eğitim programlarına öncelik vermek;

(b) Hastalıklara karşı dirençli kılmak ve sağlıklarını geliştirmek için, ka­dınların yoksulluğunu yok etmeye yönelik sosyal, insani gelişime yö­nelik, kalkınma, eğitim ve istihdam politikaları izlemek;

(c) Çocuk bakımını ve ev işlerini tam paylaşmaları ve onlarla bir­likte ya­şamasalar da ailelerinin geçimi için kendi paylarına düşen mali desteği sağla­maları için erkekleri teşvik etmek;

(d) Kadınlara yönelik ayrımcılığı ortadan kaldıracak ve hem kadın­ları hem de erkekleri cinsel ve üremeye yönelik davranışlarının sorum­luluğunu almaya teşvik edecek yasaları takviye etmek, kurumları düzen­lemek ve standartlar ile uygulamaları yerleştirmek; kişinin bütünlüğüne tam saygı duyulmasını sağla­mak, kadınların üreme haklarını kullanabil­meleri için gerekli koşulları sağlaya­cak adımları atmak ve baskıcı yasalar ile uygulamaları ortadan kaldırmak;

(e) Kadın ve erkeklerin, özellikle gençlerin cinsellik ve üremeyle il­gili bil­giler başta olmak üzere sağlıkları hakkında bilgi edinmelerini sağlayacak, çocu­ğun bilgi edinme, gizlilik, mahremiyet, saygı görme ve bilgiyle karar verme hakkını göz önüne aldığı gibi, Çocuk Hakları Söz­leşmesi’nde kabul edildiği şekliyle çocuğun gelişen kapasitesini dikkate alarak uygun yönlendirme ve reh­berlik sağlayacak ebeveynlerin ve yasal vasilerin sorumluluklarına, haklarına ve görevlerine de yer veren ve Ka­dınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’yle uyum içinde olan bilgileri hazırlamak ve toplum sağlığı kam­panyaları, medya, güvenilir danışmanlık ve eğitim sistemi aracılığıyla yaymak; çocuklarla ilgili her girişimde, öncelikle çocukların yararını düşünmek;

f) Eğitim sisteminde, iş yerinde ve toplumda, her yaştan kadın ve kız ço­cuklarının, spor, fiziksel aktivite ve dinlenme-eğlenme imkânlarına erkeklerle eşit ölçüde ulaşmalarını sağlayacak programlar oluşturmak ve desteklemek;

(g) Ergenlik çağındakilerin özel ihtiyaçlarını tanımak ve yukardaki parag­raf 107(e)’de ifade edilen çocuğun haklarını ve ebeveynlerin so­rumluluk, hak ve görevlerini göz önüne alarak, cinsel sağlık ve üreme sağlığı konularında, HIV/AIDS dâhil, cinsel yolla geçen hastalıklar ko­nusunda eğitim ve bilgi ver­mek için özel hazırlanmış, uygun programları uygulamak;

(h) Sağlık ve sosyal hizmetlerden yeterli destek ve programlar sağ­layarak ailede ve toplumda birden çok rolü olan kadınların giderek artan orantısız yü­künü azaltacak politikalar geliştirmek;

(i) Ücretlendirme ve sağlık sisteminin bütün düzeylerinde kadınlara görev verilmesi dâhil çalışma koşullarının ayrımcı olmamasını, kadınla­rın etkili ça­lışmasını mümkün kılacak adil ve mesleki standartlara sahip olmasını sağlaya­cak yönetmelikleri kabul etmek;

 (j) Sağlık, beslenme bilgisi ve eğitiminin, yetişkinlere yönelik bü­tün okuma yazma programlarının ve birinci basamaktan itibaren okul müfredatının ayrılmaz parçası olmasını sağlamak;

(k) Kadın ve kız çocuklarını, zararlı madde kullanımı ve bağımlılı­ğın riskleri ve sağlık üzerindeki etkileri konusunda bilgilendirecek eğitim prog­ramları ve medya kampanyaları hazırlamak ve yürütmek, zararlı madde kulla­nımı ve bağımlılığından vazgeçirecek strateji ve programları izlemek, rehabili­tasyon ve tedaviyi yaygınlaştırmak;

(l) Daha çok kadınları etkileyen bir durum olan kemik erimesinin engel­lenmesi, erken teşhisi ve tedavisi için, kapsamlı ve uygun prog­ramlar geliştir­mek ve uygulamak;

(m) Göğüs, rahim ve üreme sisteminin diğer kanser türlerinin en­gellen­mesi, erken teşhisi ve tedavisi için, medya kampanyaları dâhil program ve hiz­metleri güçlendirmek ve/veya oluşturmak;

(n) Özellikle yoksul bölgeler ve topluluklarda sağlık açısından bü­yüyen bir tehdit oluşturan çevresel tehlikeleri azaltmak; Birleşmiş Mil­letler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda 18/ kabul edilen Çevre ve Kal­kınmaya İlişkin Rio Deklarasyonu’nda oybirliğiyle benimsenen önlem yaklaşımını uygulamak ve Gündem 21’in 19/ uygulanmasını izlerken kadınların çevreyle bağlantılı sağlık risklerini bildiren raporları göz önüne almak;

(o) Kadınların, sağlık görevlilerinin, politika oluşturanların ve genel olarak toplumun, tütün tüketiminden kaynaklanan ciddi ama önlenebilir sağlık tehli­kelerinin ve sigara tüketimini azaltarak sağlığı yaygınlaştırma ile hastalıkları önleme çabalarının önemli bir destekçisi olacak sistematik ve eğitimsel önlem­lerin gerekli olduğunun farkına varmalarını sağlamak;

(p) Tıp okulları müfredatının ve sağlıkla bağlantılı diğer eğitimlerin, ka­dınların sağlığına ilişkin kapsamlı, cinsiyete duyarlı ve zorunlu dersler içerme­sini güvence altına almak;

(r) Kadınları, gençleri ve çocukları, cinsel taciz, istismar, alınıp sa­tılma ve şiddet dâhil her türden tacizden koruyacak belirgin önlemler almak, yasalar düzenlemek ve uygulamak ve yasal korumanın yanı sıra tıbbi ve diğer türden yardım sağlamak.

Stratejik hedef C.3. Cinsel yolla geçen hastalıkları, HIV/AIDS’i, cinsel sağlık ve üreme sağlığı konularını ele alan, toplumsal cinsiyete duyarlı girişim­leri üstlenmek.

Yapılacak eylemler

108. Hükümetler, ilgili Birleşmiş Milletler örgütleri dâhil uluslara­rası or­ganlar, iki taraflı ve çok taraflı mali kaynak sağlayan kurum ve kuruluşlar ve hükümet dışı kuruluşlar tarafından:

(a) Özellikle HIV/AIDS’ten veya cinsel yolla geçen diğer hastalık­lardan etkilenmiş kadınlar olmak üzere kadınların, HIV/AIDS ve cinsel yolla geçen diğer hastalıklara ilişkin politika ve programların geliştiril­mesi, uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesiyle bağlantılı bütün karar alma mekanizmalarına katılımını sağlamak;

 (b) Kadınların HIV enfeksiyonuna ve cinsel yolla geçen diğer has­talıklara hassasiyetine katkıda bulunan sosyo kültürel uygulamaları kal­dırmaya yönelik yasaları yürürlüğe koymak dâhil, yasaları ve mücadele uygulamalarını gözden geçirmek ve düzeltmek, kadınları, ergenlik ça­ğındakileri ve genç kızları HIV/AIDS bağlantılı ayrımcılıktan koruyacak yasaları, politika ve programları uygulamak;

(c) Kamu sektörü dâhil toplumun bütün sektörlerini ve uluslararası örgüt­leri, virüs bulaşmış bireylerin hakkını koruyacak, şefkatli, destekle­yici, ayrımcı olmayan HIV/AIDS’e ilişkin politikalar ve uygulamalar geliştirmeye teşvik etmek;

(d) Ülkelerindeki HIV/AIDS yayılımının boyutlarını bilmek, bunun ka­dınlar üzerindeki etkisini özellikle göz önüne alarak virüs bulaşmış kadınların, yolculuk dâhil dışlanmalarını ve ayrımcılığa maruz kalmala­rını önlemek;

(e) Kadınların ve kız çocuklarının sosyal açıdan ikinci planda kal­malarına son verecek, onların sosyal ve ekonomik açıdan güçlendirilme­lerini ve eşitlikle­rini sağlayacak, toplumsal cinsiyete duyarlı çoksektörlü programlar ve strateji­ler geliştirmek; erkekleri HIV/AIDS ve cinsel yolla geçen diğer hastalıklardan kaçınma sorumluluğunun kabulü konusunda eğitecek programların yaygınlaştı­rılmasını kolaylaştırmak;

(f) Her yaştan kadınları HIV ve cinsel yolla geçen diğer hastalıklar­dan ko­ruyacak toplum stratejilerinin geliştirilmesini kolaylaştırmak; virüs bulaşmış kız çocukları, kadınlar ve aileleri için bakım ve destek sağla­mak, ve bütün sorumlu yetkililerin HIV/AIDS sorununu zamanında, et­kili, sürdürülebilir ve cinsiyete duyarlı bir yaklaşımla ele almaları için onlara baskı yapmaları amacıyla toplu­mun bütün kesimlerini harekete geçirmek;

(g) HIV/AIDS’le enfekte olmuş kişilere veya salgından etkilenen­lere bakmakla veya ekonomik destek sağlamakla yükümlü olan kadınlara ve başta çocuklarla yaşlılar olmak üzere hastalıktan kurtulanlara kaynak ve kolaylıklar sağlamak dâhil, HIV/AIDS ve cinsel yolla geçen diğer hastalıklarla ilgili cinsi­yete duyarlı politika ve programlar oluşturmak ve geliştirmek için ulusal kapa­siteyi güçlendirmek ve desteklemek;

(h) Dini ve geleneksel yetkililer dâhil toplumun bütün düzeylerin­deki ka­rar alıcılara, fikir önderleri ve ebeveynlere, HIV/AIDS’in ve cin­sel yolla geçen diğer hastalıkların önlenmesini ve bunların her yaştan kadın ve erkekler üstün­deki etkilerini konu alan seminerler, uzmanlaşmış eğitim ve mesleki eğitim sunmak;

(i) Bütün kadınlara ve sağlık görevlilerine, HIV/AIDS dâhil cinsel yolla geçen hastalıklara, bunların gebeliğe ve emzirme dâhil bebek için sonuçlarına ilişkin bütün gerekli bilgi ve eğitimi vermek;

(j) Etkin akran grubu eğitimi ve herkese seslenen programlar oluş­turmaları ve geliştirmeleri için, ayrıca bu programların düzenlenmesine, uygulanmasına ve izlenmesine katılmaları için kadınlara ve hem resmi hem de resmi olmayan kadın örgütlerine yardım etmek;

(k) Karşılıklı saygıya dayanan ve cinsler arası adil ilişkileri yaygın­laştır­maya ve özellikle ergenlik çağındakilerin, cinselliklerini olumlu ve sorumlu bir şekilde ele almalarını sağlayacak eğitim ve hizmetlere ilişkin ihtiyaçlarını kar­şılamaya önem vermek;

43

(l) Her yaştan erkekler ve yetişkin erkekler için, yukarıdaki paragraf 107(e)’de ifade edilen ebeveyn rollerini kabul eden, HIV/AIDS ve cinsel yolla geçen diğer hastalıklardan kaçınmaları için cinsel perhiz ve kon­dom kullanımı dâhil gönüllü, uygun ve etkili yöntemleri içeren, güvenli ve sorumlu cinsel ve üreme davranışını yerleştirecek tam ve doğru bilgi­ler sunan özel programlar düzenlemek;

(m) Birinci basamak sağlık hizmetleri yoluyla çiftlerin ve bireylerin, HIV/AIDS dâhil cinsel yolla geçen hastalıklara ilişkin,elverişli, maliyeti uygun, önleyici hizmetlere evrensel ulaşabilirliklerini sağlamak; kadınlar için danış­manlık, gönüllü ve mahremiyete önem veren teşhis ve tedavinin yaygınlaşma­sını sağlamak; cinsel yolla geçen hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar kadar yüksek kaliteli kondomların da, uygun olan yer­lerde, yeterince bulundu­rulmasını ve sağlık hizmetlerine dağıtılmasını sağlamak;

(n) Kadınların HIV’e yakalanma riskinin yüksek olmasının, damar içi za­rarlı madde kullanmak ve zararlı madde etkisiyle korunmasız ve sorumluluk dışı cinsel davranışlarda bulunmak dâhil, yüksek riskli dav­ranışlarla bağlantılı olduğunu gösteren, anlatan programları desteklemek ve uygun korunma ön­lemleri almak;

(o) HIV ve cinsel yolla geçen diğer hastalıkları önlemek için kadın­ların kontrol edebileceği uygun maliyetli yöntemleri, kadınları, kendile­rini HIV/AIDS dâhil cinsel yolla geçen hastalıklardan korumaları için güçlendirecek stratejileri ve kadınlara yönelik bakım, destek ve tedavi yöntemlerini eylem doğrultusunda araştırmak ve desteklemek ve kadınla­rın bu tip araştırmaların bütün yönlerine katılmalarını sağlamak;

(p) Kadınlardaki HIV enfeksiyonuna ve cinsel yolla geçen diğer hastalık­lara ilişkin araştırmalar dâhil, kadınların ihtiyaç ve durumlarını, sperm öldürücü ilaçlar gibi kadınların kontrol edebileceği korunma yön­temlerini, kadınlarla erkeklerin risk taşıyan tutum ve uygulamalarını ele alan araştırmaları başlatmak ve desteklemek.

Stratejik hedef C.4. Kadın sağlığına ilişkin araştırmaları yaygınlaş­tırmak ve bilgileri yaymak.

Yapılacak eylemler

109. Hükümetler, Birleşmiş Milletler sistemi, sağlık görevlileri, araştırma kurumları, hükümet dışı kuruluşlar, mali kaynak sağlayan ku­rum ve kuruluşlar, ecza endüstrileri ve uygun olduğunda kitle iletişim araçları tarafından:

(a) Araştırmacıları eğitmek ve diğer unsurların yanı sıra yaşa ve cin­siyete, diğer demografik ölçütlere ve sosyo ekonomik değişkenlere göre toplanmış, analiz edilmiş ve bir araya getirilmiş verilerin politika oluş­turmada, uygun olduğunda planlama, izleme ve değerlendirme aşamala­rında kullanılmasına imkân verecek sistemleri tanıtmak;

(b) Toplumsal cinsiyete duyarlı ve kadını merkez alan sağlık araş­tırmala­rını, tedavi ve teknolojiyi yaygınlaştırmak, geleneksel ve yerli halka ait bilgileri modern tıp’la bağdaştırmak, kadınların bilgiyle ve so­rumlulukla karar vermele­rini sağlayacak bilgileri ulaşılabilir kılmak;

(c) Eşitliği mümkün olan en erken tarihte başarmak için, araştırma­cılar ve bilim adamları dâhil, sağlığa ilişkin mesleklerde liderlik konu­munda olan ka­dınların sayısını artırmak;

(d) Kadın sağlığı konularındaki önleyici ve uygun biyomedikal, davranış­sal, epidemiyolojik araştırmalara ve sağlık hizmetleri araştırma­larına ve kadın sağlığı sorunlarının sosyal, ekonomik ve politik nedenle­riyle, cinsiyete ve yaşa ilişkin eşitsizlikler dâhil bunların sonuçlarına, özellikle, kardiyovasküler hasta­lıklar ve durumlar, kronik ve bulaşıcı ol­mayan hastalıklar, kanserler, üreme yolları enfeksiyonları ve hastalıkları, HIV/AIDS ve cinsel yolla geçen diğer hastalıklar, ev içi şiddet, mesleki sağlık, özürlülük, çevreye bağlı sağlık sorun­ları, tropikal hastalıklar ve yaşlanmanın sağlığa etkileri gibi konulara ilişkin araştırmalara, bütün kaynaklardan, mali ve diğer türden destek sağlanmasını artırmak;

(e) Sağlıkları konusunda bilgiyle karar verebilmeleri için kadınları, üreme yolları enfeksiyonları ve kanserlerinin oluşma riskini artıran fak­törler konu­sunda bilgilendirmek;

(f) Toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliklerin kadınların sağlığını na­sıl et­kilediğine ve hizmetlerin etiyolojisine, epidemiyolojisine, sunuluşu ile kullanı­mına ve tedavinin nihai sonucuna ilişkin sosyal, ekonomik, politik ve kültürel araştırmalara mali kaynak sağlamak ve desteklemek;

(g) Hizmet sunumunun kalitesini artırmak ve ulaşılabilirliğini güç­lendir­mek için, ailenin sağlığından sorumlu kişiler olan kadınlara uygun desteği sağ­lamak için, sağlık hizmetlerinin kadınlara sunuluş tarzını ve kadınların bu hiz­metleri kullanma tarzını incelemek için, sağlık hizmeti sistemlerine ve işleyişle­rine yönelik araştırmaları desteklemek;

(h) Her iki cins için doğal aile planlaması dâhil, güvenilir, etkili, uy­gun maliyetli ve kabul edilebilir doğurganlığı düzenleme yöntemlerini, HIV/AIDS ve cinsel yolla geçen diğer hastalıklardan korunma yöntemle­rini, bu tip hasta­lıklar için basit ve ucuz teşhis yöntemlerini içeren, kadın ve erkeklerin üreme ve cinsel sağlığına ilişkin güvenilir, etkili, uygun maliyetli ve kabul edilebilir yön­temlerle teknolojilerin araştırılması için mali ve kurumsal destek sağlamak; bu araştırmanın her aşamasına kulla­nıcıların ve başta kadınlarınki olmak üzere cinsiyete dayalı bakış açıları­nın rehberlik etmesini ve araştırmaların, biyomedi­kal araştırmalar için uluslararası kabul edilmiş yasal, ahlaki, tıbbi ve bilimsel standartlara ke­sinkes uymasını sağlamak;

(i) Güvenli olmayan düşüğün 16/ kadınların sağlığı ve hayatı için önemli bir tehdit oluşturduğu göz önünde tutularak, bu tarz düşüğün be­lirleyici unsurla­rını ve doğurganlık, üreme sağlığı ve zihinsel sağlık üze­rindeki sonuçlarını anlamaya ve daha iyi ele almaya yönelik, kontraseptif kullanımını da içeren araştırmaları yaygınlaştırmak ve düşük komplikas­yonlarının tedavisi ile düşük sonrası bakıma ilişkin araştırmaları destek­lemek;

(j) Sağlık hizmetlerinin sunuluşunda geleneksel sağlık bakımının değerini korumak ve onunla bütünleşmek görüşüyle, özellikle yerli ka­dınlar tarafından uygulanan yararlı geleneksel sağlık bakımını bilmek ve teşvik etmek, ve bu hedefi gerçekleştirmeye yönelik araştırmaları des­teklemek;

(k) Mevcut veri ve araştırma sonuçlarının araştırmacılara, politika oluştu­ranlara, sağlık görevlilerine ve diğerlerinin yanı sıra kadın grupla­rına dağıtılma­sını ve değerlendirilmesini sağlayacak mekanizmalar kur­mak;

(l) İnsan genetiğini ve bağlantılı genetik araştırmalarını kadın sağlığı açı­sından izlemek ve kabul edilmiş ahlaki standartlara göre yürütülen çalışmaların sonuçlarını ve elde edilen bilgileri yaymak.

Stratejik hedef C.5. Kadın sağlığına ilişkin kaynakları ve izleme ça­lışma­larını artırmak.

Yapılacak eylemler

110. Hükümetler tarafından bütün düzeylerde ve uygun yerlerde hü­kümet dışı kuruluşlarla, özellikle kadın ve gençlik örgütleriyle işbirliği yaparak:

(a) Birinci basamak sağlık hizmetlerine ve sosyal hizmetlere bütçe tahsi­sini artırmanın yanı sıra ikinci ve üçüncü düzeylere yeterli desteği sağlamak ve kız çocuklarla kadınların cinsel ve üreme sağlığına özel bir önem vererek, kırsal ve yoksul kentsel bölgelerdeki sağlık programlarına öncelik tanımak;

(b) Toplumsal katılımı ve yerel finansmanı yaygınlaştırmak yoluyla sağlık hizmetlerine fon bulmada yenilikçi yaklaşımlar geliştirmek; ge­rekli yerlerde, kadınlara özgü sağlık ihtiyaçlarını ele alan hizmetlere, toplum sağlığı merkezle­rine ve topluma dayalı programlara bütçe tahsi­sini artırmak;

(c) Cinsiyete duyarlı toplumsal katılımı, öz bakımı ve özel düzen­lenmiş önleyici sağlık programlarını birleştirerek yerel sağlık hizmetle­rini geliştirmek;

(d) Kadın sağlığının güçlendirilmesi ve cinsiyete, yaşa, diğer de­mografik ölçütlere ve sosyo ekonomik değişkenlere göre toplanmış nite­liksel ve nicelik­sel verileri kullanarak cinsiyetler üzerindeki farklı etkileri değerlendiren prog­ramların planlanması, uygulanması, izlenmesi ve de­ğerlendirilmesi için, uygun yerlerde, hedefler ve zaman çizelgeleri geliş­tirmek;

(e) Kadın sağlığı politikasının ve program reformlarının uygulanma­sını izlemek amacıyla, uygun olduğunda, bakanlık içinde ve bakanlıklar arasında mekanizmalar kurmak ve kadına ilişkin sağlık konularının bütün ilgili hükümet birimlerinde ve programlarında ana görüş olarak yer alma­sını sağlama sorum­luluğu taşıyan ulusal planlama yetkisine sahip ma­kamlarda, uygun olduğunda, yüksek düzeyde odak noktaları oluşturmak.

111. Hükümetler, Birleşmiş Milletler ve onun uzman örgütleri, uluslara­rası finans kurumları, iki taraflı mali kaynak sağlayan kurum ve kuruluşlar ve uygun olduğunda özel sektör tarafından:

(a) Kadın sağlığına ilişkin yatırımları destekleyen politikalar oluş­turmak ve uygun yerlerde, bu tip yatırımlar için tahsisatı artırmak;

(b) Cinsel sağlık ve üreme sağlığı dâhil gençlerin sağlık alanındaki sorun­larını daha iyi ele almaları için, gençlere ilişkin hükümet dışı kuru­luşlara uygun malzeme desteği, mali ve lojistik yardım sağlamak;

 (c) Kadın sağlığına daha çok öncelik vermek ve ilerlemeyi güvence altına almak için Eylem Platformu’nun ve ilgili uluslararası anlaşmaların sağlık he­deflerinin koordinasyonu ve uygulanması için mekanizmalar geliştirmek;

 

D. Kadınlara Yönelik Şiddet

112. Kadınlara yönelik şiddet, eşitlik, kalkınma ve barış hedeflerine ula­şılmasını engellemektedir. Kadınlara yönelik şiddet, kadınların insan haklarını ve temel özgürlüklerini kullanmalarını hem engellemekte hem de bozmakta veya değersiz hale getirmektedir. Kadınlara yönelik şiddet olaylarında bu hak ve özgürlüklerin korunması ve yaygınlaştırılmasında uzun süreli başarısızlık, bütün Devletlerin önem vermesi ve ele alması gereken bir konudur. Şiddetin nedenlerine ve sonuçlarına, oluş sıklığına ve mücadele önlemlerine ilişkin bilgi Nairobi Konferansı’ndan bu yana büyük ölçüde artmıştır. Az ya da çok ölçüde, ama bütün toplumlarda ka­dınlar ve kız çocukları, sınırları gelir, sınıf ve kültürle çakışan fiziksel, cinsel ve psikolojik tacize maruz kalmaktadırlar. Kadınların sosyal ve ekonomik statüsünün düşük olması, kadınlara yönelik şiddetin hem ne­deni hem de sonucu olabilmektedir.

113. “Kadınlara yönelik şiddet” terimi, kadının fiziksel, cinsel veya psi­kolojik zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuç­lanması muhtemel olan, bu tip hareketlerin tehdidini, baskıyı ya da öz­gürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, ister toplum önünde ister özel hayatta meydana gel­miş olsun, cinsiyete dayalı her türden şiddet anla­mına gelmektedir. Buna bağlı olarak kadınlara yönelik şiddet, aşağıdaki­leri kapsamakla birlikte, bunlarla sınırlı değildir:

(a) Dayak dâhil aile içinde meydana gelen fiziksel, cinsel ve psiko­lojik şiddet, evdeki kız çocuklarının cinsel istismarı, çeyizle bağlantılı şiddet, evli­likte tecavüz, kadınlara zararlı olan, kadının cinsel organına zarar verme ve di­ğer geleneksel uygulamalar, nikâh dışı şiddet ve istis­marla bağlantılı şiddet;

(b) Tecavüz, cinsel taciz, işyerinde, eğitim kurumlarında ve başka yerlerde sarkıntılık ve cinsel zorlama dâhil toplum içinde meydana gelen fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet, kadınların alınıp satılması ve fahişe­liğe zorlanması;

(c) Nerede olursa olsun, Devletin yürüttüğü veya göz yumduğu fi­ziksel, cinsel ve psikolojik şiddet.

114. Kadınlara yönelik şiddetin diğer türleri arasında, silahlı çatışma du­rumlarında kadınların insan haklarının ihlal edilmesi, özellikle cinayet, sistema­tik tecavüz, cinsel kölelik ve gebeliğe zorlama vardır.

115. Kadınlara yönelik şiddet hareketleri, aynı zamanda zorla kısır­laştırma ve düşüğe zorlama, kontraseptiflerin zorla/baskıyla uygulan­ması, kız bebeklerin öldürülmesi ve doğum öncesi cinsiyet seçimini de kapsamaktadır.

116. Bazı kadın grupları, örneğin azınlık grubuna mensup kadınlar, yerli kadınlar, mülteci ve göçmen kadınlar, kadın göçmen işçiler, kırsal veya uzak topluluklarda yaşayan yoksul kadınlar, muhtaç kadınlar, ku­rumlardaki veya hapishanelerdeki kadınlar, kız çocuklar, özürlü kadınlar, yaşlı kadınlar, yerin­den edilmiş kadınlar, memleketine iade edilmiş ka­dınlar, yoksulluk içinde yaşayan kadınlar ve silahlı çatışma, düşman iş­gali, sıcak savaş, iç savaş, rehin alma dâhil terörizmle karşı karşıya kalan kadınlar şiddete karşı özellikle korun­masızdırlar.

117. Şiddet hareketleri ve tehditleri, ister ev içinde ister toplumda mey­dana gelsin, veya Devlet tarafından icra edilmiş ya da göz yumulmuş olsun, kadınların hayatına korku ve güvensizliği sokar ve eşitlik, kal­kınma ve barış hedeflerinin başarılmasını engeller. Taciz dâhil şiddet korkusu kadının hareket­liliğine sürekli baskı yapar ve kaynaklarla temel faaliyetlere ulaşmasını kısıtlar. Bireyin ve toplumun ödediği yüksek sos­yal, ekonomik ve sağlığa ilişkin bedel­ler, kadına yönelik şiddetle bağlan­tılıdır. Kadına yönelik şiddet, erkeklerle kıyaslandığında kadınları ikinci plana iten en önemli sosyal mekanizmalardan biridir. Çoğu zaman ka­dınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet, şiddetin sık­lıkla hoşgörüldüğü aile içinde veya ev içinde meydana gelir. İhmal, cinsel ve fiziksel taciz, aile üyelerinin veya evhalkından diğer kişilerin kız çocuklara veya ka­dınlara tecavüzü, nikahlı eşin tacizi veya nikah dışı taciz olaylarının sık­lığı genellikle gizli tutulur ve bu yüzden de saptanması zordur. Bu tür bir şiddet bildirilse bile, kurbanları korumada veya yapılanları cezalandır­mada çoğu za­man başarısız kalınır.

118. Kadınlara yönelik şiddet, erkeklerin hakimiyetine ve kadınlara yöne­lik ayrımcılığa yol açan, kadınların ilerlemesini engelleyen, kadınla erkek ara­sında çağlar boyunca sürmüş eşit olmayan güç ilişkilerinin gö­rünürdeki yüzü­dür. Hayat boyunca devam eden kadına yönelik şiddet, temelde kültürel mo­dellerden, özellikle de belirli geleneksel veya âdet olmuş uygulamaların zararlı etkilerinden kaynaklanır ve ırk, cinsiyet, dil veya dinle bağlantılı bütün aşırı hareketler, ailede, iş yerinde, toplulukta ve toplumda kadına uygun görülen dü­şük statüyü devamlı hale getirir. Sosyal baskı, özellikle aşağıda verilen, kadınla­rın aleyhine olan bazı ic­raat ve faaliyetleri açıklamaktan duyulan utanç, kadın­lara yönelik şiddeti artırmaktadır; kadının yasalara ilişkin bilgiye, yardım veya korunmaya ulaşabilirliğinin olmaması; kadınlara yönelik şiddeti etkin bir bi­çimde önleyecek yasaların olmaması; halihazırdaki yasaların reformunda başa­rısızlık; kamu yetkililerinin, halihazırdaki yasaları uygulama ve tanıtma çabala­rının yetersiz olması; ve şiddetin nedenleri ile sonuçlarını ele ala­cak eğitimsel ve diğer türden araçların yokluğu. Kadınlara yönelik şidde­tin medyadaki gö­rüntüsü, özellikle tecavüz veya cinsel köleliğin yanı sıra pornografi gibi, kız çocukların ve kadınların cinsel nesne olarak kulla­nılmasını ayrıntılarıyla be­timleyen görüntülere yer verilmesi, bu tür şid­detin devam etmesine katkıda bulunmakla kalmamakta, başta çocuklar ve gençler olmak üzere bütün toplumu derinden ve olumsuz olarak etkile­mektedir.

119. Kadına yönelik şiddetin yaşanmadığı aileleri, toplumları ve ül­keleri yaygınlaştırmaya yönelik zor mücadele için bütünsel ve birçok disipline yer veren bir yaklaşım geliştirmek, gerekli ve başarılabilir bir görevdir. Eşitlik, ka­dınla erkek arasında ortaklık ve insanın bütünlüğüne saygı duyma, sosyalleşme sürecinin bütün aşamalarına nüfuz etmelidir. Eğitim sistemleri, özsaygıyı, kar­şılıklı saygıyı ve kadınla erkek arasında işbirliğini yerleştirmelidir.

120. Şiddetin oluş sıklığına ilişkin istatistiklerin ve cinsiyete göre biraraya getirilmiş verilerin yeterli ölçüde olmaması, programların ayrın­tılı hazırlanma­sını ve değişikliklerin izlenmesini zorlaştırmaktadır. İşyeri dâhil toplumda ve özel yaşamda kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet, cinsel taciz ve eviçi şid­dete ilişkin araştırmalarla dokümantasyonun ek­sikliği ya da yetersizliği, duruma özgü müdahale stratejilerinin geliştiril­mesini engellemektedir. Birkaç ülkedeki deneyimler, erkeklerin ve ka­dınların şiddetin bütün türlerinin üstesinden gelmek için harekete geçiri­lebileceklerini ve şiddetin hem nedenlerini hem de sonuçla­rını göz önünde tutan etkili toplumsal önlemlerin alınabileceğini göstermekte­dir. Cinsler arası şiddeti ortadan kaldırmak için harekete geçmiş erkek grup­ları, değişim için gerekli bir ortaktır.

121. Kadınlar, çatışma olan ve olmayan durumlarda, yetkili konum­daki ki­şiler tarafından yapılan şiddete karşı korunmasız durumda olabi­lirler. Bütün görevlilerin insani hukuka ve insan hakları yasalarına göre eğitilmesi ve kadın­lara yönelik şiddet hareketinde bulunanların cezalan­dırılması, temelde kadınla­rın güvenmesi gereken polis, hapisane görev­lileri ve güvenlik güçleri gibi kamu görevlilerinin bu tür şiddetten kaçın­masını sağlamaya yardım edecektir.

122. Seks ticareti için kadın ve kız çocuklarının alınıp satılmasının etkili bir şekilde önlenmesi, uluslararası ilginin artmasıyla mümkündür. 1949 tarihli Birleşmiş Milletler Kadın Ticareti ve Fahişelerin Sömürül­mesinin

Önlenmesi Sözleşmesi’nin ve diğer ilgili uluslararası sözleşmelerin uygu­lanmasını gözden geçirmek ve güçlendirmek gerekmektedir. Ulusla­rarası fuhuş ve kadın ticareti şebekelerinin kadınları kullanması uluslara­rası organize suçun önemli bir kolu haline gelmiştir. Kadın ve kız ço­cuklarının insan haklarını ve temel özgürlüklerini ihlal eden bu durumu araştıran, kadına yönelik şiddet ko­nusunda çalışan İnsan Hakları Komis­yonu Özel Raportörü, kendi görev alanı içinde ve acil olarak, seks ticareti amacıyla uluslararası kadın ticareti konusu­nun yanı sıra, fahişeliğe zor­lama, tecavüz, cinsel taciz ve seks turizmi konula­rını da ele almaya davet edilmiştir. Bu uluslararası ticaretin kurbanı olan kadın ve kız çocukları­nın, her tür şiddetin yanı sıra istenmeyen gebelik ve HIV/AIDS dâhil cin­sel yolla geçen hastalıklarla karşılaşma riski fazlasıyla yüksektir.

123. Hükümetler ve diğer aktörler kadına yönelik şiddeti ele alırken, bütün politika ve programlara cinsiyete dayalı bir bakış açısını ana görüş olarak yer­leştirmek amacıyla faal ve görünür bir politika izlemelidirler. Böylece kararlar alınmadan önce, bu kararların kadınları ve erkekleri nasıl etkileyeceğine ilişkin bir inceleme yapabilme imkânı doğacaktır.

Stratejik hedef D.1. Kadına yönelik şiddeti önlemek ve ortadan kal­dırmak için bütünleşmiş önlemler almak.

Yapılacak eylemler

124. Hükümetler tarafından:

(a) Kadına yönelik şiddeti kınamak ve Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Deklarasyonu’nda yer aldığı şekliyle şiddeti orta­dan kaldırmaya yönelik taahhütlerinden vazgeçmek için herhangi bir adet, gelenek ya da dini düşünceyi ileri sürmekten kaçınmak;

(b) Kadına yönelik şiddete dâhil olmaktan kaçınmak ve ister Devlet ister şahıslar tarafından yapılmış olsun, kadına yönelik şiddeti önlemek, araştırmak ve ulusal yasalara uygun olarak şiddet hareketlerini cezalan­dırmak için gerekli dikkat ve çabayı göstermek ;

(c) Evde, işyerinde, toplulukta veya toplumda herhangi bir tür şid­dete ma­ruz kalmış kadın ve kız çocuklarına yönelik olarak yapılmış yan­lışları düzelt­mek ve cezalandırmak için, ulusal yasaların cezai, medeni, çalışma hayatıyla ilgili ve idari yaptırımlarını uygulamak ve/veya pekiş­tirmek;

(d) Şiddetin önlenmesine ve suçluların kanuni takibine önem vere­rek, ka­dınlara yönelik şiddetin yokedilmesinde etkin olmalarını sağlamak amacıyla yasaları kabul etmek ve/veya uygulamak, düzenli olarak göz­den geçirmek ve incelemek; şiddete maruz kalan kadınların korunmasını, telafi, tazminat ve kur­banların tedavisi dâhil hızlı ve etkili çarelere ulaş­malarını sağlayacak önlemler almak ve şiddete başvuranların rehabilitas­yonunu sağlamak;

(e) İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde, 21/ Uluslararası Medeni ve Po­litik Haklar Sözleşmesi’nde 13/ Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nde, 13/ ve İşkence ve Diğer Zulüm, İnsanlıkdışı veya Kü­çültücü Davranış veya Cezalandırmaya Karşı Söz­leşme’de yer alanlar dâhil olmak üzere kadına yönelik şiddetle ilgili uluslararası insan hakları maddelerini ve araçlarını onaylamak ve/veya uygulamak için faal olarak çalışmak;

(f) Kadınlara Karşı Ayrımın Ortadan Kaldırılması Komitesi’nin 11. top­lan-tısında 23/ kabul ettiği Genel Tavsiye 19’u göz önüne alarak, Ka­dınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesini uygula­mak;

(g) Kadına yönelik şiddetle ilgili bütün politika ve programlara cin­siyete dayalı bir bakış açısını ana görüş olarak yerleştirmek için faal ve görünür bir politika izlemek, yasaları uygulamakla görevli olanlar, emni­yet mensupları, adli, tıbbi ve sosyal çalışmacılar, azınlıklarla, göçmen ve mültecilere ilişkin konularla ilgilenenler gibi bu politikaları uygulamakla sorumlu olanların, ka­dına yönelik şiddetin nedenleri, sonuçları ve meka­nizmalarına ilişkin bilgi ve anlayışlarını artırmayı hedefleyen program ve önlemleri etkin bir şekilde teşvik etmek, desteklemek ve uygulamak, ve şiddet kurbanı kadınların, cinsiyete du­yarsız yasalar veya yargılamaya veya yürütmeye ilişkin uygulamalar yüzünden tekrar kurban konumuna düşürülmesini engelleyecek stratejiler geliştirmek;

(h) Şiddete maruz kalmış kadınların adli mekanizmalara, ve ulusal yasala­rın öngördüğü şekliyle, gördükleri zararı telafi edecek hızlı ve et­kili çarelere ulaşmalarını sağlamak ve bu mekanizmalar yoluyla haklarını aramaları için ka­dınlara, haklarının neler olduğu konusunda bilgi ver­mek;

(i) Kadının cinsel organına zarar verme, kız bebeklerin öldürülmesi, do­ğum öncesi cinsiyet seçimi ve çeyizle bağlantılı şiddet gibi kadına yö­nelik şiddet hareketleri ve uygulamaları yapanlara karşı yasaları harekete geçirmek ve uygulamak;

(j) Kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmak için bütün uygun dü­zeylerde eylem planları oluşturmak ve uygulamak;

(k) Erkeklerin ve kadınların sosyal ve kültürel davranış modellerini değiş­tirmek ve cinslerden birinin üstünlüğü ya da aşağılığı düşüncesine ve erkeklerle kadınların klişeleşmiş rollerine dayanan önyargıları, gele­neksel uygulamaları ve bütün diğer yaklaşımları ortadan kaldırmak ama­cıyla, özellikle eğitim alanında, bütün uygun önlemleri almak;

(l) Kadınların ve kız çocuklarının, kendilerine yönelik şiddet hare­ketlerini, ceza veya misilleme korkusu olmadan, ücretsiz, güvenilir ve gizliliğe saygı du­yan bir ortamda açıklayabilmeleri için kurumsal meka­nizmaları oluşturmak veya güçlendirmek;

(m) Özürlü kadınların, kadına yönelik şiddete ilişkin her tür bilgi ve hiz­mete ulaşmalarını sağlamak;

(n) Yetkinin kötü kullanılarak kadına yönelik şiddete yol açmasın­dan ka­çınmak için adli, yasal, tıbbi, sosyal, eğitici, emniyet ve göçmen­lerden sorumlu personele yönelik eğitim programlarını uygun şekilde oluşturmak, düzenlemek, geliştirmek ve finansmanını sağlamak, kadın kurbanların adil bir şekilde tedavi edilmesini garanti altına almak için, yukarıda sözü edilen personeli cinsiyete dayalı hareketlere ve şiddet teh­ditlerine duyarlı kılmak;

(o) Görevini yerine getirirken kadına yönelik şiddet hareketlerine başvuran polis, güvenlik güçleri veya Devletin herhangi bir görevlisini cezalandıran hali­hazırdaki yasaları pekiştirmek, eğer yoksa, bu yasaları çıkarmak; bu tür şiddet uygulayanlara karşı halihazırdaki yasaları gözden geçirmek ve etkili önlemler almak;

(p) Eylem planlarının bütün elverişli düzeylerde uygulanması için gereken kaynaklar dâhil, kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasıyla ilgili faaliyet­lere bütçeden yeterli kaynak tahsis etmek ve toplumsal kay­nakları harekete geçirmek;

(q) Kadına yönelik şiddet konusuyla ilgili bilgileri ve Kadına Yöne­lik Şid­detin Ortadan Kaldırılması Deklarasyonunu uygulamak için alınan önlemleri, ilgili Birleşmiş Milletler insan hakları belgelerinin koşullarına uygun olarak teklif edilen raporlara dâhil etmek;

(r) Kadına yönelik şiddet konusunda çalışan İnsan Hakları Komis­yonu Özel Raportörü’ne görevi sırasında yardımcı olmak ve işbirliği yapmak ve iste­nen bütün bilgiyi sağlamak; ayrıca işkenceye ilişkin İnsan Hakları Komisyonu Özel Raportörü ve kadına yönelik şiddetle bağlantılı olarak, acele, mahkeme dışı ve keyfi infazlara ilişkin İnsan Hakları Ko­misyonu Özel Raportörü gibi diğer yetkili mekanizmalarla işbirliği yap­mak;

(s) İnsan Hakları Komisyonu’na, kadına yönelik şiddet konusunda çalışan Özel Raportörün 1997’de sona erecek olan yetkilerinin yenilen­mesini, eğer izin verilirse yetkilerin güncelleştirilmesini ve güçlendiril­mesini önermek.

125. Yerel yönetimler dâhil Hükümetler, toplumsal örgütler, hükü­met dışı kuruluşlar, eğitim kurumları, kamu ve özel sektör kuruluşları ve uygun oldu­ğunda kitle iletişim araçları tarafından:

(a) Şiddete maruz kalmış kadın ve kız çocuklarına mali yönden güçlü ko­ruma evleri, destek ve yardımın yanı sıra tıbbi, psikolojik ve diğer danışma hizmetleriyle, gerekli olduğunda ücretsiz veya maliyeti az hukuki yardım sağ­lamak ve uygun bir geçinme yolu bulmalarına yar­dımcı olmak;

(b) Cinsiyete dayalı şiddetin kurbanı olan göçmen kadın işçiler dâhil göç­men kadın ve kız çocukları için dil ve kültür açısından ulaşılabilir hizmetler oluşturmak;

(c) Evsahibi ülkedeki yasal statüleri, işverenin insafına kalmış olan göç­men kadın işçiler başta olmak üzere, kadın göçmenlerin şiddete ve diğer türden tacizlere karşı korunmasız durumda olduğunu kabul etmek;

(d) Kadına yönelik şiddet konusunda bilinçlenmeyi artırmak ve şid­detin yokedilmesine katkıda bulunmak için bütün dünyadaki kadın ör­gütlerinin ve hükümet dışı kuruluşların girişimlerini desteklemek;

(e) Kadına yönelik şiddetin, kadının insan haklarını kullanmasına engel olduğu ve hakların ihlali anlamına geldiği konusunda halkı bilinç­lendirecek toplumsal eğitim kampanyaları düzenlemek, desteklemek ve bunları finanse etmek; ihtilafları çözmek amacıyla cinsiyete duyarlı, uy­gun, geleneksel ve yenilikçi yöntemleri kullanmaları için yerel topluluk­ları harekete geçirmek;

(f) Birinci basamak sağlık hizmetleri merkezleri, aile planlaması merkez­leri, halihazırdaki okul sağlığı hizmetleri, anne ve bebek koruma merkezleri, göçmen ailelere yönelik merkezler ve bu gibi aracı kurumla­rın, tacize ilişkin bilgi ve eğitim alanındaki temel rolünü tanımak, des­teklemek ve yaygınlaştır­mak;

(g) Kız ve erkek çocukları, kadınları ve erkekleri, ailedeki, toplu­luktaki ve toplumdaki şiddetin, kişi ve toplum üzerindeki zararlı etkile­rine duyarlı kılmak amacıyla eğitici ve öğretici programlar, bilgilendirme kampanyaları düzenle­mek ve finanse etmek; onlara, şiddete başvurmadan iletişim kurmanın yollarını öğretmek, kendilerini ve başkalarını bu tür şiddetten koruyabilmeleri için kur­banların ve potansiyel kurbanların eği­tilmesini sağlamak;

(h) Şiddet kurbanı olan kadınlar ve aileler için, yardım konusunda bilgi vermek;

(i) Şiddete başvuranlar için rehabilitasyon ve danışmanlık program­ları sağlamak, finanse etmek ve desteklemek; bu türden şiddetin yeniden meydana gelmesini önlemek için rehabilitasyon ve danışmanlık prog­ramlarını geliştire­cek araştırmaları yaygınlaştırmak;

(j) Medyanın, kadınla erkeğin klişeleşmiş olmayan görüntülerini yayma ve şiddeti körükleyecek medyatik sunuş biçimlerinden kaçınma sorumluluğuna ilişkin bilinci artırmak ve medyanın içeriğinden sorumlu olanları, mesleki yö­netim kuralları ve koşulları oluşturmaya teşvik et­mek; ayrıca, medyanın, kadına yönelik şiddetin nedenleri ve etkileri ko­nusunda halkı bilgilendirme ve eğitme­deki, bu konuda kamuoyunda bir tartışma açmadaki önemli rolüne ilişkin bilinci artırmak.

126. Hükümetler, işverenler, sendikalar, toplum ve gençlik örgütleri ve uygun olduğunda hükümet dışı kuruluşlar tarafından:

(a) Bütün eğitim kurumlarında, işyerlerinde ve diğer yerlerde kadına yö­nelik cinsel tacizi ve diğer türden şiddeti ortadan kaldırmak için prog­ramlar ve uygulamalar geliştirmek;

(b) Suç teşkil eden ve kadının insan haklarının ihlali anlamına gelen şiddet hareketleri konusunda halkı eğitecek ve bilinçlendirecek prog­ramlar ve uygu­lamalar geliştirmek;

(c) Tacizin meydana geldiği evlerde ve kurumlarda yaşayanlar başta ol­mak üzere, tacizkar ilişkilere maruz kalmış veya kalmakta olan kız ço­cukları, ergenlik çağındakiler ve genç kadınlar için danışmanlık, iyileş­tirme ve destek programları geliştirmek;

(d) Genç kadınlar, mülteciler, ülke içinde ve dışında yerinden edil­miş ka­dınlar, özürlü kadınlar ve kadın göçmen işçiler gibi şiddete karşı korunmasız durumdaki kadınlar başta olmak üzere, hâlihazırdaki yasaları uygulamak ve uygun olduğunda kadın göçmen işçiler için hem ayrıldık­ları hem de gittikleri ülkelerde yeni yasalar oluşturmak dâhil, kadına yö­nelik şiddeti ortadan kaldıra­cak özel önlemler almak.

127. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından:

Kadına yönelik şiddet konusunda çalışan İnsan Hakları Komisyonu Özel Raportörüne, özellikle diğer özel raportörler ve çalışma gruplarıyla ortak veya ayrı ayrı üstlendiği görevlerin gerçekleştirilmesinde ve taki­binde ve yetkili kılındığı bütün alanlarda, gerekli faaliyetleri yapabilmesi için personel ve kay­nak yardımı başta olmak üzere bütün gerekli yardı­mın yapılması ve Kadınlara Karşı Ayrımın Ortadan Kaldırılması Komi­tesi’yle ve bütün sözleşme organla­rıyla periyodik müzakereler yapılması için yeterli yardımı sağlamak.

128. Hükümetler, uluslararası örgütler ve hükümet dışı kuruluşlar tarafın­dan:

Mülteci Kadınların Korunmasına İlişkin UNHCR ilkelerinin ve Mülteci­lere Yönelik Cinsel Şiddete Tepki ve Şiddetin Önlenmesi’ne iliş­kin UNHCR ilkelerinin yayılmasını ve uygulanmasını teşvik etmek.

Stratejik hedef D.2. Kadına yönelik şiddetin nedenleriyle sonuçla­rını ve engelleyici önlemlerin etkinliğini incelemek.

Yapılacak eylemler

129. Hükümetler, bölgesel örgütler, Birleşmiş Milletler, diğer ulus­lararası örgütler, araştırma kurumları, kadın ve gençlik örgütleri ve hü­kümet dışı kuru­luşlar tarafından:

(a) Başta ev içi şiddet olmak üzere, kadına yönelik şiddetin değişik türleri­nin yaygınlığına ilişkin araştırmalar yapmak, veri toplamak ve is­tatistikler oluşturmak; kadına yönelik şiddetin nedenleri, doğası, ciddiyeti ve sonuçlarına ve kadına yönelik şiddeti önlemek ve düzeltmek için uy­gulanan önlemlerin etkinliğine ilişkin araştırmaları teşvik etmek;

(b) Araştırma ve inceleme bulgularını geniş ölçüde yaymak;

(c) Şiddet hareketlerinin (örneğin ırza tecavüz) kadın ve kız çocuk­lar üze­rindeki etkisine ilişkin araştırmaları başlatmak ve desteklemek ve sonuçta elde edilen bilgilerle istatistikleri kamuoyuna sunmak;

(d) Cinsiyete dayalı şiddeti ve eşitsizlikleri körükleyen ticari rek­lamlardaki görüntüler dâhil cinsiyete dayalı klişeleşmiş rollerin etkisini ve bu rollerin ha­yatın değişik dönemlerinde nasıl yansıtıldığını incele­mesi için medyayı teşvik etmek ve şiddetten kurtulmuş bir toplum olma görüşüyle bu olumsuz görüntü­leri ortadan kaldıracak önlemler almak.

Stratejik hedef D.3. Kadın ticaretini önlemek ve fahişelikle kadın ti­care­tine bağlı olarak şiddete maruz kalanlara yardımcı olmak.

Yapılacak eylemler

130. Menşe ülke, transit geçilen ve varış noktası olan ülkelerin Hü­kümet­leri, bölgesel ve uluslararası örgütler tarafından:

(a) İnsan ticareti ve köleliğe ilişkin uluslararası anlaşmaları onayla­mayı ve yürürlüğe koymayı düşünmek;

(b) Kadın ticaretini engellemek için, kadın ve kız çocuklarının hak­larını daha iyi korumak ve şiddete başvuranları hem adli hem de toplum­sal yasalarla cezalandırmak görüşüyle hâlihazırdaki yasaları güçlendir­mek dâhil, kadın ve kız çocuklarının fahişelik, seks ticaretinin diğer tür­leri, evliliğe zorlama ve çalışmaya zorlama amacıyla alınıp satılmasını teşvik eden temel nedenleri ve harici nedenleri göz önünde tutarak ha­zırlanmış uygun önlemler almak;

(c) Kadın ticareti yapan ulusal, bölgesel ve uluslararası şebekeleri dağıt­mak amacıyla bütün ilgili yasa uygulama yetkilileri ve kurumları arasındaki işbirliğini ve birlikte planlanmış eylemleri hızlandırmak;

(d) Kadın ticareti kurbanlarını topluma kazandırmak ve iyileştirmek için, mesleki eğitimin, yasal yardımın ve gizliliğe önem veren sağlık hizmetlerinin dâhil olduğu kapsamlı programlar hazırlamak ve bunlara kaynak tahsis etmek ve kadın ticareti kurbanlarına sosyal, tıbbi ve psi­kolojik yardım sağlamak için hükümet dışı kuruluşlarla işbirliği yapmak;

(e) Genç kadınların ve çocukların korunmasına özel bir önem vere­rek seks turizmini ve kadın ticaretini önlemeyi hedef alan yasaları yü­rürlüğe koymayı düşünmek ve bu konuda eğitici ve öğretici programlarla politikalar geliştirmek.

 

E. Kadınlar ve Silahlı Çatışma

131. Dünya barışını koruyan, insan haklarıyla demokrasinin değe­rini bilen ve koruyan, tartışmaların barışçı bir ortamda yapıldığı, Birleş­miş Milletler kuruluş yasasında ifade edildiği gibi bölgesel bütünlüğe veya politik bağımsız­lığa yönelik tehdit ve zor kullanımını içermeyen, ve egemenliğe saygılı bir or­tam, kadınların ilerlemesi için önemli bir unsur­dur. Barış, kadınla erkek arasın­daki eşitlik ve kalkınmayla ayrılamaz bir biçimde bağlantılıdır. Silahlı veya diğer türden çatışmalar, terörizm ve rehine almak, hâlâ dünyanın pek çok bölge­sinde yaygın olan olaylardır. Saldırı, yabancı işgali, etnik ve diğer türden çatış­malar neredeyse bütün bölgelerde kadın ve erkekleri etkileyen gerçeklerdir. İnsan haklarının tam olarak kullanılmasına ciddi bir engel teşkil eden büyük çaplı ve sistema­tik ihlaller ve durumlar, dünyanın değişik bölgelerinde meydana gelmeye devam etmektedir. İşkence, zulüm, insanlık dışı ve küçültücü davra­nışlar ve cezaların yanı sıra, acele ve keyfi infazlar, kaybolmalar, keyfi alıkoy­malar, her türden ırkçılık ve ırk ayrımcılığı, yabancı işgali ve yabancı üstün­lüğü, yabancı düşmanlığı, yoksulluk, açlık ve ekonomik, sosyal, kültürel hakla­rın diğer türden ihlali, dini hoşgörüsüzlük, terörizm, ka­dınlara yönelik ayrımcı­lık ve yasaların etkin olmaması, bu tür ihlallere ve engellere dâhildir. Sivil halka saldırıda bulunmayı yasaklayan uluslara­rası insani yasaların sistematik olarak çiğnendiği, başta kadınlar, çocuk­lar, yaşlılar ve özürlüler olmak üzere sivil halkı etkileyen silahlı çatış­malarla bağlantılı olarak insan haklarının sıklıkla ihlal edildiği zamanlar olmaktadır. Silahlı çatışma durumlarında kadınların insan haklarının ihlal edilmesi, uluslararası insan haklarının ve insani hukukun temel ilkeleri­nin ihlal edilmesi demektir. Özellikle katliam ve bir savaş stratejisi ya da sonucu olarak etnik temizlik biçimindeki büyük çaplı insan hakları ihlal­leri, ve savaş durumunda kadınlara sistematik tecavüz dâhil, ırza tecavüz, mültecilerin ve yerinden edilmiş kişilerin kitle halinde ülkeden çıkarıl­ması, şiddetle kınanan ve bu suçları işleyenleri cezalandırmanın yanı sıra hemen durdurulması gere­ken, nefret uyandıran uygulamalardır. Silahlı çatışma olaylarının bazıları, ülke­nin başka bir Devlet tarafından işgal edilmesinden veya sömürge haline getiril­mesinden ve bu durumun dev­letin ve askeri güçlerin baskısıyla sürdürülmek istenmesinden ileri gel­mektedir.

132. 1949 tarihli, Savaş Zamanlarında Sivil Halkın Korunmasına İlişkin Cenevre Sözleşmesi ve 1977 tarihli Ek Protokol 24/ kadınların, başta alçaltıcı ve küçültücü davranış görme, tecavüz, fahişeliğe zorlama ve herhangi bir türden ahlaksız saldırı olmak üzere, onur kırıcı her türden saldırıya karşı özellikle ko­runacağını açıklıkla belirtmektedir. Dünya İn­san Hakları Konferansı’nda kabul edilen Viyana Deklarasyonu ve Eylem Programı’nın ifadesiyle, “silahlı çatışma durumlarında kadınların insan haklarının ihlal edilmesi, uluslararası insan hak­larının ve insani hukukun temel ilkelerinin ihlal edilmesidir” 25/ Özellikle cina­yet, tecavüz, siste­matik tecavüz, cinsel kölelik ve gebeliğe zorlama dâhil, bu türden bütün ihlallere etkin ve açık bir tepki göstermek şarttır. İnsan haklarının tam olarak kullanılmasına ciddi bir engel teşkil eden büyük çaplı ve sistema­tik ihlaller ve durumlar dünyanın değişik bölgelerinde meydana gelmeye devam etmektedir. İşkence, zulüm, insanlık dışı ve küçültücü davranışlar veya acele, keyfi alıkoymaların yanı sıra her türden ırkçılık, ırk ayrımı, yabancı düşmanlığı, ekonomik, sosyal ve kültürel hakların ihlali ve dini hoşgörüsüzlük, bu tür ihlal­lere ve engellere dâhildir.

133. Silahlı çatışma ve askeri işgal durumlarında insan haklarının ihlal edilmesi, uluslararası insan hakları belgelerinde, 1949 tarihli Ce­nevre Sözleş­mesi’nde ve buna ilişkin Ek Protokolde belirtilen uluslara­rası insan haklarının ve insani hukukun temel ilkelerinin ihlal edilmesi­dir. Savaştan harap olmuş ve işgal edilmiş bölgelerde büyük çaplı insan hakları ihlalleri ve etnik temizlik politikaları hâlâ sürdürülmektedir. Bu uygulamalar, diğer şeylerin yanı sıra, uluslararası korumaya ihtiyaç du­yan büyük bir çoğunluğu mülteci ve yerinden edilmiş kadınlar, ergenlik çağındaki kızlar ve çocuklar olan, ülke içinde yerin­den edilmiş kişilerin kitlesel akışına yol açmıştır. Genellikle kadın ve çocuk olan sivil kur­banların sayısı, çoğu kez savaşta ölen askerlerin sayısından fazla­dır. Buna ek olarak kadınlar çoğu kez yaralı askerlerin bakımını üstlenmekte ve çatışmanın bir sonucu olarak beklenmedik bir şekilde kendilerini evin tek reisi, tek ebeveyn ve yaşlı akrabaların bakımından sorumlu olan kişi durumunda bul­maktadırlar.

134. İstikrarsızlığın ve şiddetin sürdüğü bir dünyada, barış ve gü­venlik için işbirliğine dayalı yaklaşımların uygulanmasına acilen ihtiyaç vardır. Ka­dınların yetki mekanizmalarına eşit ulaşabilirliği ve tam katı­lımı, çatışmaları çözme ve önleme çabalarına tam anlamıyla dâhil olması, barış ve güvenliğin yaygınlaşması ve sürekliliği için temel koşuldur. Ka­dınlar çatışmaların çözü­münde, barışın korunmasında, savunma ve dış işler mekanizmalarında önemli roller oynamaya başlamakla birlikte karar alma pozisyonlarında hâlâ yeterince temsil edilmemektedirler. Kadınlar barışın güvence altına alınması ve sürdü­rülmesinde eşit rol oynayacak­larsa, politik ve ekonomik açıdan güçlendirilme­leri, ayrıca karar alma mekanizmalarının her düzeyinde yeterli bir biçimde tem­sil edilmeleri gerekmektedir.

135. Silahlı çatışma ve terörizmin sonuçları bütün toplumları acıya boğ­makla birlikte, toplumdaki statüleri ve cinsiyetleri yüzünden kadınlar ve kız çocukları daha çok etkilenmektedirler. Çatışan taraflar ceza gör­meyeceklerini bilerek çoğu kez kadınlara tecavüz etmekte, bazen de bir savaş ve terörizm tak­tiği olarak sistematik tecavüzü kullanmaktadırlar. Bu tip durumlarda kadına yönelik şiddet ve kadının insan haklarının ih­lali, her yaştan kadının karşılaştığı bir davranıştır. Silahlı çatışma du­rumlarında kadınlar yerinden edilme, evin ve diğer mülkün kaybı, yakın akrabaların kaybı veya iradesi dışında ortadan kay­bolması, yoksulluk, ailenin dağılması ve bütünlüğünün bozulmasıyla karşı kar­şıya kaldıkları gibi, özellikle etnik temizleme politikalarının ve diğer yeni şiddet biçim­lerinin sonucu olarak cinayet, terörizm, işkence, kayıplar, yakın akrabala­rın ortadan kaybolması, cinsel kölelik, tecavüz, cinsel taciz ve gebeliğe zor­lanma gibi durumların kurbanı olmaktadırlar. Bu durum, silahlı çatış­maların, yabancı işgalinin ve yabancı üstünlüğünün hayat boyu süren sosyal, ekonomik ve psikolojik açıdan sarsıcı sonuçlarıyla birleşmekte­dir.

136. Dünyadaki milyonlarca mülteci ve ülke içinde yerinden edilmiş kişi­ler dâhil, diğer yerinden edilmiş kişilerin yaklaşık % 80’ini kadınlar ve çocuklar oluşturmaktadır. Bu kişiler şiddet ve güvende olmamanın yanı sıra gayrımenkul, mal ve hizmetlerden yoksun olma, kendi memle­ketlerine dönme haklarından yoksun kalma tehdidi altındadırlar. Siste­matik terör ve yıldırma kampanyalarında bir zulüm yöntemi olarak ve belirli bir etnik, kültürel veya dini grubun üyelerini kendi ülkelerine dönmeye zorlamak amacıyla kullanılan, kökünden koparılmış kadın ve kız çocuklarına yönelik cinsel şiddete özel bir önem verilmelidir. Aynı zamanda kadınlar da, Mültecilerin Statüsü’ne ilişkin 1951 Sözleşmesinde ve 1967 Protokolünde tek tek belirtilen bütün nedenlerden dolayı ve cin­sel şiddet veya cinsiyete dayalı diğer yöntemlerle zulüm görme dâhil, zulüm korkusunun sonucu olarak ülkelerini terketmeye zorlanabilirler ve bu terketme sırasında, iltica ettikleri ve yeniden yerleştikleri ülkelerde, kendi memleketlerine iade sırasında ve sonrasında, şiddete ve istismara karşı korun­masız durumda olmaya devam ederler. Hak talebi bu tip bir zulme dayandırıldı­ğında, kadınlar iltica ettikleri bazı ülkelerde mülteci olarak tanınmakta zorluk­larla karşılaşmaktadırlar.

137. Mülteci, yerinden edilmiş ve göçmen kadınlar çoğu durumda güç, dayanıklılık ve beceriklilik gösterirler ve yeniden yerleştikleri ülke­lere veya geri döndüklerinde kendi ülkelerine olumlu katkıda bulunabi­lirler. Bu durumdaki kadınların, kendilerini etkileyen kararlara uygun şekilde dâhil edilmeleri ge­rekmektedir.

138. Pek çok hükümet dışı kadın kuruluşu, askeri harcamalarda dünya ça­pında kısıtlamaya gidilmesi, uluslararası silah ticaretinin, kaçak­çılığının ve üretiminin azaltılması konusunda çağrıda bulunmuştur. Ça­tışmalardan ve aşırı askeri harcamalardan en olumsuz etkilenenler, temel hizmetlere yatırım yapıl­madığı için yoksulluk içinde yaşayan kişilerdir. Özellikle tahripkar veya asker-sivil ayırmayan silahların kullanılması, başta kırsal kesimdekiler olmak üzere yoksulluk içinde yaşayan kadınla­rın acı çekmesine neden olmaktadır. Bugün dünyadaki 64 ülkeye yayıl­mış, 100 milyondan fazla antipersonel kara mayını vardır. Aşırı askeri harcamaların, silah ticaretinin, silah üretimine ve kullanı­mına yapılan yatırımın kalkınma üzerindeki olumsuz etkisi mutlaka ele alınma­lıdır. Bununla birlikte ulusal güvenlik ve barışın sürekli olması, ekonomik bü­yüme, kalkınma ve kadınların güçlendirilmesi için önemli bir koşuldur.

139. Silahlı çatışma ve toplumların çökme dönemlerinde kadınların rolü hayati bir önem kazanır. Kadınlar çoğu kez silahlı ve diğer türden çatışmaların ortasında sosyal düzeni korumaya çalışırlar. Kadınlar hem ailede hem de top­lumda barışı öğreten kişiler olarak sosyal düzene önemli ama çoğu zaman de­ğeri bilinmeyen bir katkıda bulunurlar.

140. Bütün uluslar ve insanlar için adaleti ve hoşgörüyü içinde ba­rındıran bir barış kültürünü yerleştirmeye yönelik eğitim, ebedi barışa ulaşmak için şart­tır ve erken bir yaşta başlamalıdır. Bu eğitim çatışma çözücü unsurları, arabulu­culuğu, önyargıların giderilmesini ve farklılığa saygı duymayı da içermelidir.

141. Kararlar alınmadan önce bu kararların kadın ve erkekler üze­rindeki etkisini inceleyebilmek için, silahlı ve diğer türden çatışmalar ele alınırken bü­tün politika ve programlara cinsiyete dayalı bir bakış açısını ana görüş olarak yerleştirmek amacıyla faal ve görünür bir politika iz­lenmelidir.

Stratejik hedef E. 1. Kadınların çatışmaların çözülmesine karar alma dü­zeylerinde katılmalarını artırmak ve silahlı veya diğer türden çatışma­lar ile yabancı işgali altında yaşayan kadınları korumak.

Yapılacak eylemler

142. Hükümetler, uluslararası ve bölgesel hükümetlerarası kuruluş­lar tara­fından :

(a) Birleşmiş Milletler Kuruluş Yasası’nın 101. maddesinde ifade edilen hakkaniyetli coğrafik dağılım uyarınca, Birleşmiş Milletler Sekreteryası’ndaki düzeyler dâhil, başta karar alma düzeyi olmak üzere kadınların, bütün forumlar ve barış eylemlerinin her düzeyine eşit katıl­malarını sağlamak ve bu amaçla onlara eşit fırsatlar sunmak için harekete geçmek;

(b) Silahlı veya diğer türden çatışmaların ve yabancı işgalinin çö­zümünde cinsiyete dayalı bir bakış açısından yararlanmak ve Birleşmiş Milletler Eski Yugoslavya ve Ruanda için Uluslararası Yargıçlar Kurulu ve Uluslararası Ada­let Divanı gibi bütün ilgili uluslararası organlara, ve tartışmaların barışçı bir yolla çözülmesini amaçlayan diğer organların adlî ve diğer mevkilerine aday gösterirken veya seçerken cinsler arası denge sağlamayı hedef almak;

(c) Savcı, yargıç ve diğer görevlilere, silahlı çatışma durumlarında teca­vüz, gebeliğe zorlama, ahlak dışı saldırılar ve terörizm dâhil kadına yönelik şiddetin diğer türlerini kapsayan davalara bakarken, bu konulara ilişkin uygun mesleki eğitim vererek, yukarıda sözü edilen organların cinsiyete ilişkin konu­ları gerektiği gibi ele almasını sağlamak ve cinsi­yete dayalı bakış açısını gö­revleriyle bütünleştirmek.

Stratejik hedef E.2. Aşırı askeri harcamaları azaltmak ve silahlan­mayı kontrol etmek..

Yapılacak eylemler

143. Hükümetler tarafından:

(a) Askeri kaynakların ve bağlantılı endüstrilerin dönüştürülerek kalkınma ve barışçıl amaçlar için kullanılması konusunu, uygun oldu­ğunda ulusal güven­lik görüşmelerine dâhil etmeyi artırmak ve hızlandır­mak;

(b) Küresel askeri harcamalar, silah ticareti, silah üretimi ve kulla­nımı için yapılan yatırımlar dâhil aşırı askeri harcamaları azaltarak yeni toplumsal ve özel mali kaynaklar oluşturmanın yeni yollarını araştırmak; ulusal güvenlik taleple­rini göz önünde tutarak, sosyal ve ekonomik kal­kınma, özellikle de kadınların ilerlemesi için ek fonların muhtemel tahsi­sine izin vermek;

(c) Kadına yönelik şiddet hareketinde bulunan, silahlı çatışma du­rumla­rında uluslararası insani hukuku ve kadınların insan haklarını ihlal eden emni­yet, güvenlik ve silahlı kuvvetler mensuplarını ve diğerlerini soruşturmak ve cezalandırmak için harekete geçmek;

(d) Ulusal savunma ihtiyaçlarını yerine getirirken, silahlı çatışmanın top­lumsal tehlikelerini, aşırı askeri harcamaların, silah ticaretinin, özel­likle tahrip­kar ve asker-sivil ayrımı yapmadan silahların ticaretinin, silah üretimine ve kullanımına yapılan aşırı yatırımın olumsuz etkilerini kabul etmek ve ele almak; benzer şekilde, yasadışı silah ticareti, şiddet, suç, yasadışı uyuşturucuların üre­timi, kullanılması ve ticareti, kadın ve çocuk ticareti ile mücadele etmek gerek­tiğini kabul etmek;

(e) Antipersonel kara mayınlarının asker-sivil ayrımı olmaksızın kullanıl­masının özellikle kadınları ve çocukları etkilediğini kabul ederek:

(i) Henüz onaylanmadıysa, Aşırı Tahripkar veya asker-sivil ayrımı yap­madan Belirli Konvansiyonel Silahların Kullanılmasına ilişkin Ya­saklar veya Kısıtlamaları İçeren 1981 Sözleşmesi’nin ve özellikle Ma­yınların, Bubi Tuzak­larının ve Diğer Araçların Kullanılmasına İlişkin Yasaklar veya Kısıtlamalar Protokolü’nün (Protokol II),26/ 2000 yılına kadar evrensel olarak onaylanması için faal bir şekilde çalışmak;

(ii) Kara mayınlarının asker-sivil ayrımı yapmadan kullanılmasının yol açtığı kayıpların ve sivil halka çektirdiği yoğun acının azaltılmasını sağlama Sözleşmesini güçlendirmeyi gerçekten düşünmek;

(iii) Mayın temizleme araçlarını, bilgi alışverişini, teknoloji transfe­rini kolaylaştırma ve bilimsel araştırmaları yaygınlaştırma yoluyla mayın temizliği için yardım sağlamayı üstlenmek;

(iv) Birleşmiş Milletler kapsamı içinde, mayın temizliğine yardımcı ola­cak, gereksiz ayrımcılığa yer vermeyen ortak bir tepki programı koor­dine etme çabalarını desteklemek;

(v) Henüz yapılmadıysa pek çok Devletin kara mayınlarının ihracı, nakli­yesi ve satışı konusunda yükümlülüğünü ertelediğini ilan ettiğini açıklayarak, mümkün olan en erken tarihte antipersonel kara mayınları­nın ihracatına ilişkin, hükümet dışı kurum ve kuruluşları da kapsayan bir ertelemeyi kabul etmek;

(vi) Antipersonel kara mayınlarının ergeç yokedilmesi görüşüyle, bunların yol açtığı sorunların çözümüne ilişkin uluslararası çabaları teş­vik etmek ve Devletlerin tutarlı ve insancıl alternatifler geliştirdikçe bu hedefe daha çabuk ulaşabileceklerini kabul etmek;

(f) Kadınların barış hareketinde oynadıkları önemli rolü kabul ede­rek:

(i) Sıkı ve etkili bir uluslararası kontrol altında, genel ve tam bir si­lahsız­lanmaya gidilmesi için faal bir şekilde çalışmak;

(ii) Nükleer silahsızlanmaya ve her türlü nükleer silahın çoğalmasını ön­lemeye katkıda bulunarak, evrensel, çok taraflı ve etkin bir şekilde onaylanabi­lecek kapsamlı bir nükleer denemeleri yasaklama anlaşma­sıyla sonuçlanacak görüşmeleri gecikmeden desteklemek;

(iii) Kapsamlı bir nükleer denemeleri yasaklama antlaşmasını yü­rürlüğe koyma kararı kesin değilse, nükleer denemeler konusunda azami sınırlama uy­gulamak.

Stratejik hedef E. 3. Çatışmaların çözümünde şiddete dayalı olma­yan yöntemleri yaygınlaştırmak ve çatışma durumlarında insan hakları ihlallerinin oluş sıklığını azaltmak.

Yapılacak eylemler

144. Hükümetler tarafından :

(a) Savaş Zamanında Sivil Halkın Korunması’na ilişkin 1949 tarihli Ce­nevre Sözleşmesi, Uluslararası Silahlı Çatışma Kurbanlarının Korun­ması (Pro­tokol I) ve Uluslararası olmayan Silahlı Çatışma Kurbanlarının Korunması’na (Protokol II) İlişkin 1949 Cenevre Sözleşmesi’nin Ek Protokolleri 24/ dâhil, silahlı çatışmalarda kadın ve çocukların korunma­sına ilişkin koşullar içeren uluslararası belgeleri onaylamayı veya onlara uymayı gündeme getirmek;

(b) Silahlı çatışmalarda, uluslararası insani hukuk yasalarına tam olarak uymak ve tecavüz, gebeliğe zorlama ve ahlakdışı saldırıların diğer türleri başta olmak üzere kadın ve çocukların şiddete karşı korunması için gereken bütün önlemleri almak;

(c) Kadınların rolünü güçlendirmek ve Genel Sekreterin, Sekreterya içinde kadınların statüsünün geliştirilmesine ilişkin stratejik eylem pla­nındaki özel tavsiyelerini (1995-2000) (A/49/587, bölüm IV) dikkate alarak barışı koruma ve önleyici diplomasi konularında, bunlarla bağlan­tılı faaliyetlerin ve barış için arabulucuk ve müzakerelerin her aşama­sında politika oluşturan veya varolan politikaları etkileyebilen ulusal ve uluslararası kurumlarla kuruluşların bütün karar alma düzeylerinde ka­dınların eşit temsil edilmelerini sağlamak.

145. Hükümetler, uluslararası ve bölgesel örgütler tarafından :

(a) Başta sömürge veya diğer türden yabancı üstünlüğü koşullarında veya yabancı işgali altında yaşayan insanlar olmak üzere, bütün insanla­rın hür irade­sini kullanma hakkını ve bu hakkın, Dünya İnsan Hakları Konferansı’nda kabul edilen Viyana Deklarasyonu ve Eylem Prog­ramı’nda 2/ ifade edildiği gibi etkili bir şekilde gerçekleştirilmesinin önemini teyid etmek;

(b) Anlaşmazlıkların, Birleşmiş Milletler Kuruluş Yasası’na, özel­likle 2. madde, paragraf 3 ve 4’e uygun olarak, diplomasi, müzakere ve barışçı yollarla çözülmesini teşvik etmek;

(c) Kastî bir savaş ve etnik temizlik aracı olarak kadınlara sistematik teca­vüzün ve diğer türden insanlık dışı ve küçültücü davranışların tespit edilmesini ve kınanmasını sağlamak, ve bu türden tacizin kurbanı olan­lara, fiziksel ve ruhsal tedavilerinde tam anlamıyla yardımcı olmayı ga­ranti altına alacak adım­lar atmak;

(d) Silahlı çatışma durumlarında tecavüzün bir savaş suçu olduğunu, be­lirli koşullar altında bir insanlık suçu sayılacağını ve Katliam Suçunun Önlen­mesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nde 27/ tanımlandığı gibi bir katliam ha­reketi olduğunu teyid etmek; kadınları ve çocukları bu tür dav­ranışlardan koru­mak için gereken bütün önlemleri almak, sorumluları belirleme ve cezalandırma mekanizmalarını güçlendirmek ve yapanları adalete teslim etmek;

(e) Silahlı ve diğer türden çatışma durumlarında kadınlara yönelik bütün şiddet hareketlerini önlemek için, uluslararası insani hukukta ve uluslararası insan hakları belgelerinde tanımlanan standartları pekiştir­mek ve desteklemek; savaş sırasında kadınlara yapılmış tecavüz, özel­likle sistematik tecavüz, fahişe­liğe zorlama ve diğer türden ahlakdışı sal­dırılar ve cinsel kölelik dâhil bütün şiddet hareketlerini tümüyle araştır­mayı üstlenmek; kadınlara karşı savaş suçları işlemiş bütün suçluları yar­gılamak ve kadın kurbanlar için tazminat sağlamak;

(f) Terörizmin bütün biçimlerini ve tezahürlerini kınaması ve bun­lara karşı harekete geçmesi için uluslararası topluluğa çağrıda bulunmak;

(g) Bütün ilgili personeli uluslararası insani hukuk ve insan hakları konu­sunda bilinçlendirecek eğitim programları geliştirirken cinsiyete duyarlı olmayı gerektiren meseleleri göz önüne almak ve özellikle ka­dınlara yönelik şiddeti önleme gayesiyle böyle bir eğitimi, Birleşmiş Milletlerin barışı koruma ve in­sani yardım çabalarında görev alanlara da tavsiye etmek;

(h) Uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Kuruluş Yasası’yla uyumlu olmayan, başta çocuklar olmak üzere ülke halkının ekonomik ve sosyal kalkın­mayı başarmasını engelleyen, onların refahını geciktiren ve herkesin sağlıklı ve refah içinde olmasına yetecek bir yaşam standardına, gıdaya, tıbbi bakıma ve gerekli sosyal hizmetlere sahip olma hakkı dâhil, insan haklarını tam olarak kullanmalarına engel olan herhangi bir tek taraflı önlemin kabulünden sakınmak ve vazgeçmek. Bu konferans, gıda ve ilacın bir politik baskı aracı olarak kulla­nılmaması gerektiğini teyid eder;

(i) Ekonomik tedbirlerin kadın ve çocuklar üzerindeki olumsuz et­kilerini hafifletmek gayesiyle, uluslararası yasalara uygun önlemler almak.

Stratejik hedef E. 4. Barış kültürünü yayma çabalarına kadınların katkısını artırmak.

Yapılacak eylemler

146. Hükümetler, uluslararası ve bölgesel hükümetlerarası kurumlar ve hükümet dışı kuruluşlar tarafından:

(a) Çatışmaların barışçı yollarla çözümünü ve eğitim, öğretim, top­lumsal faaliyetler, özellikle genç kadınlar için gençlik değişim program­ları yoluyla barış, uzlaşma ve hoşgörüyü yaygınlaştırmak;

(b) Silahlı çatışmaların kadın ve çocuklar üzerindeki etkisini, ka­dınların ulusal, bölgesel ve uluslararası barış hareketlerine katılımlarının etkisini ve do­ğasını inceleyecek, kadınların da katılacağı barış araştır­malarını geliştirmeyi teşvik etmek; araştırmalara katılmak ve şiddet ile çatışmaların çözümüne ilişkin yenilikçi mekanizmalar belirleyip bunları topluma yaymak ve kadınlarla erkek­lerin kullanmasını sağlamak;

(c) Çatışmaların sonuçlarını ele alacak politika ve programlar geliş­tirmek gayesiyle, silahlı çatışmaların, başta genç kadınlar ve kız çocuk­ları olmak üzere kadınlar üzerindeki fiziksel, psikolojik, ekonomik ve sosyal etkilerine ilişkin araştırmalar yapmak ve bulguları yaymak;

(d) Kız ve erkek çocuklar için, çatışmaları şiddete dayalı olmayan yön­temlerle çözmeye ve hoşgörünün yerleştirilmesine özel bir önem ve­ren bir barış kültürünü yaygınlaştıracak eğitim programları oluşturmayı düşünmek.

Stratejik hedef E. 5. Mülteci kadınlara, uluslararası korumaya ihti­yaç du­yan diğer yerinden edilmiş kadınlara ve ülke içinde yerinden edil­miş kadınlara koruma, yardım ve eğitim sağlamak.

Yapılacak eylemler

147. Hükümetler, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiser­liği Bü­rosu ve Dünya Gıda Programı dâhil olmak üzere mülteci kadın­lara, uluslararası korumaya ihtiyaç duyan diğer yerinden edilmiş kadın­lara ve ülke içinde yerin­den edilmiş kadınlara koruma, yardım ve eğitim sağlama konusuyla ilgili, hükümetlerarası ve hükümet dışı kuruluşlarla diğer kurum ve kuruluşlar tarafın­dan:

(a) Kadınların, mülteci kadınlara, uluslararası korumaya ihtiyaç du­yan di­ğer yerinden edilmiş kadınlara ve ülke içinde yerinden edilmiş ka­dınlara, mül­teci kamplarının ve kaynakların idaresi dâhil pek çok ko­nuda, yardım sağlayan kısa vadeli ve uzun vadeli projelerin ve program­ların planlama, düzenleme, uygulama, izleme ve değerlendirmesine tam olarak katılmalarını güvence altına alacak adımlar atmak; mülteci ve ye­rinden edilmiş kadınlarla kız çocuklarının sunulan hizmetlere doğrudan ulaşabilmesini sağlamak;

b) Kendi ülkeleri içinde yerinden edilmiş kadın ve çocuklara yeterli ko­ruma ve yardım sunmak, zorunlu yer değişimini önlemek gayesiyle sorunun temel nedenlerine yönelik çözümler bulmak ve uygun oldu­ğunda, geri dönmele­rini veya yeniden yerleştirilmelerini kolaylaştırmak;

(c) Mülteci kadınların, uluslararası korumaya ihtiyaç duyan diğer yerinden edilmiş kadınların ve ülke içinde yerinden edilmiş kadınların yer değiştirmeleri ve kendi ülkelerine dönmeleri sırasında, rehabilitasyon programları dâhil, gü­venliklerini ve fiziksel bütünlüklerini koruyacak adımlar atmak; mülteci veya yer değiştirmiş kadınları şiddetten koruya­cak etkili önlemler almak; tarafsızlığa dikkat ederek bu türden şiddet ha­reketlerini soruşturmak ve sorumlularını ada­lete teslim etmek;

(d) Mültecilere haksızlık yapılmaması ilkesini tam olarak kabul ede­rek ve bu ilkeye kesinlikle uyarak, mülteci ve yerinden edilmiş kadınların güvenlik ve bütünlük içinde, isteyerek kendi ülkelerine dönme haklarını ve geri dönüşlerin­den sonra korunma haklarını garanti altına alacak bü­tün gerekli adımları atmak;

(e) Kendi bölgelerine isteyerek ve güvenli bir biçimde dönme hak­ları dâhil olmak üzere, ülke içinde yerinden edilmiş kadınların bütün so­runlarına kalıcı çözümler bulmak amacıyla, Birleşmiş Milletler Kuruluş Yasası’na uygun ola­rak, uygun yerlerde uluslararası işbirliğinden de ya­rarlanarak, ulusal düzeyde önlemler almak;

(f) Uluslararası topluluğun ve onun uluslararası örgütlerinin, mülteci ka­dınların, uluslararası korumaya ihtiyaç duyan diğer yerinden edilmiş kadınların ve ülke içinde yerinden edilmiş kadınların özel ihtiyaçlarını, kaynaklarını ve potansiyellerini göz önüne alan acil yardım ve diğer uzun vadeli yardımlar için mali ve diğer türden kaynak sağlamasını güvence altına almak; koruma ve yar­dım sağlarken, kadın ve kız çocuklarının uy­gun ve yeterli yiyeceğe, suya ve barınmaya, eğitime, sosyal hizmetlere ve üreme sağlığı, anne-çocuk bakımı ve tropikal hastalıklarla mücadele hizmetlerinin dâhil olduğu sağlık hizmetlerine eşit ulaşabilirliğini gü­vence altına almak için onlara yönelik ayrımcılığı ortadan kaldıracak bütün gerekli önlemleri almak;

(g) Mülteci ve yerinden edilmiş çocukların okula gitmeyi sürdür­melerine yardımcı olmak için, acil durumlar dâhil, uygun dillerde eğitim malzemesi bu­lundurmayı kolaylaştırmak;

(h) Göçe ilişkin ulusal yönetmelikleri ilgili uluslararası belgelere uyacak şekilde düzenlemenin yanı sıra, mültecilere haksızlık yapılma­ması ilkesini tam olarak kabul etmek ve bu ilkeye kesinlikle uymak dâhil, iltica ve sığınma tale­binde bulunan ve bekleme sürecinde olan kadınlarla erkeklere eşit davranılması ve eşit imkânlar sunulması için uluslararası kuralları uygulamak ve mülteci statüsü talebi, cinsel şiddet yoluyla veya cinsiyete dayalı diğer yöntemlerle zu­lüm görme dâhil, Mültecilerin Sta­tüsü’ne İlişkin 1951 Sözleşmesi’nde 28/ ve 1967 Protokolünde 29/ belir­tilen nedenlerle zulüm görme korkusuna dayanan kadınları mülteci ola­rak tanımayı düşünmek, ve cinsel saldırı gibi hassas veya acı veren ko­nularda kadınlarla görüşme yapmak için başta kadın görevliler olmak üzere özel eğitim görmüş görevlilere başvurmak;

(i) Devletlerin özellikle kadınlara yöneltilmiş şiddete gösterilecek tepkiler konusunda kriterler ve standartlar geliştirme çabalarını destek­lemek ve yaygın­laştırmak, bu tip kriterler ve standartlar geliştirme giri­şimlerinde bilgi alışverişi yapmak ve bunların adil ve tutarlı bir biçimde uygulanmasını sağlamak;

(j) Mülteci kadınların, uluslararası korumaya ihtiyaç duyan diğer ye­rinden edilmiş kadınların ve ülke içinde yerinden edilmiş kadınların ken­dine güven kapasitesini artırmak, mülteci ve geri dönmeye karar veren topluluklarda başta genç kadınlar olmak üzere, kadınlara, liderlik ve ka­rar vermeye ilişkin prog­ramlar sağlamak;

(k) Mülteci ve yerinden edilmiş kadınların insan haklarını korumak ve mülteci kadınlarla yerinden edilmiş kadınların bu hakların bilincinde olmalarını sağlamak; aile birleşiminin hayati öneminin kabul edilmesini sağlamak;

(l) Mülteci statüsü tanınmış kadınlara, uygun olduğunda, dil eğitimi dâhil mesleki / profesyonel eğitim, küçük ölçekli girişimleri planlama ve geliştirme eğitimi ve işkence ile travma kurbanları için rehabilitasyon programlarını da içeren, kadına yönelik şiddetin bütün biçimlerine ilişkin danışmanlık hizmeti vermek; hükümetlerin ve mali kaynak sağlayan ku­ruluşların, büyük mülteci nüfuslarının artan taleplerinin evsahibi ülke üzerindeki etkilerini ve mali kaynak sağlayanları artırma ile yük payla­şımını daha büyük oranda gerçekleştirme gereğini göz önünde tutarak, mülteci kadınlar, uluslararası korumaya ihtiyaç duyan diğer yerinden edilmiş kadınlar ve ülke içinde yerinden edilmiş kadınlara yönelik yar­dım programlarına yeterli katkıda bulunmalarını sağlamak;

(m) Mülteci kadınların yeniden yerleştikleri ülkelere yaptıkları katkı konu­sunda toplumsal bilinci artırmak, onların insan haklarının, ihtiyaçla­rının ve yeteneklerinin anlaşılmasını sağlamak, kültürler ve ırklar arası uyumu yerleşti­recek eğitici programlar hazırlamak yoluyla karşılıklı an­layış ve kabullenmeyi teşvik etmek;

(n) Terörizm, şiddet, uyuşturucu kaçakçılığı veya şiddet içeren du­rumlarla bağlantılı diğer nedenler yüzünden zorunlu olarak yerinden edilmiş kadınlara temel hizmetler ve destek hizmetleri sağlamak;

(o) Kadının insan haklarına ilişkin toplumsal bilinci artırmak ve uy­gun ol­duğunda, silahlı çatışma bölgelerinde ve mültecilerin bulunduğu bölgelerde görev yapan ordu ve emniyet mensuplarına, insan haklarına ilişkin eğitim ver­mek.

148. Hükümetler tarafından:

(a) Mülteci Kadınların Korunması’na ve Travma ve Şiddet Kurban­larının Bakımı ve Değerlendirilmesi’ne İlişkin UNHCR Tüzüklerini uy­gulamak ve yaymak veya mülteci kadınlarla yakın işbirliği yaparak mül­teci programlarının bütün sektörlerinde, benzer bir tüzük oluşturmak;

(b) Aile bireyleri olarak göç eden kadın ve çocukları istismardan veya ke­fillerinin onların insan haklarını gözardı etmesinden korumak ve aile ilişkisi bozulsa da bu kişilerin, ulusal yasalar çerçevesinde, kalış sü­relerini uzatmayı düşünmek.

Stratejik hedef E. 6. Sömürgelerde ve özerk olmayan bölgelerde ya­şayan kadınlara yardım sağlamak.

Yapılacak eylemler

149. Hükümetler, hükümetlerarası ve hükümet dışı kuruluşlar tara­fından :

(a) Liderliğe ilişkin özel programlar ve karar alma konusuyla ilgili eğitim verme yoluyla, Viyana Deklarasyonu’nda ve Eylem Programı’nda belirtildiği gibi bütün insanların hür iradesini kullanma hakkının uygu­lanmasını destekle­mek ve yaygınlaştırmak;

(b) Sömürgelerdeki ve özerk olmayan bölgelerdeki kadınların du­rumunu daha iyi anlamak için özel programlar, her düzeyde eğitim ve uygun olduğunda kitle iletişim araçları yoluyla toplumsal bilinci artırmak.

F. Kadınlar ve Ekonomi

150. Kendi toplumlarındaki ekonomik yapılar üzerinde nüfuz sahibi ol­maya yönelik fırsatlar ve bu fırsatlara ulaşma açısından kadınlarla er­kekler arasında büyük farklılıklar vardır. Dünyanın pek çok bölgesinde kadınlar, mali, parasal, ticari ve diğer ekonomik politikaların düzenlen­mesi dâhil, ekonomik karar alma mekanizmalarında, vergi sistemlerinde ve ödemelere ilişkin karar­larda hemen hemen hiç yeralmamakta ya da yeterince temsil edilmemektedirler. Erkeklerin ve kadınların, zamanlarını ücretli işlerle ücretsiz işler arasında nasıl bölüştüreceklerine ilişkin kişisel kararları çoğu kez yukarıda sözü edilen politi­kaların çerçevesi içinde kaldığından, bu ekonomik yapıların ve politikaların gerçekten gelişmesi, kadın ve erkeklerin ekonomik kaynaklara ulaşabilirliğini, ekonomik güçlerini ve sonuç olarak da bireysel, ailesel ve bir bütün olarak top­lum­sal düzeyde aralarındaki eşitliğin ölçüsünü, doğrudan etkileyecektir.

151. Pek çok bölgede, kadınların kayıtlı ve kayıt dışı işlerde ücretli çalış­maları önemli ölçüde artmış ve son onyılda epeyce değişikliğe uğ­ramıştır. Kadınlar hâlâ tarım ve balıkçılıkla uğraşmalarına rağmen aynı zamanda giderek artan oranda mikro, küçük ve orta ölçekli girişimlerde yer almaya başlamışlar ve bazı durumlarda, genişleyen kayıt dışı sek­törde daha üstün konuma geçmiş­lerdir. Başka şeylerin yanı sıra zor eko­nomik koşullar ve cinsler arası eşitsiz­likten kaynaklanan, pazarlık gü­cünden yoksun olma, pek çok kadını düşük ücretli ve kötü çalışma ko­şullarına sahip işleri kabul etmeye zorlamış, böylece kadınlar çoğu kez tercih edilen işçiler haline gelmişlerdir. Öte yandan kadınlar, haklarının bilincine varıp onları talep etmeye başladıklarında, gönüllü olarak işgü­cüne girme oranları artmıştır. Bazıları istediği işyerine girmeyi ve yük­selmeyi başarmış, ücretlerini ve çalışma koşullarını iyileştirmişlerdir. Bununla birlikte kadınlar, ekonomik durumdan ve istihdamın doğasını değiştiren ve bazı durumlarda profesyonel ve yetenekli kadınların bile işlerini kaybetmelerine yol açan yeniden yapılanma süreçlerinden özel­likle etkilenmektedirler. Buna ek olarak, başka fırsatların olmaması çoğu kadının kayıt dışı sektörde çalışmasına neden olmaktadır. Koşulları be­lirleyen ve Hükümetlerle işbirliği yaparak yapı­sal uyum programlarının amaçlarını, borçları ve bağışları saptayan çok taraflı kurumların politika oluşturma süreçlerine kadınların katılımı ve cinsler arası meselelere yer verme hâlâ söz konusu değildir ama bunların, ekonomik politi­kalarla bütünleştirilmesi şarttır.

152. Eğitimde ve öğretimde, işe almada ve ücret belirlemede, yer­leştir­mede ve yatay geçiş uygulamalarında ayrımcılığın yanı sıra esnek olmayan ça­lışma koşulları, üretim kaynaklarına ulaşabilirlikten yoksun olma, aile sorum­luluklarının yetersiz paylaşımına ek olarak çocuk bakımı gibi hizmetlerin yeter­siz olması, kadınların istihdam, ekonomi, meslek ve diğer konulardaki imkânla­rını sınırlandırmaya devam etmekte ve katı­lımlarını zorlaştırmaktadır. Dahası, tutumsal engeller kadınların ekono­mik politikalar geliştirmeye katılımda bu­lunmalarını önlemekte ve bazı bölgelerde kadınların ve kız çocuklarının eko­nomik idare konusundaki eğitim ve öğretime ulaşabilirliklerini sınırlandırmak­tadır.

153. Kadınların işgücü içindeki payı artmakta, ev içinde ve top­lumda üc­retsiz işlerin sorumluluğunu paylaşmada paralel bir gelişme ol­mamasına rağ­men, hemen heryerde kadınlar daha çok ev dışında çalış­maktadırlar. Kadınların geliri, her türden aile için giderek artan bir ihti­yaç haline gelmektedir. Bazı bölgelerde, kadın girişimciliğinde ve özel­likle kayıt dışı sektörde kendine gü­vene dayalı diğer faaliyetlerde artış meydana gelmiştir. Pek çok ülkede geçici, gündelik, yarı zamanlı, söz­leşmeli ve evde çalışmaya dayanan istihdam gibi standart dışı işlerde ça­lışanların çoğunluğu kadındır.

154. Ev işlerinde çalışanlar dâhil kadın göçmen işçiler, gönderdik­leri pa­ralarla, terk ettikleri ülkenin ekonomisine, işgücüne katılımlarıyla da, göç ettik­leri ülkenin ekonomisine katkıda bulunurlar. Bununla birlikte göçmen alan ül­kelerin çoğunda kadınlar, göçmen olmayan işçilerle ve erkek göçmen işçilerle kıyaslandığında daha yüksek oranda işsizlikle karşı karşıya kalmaktadırlar.

155. Cinsiyet analizine yeterli önemin verilmemesi, kadınların, mali piya­salar ve kurumlar, işgücü piyasaları, akademik bir disiplin olarak ekonomi, ekonomik ve sosyal altyapı, vergilendirme ve sosyal güvenlik sistemleri gibi ekonomik yapılara, hatta aileye ve evin geçimine katkısı­nın çoğu kez gözardı edilmesine yol açmaktadır. Bunun sonucu olarak da pek çok politika ve prog­ram, kadınla erkek arasındaki eşitsizliğe katkıda bulunmaya devam edecektir. Cinsiyete dayalı bakış açısını politika ve programlarla bütünleştirmede ilerleme kaydedildiğinde, bu durum poli­tika ve programların etkinliğinin artmasını da sağlayacaktır.

156. Pek çok kadının ekonomik ilerleme sağlamasına rağmen, ka­dınların çoğunluğu, özellikle ek engellerle karşılaşanlar, varlığını sürdü­ren engeller yüzünden ekonomik bağımsızlığa ulaşamamakta, kendileri ve bakmakla yü­kümlü oldukları kişiler için sürdürülebilir bir geçim yolu sağlayamamaktadırlar. Kadınlar, ücretli işten, geçinmek için çiftçilik, balıkçılık yapmaya ve kayıt dışı sektörde çalışmaya kadar birçok ekono­mik alanda, çoğu zaman bir kaçını birarada yaptıkları işlerde çalışırlar. Bununla birlikte, toprak, doğal kaynaklar, sermaye, kredi, teknoloji ve diğer üretim araçlarına sahip olmalarını veya ulaşa­bilirliklerini önleyen yasal ve geleneksel engeller kadar ücret farklılıkları da, kadınların eko­nomik ilerlemesini engellemeye devam etmektedir. Kadınlar kalkınmaya sadece ücretli işlerle değil, karşılığını almadıkları çok sayıdaki iş­lerle de katkıda bulunurlar. Bir yandan kadınlar, piyasa ve eviçi tüketim için ta­rımda, gıda üretiminde veya aile girişimlerinde, mal ve hizmet üretimine katı­lırlar ve Birleşmiş Milletler Ulusal Gelirlerin Hesaplanması Siste­mine dâhil edilmesine ve bu nedenle işgücü istatistiklerinin uluslararası standartlarına gir­mesine rağmen bu türden ücretsiz işler, özellikle tarımla ilgili olanlar, çoğu kez yeterince değerlendirilmez ve kayıtlara tam olarak geçmez. Öte yandan kadın­lar, bu işlerine ek olarak, çocukların ve yaşlıla­rın bakımı, aile için yemek hazır­lamak, çevreyi korumak, korunmasız ve dezavantajlı bireylere ve gruplara gö­nüllü yardım sağlamak gibi, ücretsiz ev içi ve toplumsal işlerin büyük bir ço­ğunluğunu üstlenirler. Bu çalışma genellikle sayısal olarak ifade edilmez ve ulusal hesaplamalarda değer­lendirilmez. Kadınların kalkınmaya yaptıkları katkı gerçekten yeterince değerlendirilmemekte, bu yüzden de sosyal açıdan kabul edilmesi sınırlı olmaktadır. Ücretsiz işlerin türünü, büyüklüğünü ve dağılımını tam an­lamıyla görünür hale getirmek, aynı zamanda sorumlulukların daha adil paylaşılmasını da sağlayacaktır.

157. Ekonominin küreselleşmesi kadınlar için bazı yeni istihdam imkânla­rının doğmasına yol açtıysa da, kadınla erkek arasındaki eşitsiz­likleri şiddetlen­diren yönelimler hâlâ varlıklarını sürdürmektedirler. Ekonomik entegrasyonun dâhil olduğu küreselleşme, yeni imkânlar ya­ratmasının yanı sıra, yeni koşullara uyma ve ticaret biçimleri değiştikçe yeni istihdam kaynakları bulma gereği yü­zünden kadınların istihdam du­rumu üzerinde baskı yaratabilir. Küreselleşmenin, kadının ekonomik statüsüne etkisi konusunda daha fazla analiz yapılması ge­rekmektedir.

158. Hem kayıtlı hem de kayıt dışı sektördeki bu yönelimlerin özel­likleri, düşük ücretler, çalışma standartlarının hiç korunmaması veya çok az korunması, özellikle kadının mesleki sağlığı ve güvenliği açısından kötü çalışma koşulları, düşük beceri düzeyleri ve iş güvenliğiyle sosyal güvenliğin olmamasıdır. Pek çok ülkede ve sektörde kadınların işsizliği, ciddi ve büyüyen bir sorundur. Ça­lışma ve göç yasalarının en az koru­duğu gruplar, kayıt dışı ve kırsal sektörler­deki genç işçiler ve kadın göç­men işçilerdir. Esnek olmayan çalışma koşulları ve aile sorumlulukları­nın erkekler ve toplum tarafından yetersiz paylaşılması dâhil pek çok neden kadınların, özellikle küçük çocuğu olan aile reisi kadınların istih­dam imkânlarını kısıtlamaktadır.

159. Önemli politik, ekonomik ve sosyal dönüşümlerden geçmekte olan ülkelerde kadınların yetenekleri, daha iyi kullanıldığı takdirde, kendi ülkelerinin ekonomik yaşamına önemli bir katkıda bulunabilir. Kadınla­rın enerjisini geliş­tirmeye devam etmek, desteklemek ve potansiyellerini daha çok gerçekleştir­mek gerekmektedir.

160. Özel sektördeki işsizlik ve toplumsal hizmetlerle toplumsal hizmete dayalı işlerde kısıntıya gidilmesi, kadınları nispeten daha çok etkilemiştir. Bazı ülkelerde kadınlar, evden eksilen geliri telafi etmek için, özellikle bu türden toplumsal hizmetlerin olmadığı yerlerde, çocuk­ların, hastaların veya yaşlıların bakımı gibi ücretsiz işleri daha çok üst­lenmeye başlamışlardır. İstihdam ya­ratma stratejileri çoğu zaman kadın­ların hakim olduğu meslekleri ve sektörleri yeterince dikkate almadıkları gibi, kadınların, geleneksel olarak erkeklerin ça­lıştığı mesleklere ve sek­törlere ulaşabilirliğini yeterince yaygınlaştırmamışlar­dır.

161. Ücretli işlerde çalışan kadınların çoğu, potansiyellerini tam ola­rak gerçekleştirmelerini engelleyen uygulamalarla karşılaşmaktadır. Ka­dınlar büyük oranda, yönetimin alt kademelerinde yer almakta ve tutum­sal ayrımcılık daha fazla ilerlemelerini çoğu zaman engellemektedir. Cinsel taciz, işçinin saygınlı­ğına hakarettir ve kadınların yetenekleriyle orantılı bir katkıda bulunmalarını önlemektedir. Kullanışlı ve uygun ma­liyetli çocuk bakımı hizmetlerinin olma­ması, esnek olmayan çalışma sa­atleri ve aile gibi yakın ve dostane bir çalışma ortamından yoksun olmak da, kadınların potansiyellerini tam olarak gerçekleş­tirmelerini engelleyen diğer nedenlerdir.

162. Uluslararası ve ulusal kuruluşların dâhil olduğu özel sektörde kadın­lar, işe almada, yerleştirme politikalarında ve uygulamalarında ay­rımcılık yapıl­dığının göstergesi olarak, idari ve politikaya ilişkin düzey­lerde istihdam edil­memektedirler. Elverişli olmayan çalışma ortamlarının yanı sıra istihdam fır­satlarının sınırlı sayıda olması, pek çok kadını alter­natif aramaya yöneltmiştir. Kadınlar giderek artan oranlarda serbest ça­lışmakta, mikro, küçük ve orta öl­çekli yatırımların yöneticisi ve sahibi olmaktadırlar. Pek çok ülkede kayıt dışı sektörün, tek kişilik ve bağımsız yatırımların genişlemesi, üretim ve ticaretteki işbirliğine yatkınlıkları, kendi kendilerine yetmeleri ve geleneksel tecrübeleriyle girişimcilikleri hayati bir ekonomik kaynak oluşturan kadınların sayesinde ger­çekleş­miştir. Sermaye, kredi ve diğer kaynaklara, teknoloji ve eğitime ulaşabil­diklerinde ve bunları kontrol edebildiklerinde kadınlar, sürdürülebilir kalkınma için üretimi, pazarlamayı ve geliri artırabilirler.

163. Devam eden eşitsizliklerin kaydadeğer bir ilerlemeyle birlikte varolabileceği gerçeği göz önüne alınarak, cinsiyete dayalı bakış açısını yerleş­tirmek ve daha çok sayıdaki çeşitli fırsatlara dikkat çekmenin yanı sıra mevcut çalışma ve istihdam biçimlerinin cinsiyete dayalı olumsuz uygulamalarını ele almak için istihdam politikalarını yeniden düşünmek gerekmektedir. Ekono­miye katkıları açısından kadınla erkek arasında tam eşitliği gerçekleştirmek için, kadın ve erkeklerin çalışmasının, tecrübele­rinin, bilgi ve değerlerinin toplumdaki etkisinin eşit tanınması ve takdir edilmesi yönünde faal olarak çaba göstermek şarttır.

164. Hükümetler ve diğer aktörler kadının ekonomik potansiyelini ve ba­ğımsızlığını ele alırken, bütün politika ve programlara cinsiyete da­yalı bir bakış açısını ana görüş olarak yerleştirmek amacıyla faal ve gö­rünür bir politika izlemelidirler. Böylece kararlar alınmadan önce, bu kararların kadınları ve er­kekleri nasıl etkileyeceğine ilişkin bir inceleme yapabilme imkânı doğacaktır.

Stratejik hedef F.1 İstihdama, uygun çalışma koşullarına ve ekono­mik kaynakların kontrolüne ulaşabilirlik dâhil, kadınların ekonomik haklarını ve bağımsızlığını yaygınlaştırmak.

Yapılacak eylemler

165. Hükümetler tarafından:

(a) Kadınların ve erkeklerin eşit işe veya eşit değerdeki işe eşit ücret hak­kını garanti altına alacak yasaları yürürlüğe koymak ve uygulamak;

(b) Özellikle yaşlı kadın işçileri düşünerek, işe alma ve yerleştirme, istih­dam imtiyazlarının dağılımı, sosyal güvenlik ve çalışma koşulları açısından işgücü piyasasında cinsiyete dayalı ayrımcılığı engelleyen ya­saları kabul etmek ve uygulamak;

(c) İşverenlerin ayrımcı uygulamalarını ortadan kaldırmak ve ka­dınların üremeye yönelik rolüyle fonksiyonlarını göz önünde tutarak, gebeliğe veya em­zirmeye bağlı olarak işten çıkarılma veya izin verilme­mesi veya kontraseptif kullanımına dair delil istenmesi gibi durumlar için uygun önlemler almak ve gebe kadınların, annelik izni kullanan kadınla­rın veya doğumdan sonra çalış­maya geri dönen kadınların ayrımcılığa maruz kalmamalarını sağlayacak etkin önlemler almak;

(d) Kadınların, maliye ve ticaret bakanlıkları, ulusal ekonomik ko­misyon­lar, ekonomiye ilişkin araştırma kurumları ve diğer anahtar kuru­luşların yanı sıra uygun uluslararası organlara katılım yoluyla politikala­rın oluşturulması ve yapıların belirlenmesi süreçlerinde tam ve eşit olarak yer almalarını sağlayacak olumlu faaliyetlerde bulunmak ve mekaniz­malar geliştirmek;

(e) Kadınların, toprak ve diğer türden gayrımenkul, kredi, miras, doğal kaynaklar ve uygun yeni teknolojinin dâhil olduğu ekonomik kay­naklara sahip olma ve bunları kontrol etme açısından erkeklerle eşit hakka sahip olmalarını sağlayacak yasal ve idari reformları gerçekleştir­mek;

(f) Kadınlara yönelik herhangi bir önyargıyı ortadan kaldırmak amacıyla ulusal gelir, miras vergisi ve sosyal güvenlik sistemlerini göz­den geçirmek;

(g) Başta bakıma muhtaç olanlarla ilgili işler ve aile çiftliği veya gi­rişimi için yapılan işler olmak üzere, ücretsiz işlerin türünü, büyüklüğünü ve dağılı­mını ölçmek ve daha iyi anlamak için çaba göstererek, çalışma ve istihdam ko­nusunda daha kapsamlı bilgiler geliştirmeye gayret etmek ve bu alandaki çalış­malarla deneyimlerden elde edilen bilgileri yaymayı ve paylaşmayı teşvik et­mek; geleneksel milli gelir hesaplamalarından ayrı ama onlarla tutarlı hesap­larda yansıtılmasını mümkün kılmak için, ücretsiz işlerin değerini sayısal olarak ifade etmeyi sağlayacak yöntemler geliştirmek;

(h) Mali kuruluşların kadın ve erkeklere eşitlik temeline dayalı hiz­metler sunmasını garantilemek için, bu kuruluşların işleyişini düzenleyen yasaları göz­den geçirmek ve değiştirmek;

(i) Uygun düzeylerde, daha açık ve şeffaf bütçe süreçlerini kolay­laştırmak;

(j) Kadınlar için geleneksel tasarruf, kredi ve borç verme mekaniz­malarını destekleyen ulusal politikaları düzenlemek ve uygulamak;

(k) Uluslararası ve bölgesel ticaret anlaşmalarıyla bağlantılı ulusal politi­kaların, kadınların yeni ve geleneksel ekonomik faaliyetlerini olum­suz etkile­memesini sağlamaya çalışmak;

(l) Uluslararası şirketler dâhil bütün şirketlerin, ulusal yasalara ve tüzük­lere, sosyal güvenlik yönetmeliklerine, çevreyle ilgili olanlar dâhil uygulanabilir uluslararası anlaşmalara, belge ve sözleşmelere ve diğer geçerli yasalara uyma­sını güvence altına almak;

(m) Aile sorumluluklarının paylaşılmasını yaygınlaştırmak amacıyla istih­dam politikalarını, çalışma biçimlerinin yeniden yapılandırılmasını kolaylaştıra­cak şekilde düzenlemek;

(n) Kadın girişimcilerin ve kadın işçilerin, ekonomi ile ilgili bakan­lıklar ve mali kurumlarca geliştirilen politika ve programların düzenlen­mesine katkıda bulunmalarını sağlayacak mekanizmalar ve diğer forum­lar oluşturmak;

(o) Eşit fırsat yasalarını yürürlüğe koymak ve uygulamak, çeşitli araçlar­dan yararlanarak kamu ve özel sektörün bunlara uymasını sağla­mak ve olumlu eylemlerde bulunmak;

(p) Makro ve mikro ekonomik ve sosyal politikaları geliştirirken toplum­sal cinsiyet etki analizi yapmak, böylece bu tür etkiyi izlemek ve zararlı etkile­rin meydana geldiği yerlerde politikaları yeniden yapılan­dırmak;

(r) Teknik, idari ve girişimcilikle ilgili alanlarda erkeklerle eşit or­taklar olarak kadınları güçlendirmek için cinsiyete duyarlı politikaları ve önlemleri yaygınlaştırmak;

(s) Yasaları yeniden düzenlemek veya güvenli çalışma koşulları, ör­güt­lenme hakkı ve adalete ulaşabilirlik dâhil, bütün kadın işçilerin ko­runmasını sağlayacak çalışma yasalarının oluşturulmasını destekleyen ulusal politikaları yasalaştırmak.

Stratejik hedef F.2 Kadınların, kaynaklara, istihdama, piyasalara ve tica­rete eşit şekilde ulaşmasını kolaylaştırmak.

Yapılacak eylemler

166. Hükümetler tarafından:

(a) Kadınların serbest çalışmasını ve küçük yatırımların gelişmesini des­teklemek ve yaygınlaştırmak, uygun yerlerde, geleneksel olmayan ve karşılıklı kredi düzenlemelerini ve mali kurumlarla yenilikçi bağlantılar kurmayı da içe­ren, kadın girişimciliğini yaygınlaştırmayı hedef almış kurumları artırma yo­luyla, kadınların kredi ve sermayeye erkeklerle eşit ve uygun koşullarda ulaşa­bilmelerini güçlendirmek;

(b) Kadınlar ve erkekler için bir eşit fırsatlar politikası geliştirmek ama­cıyla Devletin, işveren olarak teşvik edici rolünü güçlendirmek;

(c) Kırsal kesim kadınlarının üretim kaynaklarına, toprak, kredi, sermaye, mülk hakları, kalkınma programları ve kooperatiflere eşit ula­şabilirliğini ve bunlar üzerinde kontrol sahibi olmasını kolaylaştırarak, ulusal ve yerel düzeyde gelir oluşturma potansiyellerini zenginleştirmek;

(d) Mikro yatırımları, yeni küçük işletmeleri, işbirliğine dayalı yatı­rımları, genişletilmiş pazarları ve diğer istihdam imkânlarını yaygınlaş­tırmak ve güç­lendirmek ve uygun olan yerlerde, özellikle kırsal kesim­lerde, kayıt dışı sektö­rün kayıtlı hale getirilmesini kolaylaştırmak;

(e) Kadınların gıda temin etmedeki hayati rolünü kabul eden ve güçlendi­ren, özellikle çiftçilik, balıkçılık ve su tarımı gibi yiyecek üreti­miyle ilgili alan­larda ve kentsel yatırımlarda çalışan ücretli ve ücretsiz kadın üreticilerin yerel ve ülke düzeyinde, uygun teknolojilere, nakliye hizmetlerine, pazarlama ve kredi kolaylıklarına eşit ulaşmasını sağlayan programları ve politikaları düzelt­mek ve oluşturmak;

(f) Kadın kooperatiflerinin gerekli hizmetlere ulaşabilirliği en yük­sek dü­zeye çıkarmasını sağlayacak sektörlerarası kurumları teşvik etmek ve uygun mekanizmalar oluşturmak;

(g) Ekonomik programlara teknik veya idari yardım sağlayan kadın çalı­şanların ve diğer devlet görevlilerinin sayısını artırmak;

(h) Kadınlar tarafından çalıştırılan kentsel ve kırsal alandaki mikro, küçük ve orta ölçekli yatırımlara karşı ayrımcılık yapılmamasını güvence altına almak için, iş, ticaret ve sözleşme yasaları ve yönetmelikleri dâhil konuya ilişkin prog­ramları uygulamak, gözden geçirmek ve gerekiyorsa yeniden düzenlemek;

(i) Ücretli çalışan, serbest çalışan ve girişimci kadınların ihtiyaçla­rıyla çı­karlarını, sektörel ve bakanlıklararası politika, program ve bütçe­lerle bütünleşti­ren politikaları incelemek, tavsiye etmek, koordine etmek ve uygulamak;

(j) Kadınların mesleki eğitime, meslek içi eğitime, danışmanlığa ve gele­neksel istihdam alanlarıyla sınırlı olmayan istihdama eşit şekilde ula­şabilmele­rini sağlamak;

(k) Kadınların sosyal ve kalkınma programlarında karşılaştıkları, özel ve bireysel girişimlerine destek olmayan politika ve düzenlemelere ilişkin engelleri kaldırmak;

(l) Zorla çalıştırma ve çocuk çalıştırmayı yasaklama, dernek kurma öz­gürlüğü, örgütlenme ve toplu pazarlık hakkı, kadınlar ve erkekler için eşit de­ğerdeki işe eşit ücret ve istihdamda ayrımcılığa yer verilmemesinin dâhil olduğu temel işçi haklarının kabulünü yaygınlaştırmak ve bu hak­ları korumak, Ulusla­rarası Çalışma Örgütü’nün sözleşmelerine imza ko­yan Devletlerin bu sözleş­meleri tam olarak uygulaması, sözleşmelere imza koymayan Devletlerin ise, sürekli ekonomik büyüme ve sürdürüle­bilir kalkınmayı gerçekten başarabilme­leri için, bu sözleşmelerde ifade edilen ilkeleri göz önüne almaları.

167. Hükümetler, merkez bankaları ve ulusal kalkınma bankaları, uygun olan yerlerde özel bankacılık kuruluşları tarafından:

(a) Bütün sektörlerden kadın girişimcilerin ve onlara yönelik örgüt­lerin, ekonomi ile ilgili bakanlıklar ve bankalar tarafından geliştirilen politika ve programların düzenlenmesine ve gözden geçirilmesine kat­kıda bulunmalarını sağlamak için, kadın girişimciler dâhil, kadınların danışma kurullarına ve diğer forumlara katılımlarını artırmak;

(b) Hem kırsal hem de kentsel bölgelerdeki kadın girişimcilerin ve üreti­cilerin ihtiyaçlarına cevap veren aracı kurumlar geliştirmek; teşvik­ler sağlamak yoluyla borç vermeyi ve tekrar finanse etmeyi artırması ve kadınları liderlik, planlama ve karar verme düzeylerine dâhil etmesi ama­cıyla bankacılık sektö­rünü harekete geçirmek;

(c) Mikro, küçük ve orta ölçekli yatırımlarla ilgilenen kırsal ve kent­sel bölge kadınlarına ulaşacak hizmetleri oluşturmak, bunu yaparken özellikle genç kadınları, düşük gelirli kadınları, etnik ve ırksal azınlığa mensup olan kadınları ve sermaye ile varlıklara ulaşabilirlikten yoksun olan yerli halktan kadınları göz önüne almak; mali kurumların, kadınlara ait mikro, küçük ve orta ölçekli yatı­rımların, kredi ve diğer mali ihtiyaç­larını daha iyi karşılamaya yönelik doğru­dan ve dolaylı çabalarını des­tekleyen mali denetime ve düzenlemeye ilişkin reformları teşvik ederek ve tanımlayarak kadınların mali piyasalara ulaşabilir­liklerini artırmak;

(d) Kadınlara ilişkin önceliklerin, su ve sıhhi tesisat, elektrifikasyon ve enerji tasarrufu, ulaşım ve yol yapımı gibi ekonomik altyapılar için hazırlanan kamu yatırım programlarına dâhil edilmesini sağlamak ve bu programlarda yer alan görevlere ulaşabilmelerini sağlamak için, kadın yararlanıcıların proje planlama ve uygulama aşamalarına daha çok katıl­malarını sağlamak.

168. Hükümetler ve hükümet dışı kuruluşlar tarafından :

(a) Piyasa, ticaret ve kaynaklara ilişkin bilgi yayarken kadınların ih­tiyaçla­rına özel bir dikkat göstermek ve bu alanlarda uygun eğitim im­kânları sağla­mak;

(b) Hükümetlerarası ortaklığa dayanan sosyo-ekonomik kalkınma strateji­lerini teşvik etmek ve hem iş yaratmaları, hem de bireylerin, aile­lerin ve toplu­mun sosyal koşullarını ele almaları için sivil toplum üyele­rini teşvik etmek.

169. Çok taraflı fon sağlayan kuruluşlar ve bölgesel kalkınma ban­kaları, bunların yanı sıra uluslararası, bölgesel ve alt bölgesel düzeyde iki taraflı ve özel fon kuruluşları tarafından:

(a) Kaynakların büyük bir oranının özellikle kırsal alandaki kadın­lara ulaşmasını sağlayacak politika, program ve projeleri gözden geçir­mek, gerekli yerlerde yeniden düzenlemek ve uygulamak;

(b) Kadınların ekonomik faaliyetlerini hedef alan aracı kurumları fi­nanse etmek için esnek fon düzenlemeleri geliştirmek ve kadınların eko­nomik yatı­rımlarının kendi kendine yeterliliği, kapasite artırımını ve kâr­lılığı yaygınlaş­tırmak;

(c) Kadınların mikro, küçük ve orta ölçekli yatırımlar sektörüne tam ve eşit katılım imkânlarını artırmak ve bu sektörün koordinasyonunda ve etkinliği­nin artırılmasında kadınlarla birlikte çalışmak için, kadın örgütle­rinin yanı sıra iki taraflı kuruluşlardan, Hükümetlerden ve hükümet dışı örgütlerden bilirkişiler ve mali kaynaklar sağlayarak kadınların bu sek­töre yardımlarını pekiştirecek ve güçlendirecek stratejiler geliştirmek.

170. Uluslararası, çok taraflı ve iki taraflı kalkınma işbirliği örgüt­leri tara­fından :

Sermaye ve/veya kaynak sağlama yoluyla, kayıtlı ve kayıtdışı sek­törler­deki düşük gelirli, küçük ve mikro ölçekli kadın yatırımcılara hiz­met eden mali kuruluşları desteklemek.

171. Hükümetler ve/veya çok taraflı mali kuruluşlar tarafından:

Ulusal ve uluslararası resmi mali kuruluşların, kırsal kesimdeki ka­dınlara kredi kolaylıkları sağlayan Grameen Bankası modelini aynen uy­gulamalarına engel olan kurallarını ve yönetmeliklerini gözden geçirmek.

172. Uluslararası örgütler tarafından:

Başta dezavantajlılar (özürlü, tek ebeveynli, yaşlı) olmak üzere, ka­dınların sürdürülebilir ve verimli yatırım faaliyetlerini yaygınlaştırmaya yönelik prog­ram ve projelere yeterli destek sağlamak.

Stratejik hedef F.3 Özellikle düşük gelirli kadınların iş bulabilmele­rine yönelik hizmetlere, mesleki eğitim ve iş piyasalarına, bilgiye ve tek­nolojiye ulaşmalarını sağlamak.

Yapılacak eylemler

173. Hükümet dışı kuruluşlar ve özel sektörle işbirliği yaparak, hü­kümet­ler tarafından:

(a) Erkek ve kadın girişimcilerin piyasalara eşit ulaşabilirliklerini sağlaya­cak kamusal altyapıyı oluşturmak;

(b) Özellikle yeni teknolojilerle ilgili eğitim ve meslekiçi eğitim prog­ramları geliştirmek ve kadınlar için iş idaresi, ürün geliştirme, fi­nans, üretim ve kalite kontrol, pazarlama ve işin yasal boyutlarıyla ilgili, maliyeti uygun hiz­metler geliştirmek;

(c) Başta kırsal bölgedekiler olmak üzere yoksul ve düşük gelirli kadınları piyasa ve teknolojiye ulaşabilme imkânları konusunda bilgilen­direcek ve bu imkânlardan yararlanmaları için yardım sağlayacak prog­ramlar hazırlamak;

(d) Ticareti yaygınlaştırma programlarında özellikle düşük gelirli kadınları hedef alan ve kadınlara ait işler için yatırım fonlarının dâhil olduğu ayrımcı olmayan destek hizmetleri oluşturmak;

(e) Hem geleneksel hem de geleneksel olmayan ekonomik faaliyet­lerde başarılı olan kadın girişimcilerle ve başarı için sahip olunması ge­reken yete­neklerle ilgili bilgi yaymak ve yayın ağlarının kurulmasını ve bilgi alışverişini kolaylaştırmak;

(f) İşsiz kadınlar, tek ebeveynler, aile sorumlulukları veya başka ne­den­lerle çalışmaya uzun bir ara verdikten sonra çalışma hayatına tekrar başlayan kadınlar ve yeni üretim biçimleri ya da tasarruf nedeniyle ye­rinden edilmiş kadınlar dâhil, kadınların işyerinde hizmetiçi eğitime eşit ulaşabilirliklerini sağlayacak önlemler almak ve kadınlara geleneksel olmayan alanlarda eğitim veren mesleki eğitim ve öğretim merkezlerinin sayısını artırarak, girişimde bu­lunmayı teşvik etmek;

(g) Çalışan kadın ve erkeklerin ihtiyaçlarını göz önüne alan, kaliteli, esnek ve uygun maliyetli çocuk bakımı gibi destek hizmetleri sağlamak.

174. Yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası iş örgütleri ve kadın ko­nula­rıyla ilgilenen hükümet dışı kuruluşlar tarafından:

Kayıt dışı sektördekiler dâhil, kadınlara ait işleri ve yatırımları yay­gınlaş­tırmayı ve desteklemeyi ve kadınların üretim kaynaklarına eşit ula­şabilirliğini her düzeyde savunmak.

Stratejik hedef F.4 Kadının ekonomik kapasitesini ve ticari ağları güçlen­dirmek.

Yapılacak eylemler

175. Hükümetler tarafından:

(a) Kırsal ve kentsel bölgelerdeki kadın girişimcilere hizmet sağla­mak amacıyla, iş örgütlerini, hükümet dışı kuruluşları, kooperatifleri, döner serma­yeleri, kredi kooperatiflerini, taban örgütlerini, kadın grupla­rını ve diğer grup­ları destekleyecek politikaları kabul etmek;

(b) Cinsiyete dayalı bakış açısını ekonomik yeniden yapılandırma ve yapı­sal uyum programlarına yerleştirmek ve yapısal uyum programları­nın da dâhil olduğu ekonomik yeniden yapılanmadan etkilenen kadınlar ve kayıt dışı sek­törde çalışan kadınlar için programlar düzenlemek;

(c) Geleneksel olmayan şekillerde destek sağlama ve dernek kurma öz­gürlüğü ve örgütlenme hakkını kabul etme yoluyla, kadın grupları, işçi örgütleri ve kooperatifleri için elverişli bir ortam yaratacak politikaları kabul etmek;

(d) Genç kadınlar, özürlü kadınlar, yaşlı kadınlar ve ırksal ya da et­nik azınlığa mensup kadınlar gibi kadın gruplarının özgüvenlerini artıra­cak prog­ramları desteklemek;

(e) Kadınlara ilişkin çalışmaları yaygınlaştırmak ve bu çalışmalarla top­lumsal cinsiyet araştırmalarının sonuçlarını, ekonomik, bilimsel ve teknolojik alanlar dâhil, bütün alanlarda kullanarak, cinsler arası eşitliği yerleştirmek;

(f) Durumlarını iyileştirmek ve gelişmelerine katkıda bulunmak için, gele­neksel bilgilerini göz önüne alarak, yerli halktan kadınların ekono­mik faaliyet­lerini desteklemek;

(g) Evde ücretli iş yapanlar için çalışma yasalarının ve sosyal gü­venlik ko­şullarının korunmasını sağlayacak veya bu yasalarla koşulları genişletecek poli­tikaları kabul etmek;

(h) Bilim ve teknolojiye hizmet eden kadınların bu alanlardaki araş­tırma­lara katkısını kabul etmek ve teşvik etmek;

(i) Politika ve düzenlemelerle, kadınlar tarafından işletilen mikro, küçük ve orta ölçekli yatırımlara karşı ayrımcılık yapılmamasını güvence altına almak.

176. Aracı mali kurumlar, ulusal eğitim kurumları, kredi koopera­tifleri, hükümet dışı kuruluşlar, kadın dernekleri, meslek örgütleri ve uy­gun yerlerde özel sektör tarafından :

(a) Kadınların, özellikle genç kadınların, ulusal, bölgesel ve ulusla­rarası düzeylerde ekonomiye ilişkin karar verme mekanizmalarına katıl­malarına im­kân tanıyacak, bu düzeylerde hazırlanmış, işle, mali idareyle ve teknik beceri­lerle ilgili, değişik eğitimler vermek;

(b) Ekonominin ihracat sektöründe çalışanlar dâhil, kadınların yatı­rımla­rına, pazarlama ve ticarete ilişkin bilgi, ürün tasarımı ve yenileş­tirme, teknoloji transferi ve kalitenin dâhil olduğu, iş hizmetleri sunmak;

(c) Toplumsal teşvikleri desteklemek amacıyla kadın girişimciler arasında ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde ortak yatırımlar oluşturmak, teknik ve ticari bağları yaygınlaştırmak;

(d) Özellikle kırsal bölgelerde, pazarlama imkânları ve mali destek sağla­yarak, marjinal kadınlar dâhil kadınların üretim ve pazarlama koo­peratiflerine katılımını güçlendirmek;

(e) Kadınların mikro yatırımlarını, yeni küçük işletmeleri, işbirliğine da­yalı yatırımları, genişletilmiş pazarları ve diğer istihdam imkânlarını yaygınlaş­tırmak ve güçlendirmek ve uygun olduğunda, kırsal ve kentsel alanlarda kayıt dışı sektörden kayıtlı sektöre geçişi kolaylaştırmak;

(f) Kadınların ticari girişimlerini finanse edecek yatırım tahvilleri geliştir­mek ve sermaye vermek;

(g) Pazar ekonomisine girmeye çalışan kadınlara teknik yardım, da­nış­manlık hizmetleri, mesleki eğitim ve hizmet-içi eğitim imkânları sağ­lamaya yeteri derecede önem vermek;

(h) Geleneksel tasarruf yöntemlerinin dâhil olduğu kredi ağlarını ve yeni­likçi yatırımları desteklemek;

(i) Girişimci kadınlar için, tecrübesizlerin daha tecrübeli olanlarca eğitil­mesine yönelik imkânlar da içeren ağlar kurulmasını sağlamak;

(j) Toplumsal örgütleri ve kamu yetkililerini küçük ölçekli, başarılı, işbir­liğine dayalı modelleri örnek alarak kadın girişimciler için borç ha­vuzları oluş­turmaları için teşvik etmek.

177. Ülkelerarası ve ulusal şirketlerin dâhil olduğu özel sektör tara­fından :

(a) İşe alma sürecinde yer alan anlaşmaların, ayrımcı olmamayı te­mel ala­rak düzenlenmesini sağlayacak politikaları kabul etmek ve meka­nizmalar kur­mak;

(b) Liderlik, karar alma ve yönetimde, erkeklerle eşit koşullarda ka­dınları görevlendirmek ve eğitim programları düzenlemek;

(c) Kadınları etkileyen yasalar başta olmak üzere, ulusal çalışma, çevre, tüketici, sağlık ve güvenlik yasalarını dikkatle incelemek.

Stratejik hedef F.5 Mesleki ayrımı ve istihdama ilişkin her türlü ay­rımcı­lığı ortadan kaldırmak.

Yapılacak eylemler

178. Hükümetler, işverenler, işçiler, sendikalar ve kadın örgütleri ta­rafın­dan :

(a) Kadın ve erkek işçilere eşit uygulanacak işçi haklarına ve eşit ücrete ilişkin Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 100 numaralı Sözleş­mesi’nde belirtilen uluslararası çalışma standartlarını garanti altına alan gönüllü idari uygulamaları teşvik etmek, yasa ve yönetmelikleri yürür­lüğe koymak ve uygulamak;

(b) İstihdama ulaşabilirlikle, eğitim, yerleştirme, sağlık ve güvenli­ğin dâ­hil olduğu istihdam koşullarıyla veya işten çıkarılmayla ve cinsel ve ırksal ta­cize karşı yasal korumanın dâhil olduğu işçilerin sosyal gü­venliğiyle ilgili konularda cinsiyete, evli olmaya veya ailevi duruma da­yalı doğrudan ve dolaylı ayrımcılığı yasaklamak için, tazminat ve boyun eğmeme durumlarında adalete başvurma dâhil, önlemleri uygulamaya koymak, yasaları yürürlüğe sokmak ve harekete geçirmek;

(c) İşgücü piyasasında, özellikle yaşlı kadın işçileri göz önüne ala­rak işe almada ve yerleştirmede, ve istihdam imkânlarıyla sosyal güven­liğin genişle­tilmesinde cinsiyete dayalı ayrımcılığı önleyecek, ayrımcı çalışma koşullarını ve cinsel tacizi engelleyecek işyeri politikaları geliş­tirmek ve konuya ilişkin yasaları yürürlüğe koymak ve uygulamak; ay­rıca bu yasaların düzenli olarak gözden geçirilmesi ve izlenmesine yöne­lik mekanizmalar geliştirmek;

(d) İşverenlerin, gebelik ve emzirme sorumlulukları nedeniyle işe almama veya işten çıkarma dâhil, kadınların üremeye yönelik rollerine ve fonksiyonla­rına dayanan ayrımcı uygulamalarını engellemek;

(e) İşgücü piyasasına yeni giren ve/veya yeniden giren başta yoksul kentli, kırsal kesimden ve genç kadınlar olmak üzere, serbest çalışan ve yapısal uyum­dan olumsuz etkilenen kadınlar için istihdam programları, hizmetler geliştirmek ve yaygınlaştırmak;

(f) Başta özürlü kadınlar ve diğer dezavantajlı gruplara mensup ka­dınlar olmak üzere, işgücünde, işe almada, işte tutmada ve yükseltmede ve bütün sek­törlerdeki kadınların mesleki eğitiminde kadınlara yönelik sistemli ayrımcılığı ele alacak olumlu eylem programlarını, adil ve olumlu kamu ve özel sektör is­tihdamını uygulamak ve izlemek;

(g) Özellikle kadınların yüksek düzeyde beceri gerektiren işlere ve üst yö­netim pozisyonlarına eşit katılımlarını sağlayarak ve bulundukları işte kariyer yapmalarını ve işgücü piyasasında yükselmelerini sağlayacak danışmanlık ve yerleştirme gibi diğer önlemleri uygulayarak ve kadın­larla erkeklerin meslek seçimlerinde değişikliği teşvik ederek mesleki ayrımı ortadan kaldırmak; ka­dınları, başta bilim ve teknoloji olmak üzere geleneksel olmayan işleri seçme­leri için teşvik etmek ve erkekleri sosyal sektörde iş aramaya yöneltmek;

(h) Toplu sözleşmeyi bir hak olarak kabul etmek ve hem kadınlar için üc­ret eşitsizliğini giderecek, hem de çalışma koşullarını iyileştirecek önemli bir mekanizma olarak görmek;

(i) Sendikalara kadın görevlilerin seçilmesini yaygınlaştırmak ve kadınları temsil etmek üzere seçilmiş sendika görevlilerine, görevlerine son verilmesi durumunda iş ve can güvenliği sağlamak;

(j) Özürlü kadınlara işe girme ve işi sürdürebilme imkânları sağla­yacak özel programlar geliştirmek ve bu programlara ulaşabilmelerini güvence altına almak; Özürlü Kişiler İçin Fırsat Eşitliğine ilişkin Stan­dart Kurallara 30/ uygun olarak özürlü kadınların bütün uygun düzey­lerde eğitim ve öğrenime ulaşmasını sağlamak; çalışma koşullarını müm­kün olduğunca özürlü kadınların ihtiyaçları doğrultusunda düzenlemek ve özürleri nedeniyle iş bulamamaktan doğan ka­yıplarına karşı, yasal koruma sağlamak;

(k) Kadınlarla erkekler arasındaki ücret farkını kapatmaya yönelik çabaları artırmak, uluslararası çalışma yasalarıyla standartlarına uymak dâhil, konuya ilişkin yasaları güçlendirerek ve cinsiyet ayrımı gözetme­yen kriterlere göre hazırlanmış iş değerlendirme planlarını teşvik ederek, eşit değerdeki işe eşit ücret ilkesini uygulamaya yönelik adımlar atmak;

(l) Ücret ayrımcılığıyla ilgili konularda hüküm ve karar verecek mekaniz­malar kurmak ve/veya güçlendirmek;

(m) Kabul edilmiş uluslararası standartlara ters düşen bütün biçim­lerdeki çocuk çalıştırma uygulamasını ortadan kaldırmak için belirli ta­rihler saptamak ve konuya ilişkin mevcut yasaların tam olarak uygulan­masını sağlamak; uygun olan yerlerde, çalışan çocukların, özellikle sokak çocuklarının, uygun sağlık, eğitim ve diğer sosyal hizmetlerin sağlanması yoluyla korunmasını güvence altına alan Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ve Uluslararası Çalışma Örgütü stan­dartlarını uygulamak için gereken ya­saları yürürlüğe koymak;

(n) Uygulanabilir yerlerde, çocuk işçi çalıştırmayı ortadan kaldır­maya yö­nelik stratejilerin, aynı zamanda bazı kız çocukların kendi evle­rinde ve başka evlerdeki ücretsiz işlerde aşırı bir biçimde çalıştırılmala­rını da ele almasını sağlamak;

(o) Düşük statü ve kazançlarını yükseltmek gayesiyle öğretmenlik, hemşi­relik ve çocuk bakımı gibi, kadınların daha çok çalıştıkları mes­leklerin ücret yapılarını gözden geçirmek, incelemek ve uygun olan yer­lerde yeniden düzen­lemek;

(p) Yabancı eğitim ve lisansların daha çok tanınması ve çalışma pi­yasası eğitiminin, dil eğitimini de kapsayan bütünsel bir yaklaşımla ele alınması yo­luyla belgeli göçmen kadınların (Mültecilerin Statüsü’ne İliş­kin 1951 Sözleş­mesi’ne göre mülteci statüsü onaylanmış kadınlar dâhil) verimli bir şekilde is­tihdamını kolaylaştırmak.

Stratejik hedef F.6 Kadınlar ve erkekler için çalışma ve aile sorum­lulukla­rının uyumlu olmasını yaygınlaştırmak.

Yapılacak eylemler

179. Hükümetler tarafından:

(a) Yarı zamanlı, geçici, mevsimlik ve evde çalışan işçiler için ça­lışma ya­salarını ve sosyal güvenlik haklarını koruyacak politikaları be­nimsemek; ça­lışma ve aile sorumluluklarını uyumlu bir şekilde düzenle­yen çalışma koşulla­rını temel alan mesleki gelişimi yaygınlaştırmak;

(b) Kadın ve erkeklerin, tam ve yarı zamanlı işleri eşit koşullarda özgürce seçebilmelerini sağlamak ve istihdama ulaşma, çalışma koşulları ve sosyal gü­venlik açısından atipik (yarı zamanlı, geçici, mevsimlik ve evde çalışan işçiler) işçilere, uygun koruma sağlamayı düşünmek;

(c) Yasalar, teşvikler ve/veya teşvik etmek yoluyla, kadın ve erkek­lerin çalışma güvenliğine sahip ebeveynlik iznini ve ebeveynlik yardım­larını artır­mak; uygun yasalar, teşvikler ve/veya teşvik etmek dâhil, ge­rekli önlemlerle kadın ve erkeklerin aile sorumluluklarını eşit paylaşma­larını yaygınlaştırmak ve aynı zamanda çalışan anneler için emzirme odalarını düzenlemek;

(d) Evdeki işlerde, özellikle yaşlıların ve çocukların bakımıyla ilgili iş­lerde aile sorumluluklarının paylaşılması kavramını yerleştirmek için, cinsiyete dayalı işbölümünü pekiştiren tutumları değiştirmeye yönelik eğitim politikaları geliştirmek;

(e) Ev işlerinin yanı sıra mesleki çalışmaları da kolaylaştıracak, kendini geçindirmeyi teşvik edecek, gelir getirecek, üretimle ilgili süreç­lerde cinsiyete göre tanımlanmış rolleri değiştirecek ve kadınların düşük ücretli işlerden çık­malarını mümkün kılacak teknolojilerin geliştirilme­sini ve bunlara ulaşabilirliği güçlendirmek;

(f) Cinsler arası eşitliğin ve esnekliğin, insanların zamanlarını eği­tim ve öğrenim, ücretli istihdam, aile sorumlulukları, gönüllü faaliyetler ve diğer ya­rarlı toplumsal çalışma biçimleri, dinlenme ve eğlence ara­sında bölüştürmele­rini ve bunlardan yararlanmalarını sağlayacak bir bi­çimde, yerleştirmenin ya­pılması için, ulusal önceliklere ve politikalara uygun olarak, sosyal güvenlik yasaları ve vergilendirme sistemleri dâhil çeşitli politika ve programları gözden geçirmek.

180. Hükümetler, özel sektör ve hükümet dışı kuruluşlar, sendikalar ve uygun olduğunda Birleşmiş Milletler tarafından:

(a) Kadın ve erkeklerin işlerinden geçici olarak ayrılmalarına, istih­dam ve emeklilik haklarının transfer edilmesine, işlerinde ve meslekle­rinde gelişme ve ilerleme beklentilerinden fedakârlık etmelerini isteme­den çalışma saatlerinin değiştirilmesine yönelik düzenlemelere imkân veren uygun önlemleri, ilgili hükümet organlarını, işçi ve işveren der­neklerini de kapsayacak biçimde almak;

(b) Cinsiyet eşitliği ve kadınla erkeğin aile içinde klişeleşmiş olma­yan, cinsiyet rolleri konusunda bilinci artırmak için, yenilikçi medya kampanyaları, okulda ve toplumda uygulanacak eğitim programları ha­zırlamak ve geliştirmek; işyerinde çocuk bakımı merkezleri ve esnek ça­lışma düzenlemeleri gibi destek hizmetler ve kolaylıklar sağlamak;

(c) Bütün işyerlerinde cinsel ve diğer türden tacizleri engelleyecek yasaları yürürlüge koymak ve uygulamak.

 

G. Yetki ve Karar Alma Sürecinde Kadınlar

181. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, kadın veya erkek, herkesin, kendi ülkesinin Hükümetinde görev almaya hakkı olduğunu belirtir. Hem şeffaf ve sorumlu bir hükümetin ve idarenin başarılabilmesi, hem de ha­yatın her alanında sürdürülebilir kalkınmaya ulaşılabilmesi için, kadınla­rın güçlendirilmesi ve özerkliği, bunların yanı sıra da kadının sosyal, ekonomik ve politik statüsünün geliştirilmesi şarttır. Kadınların tatmin edici bir yaşam sürmelerini engelleyen güç ilişkileri, en kişiselden ka­muya en açık olan noktalara kadar toplumun pek çok düzeyinde görül­mektedir. Kadın ve erkeklerin karar alma süreçlerine eşit katılımlarını sağlama hedefine ulaşmak, demokrasiyi güçlendirmek ve düzgün çalış­masını yaygınlaştırmak için gerekli olduğu kadar, toplumun yapısını daha doğru yansıtan bir denge de sağlayacaktır. Eşitlik, politik karar verme süreçle­rinde bir destek görevi görür ki bu olmadan, eşitlik boyutu­nun hükümetin poli­tika oluşturma süreçleriyle gerçekten bütünleşmesi mümkün değildir. Bu açıdan kadınların politik yaşama eşit katılımı, ka­dınların ilerlemesine ilişkin genel süreçte odak rolü oynamaktadır. Ka­dınların karar alma süreçlerine eşit katılımı sadece basit bir adalet veya demokrasi talebi olmakla kalmayıp, aynı zamanda kadınların çıkarlarının göz önüne alınması için gerekli bir koşul olarak da gö­rülebilir. Kadınla­rın faal katılımı ve karar almanın bütün düzeylerine kadın bakış açısının yerleştirilmesi gerçekleşmedikçe, eşitlik, kalkınma ve barış he­deflerine ulaşılamayacaktır.

182. Pek çok ülkede yaşanan, demokratikleşmeye yönelik yaygın hare­ketlere rağmen kadınlar, başta bakanlıklar ve diğer yönetim organları olmak üzere hükümetin pek çok düzeyinde yeterince temsil edilmemek­tedirler ve yasama organlarında politik güç elde etme veya Ekonomik ve Sosyal Konsey tarafından belirlenen, 1995 yılına kadar, karar alma dü­zeylerindeki mevkilerin % 30’unda kadınların bulunması hedefini ba­şarmada çok az ilerleme kaydet­mişlerdir. Küresel olarak şu anda yasama organları üyelerinin sadece % 10’u kadındır. Bakanlığa ilişkin görevler­deki kadınların oranı ise çok daha azdır. Gerçekten de, köklü politik, ekonomik ve sosyal değişimlerden geçmekte olan ülkelerin de dâhil ol­duğu bazı ülkelerde, yasama organlarında temsil edilen kadınların sayısı önemli ölçüde azalmıştır. Kadınlar, neredeyse bütün ülkelerde seçmen kitlesinin en az yarısını oluşturmalarına ve Birleşmiş Milletlere üye Devletlerin neredeyse hepsinde oy kullanma ve seçme-seçilme hakkına sahip olmalarına rağmen, devlet görevlerine aday olma açısından yete­rince faal değil­dirler. Pek çok siyasi partinin ve hükümet biriminin gele­neksel çalışma biçim­leri, kadınların toplumsal hayata katılmalarına engel olmaya devam etmektedir. Ayrımcı tutumlar ve uygulamalar, aile ve ço­cuk bakımına ilişkin sorumluluklar ve devlet görevinde çalışmanın ve o görevi elde tutmanın yüksek bedeli, kadın­ları siyasi görev alma isteğin­den uzaklaştırabilir. Politikadaki, Hükümetlerin karar alma konumların­daki ve yasama organlarındaki kadınlar, politik öncelik­lerin yeniden be­lirlenmesine, kadınların cinsiyetlerine özgü ilgi, değer ve dene­yimlerini yansıtan ve ele alan yeni maddelerin politik gündeme alınmasına ve gün­deme hakim siyasi meselelere yeni bakış açıları getirilmesine katkıda bulu­nurlar.

183. Kadınlar toplumda, kayıt dışı örgütlerde ve devlet görevlerinde önemli liderlikler üstlenmişlerdir. Bununla birlikte sosyalleşme ve med­yanın sunduğu klişeler dâhil, kadınla erkeğe ilişkin olumsuz klişeler, po­litik karar alma konumlarının erkeklerin alanı olarak kalmasına yönelik eğilimleri pekiş­tirmektedir. Benzer şekilde kadınların sanat, kültür, spor, medya, eğitim, din ve hukuk alanlarının karar alma konumlarında da ye­terince temsil edilmemeleri, onların pek çok kurum ve kuruluş üzerinde önemli bir etkiye sahip olmalarını engellemiştir.

184. Siyasi partilerin, işveren örgütlerinin ve sendikaların karar verme or­ganları gibi, yetkiye uzanan geleneksel yollara ulaşabilirlikleri kısıtlı olduğun­dan kadınlar, başta hükümet dışı kuruluşlar olmak üzere, yetkiye alternatif ya­pılanmalardan ulaşma yolunu seçmişlerdir. Kadınlar, hükümet dışı kuruluşlar ve taban örgütleri yoluyla çıkarlarını ve düşün­celerini dile getirme imkânı bul­muşlar ve kadınlara ilişkin konuları ulu­sal, bölgesel ve uluslararası gündemlere getirmişlerdir.

185. Toplumsal alanda eşitsizlik, çoğu kez ayrımcı tutumlar ve uy­gula­malardan, ve yukardaki paragraf 29’da belirtildiği gibi aile içerisinde kadınla erkeğin eşit olmayan güç ilişkilerinden kaynaklanır. Eşit olmayan güç ilişkileri yüzünden aileye ilişkin işlerin ve sorumlulukların eşit bölü­şülmemesi de ka­dınların daha geniş toplumsal forumların karar verme süreçlerine katılabilmeleri için gereken yetenekleri geliştirme ve zaman bulma potansiyellerini sınırlan­dırmaktadır. Bu sorumlulukların kadınla erkek arasında daha eşit paylaşılması, kadınlar ve kız çocukları için daha iyi koşullara sahip bir yaşam sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda ka­dınların toplumsal politika, uygulama ve harca­maları, kendi çıkarları doğrultusunda ve onları ele alacak şekilde biçimlendirme ve düzenleme imkânlarını artıracaktır. Yerel toplum düzeyinde baskın bir erkek iktida­rını yansıtan resmi olmayan ağlar ve karar alma biçimleri, kadınların po­litik, ekonomik ve sosyal yaşama eşit olarak katılma yeteneklerini sınır­landır­maktadır.

186. Yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde ekonomik ve politik kararlar alanların arasında, kadınların çok düşük bir oranda ol­ması, olumlu önlemlerle ele alınması gereken yapısal ve tutumsal engel­leri yansıtmaktadır. Hükümetler, ülkelerarası ve ulusal şirketler, kitle iletişim araçları, bankalar, akademik ve bilimsel kurumlar ve Birleşmiş Milletler sistemindekilerin dâhil olduğu bölgesel ve uluslararası örgütler, üst düzey yöneticiler, politika oluştu­ranlar, diplomatlar ve arabulucular olarak kadınların yeteneklerinden tam olarak yararlanmamaktadırlar.

187. Yetkinin ve karar almanın bütün düzeylerde adil dağılımı, Hü­kümet­lerin ve diğer aktörlerin istatistiklere dayalı cinsiyet analizi yapma­sına, cinsiyete dayalı bir bakış açısını politika geliştirmeye ana görüş ola­rak yerleştirmesine ve programları uygulamasına bağlıdır. Karar almada eşitlik, kadının güçlendiril­mesi için temel koşuldur. Bazı ülkelerde olumlu ayrımcılık, kadınların yerel ve ulusal hükümetlerde % 33.3 veya daha fazla temsil edilmelerini sağlamıştır.

188. Ulusal, bölgesel ve uluslararası istatistik kurumlarının, ekono­mik ve sosyal alanlarda kadınlarla erkeklere eşit davranılmasına ilişkin konuları nasıl sunacaklarına dair hâlâ yeterli bilgileri bulunmamaktadır. Özellikle mevcut veri tabanları ve metodolojiler, karar verme gibi önemli bir alanda yeterince kulla­nılmamaktadır.

189. Hükümetler ve diğer aktörler, yetki ve karar almanın bütün dü­zeyle­rini paylaşma konusunda kadın erkek arasında varolan eşitsizliği ele alırken, bütün politika ve programlara cinsiyete dayalı bakış açısını ana görüş olarak yerleştirmek amacıyla faal ve görünür bir politika izlemeli­dirler. Böylece ka­rarlar alınmadan önce, bu kararların kadınları ve er­kekleri nasıl etkileyeceğine ilişkin bir inceleme yapabilme imkânı doğa­caktır.

Stratejik hedef G.1. Kadınların yetkili ve güçlü mevkilere ve karar alma süreçlerine eşit ulaşmalarını ve tam katılmalarını sağlayacak ön­lemler almak.

Yapılacak eylemler

190. Hükümetler tarafından:

(a) Hükümet organları ve komitelerinde, kamu yönetim birimlerinde ve yasama organlarında cinsler arası dengeyi oluşturmada kararlılık gös­termek; kadın ve erkeklerin eşit temsil edilmelerini sağlamak gayesiyle belirli hedefler saptamak ve kadınların sayısını önemli ölçüde artıracak önlemleri uygulamak, gerekirse bütün hükümet ve kamu yönetim pozis­yonlarında olumlu ayrımcılık uygulamak;

(b) Uygun olan yerlerde, siyasi partileri, seçim ve atama yoluyla be­lirlenen kamu görevlerinde kadınları erkeklerle aynı oranda ve aynı dü­zeyde değerlen­dirmeye teşvik etmenin dâhil olduğu önlemler almak;

(c) Kadın ve erkeklerin siyasi faaliyetlere eşit olarak katılma hakkını ve siyasi partiler ile sendikalara üyeliğin dâhil olduğu dernek kurma öz­gürlüğünü korumak ve yaygınlaştırmak;

(d) Seçim sistemlerinin, kadınların seçilmiş organlardaki politik temsiline ilişkin farklı etkilerini gözden geçirmek ve uygun olan yerlerde, bu sistemlerin uyarlanmasını veya değiştirilmesini düşünmek;

(e) Kamu ve özel sektördeki çeşitli karar alma konumlarının her dü­zeydeki kadın ve erkeklere ilişkin niceliksel ve niteliksel verileri düzenli olarak topla­mak, incelemek ve yaymak yoluyla kadınların temsil edil­mesi konusundaki ilerlemeyi izlemek ve değerlendirmek ve Hükümetle­rin çeşitli düzeylerde istih­dam ettiği kadın ve erkeklerin sayısına ilişkin verileri yıllık olarak toplayıp yaymak; bu alandaki ilerlemeyi izlemek amacıyla kadın ve erkeklerin hükümete ilişkin yapılanmadaki kamu gö­revlerinin ve yükselme mekanizmalarının hep­sine eşit ulaşabilirliğini güvence altına almak;

(f) Kadınların karar alma mekanizmalarına katılımı, bu mekaniz­malar üze­rindeki etkisi ve karar alma ortamlarına ilişkin çalışmalar yü­rüten hükümet dışı kuruluşları ve araştırma kurumlarını desteklemek;

(g) Yerli halktan kadınların karar alma mekanizmalarına bütün dü­zeylerde daha çok katılmalarını teşvik etmek;

(h) Uygun olan yerlerde, hükümetin mali kaynak verdiği örgütlerin ay­rımcı olmayan politikalar ve uygulamalar benimsemesini, böylece ör­gütlerin bünyelerindeki kadınların sayısını artırmalarını ve pozisyonlarını yükseltmele­rini sağlamak ve teşvik etmek ;

(i) Kadınla erkeğin işleri ve ebeveynliğe ilişkin sorumlulukları pay­laşma­larının, kadının toplumsal yaşama katılımını artıracağını kabul et­mek ve bunu başarmak için, aile yaşamıyla çalışma yaşamını uzlaştıracak önlemler dâhil, uygun önlemler almak;

(j) Birleşmiş Milletler organları, uzman örgütler ve Birleşmiş Mil­letler sisteminin diğer özerk örgütlerinde, özellikle yüksek düzeydeki görevlere se­çilme veya atanma için aday gösterilen ulusal aday listele­rinde cinsler arası dengeyi hedeflemek.

191. Siyasi partiler tarafından :

(a) Kadınların katılımı konusunda doğrudan veya dolaylı olarak ay­rımcılık yapan bütün engelleri kaldırmak için partinin yapısını incele­meyi düşünmek;

(b) Kadınların bütün dâhili politika oluşturma yapılarına ve atama ile se­çime bağlı aday gösterme süreçlerine tam katılımını sağlamak için teşvikler geliştirmeyi düşünmek;

(c) Kadınların siyasi partilerin liderliğine erkeklerle eşit koşullarda katıl­malarını sağlayacak önlemler alarak, cinsiyete ilişkin konuları politik gündeme dâhil etmeyi düşünmek.

192. Hükümetler, ulusal organlar, özel sektör, siyasi partiler, sendi­kalar, işveren örgütleri, araştırma kurumları ve akademik kurumlar, alt bölgesel ve bölgesel organlar ve hükümet dışı kuruluşlar ve uluslararası örgütler tarafından:

(a) Stratejik karar alma pozisyonlarındaki kadın liderler, yöneticiler ve idarecilerden, birbirleriyle etkileşimde bulunabilecekleri bir grup oluşturmak için olumlu eylemler yapmak;

(b) Uygun olduğunda, kadınların, üst düzey karar alma süreçlerine ulaşa­bilirliğini izleyecek mekanizmalar kurmak veya güçlendirmek;

(c) Danışma ve karar alma organlarında işe alma ve atama, üst po­zisyon­larda işe yerleştirme kriterlerini gözden geçirmek ve bu kriterlerin kadınlara yönelik ayrımcılığa karşı ve konuya uygun olmasını sağlamak;

(d) Hükümet dışı kuruluşların, sendikaların ve özel sektörün, karar alma organlarına ve bütün alanlarla bütün düzeylerdeki müzakerelere eşit katılım dâhil mevkileri açısından kadın-erkek eşitliğini sağlama çabala­rını teşvik et­mek;

(e) Kadınla erkeğin toplumdaki ve yukardaki paragraf 29’da belir­tildiği gibi ailedeki yeni rollerine ilişkin toplumsal tartışmaları yaygın­laştırmak için iletişim stratejileri geliştirmek;

(f) İşe alma ve kariyer geliştirme programlarını, başta genç kadınlar olmak üzere bütün kadınların, iş yerinde eğitimin dâhil olduğu idari, giri­şimci, teknik eğitime ve liderlik eğitimine eşit ulaşmalarını sağlayacak şekilde yeniden dü­zenlemek;

(g) Her yaştan kadınlar için, kariyer planlamayı, izlemeyi, yol gös­termeyi, taktik vermeyi, eğitimi ve meslek-içi eğitimi kapsayan kariyer geliştirme prog­ramları geliştirmek;

(h) Hükümet dışı kadın kuruluşlarının Birleşmiş Milletler konfe­ranslarına ve konferansların hazırlık aşamalarına katılmasını teşvik et­mek ve desteklemek;

(i) Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası forumların delegasyonla­rının düzenlenmesinde cinsler arası dengeyi gözetmek ve desteklemek.

193. Birleşmiş Milletler tarafından :

(a) Birleşmiş Milletler Kuruluş Yasası’nın 101. Madde 3. paragra­fına uy­gun olarak, coğrafi dağılımı mümkün olduğunca göz önünde tuta­rak personel almanın önemini kabul ederek 2000 yılına kadar özellikle profesyonel düzeyde ve üstünde olmak kaydıyla cinsiyet eşitliğini her düzeyde sağlamak için yeni istihdam politikaları ve önlemleri benimse­mek ve mevcut istihdam politikalarını uygulamak;

(b) Birleşmiş Milletlerde, uzman örgütlerde ve Birleşmiş Milletler siste­minin diğer örgütleriyle organlarındaki üst düzey görevlere, kadın adayların aday gösterilmesini sağlayacak mekanizmalar kurmak;

(c) Karar alma mevkilerindeki kadın ve erkeklere ilişkin niceliksel ve ni­teliksel veri toplamaya ve yaymaya devam etmek, farklı cinslerin karar alma mevkilerindeki farklı etkilerini incelemek ve Genel Sekrete­rin, 2000 yılına kadar idari ve karar alan mevkilerin % 50 sinde kadınla­rın bulunması hedefinin başarılmasına ilişkin ilerlemeyi izlemek.

194. Kadın örgütleri, hükümet dışı kuruluşlar, sendikalar, toplumsal or­taklar, üreticiler, endüstriyel ve mesleki örgütler tarafından:

(a) Bilgilendirme, eğitim ve duyarlılık kazandırma yoluyla kadınlar ara­sında dayanışma oluşturmak ve güçlendirmek;

(b) Kadınların politik, ekonomik ve sosyal kararları, süreçleri ve sistemleri etkilemelerini mümkün kılmayı her düzeyde savunmak ve se­çilmiş temsilcilerin cinsler arası meselelere ilişkin taahhütlerini yerine getirmelerine yönelik çalış­malar yapmak;

(c) Veri koruma kurallarına uyarak, kadınlara ilişkin veri tabanları oluş­turmak ve bunların, kadınların üst düzey karar alma ve danışmanlık mevkilerine atanmalarında kullanılması için ve Hükümetlere, bölgesel ve uluslararası ör­gütlere ve özel kuruluşlara, siyasi partilere ve diğer ilgili organlara dağıtılması için gereken nitelikte olmasını sağlamak.

Stratejik hedef G.2. Kadınların karar alma ve liderlik pozisyonlarına ka­tılma kapasitelerini artırmak.

Yapılacak eylemler

195. Hükümetler, ulusal organlar, özel sektör, siyasi partiler, sendi­kalar, işveren örgütleri, altbölgesel ve bölgesel organlar, hükümet dışı kuruluşlar, uluslararası örgütler ve eğitim kurumları tarafından:

(a) Özgüvenlerini geliştirmek ve karar alma mevkilerini almaları için on­ları teşvik etmek amacıyla kadınlara, özellikle de belirgin ihtiyaç­ları olan özürlü kadınlara ve ırksal veya etnik azınlıklara mensup kadın­lara yardımcı olacak liderlik ve özgüven eğitimi vermek;

(b) Karar alma mevkileri için şeffaf kriterler uygulamak ve seçici organla­rın cinsiyetler arası dengeyi gözetmesini sağlamak;

(c) Deneyimi olmayan kadınlar için rehberlik hizmeti oluşturmak ve özel­likle liderlik ve karar alma, toplum önünde konuşma ve düşüncelerini savuna­bilme ve siyasi kampanyaların işleyişiyle ilgili eğitim sunmak;

(d) Ayrımcı olmayan çalışma koşullarını yerleştirmek ve iş idare­sindeki farklara saygı duymayı yerleştirmek için, kadınlara ve erkeklere cinsiyete du­yarlı eğitim vermek;

(e) Kadınları seçim sürecine, politik faaliyetlere ve liderliğe ilişkin diğer alanlara girmeye teşvik edecek mekanizmalar ve eğitim program­ları geliştir­mek.

 

H. Kadınların İlerlemesinde Kurumsal Mekanizmalar

196. Üye Devletlerin hemen hepsinde, kadınların ilerlemesini yay­gınlaştı­racak politikaların düzenlenmesini, uygulanmasını, yürürlüğe konmasını, iz­lenmesini, değerlendirilmesini, savunulmasını ve desteğin harekete geçirilme­sini sağlayacak ulusal mekanizmalar kurulmuştur. Ulusal mekanizmaların bi­çimleri değişiktir ve etkileri birbiriyle eşit de­ğildir, bazı durumlarda başarısız­lığa uğramıştır. Ulusal hükümet birimle­rinde çoğu kez marjinalleştirilen bu mekanizmalar, açık olmayan görev tanımları, yeterli personel, eğitim, veri ve kaynak yokluğu ve ulusal poli­tik liderlerin yeterli desteği vermeyişi yüzünden sıklıkla engellenmekte­dir.

197. Ortak politik, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma görüşü­nün ve kalkınma ile insan hakları konusundaki girişimlerin ayrılmaz bir parçası olarak kadınların ilerlemesini yaygınlaştıracak bölgesel ve ulusla­rarası düzeylerdeki mekanizmalar ve kurumlar, yüksek düzeylerdeki ka­rarlılık eksikliğinden kay­naklanan benzer sorunlarla karşı karşıya kal­maktadırlar.

198. Politika ve programları planlarken cinsiyete ilişkin unsurları göz önüne alma gereği, bir dizi uluslararası konferansta özellikle belir­tilmiştir. Bununla birlikte pek çok durumda bunun için çaba gösterilme­miştir.

199. Kadının Statüsü Komisyonu ve Kadınlara Karşı Ayrımın Orta­dan Kaldırılması Komitesi gibi uluslararası mekanizmalarla birlikte, ka­dının ilerle­mesiyle ilgilenen bölgesel organlar da güçlendirilmiştir. Buna rağmen, elverişli kaynakların sınırlı sayıda olması, bu mekanizmaların görevlerini tam olarak yapmalarını engellemeye devam etmektedir.

200. Pek çok örgüt, politika ve programlarda cinsiyete dayalı ana­lizler yapmaya ve politikaların kadınlarla erkekler üzerindeki farklı etki­lerini ele almaya yarayan metodolojiler geliştirmiştir ve bunlar kullanıl­maya hazırdır. Ama çoğu kez kullanılmamakta ya da sürekli olarak kul­lanılmamaktadırlar.

201. Kadınların ilerlemesi için bir ulusal mekanizma da, hükümetin için­deki politika koordinasyon merkezi birimidir. Bu birimin ana görevi, cinsiyet eşitliğine dayalı bir bakış açısını bütün politik alanlarda hâkim kılmayı hükümet çapında desteklemektir. Bu tip ulusal mekanizmaların etkili çalışması için gere­ken koşullar, aşağıdakileri de kapsamalıdır:

(a) Kabine üyesi bir bakanın sorumluluğu altında, Hükümette müm­kün olan en yüksek düzeyde faaliyet göstermek;

(b) Hükümet dışı kuruluşlar ve tabandan yukarı doğru toplumsal ör­gütleri dâhil etme amacıyla tek merkezden yönetilmeyen planlama, uy­gulama ve izle­meyi uygun şekilde kolaylaştıran kurumsal mekanizmalar veya süreçler;

(c) Bütçe ve profesyonel kapasite açısından yeterli kaynaklar;

(d) Bütün hükümet politikalarının geliştirilmesini etkileme imkânı.

202. Hükümetler ve diğer aktörler, kadınların ilerlemesini yaygın­laştırma mekanizmalarını ele alırken bütün politika ve programlara cinsi­yete dayalı bakış açısını ana görüş olarak yerleştirmek amacıyla faal ve görünür bir politika izlemelidirler. Böylece kararlar alınmadan önce, bu kararların kadınları ve er­kekleri nasıl etkileyeceğine ilişkin bir inceleme yapabilme imkânı doğacaktır.

Stratejik hedef H.1. Ulusal mekanizmalar kurmak ve hükümet or­ganları oluşturmak veya güçlendirmek.

Yapılacak eylemler

203. Hükümetler tarafından:

(a) Kadınların ilerlemesi için sorumluluğun, hükümetin mümkün olan en yüksek düzeyine verilmesini sağlamak; (çoğu durumda bu Ka­bine üyesi bir bakan düzeyinde olabilir ;)

(b) Güçlü bir politik kararlılığa dayanarak, olmayan yerlerde ulusal bir mekanizma oluşturmak ve kadınların ilerlemesi için hükümetin müm­kün olan en yüksek düzeyinde varolan mekanizmaları, uygun şekilde güçlendirmek; me­kanizmaların görev alanlarını ve yetkilerini açık olarak tanımlamak; politikaları etkileme, yasaları düzenleme ve gözden geçirme için bilgi, beceri, yeterlilik ve yeterli kaynaklar gibi önemli unsurları sağlamak; bu mekanizmaların, diğer incelemelerin yanı sıra politika ana­lizleri yapmasını, uygulamaları izlemesini, savunmayı, iletişimi ve koor­dinasyonu üstlenmesini sağlamak;

(c) Verileri cinsiyete dayalı bakış açısıyla düzenleme ve inceleme konu­sunda personel eğitimi vermek;

(d) Mekanizmaların, politik konular hakkında başlangıçlarından iti­baren hükümet çapında bilgi toplamasını, bunları politika geliştirmede sürekli olarak kullanmasını ve Hükümet içindeki işleyişi gözden geçir­mesini mümkün kılacak süreçler oluşturmak;

(e) Eylem Platformu’nun uygulanmasını göz önüne alarak, cinsiyete iliş­kin konuları hâkim kılmak için, uygun olduğunda, bu alandaki çalış­malarda kaydedilen ilerlemeyi yasama organlarına düzenli olarak bildir­mek;

(f) Kamu, özel ve gönüllü sektörlerdeki çok çeşitli ve farklı kurum­sal ak­törlerin, kadın-erkek eşitliğini sağlama çalışmalarına faal olarak katılmalarını teşvik etmek ve yaygınlaştırmak.

Stratejik hedef H.2. Cinsiyete dayalı bakış açısını yasalar, kamu po­litika­ları, programları ve projeleriyle bütünleştirmek.

Yapılacak eylemler

204. Hükümetler tarafından:

(a) Politika kararları alınmadan önce, bunların sırasıyla kadınlar ve erkek­ler üzerindeki etkisine ilişkin bir inceleme yapılmasını sağlamaya çalışmak;

(b) Kadınların kalkınmadan doğrudan yararlanmalarını sağlamak ve hem ücretli hem de ücretsiz işlerle kalkınmaya katkıda bulunma-larının ekonomik politika ve planlamada göz önüne alınmasını garantilemek amacıyla istihdam ve gelir politikalarının etkisini değerlendirerek, ulusal politika, program ve proje­leri ve bunların uygulanışını düzenli olarak gözden geçirmek;

(c) Kadının haklarını kullanmasına yönelik engelleri ortadan kal­dırmak amacıyla kadın-erkek eşitliğini sağlamayı hedefleyen ulusal stra­tejileri yaygın­laştırmak ve kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmak;

(d) Cinsiyete dayalı bakış açısını bütün yasa ve politikalara yerleş­tirmek için, uygun olduğunda yasama organları üyeleriyle birlikte çalış­mak;

(e) Bütün bakanlıklara, politika ve programları cinsiyete dayalı ba­kış açı­sıyla ve Eylem Platformu’nun ışığında gözden geçirmeleri için görev vermek; bu görevin uygulanması sorumluluğunu mümkün olan en yüksek düzeye ver­mek; bu görevi gerçekleştirmek, gelişmeleri izlemek ve ilgili mekanizmalarla bağlantı kurmak için bakanlıklararası bir koor­dinasyon birimi oluşturmak ve/veya güçlendirmek.

205. Ulusal mekanizmalar tarafından:

(a) Kadın-erkek eşitliğine ilişkin hükümet politikalarının düzenlen­mesini ve uygulanmasını kolaylaştırmak, uygun stratejiler ve metodolo­jiler geliştirmek ve cinsiyete dayalı bakış açısını bütün politika oluşturma süreçlerinde hâkim kılmak için merkezî hükümet içinde koordinasyon ve işbirliğini yaygınlaştır­mak;

(b) Hükümetin ilgili birimleriyle, kadın çalışmaları ve araştırmaları mer­kezleriyle akademik ve eğitim kurumlarıyla, özel sektör, medya, hü­kümet dışı kuruluşlarla, özellikle de kadın örgütleriyle ve sivil toplumun diğer bütün ak­törleriyle işbirliğine dayalı ilişkiler kurmak ve sağlamlaş­tırmak;

(c) Diğer konuların yanı sıra aileye, istihdam koşullarına, sosyal gü­ven­liğe, gelir vergisine, eğitimde eşit fırsatlara, kadınların ilerlemesini yaygınlaştı­racak olumlu önlemlere ve eşitlikten yana bir kültürün ve tu­tumların yerleşme­sine ilişkin yasal reformlara odaklanmış faaliyetlerde bulunmak ve yasal politi­kada ve reformların programlanmasında cinsi­yete dayalı bakış açısını yaygın­laştırmak;

(d) Kadınların, herkes için yaşam standardının gelişmesiyle sonuç­lanacak olan kalkınma sürecine hem faal gerçekleştirici hem de yararla­nıcı olarak artan katılımlarını yaygınlaştırmak;

(e) Kadınların ilerlemesine yönelik çalışmalar yapan ulusal, bölgesel ve uluslararası organlarla doğrudan bağlantı kurmak;

(f) Cinsiyete dayalı bakış açısını program ve politikalarıyla bütün­leştir­meleri için hükümet birimlerine eğitim ve danışmanlık niteliğinde yardımda bulunmak.

Stratejik hedef H.3. Planlama ve değerlendirme için cinsiyete göre top­lanmış veri ve bilgi oluşturmak ve yaymak.

Yapılacak eylemler

206. Ulusal, bölgesel ve uluslararası istatistik kurumları ve ilgili hü­kümet ve Birleşmiş Milletler organları tarafından, araştırma ve dokü­mantasyon örgüt­leriyle her birinin kendi sorumluluk alanında işbirliği yaparak:

(a) Bireylere ilişkin istatistiklerin cinsiyete ve yaşa göre toplanma­sını, sı­ralanmasını, incelenmesini ve sunulmasını ve toplumda kadınla erkeğe ilişkin sorunların, konuların ve soruların yansıtılmasını güvence altına almak;

(b) Politika ve program planlamasında ve uygulamasında kullanmak üzere, bağlı değişkenlerin sayısı dâhil, yaşa, cinsiyete, sosyo ekonomik duruma ve diğer ilgili göstergelere göre biraraya getirilmiş verileri dü­zenli olarak top­lamak, sıralamak, incelemek ve sunmak;

(c) Kadın çalışmaları merkezlerinin ve araştırma örgütlerinin, cinsi­yet analizini güçlendirecek uygun göstergelerin ve araştırma metodoloji­lerinin geliştirilmesine ve denenmesine, ayrıca Eylem Platformu’nun amaçlarına ilişkin uygulamaların izlenmesi ve değerlendirilmesine katıl­malarını sağlamak;

(d) Cinsiyete dayalı istatistik programlarını güçlendirecek, istatistik çalış­masının bütün alanları arasında koordinasyon, izleme ve bağlantılar sağlayacak ve çeşitli konu alanlarına ilişkin istatistikleri birbiriyle bü­tünleştiren çıktılar hazırlayacak personel seçmek ve atamak;

(e) Kayıt dışı sektörlerdeki katılımları dâhil, kadın ve erkeklerin ekono­miye katkılarının tamamına ilişkin veri toplamayı güçlendirmek;

(f) Her türlü iş ve istihdam hakkında daha kapsamlı bilgi edinmek için şunları yapmak:

(i) Birleşmiş Milletler Ulusal Gelirlerin Hesaplanması Sistemine dâhil edilmiş bulunan, başta geçinmeye dayalı tarım olmak üzere tarım ve pazara çıkmayan diğer üretim türleri gibi ücretsiz işlere ilişkin veri toplamayı geliştir­mek;

(ii) Kadınların iş gücü piyasasında istihdam edilememesini ve iste­diği şe­kilde iş bulamamasını veya yeter derecede çalıştırılmamasını ge­rektiği gibi değerlendiremeyen mevcut ölçekleri geliştirmek;

(iii) Kadınların ekonomiye katkısının kabul edilmesini sağlamak ve ücretli işlerle ücretsiz işlerin kadınla erkek arasında eşit olmayan biçimde dağılımını görünür kılmak amacıyla, ulusal hesaplamaların dışında olan ama geleneksel milli gelir hesaplamalarıyla uyum içinde ancak onlardan ayrı yapılan uydu veya diğer resmi hesaplamalarda yansıtılması muhte­mel olan, yaşlıların ve çocukla­rın bakımı, yemek hazırlamak gibi ücretsiz işlerin değerini sayısal olarak he­saplamak için, uygun forumlarda yön­temler geliştirmek;

(g) Zaman kullanımı istatistiklerine ilişkin faaliyetler için, ücretli işlerle ücretsiz işler konusunda kadınlarla erkekler arasındaki farklılıklara duyarlı, uluslararası bir sınıflama geliştirmek ve cinsiyete dayalı veriler toplamak. Ulu­sal düzeyde, ulusal sınırlamalara bağlı olarak:

(i) Ücretsiz işleri sayısal olarak ölçmek için düzenli olarak veya pe­riyodik zaman kullanımlı araştırmalar yapmak ve eş zamanlı olarak üc­retli veya ücretsiz faaliyetleri kaydetmek;

(ii) Ulusal hesaplamaların dışında olan ücretsiz işleri sayısal olarak ölç­mek ve bunların değerini hesaplamak ve geleneksel milli gelir hesap­lamalarıyla uyumlu ama onlardan ayrı olan uydu veya diğer resmi he­saplamalarda doğru olarak yansıtmak için yöntemler geliştirmeye çalış­mak;

(h) Kaynaklara ulaşabilirlikleri dâhil, kadınlarla erkeklerin yoksul­luğunu ölçmeye ilişkin veri toplama yöntemleri ve kavramları geliştir­mek;

(i) Önemli istatistik sistemleri geliştirmek ve cinsiyet analizini ya­yınlarla ve araştırmalarla bütünleştirmek; hastalıklara ilişkin verileri güçlendirmek ama­cıyla, araştırmaların düzenlenmesinde, veri toplamada ve analizde cinsler arası farklılıklara öncelik vermek; kapsamlı cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetle­rine, doğum bakımı ve aile planlamasına ulaşabilirlik dâhil, sağlık hizmetlerine ulaşılabilirliğe ilişkin veri topla­mayı, ergenlik çağındaki annelere ve yaşlıların bakımına özel öncelik vererek, geliştirmek;

(j) Ev içi şiddet, cinsel saldırı, tecavüz, ensest, cinsel taciz, kadın ve kız çocuklarının alınıp satılması ve kamu çalışanlarınca uygulanan şiddet gibi ka­dına yönelik her türden şiddetin kurbanlarına ve uygulayıcılarına ilişkin cinsi­yete göre toplanmış ve yaşa göre sınıflanmış ayrıntılı veri geliştirmek;

(k) Kaynaklara ulaşabilirlikleri dâhil, özürlü kadın ve erkeklerin ka­tılımı konusunda veri toplamaya ilişkin yöntemler ve kavramlar geliştir­mek.

207. Hükümetler tarafından:

(a) Cinsiyet hakkındaki konularda, kadınlar ve erkeklere ilişkin güncel ve­rileri, teknik bilgisi olmayan çok çeşitli kullanıcılara uygun bir biçimde sunan ve yorumlayan bir istatistik yayının düzenli olarak çıka­rılmasını sağlamak;

(b) Her ülkedeki istatistikçilerin ve kullanıcıların resmi istatistik sistemi­nin ve onun cinsiyete ilişkin konuları ele alış biçiminin yeterlili­ğini düzenli olarak gözden geçirmelerini ve gereken yerlerde, ihtiyaç du­yulan gelişmeler için bir plan hazırlamalarını sağlamak;

(c) Araştırma örgütleri, sendikalar, işverenler, özel sektör ve hükü­met dışı kuruluşlar tarafından yürütülen, hem kamu hem de özel sektör­deki üst düzey karar alma pozisyonlarındaki kadın ve erkeklerin sayısının da dâhil olduğu, niceliksel ve niteliksel çalışmaların geliştirilmesini teş­vik etmek;

(d) Program ve projelerin uygulanmasında ve politikaların düzen­lenme­sinde cinsiyete duyarlı verileri daha çok kullanmak.

208. Birleşmiş Milletler tarafından:

(a) Birleşmiş Milletlerin ilgili organları tarafından kullanılmak üzere, ka­dına yönelik şiddet dâhil kadının insan haklarıyla ilgili olabile­cek verilerin toplanması, karşılaştırılması ve analizi için daha iyi yollar bulmaya yönelik yöntemler geliştirilmesini yaygınlaştırmak;

(b) Kadının ekonomik, sosyal, kültürel ve politik kalkınmadaki ye­rine iliş­kin verileri geliştirecek istatistiki yöntemleri daha da geliştirmek;

(c) Beş yıllık düzenli aralıklarla Dünya Kadınları adlı yayının (The World’s Women) yeni sayısını hazırlamak ve dağıtımını çok geniş tut­mak;

(d) Cinsiyete ilişkin politika ve programların geliştirilmesinde, is­teğe bağlı olarak, ülkelere yardım etmek;

(e) Birleşmiş Milletler Sekreteryası İstatistik Bölümünün ve Kadının İler­lemesi İçin Uluslararası Araştırma ve Eğitim Enstitüsünün ilgili ko­nularda ulusal ve uluslararası düzeylerdeki gelişmelere ilişkin rapor, veri ve yayınlarının düzenli ve usulüne uygun olarak Kadının Statüsü Komis­yonu’na yollanmasını sağlamak.

209. Çok taraflı kalkınma kuruluşları ve iki taraflı mali kaynak sağ­layan kurum ve kuruluşlar tarafından:

Ülkelerin, ücretli ve ücretsiz işler dâhil, kadın ve erkeklerin çalış­masını tam olarak ölçebilmeleri için kaynak ve teknik yardım sağlayarak, ücretsiz işler için uygun yerlerde uydu veya diğer resmi hesaplamaları kullanarak, ekonomi­leri geçiş sürecinde olan ülkelerle, gelişmekte olan ülkelerin ulusal kapasitesinin gelişmesini desteklemek.

 

I. Kadınların İnsan Hakları

210. İnsan hakları ve temel özgürlükler bütün insanların doğuştan kazan­dıkları haklardır; bunların korunması ve yerleştirilmesi Hükümetle­rin öncelikli sorumluluğudur.

211. Dünya İnsan Hakları Konferansı, bütün Devletlerin Birleşmiş Mil­letler Kuruluş Yasasına uygun olarak bütün insan haklarının ve temel özgür­lüklerin herkes için kullanılmasını ve korunmasını ve bu hak ve özgürlüklere evrensel olarak saygı duyulmasını sağlamaya ilişkin taah­hütlerini yerine ge­tirme kesin kararlılığını teyid etmiştir. Bu hak ve öz­gürlüklerin evrensel niteliği tartışılamaz.

212. Bütün insan haklarının ve temel özgürlüklerin yerleştirilmesi ve ko­runması, uluslararası işbirliği amacına, Birleşmiş Milletler amaçla­rına ve ilkele­rine uygun öncelikli bir hedef olarak ele alınmalıdır. Bu amaç ve ilkeler çerçe­vesinde, bütün insan haklarının yerleştirilmesi ve korunması, uluslararası top­luluğun yasal konusudur. Uluslararası toplu­luk insan haklarını evrensel olarak, adil ve eşitlikçi bir tutumla, aynı te­mele dayanarak ve aynı önemi vererek uy­gulamalıdır. Eylem Platformu, insan haklarına ilişkin konular ele alınırken ev­renselliği, tarafsızlığı ve seçici olmamayı sağlamanın önemini teyid eder.

213. Eylem Platformu, kalkınma hakkı dâhil, medeni, kültürel, eko­nomik, politik ve sosyal bütün insan haklarının, İnsan Hakları Dünya Konferansı’nda kabul edilen Viyana Deklarasyonu ve Eylem Prog­ramı’nda belirtildiği gibi evrensel, bölünemez, birbirine bağlı ve birbi­riyle ilgili olduğunu teyid eder. Konferans, kadınların ve kız çocukların haklarının, evrensel insan haklarının vezgeçilmez, bütünleşmiş ve bölü­nemez bir parçası olduğunu teyid etmiştir. Kadın ve kız çocuklarının bütün insan haklarını ve temel özgürlükleri tam ve eşit kullanmaları, Hü­kümetlerin ve Birleşmiş Milletlerin öncelikli konusu ve kadının ilerle­mesi için temel koşuldur.

214. Kadın ve erkeğin eşit hakları, Birleşmiş Milletler Kuruluş Ya­sası’nın giriş bölümünde açıkça belirtilmiştir. Bütün önemli uluslararası insan hakları belgeleri cinsiyeti, Devletlerin ayrımcılık yapmamaları ge­reken bir alan olarak ele alırlar.

215. Hükümetler sadece bütün kadınların insan haklarını ihlal et­mekten kaçınmakla kalmamalı, bu hakların yerleştirilmesi ve korunması için faal olarak çalışmalıdırlar. Birleşmiş Milletlere Üye Devletlerin dörtte üçünün Kadınlara Karşı Her Türden Ayrımcılığın Ortadan Kaldı­rılması Sözleşmesi’ne imza koy­ması, kadının insan haklarının öneminin kabul edildiğini gösteren bir gerçektir.

216. Dünya İnsan Hakları Konferansı, kadının hayatının bütün dö­nemle­rini kapsayan insan haklarının, evrensel insan haklarının vazgeçil­mez, bütün­leşmiş ve bölünemez bir parçası olduğunu açıkça teyid etmiş­tir. Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı, kadının üremeye ilişkin haklarını ve kalkınma hakkını teyid etmiştir. Hem Çocuk Hakları Bildir­gesi 31/ hem de Çocuk Hakları Sözleşmesi 11/ çocukların haklarını ga­ranti eder ve cinsiyete dayalı ayrımcılık yapılmaması ilkesini benimser.

217. Hakların varlığıyla etkin kullanılması arasındaki derin uçurum, Hü­kümetlerin bu hakları yerleştirme ve koruma kararlılığının yeterli ol­mamasın­dan ve Hükümetlerin kadınlarla erkekleri haklar konusunda eşit bilgilendirme­deki başarısızlığından kaynaklanır. Ulusal ve uluslararası düzeylerde uygun başvuru mekanizmalarının olmaması ve her iki düzey­deki yetersiz kaynaklar problemi şiddetlendirmektedir. Kadınlara Karşı Her Türden Ayrımcılığın Ön­lenmesi Sözleşmesi’yle garanti edilen hakla­rın ulusal yasalarda yansıtılması için gereken adımlar pek çok ülkede atılmıştır. Bazı ülkelerde de kadınların kendi haklarını kullanma yete­neklerini güçlendirecek mekanizmalar kurulmuştur.

218. Kadınların insan haklarını korumak için, çekincelere başvur­maktan mümkün olduğunca kaçınmak ve sözleşmenin hedef ve amacıyla uyumlu olma­yan hiç bir çekincenin uluslararası antlaşma hukukuyla da uyumlu olmamasını güvence altına almak gerekmektedir. Kadınların in­san hakları, uluslararası insan hakları belgelerinde belirtildiği şekilde, tam olarak tanınmadıkça ve etkin olarak korunmadıkça, ulusal yasalarca yürürlüğe konup uyarlanıp uygulanmadıkça, ayrıca ailede, medeni yasa­lar ve ceza yasalarında, iş ve ticaret yasalarında, idari kurallar ve yönet­meliklerde ulusal olarak uygulanmadıkça, sadece sözde kala­caktır.

219. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleş­mesi’ne ve diğer uluslararası insan hakları belgelerine henüz taraf olma­mış ülkelerde veya sözleşmenin amaç ve hedefiyle uyumlu olmayan çe­kincelerin konulduğu yer­lerde veya ulusal yasaların henüz uluslararası kural ve standartları uygulayacak şekilde düzenlenmediği yerlerde ka­dınların yasal eşitliği henüz güvence altına alınmamıştır. Bazı ulusal ya­salarla uluslararası yasalar ve insan haklarına ilişkin uluslararası belgeler arasındaki aykırılıklar, kadınların eşit hakları tam olarak kullanmalarını engellemiştir. Aşırı karmaşık idari işlemler, yargılama süreci içindeki bilinç eksikliği ve bütün kadınların insan hakları ihlallerinin yeterince izlenmemesi, kadınların adalet sisteminde yeterince temsil edilmemesi, varolan haklara ilişkin yetersiz bilgisi, ısrarlı tutum ve uygulamalarla birleşerek, kadın­ların halihazırdaki eşitsizliğini sürekli hale getirmekte­dir. Kadınların insan haklarını ve temel özgürlüklerini tam olarak kul­lanmalarını güvence altına alması amaçlanan aile hukuku, medeni hukuk, ceza hukuku, iş ve ticaret hukuku veya yasalarının, idari kurallar ve yö­netmeliklerin yürürlüğe konmasındaki eksiklikler, mevcut eşitsizliği sü­rekli hale getiren bir diğer unsurdur.

220. Herkesin kültürel, ekonomik, politik ve sosyal kalkınmaya ka­tılma, katkıda bulunma ve ondan yararlanma hakkı vardır. Kadınlar ve kız çocukları, çoğu durumda, ekonomik ve sosyal kaynakların tahsisinde ayrımcılıkla karşı­laşmaktadırlar. Bu da onların ekonomik, sosyal ve kül­türel haklarının doğrudan ihlal edilmesi demektir.

221. Bütün kadınların ve kız çocuklarının insan hakları, Birleşmiş Millet­lerin insan hakları eylemlerinin ayrılmaz bir parçasını oluşturmalı­dır. Bütün kadın ve kız çocuklarının eşit statüsünü ve insan haklarını, Birleşmiş Milletler sistemindeki eylemlere hakim olan görüşle bütünleş­tirmek ve bu konuların ilgili organlarla mekanizmalar tarafından düzenli ve sistematik bir biçimde ele alın­masını sağlamak için yoğunlaştırılmış çabalara ihtiyaç vardır. Bu da, Kadının Statüsü Komisyonu, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri, özel ve tematik raportörler, bağımsız uzmanlar, çalışma grupları ve Ayrımcılığın Önlenmesi ve Azınlıkların Korunması Alt Komisyonu dâhil İnsan Hakları Ko­misyonu, Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu, Sosyal Kalkınma Komisyonu, Suç Önleme ve Ceza Hukuku Komisyonu, Kadınlara Karşı Ayrımın Ortadan Kaldırılması Komitesi, diğer insan hakları antlaşma organları ve uzman örgüt­leri dâhil Birleşmiş Milletler sisteminin bütün ilgili kuruluşları ara­sında güçlen­dirilmiş işbirliği ve koordinasyon gerektirir. İşbirliği aynı zamanda, Birleşmiş Milletler insan hakları sistemini güçlendirmek, mo­dernleştirmek ve elverişli hale getirmek için ve gereksiz tekrarlar ile yetki ve görevlerin aşılmasından kaçınmak gereğini göz önünde tutarak, bu sistemin etkinliğini ve verimliliğini artırmak için de gereklidir.

222. İnsan haklarını herkes için tam gerçekleştirme hedefi başarıla­caksa uluslararası insan hakları belgeleri, kadına yönelik ayrımcılığın cin­siyet analizleri tarafından açıkça gösterilen sistematik ve bütün sisteme etki eden niteliğini daha açıkça ele alacak bir biçimde uygulanmalıdır.

223. Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı’nın Eylem Prog­ramını 14/ ve Dünya İnsan Hakları Konferansı’nda kabul edilen Viyana Deklarasyonu ve Eylem Programını 2/ akılda tutarak, Dördüncü Dünya Kadın Konferansı, üreme haklarının, bütün çiftlerin ve bireylerin çocuk­larının sayısına, doğum aralığına ve zamanlamasına özgürce ve sorum­lulukla karar verme, bunu yapa­cak bilgiye ve araçlara sahip olma ve cin­sel sağlıkla üreme sağlığında en yüksek standarda ulaşma temel hakkınının tanınmasına dayalı olduğunu teyid eder. İnsan hakları bildir­gesinde ifade edildiği gibi, ayrımcılık, baskı ve şiddete ma­ruz kalmadan üremeyle ilgili konularda karar verme hakkı da bu haklara dâhil­dir.

224. Kadına yönelik şiddet, kadınların insan haklarını ve temel öz­gürlük­lerini hem ihlal etmekte hem de bozmakta veya değersiz kılmakta­dır. Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Deklarasyonu ve özel raportörlerin ça­lışmaları göz önüne alındığında, dayak ve diğer ev içi şiddet, cinsel taciz, cinsel kölelik ve istismar, uluslararası kadın ve çocuk ticareti, fahişeliğe zorlama ve cinsel saldırı gibi cinsiyete dayalı şiddet ve kültürel önyargılardan kaynaklanan kadına yönelik şiddet, ırkçılık, ya­bancı düşmanlığı, pornografi, etnik temizlik, silahlı çatışma, yabancı iş­gali, dini ve din karşıtı aşırılık ve terörizm, insanın değerine ve bütünlü­ğüne aykırıdır ve mücadele edilip ortadan kaldırılması zorunludur. Belirli bir gelenek, adet veya modern uygulamanın zararlı, kadın haklarını ihlal eden herhangi bir yönü yasaklanmalı ve ortadan kaldırılmalıdır. Hükü­metler, özel ve toplumsal yaşamda ister Devlet ister şahıslar tarafından yapılsın veya hoşgörülsün, kadına yönelik her türlü ayrımcılıkla müca­dele etmek ve ortadan kaldırmak için acilen eyleme geçmelidirler.

225. Pek çok kadın, ırk, dil, etnik köken, kültür, din, özürlülük veya sosyo ekonomik sınıf yüzünden veya yerli halktan, göçmen, göçmen ka­dın işçi, yerin­den edilmiş kadın veya mülteci oldukları için insan hakla­rını kullanmakta ek engellerle karşılaşmaktadır. Kadınlar aynı zamanda insan haklarının tanınma­ması ve bu konudaki genel bir bilgi eksikliği yüzünden ve haklarının ihlali du­rumunda bilgilendirme ve başvuru me­kanizmalarına ulaşmada karşılaştıkları engeller yüzünden dezavantajlı ve marjinalleşmiş olabilirler.

226. Mülteci kadınların, uluslararası korumaya ihtiyaç duyan diğer yerin­den edilmiş kadınların ve ülke içinde yerinden edilmiş kadınların göç etmesine neden olan unsurlar, erkekleri etkileyen unsurlardan farklı olabilir. Bu kadınlar göçleri sırasında ve sonra, insan haklarının ihlal edilmesine karşı korunaksız durumda olmaya devam ederler.

227. Kadınların haklarını kullanmak için yasal sistemi kullanmala­rında artış olmasına rağmen, bu hakların varlığına ilişkin bilincin pek çok ülkede ek­sik olması, kadınları, insan haklarını tam olarak kullanmaktan ve eşitliğe ulaş­maktan alıkoyan bir engeldir. Pek çok ülkedeki deneyim­ler göstermiştir ki eğitim veya sosyo ekonomik statü düzeyleri ne olursa olsun kadınları güçlen­dirmek ve haklarını savunmaya yöneltmek müm­kündür. Yasal okuma yazma programları ve medya stratejileri kadınların, kendi haklarıyla hayatlarının diğer yönleri arasındaki bağlantıyı anlama­larına yardımcı olmak yönünden ve kadın­ların bu hakları elde etmelerine yardımcı olmak için uygun maliyetli girişim­lerde bulunulabileceğini göstermek yönünden etkili olmuştur. Haklarının ihlali durumunda başvu­racakları bilgilendirme ve yardım mekanizmalarına ilişkin bilgi dâhil, kadınların insan haklarının anlaşılmasını sağlamak için insan hakları eği­timi düzenlemek gerekmektedir. Bütün bireylerin, özellikle de korunma­sız durumda olan kadınların, kendi hakları konusunda tam bilgiye ve haklarının ihlaline karşı yasal danışmanlığa ulaşabilirliğe sahip olmaları şarttır.

228. İnsan haklarını savunmakla ilgilenen kadınların korunması ge­rekir. İnsan haklarının yerleştirilmesi ve korunması için kişisel veya ku­rumsal bir kapasiteyle barış içinde çalışan kadınlar tarafından İnsan Hakları Evrensel Bil­dirgesinde, Uluslararası Medeni ve Politik Haklar Anlaşması’nda ve Uluslara­rası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Anlaşması’nda belirtilen bütün hakla­rın tam olarak kullanılmasını garanti etmek Hükümetlerin görevidir. Hükümet dışı kuruluşlar, kadın örgütleri ve feminist gruplar, taban faaliyetleri, ağlar kurma ve savunma yoluyla kadının insan haklarının yaygınlaştırılmasında hare­kete geçirici bir rol oynamışlardır ve bu faaliyetlerine devam edebilmek için Hükümetlerin desteğine, teşvik etmesine ve bilgi sağlamasına ihtiyaçları vardır.

229. İnsan haklarının kullanılmasını ele alırken, Hükümetler ve di­ğer ak­törler, cinsiyete dayalı bakış açısını bütün politika ve programlara ana görüş olarak yerleştirmek için faal ve görünür bir politika izlemeli­dirler. Böylece kararlar alınmadan önce bu kararların kadınları ve erkek­leri nasıl etkileyeceğine ilişkin bir inceleme yapabilme imkânı doğacaktır.

Stratejik hedef I.1. Bütün insan hakları belgelerini özellikle de Ka­dınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ni bütü­nüyle uygulayarak kadının insan haklarını yaygınlaştırmak ve korumak.

Yapılacak eylemler

230. Hükümetler tarafından:

(a) Uluslararası ve bölgesel insan hakları antlaşmalarının onaylan­ması veya kabul görmesine ve uygulanmasına yönelik olarak faal bir şe­kilde çalış­mak;

(b) Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleş­mesi’ni onaylamak, kabul görmesini ve uygulanmasını sağlamak, böy­lece Sözleşmenin 2000 yılına kadar evrensel olarak onaylanmasına yar­dımcı olmak;

(c) Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleş­mesi’ne iliş­kin herhangi bir çekincenin kapsamını sınırlamak; bu türden herhangi bir çekin­ceyi mümkün olduğunca kesin ve dar kapsamlı düzen­lemek; Sözleşmenin hedef ve amacıyla uyuşmayan hiçbir çekincenin uluslararası antlaşma hukukuna uy­gun olmamasını sağlamak ve geri çekme ihtimalini göz önünde tutarak çekin­celeri düzenli olarak gözden geçirmek, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleş­mesi’nin hedef ve amacına ters düşen ve bu nedenle uluslara­rası antlaşma hukukuna uygun olmayan çekinceleri geri çekmek;

(d) Dünya İnsan Hakları Konferansı’nca tavsiye edildiği gibi, kadı­nın in­san hakları dâhil bütün insan haklarının yerleştirilmesini ve korun­masını gelişti­recek adımları belirten ulusal eylem planları hazırlamayı düşünmek;

(e) Dünya İnsan Hakları Konferansı’nca tavsiye edildiği gibi, kadı­nın in­san hakları dâhil bu hakların korunması ve yerleştirilmesi için ba­ğımsız ulusal kurum ve kuruluşları oluşturmak veya güçlendirmek;

(f) Kadınları kendi hakları konusunda, diğerlerini de kadınların in­san hakları konusunda bilinçlendirmek için kapsamlı bir insan hakları eğitimi prog­ramı geliştirmek;

(g) Sözleşmeye taraf olan Devletlerin, Sözleşmede belirtilen taah­hütlere uymaları için bütün ulusal yasaları, politikaları, uygulama ve iş­lemleri gözden geçirerek Sözleşmeyi uygulamalarını sağlamak; bütün Devletlerin, ulusal yasa­larını, politikalarını, uygulama ve işlemlerini gözden geçirip insan haklarına ilişkin uluslararası taahhütlere uyacak şekilde düzenlemelerini sağlamak;

(h) ILO Sözleşmeleri dâhil bütün diğer insan hakları sözleşmeleri ve bel­geleri hakkında rapor verirken, kadınların insan haklarının incelenme­sini ve gözden geçirilmesini sağlamak için, cinsiyete ilişkin konuları da dâhil etmek;

(i) Komitenin belirlediği kural ve ilkelere uyarak ve uygun oldu­ğunda hü­kümet dışı kuruluşları dâhil ederek veya onların raporun hazır­lanmasına yap­tıkları katkıları göz önüne alarak, Sözleşme’nin uygulan­masıyla ilgili olarak Kadınlara Karşı Ayrımın Ortadan Kaldırılması Ko­mitesi’ne, programa uygun bir şekilde rapor vermek;

(j) Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleş­mesi’ne taraf olan Devletlerin 22 Mayıs 1995 tarihinde, madde 20, parag­raf 1’le 32/ ilgili olarak kabul ettikleri düzeltmenin yaygın olarak onay­lanmasıyla yeterli toplantı süresi sağlayarak ve etkin çalışma yöntemle­rini yaygınlaştırarak, Kadınlara Karşı Ayrımın Ortadan Kaldırılması Komitesi’nin, üstlendiği görevleri tam ola­rak yerine getirmesine imkân tanımak;

(k) Genel Sekreterin isteğe bağlı protokol hakkındaki raporunu, protokolun uygulanma imkânına ilişkin görüşleri de dâhil göz önüne ala­rak, bir talepte bulunma sürecinden sonra mümkün olan en kısa sürede, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne ilişkin taslak halindeki isteğe bağlı protokolun, ayrıntılı bir şekle getirilmesi için Kadının Statüsü Komisyonu tarafından başlatılan süreci desteklemek;

(l) 1995 sonundan önce Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin evrensel ola­rak onaylanmasını ya da kabul görmesini başarmak için acil önlemler almak ve kız ve erkek çocukların eşit haklarını güvence altına almak için Sözleşmenin bütü­nüyle uygulanmasını sağlamak; 2000 yılına kadar Ço­cuk Hakları Sözleş­mesi’nin evrensel olarak uygulanmasını gerçekleştir­mek amacıyla, henüz taraf olmamış Devletleri Sözleşmeyi onaylamaya davet etmek;

(m) Kız çocukların öldürülmesi, çocukların zararlı işlerde çalıştırıl­ması, çocukların ve organlarının satılması, çocuk fuhuşu, çocuk pornog­rafisi ve diğer türden cinsel taciz gibi uygulamaların önlenmesi ve yokedilmesi için etkili uluslararası önlemler almayı hedefleyen Birleşmiş Milletler sistemi bağlamın­daki çabaları destekleyerek ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne ilişkin isteğe bağlı bir protokolün tasarlanmasına katkıda bulunmayı düşünerek, çocukların acil problemlerini ele almak;

(n) Kadın ve çocukların cinsel istismar amacıyla alınıp satılmaları dâhil, organize ve her türden alınıp satılmaları, pornografi, fahişelik ve seks turiz­miyle, uluslararası işbirliğinden de yararlanarak mücadele et­mek ve bunları ortadan kaldırmak için bütün ilgili insan hakları belgele­rinin uygulanmasını güçlendirmek ve kurbanlar için yasal ve sosyal hiz­metler düzenlemek; kadın ve çocukların organize istismarından sorumlu olanların yargılanması ve cezalandı­rılması için uluslararası işbirliğinden yararlanmak;

(o) Yerli halktan kadınların insan haklarına bütünüyle saygı duyul­masını garantileme gereğini göz önünde tutarak, Genel Kurul tarafından Dünya Ulusla­rarası Yerli Halk On Yılı içinde kabul edilmesi amacıyla yerli halkın haklarına ilişkin bir deklarasyon düşünmek ve yerli halk ör­gütlerinin katılımına ilişkin kurallara uygun olarak, yerli halktan kadınla­rın, deklarasyon taslağını ayrıntılı hale getiren çalışma grubuna katılma­larını teşvik etmek.

231. Birleşmiş Milletler sisteminin ilgili organları, oluşumları ve ör­gütleri, Birleşmiş Milletler sisteminin bütün insan hakları organları, ay­rıca Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri tarafından, çeşitli organlar, meka­nizmalar ve süreçlerin daha iyi koordinasyonu yoluyla daha büyük etkin­lik ve verimlilik sağlarken, gereksiz tekrarlardan ve görev alanlarıyla yetkilerinin aşılmasından kaçınma gereğini gözönüne alarak:

(a) Kalkınma hakkı dâhil, medeni, kültürel, ekonomik, politik ve sosyal bütün insan haklarını evrensel olarak yaygınlaştırma ve koruma görevlerini ye­rine getirirken kadınların insan haklarına tam, eşit ve sü­rekli bir dikkat göster­mek;

(b) Kadının insan haklarının bütünüyle kabul edilmesini ve ortak görüş haline gelmesini sağlamak için, İnsan Hakları Dünya Konfe­ransı’nın tavsiyele­rini uygulamayı güvence altına almak;

(c) Danışmanlık hizmeti, teknik yardım, rapor metodolojisi, cinsi­yet-etki değerlendirmeleri, koordinasyon, toplumsal bilgilendirme ve insan hakları eği­timiyle ilgili faaliyetler dâhil olmak üzere, kadınların insan haklarını bütün Birleşmiş Milletler sisteminde ana görüş kılmak için kapsamlı bir politika prog­ramı geliştirmek ve bu programın uygu­lanmasında etkin bir rol oynamak;

(d) Kadınların hem gerçekleştirici hem de yararlanıcı olarak kal­kınma sü­reciyle bütünleşmelerini ve bu sürece katılmalarını sağlamak, Çevre ve Kalkın­maya ilişkin Rio Deklarasyonu’nda 18/ ifade edilen, ka­dınların sürdürülebilir ve adil kalkınmaya yönelik olarak yapacakları kü­resel eylemler için belirlenmiş hedefleri tekrarlamak;

(e) Faaliyetlerinde cinsiyete dayalı insan hakları ihlallerine ilişkin bilgiye de yer vermek ve bu konudaki bulguları bütün program ve faali­yetleriyle bü­tünleştirmek;

(f) Kadınların insan haklarına bütünüyle saygı duyulmasını garanti­lemek için bütün insan hakları organlarıyla mekanizmaları arasında güçlü bir koordi­nasyon ve işbirliği kurulmasını sağlamak;

(g) Kadınların insan haklarını yerleştirmek için kendi görev alanları içinde çalışan Kadının Statüsü Komisyonu, İnsan Hakları Komisyonu, Sosyal Kal­kınma Komisyonu, Sürdürebilir Kalkınma Komisyonu, Suç Önleme ve Ceza Hukuku Komisyonu, Kadınlara Karşı Ayrımın Ortadan Kaldırılması Komi­tesi’nin dâhil olduğu, Birleşmiş Milletler İnsan Hak­ları Anlaşmalarını İzleme Organları ve Birleşmiş Milletler Kadınlar İçin Kalkınma Fonu, Kadının İlerle­mesi İçin Uluslararası Araştırma ve Eği­tim Enstitüsü, Birleşmiş Milletler Kal­kınma Programı, Birleşmiş Millet­ler Çocuk Fonu ve Birleşmiş Milletler siste­minin diğer örgütleri arasında koordinasyon ve işbirliğini güçlendirmek ve Ka­dının İlerlemesi Bölü­müyle İnsan Hakları Merkezi arasında işbirliğini geliştir­mek;

(h) İnsan haklarının, özellikle katliam, etnik temizlik, savaş durum­larında kadınlara sistematik tecavüz, mülteci akınları ve diğer yer değiş­tirmeler gibi kitlesel ihlallerini ve mülteci, yerinden edilmiş ve geri dö­nen kadınların belirli insan hakları tacizlerine maruz kalabildikleri gerçe­ğini göz önüne alarak, Bir­leşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komi­serliği ile Birleşmiş Milletler Mül­teciler Yüksek Komiserliği arasında, kendi ayrı görev alanları içerisinde, etkin bir işbirliği oluşturmak;

(i) İnsan hakları danışma hizmetleri programlarının bağlamı içinde, cinsi­yete dayalı bir bakış açısının ulusal eylem programlarıyla, insan haklarıyla ve ulusal kurum ve kuruluşlarla birleştirilmesini teşvik etmek;

(j) Başta insan hakları ve insani yardım faaliyetlerinde çalışanlar olmak üzere, bütün Birleşmiş Milletler personeline ve görevlilerine kadı­nın insan haklarına ilişkin eğitim vermek ve kadının insan haklarına iliş­kin anlayışlarını geliştirerek, kadının insan hakları ihlallerini tanımalarını ve başa çıkmalarını ve işlerinin cinsiyete ilişkin yönünü bütünüyle kav­ramalarını sağlamak;

(k) Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Eğitimi On Yılı’nın (1995-2004) ey­lem planının uygulanmasını gözden geçirirken, Dördüncü Dünya Kadın Konfe­ransı’nın sonuçlarını dikkate almak.

Stratejik hedef I.2. Yasalarda ve uygulamalarda eşitliği ve ayrımcı­lık ya­pılmamasını sağlamak.

Yapılacak eylemler

232. Hükümetler tarafından:

(a) Kadınların ve erkeklerin bütün insan haklarını ve temel özgür­lüklerini, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, politik veya diğer görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğum veya diğer statülerine ilişkin hiçbir ayrım yapılmaksızın bütü­nüyle ve eşit kullanmalarını yaygınlaştırmaya ve ko­rumaya öncelik vermek;

(b) Her yaştan bütün kadınlar ve kız çocukları için cinsiyete dayalı ayrım­cılığı yasaklayan anayasal güvenceler oluşturmak ve/veya uygun yasaları yü­rürlüğe koymak ve her yaştan kadınların eşit haklarını ve bunların bütünüyle kullanılmasını temin etmek;

(c) Kadınla erkeğin eşit olduğu ilkesini bütün yasalarda belirtmek ve ya­salar ve diğer uygun araçlarla bu ilkenin uygulamasını sağlamak;

(d) Bütün ilgili uluslararası insan hakları belgelerinin ilke ve yönet­melik­lerinin ulusal yasalarca uygulanmasını sağlamak amacıyla, aile, medeni, ceza, iş ve ticaret hukuku alanlarındaki yasal uygulamalar ve geleneklere dayalı yasalar dâhil bütün ulusal yasaları gözden geçirmek, cinsiyete dayalı ayrımcılık yapan diğer türden bütün yasaları iptal etmek ve adaletin uygulanmasında cinsiyete ilişkin önyargıları kaldırmak;

(e) İnsan hakları komisyonları veya halkın şikayetlerini takip eden merci­ler gibi insan haklarına ilişkin programlar yürüten ulusal kurum ve kuruluşların, kadınların insan haklarını koruyacak programlar geliştir­melerini teşvik etmek ve güçlendirmek, onlara uygun statü, kaynak ve bireylere, özellikle de kadınlara yardımcı olması için Hükümete ulaşa­bilmelerini sağlamak ve bu kurum ve kuruluşların kadının insan hakları­nın ihlal edilmesini de içeren sorunlara yeterli dikkati göstermesini gü­vence altına almak;

(f) Yukarıdaki paragraf 94-95-96’da belirtilen haklar dâhil kadının insan haklarının bütünüyle kabul edilmesini ve korunmasını güvence al­tına alacak eylemlerde bulunmak;

(g) Zararlı geleneksel veya adetlere ilişkin uygulamalardan, kültürel ön­yargılardan ve aşırılıklardan kaynaklanan ve bir insan hakları ihlali olan kadına yönelik şiddetle mücadele etmek ve ortadan kaldırmak için acil eylemlerde bu­lunmak;

(h) Uygulandığı yerlerde, kadının cinsel organına zarar verilmesini ya­saklamak, hükümet dışı kuruluşların, toplumsal örgütlerin ve dini ku­rum ve kuruluşların bu tip uygulamaları ortadan kaldırma çabalarına et­kin destek ver­mek;

(i) Polis ve askeri personel, cezaevi görevlileri, sağlık ve tıp perso­neli dâ­hil bütün kamu görevlilerine, göç ve ilticaya ilişkin alanlarda çalı­şanlar dâhil sosyal çalışmacılara ve eğitim sisteminin bütün düzeylerin­deki öğretmenlere, cinsiyete duyarlı insan hakları eğitimi ve öğrenimi vermek ve toplumsal so­rumluluklarını daha iyi yerine getirmelerini sağ­lamak amacıyla bu tür bir eğitim ve öğrenimi yasama ve parlamento üyeleri için de kullanışlı hale getirmek;

(j) Kadınların, sendikalar ve diğer mesleki ve sosyal örgütlere eşit üye olabilme hakkını yaygınlaştırmak;

(k) Kadının insan haklarının her türden kamu görevlisi tarafından ihlalini soruşturmak için etkili mekanizmalar kurmak ve ulusal yasalara uygun olarak gerekli cezalandırıcı yasal önlemleri almak;

(l) Ceza hukuku ve yönetmeliklerinin, uygulayıcıyla kurban arasın­daki ilişkiyi dikkate almadan, kadına yöneltilmiş veya daha çok kadını etkileyen suçlara karşı, kadınlara etkili koruma ve yargılama garanti et­mesini sağlamak amacıyla, kadına yönelik her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmak için, gerekti­ğinde ceza hukukunu ve yönetmeliklerini gözden geçirmek ve düzeltmek ve kadın davalıların, kurbanların ve/veya tanıkla­rın, suçun soruşturulması ve yar­gılanması sürecinde yeniden kurban ko­numuna düşürülmesini veya ayrımcılığa maruz kalmasını önlemek;

(m) Kadınların, hakim, avukat veya diğer mahkeme görevlileri, po­lis me­muru ve hapishane ve gözetim görevlisi ve diğer mesleklerde yer alma konu­sunda erkeklerle eşit hakka sahip olmalarını sağlamak;

(n) Haklarının ihlaline ilişkin olarak hak arayan dezavantajlı kadın­lara yardımcı olmak için ücretsiz veya maliyeti uygun, hazır, kullanışlı, alternatif idari mekanizmalar ve yasal yardım programları oluşturmak veya varolanları güçlendirmek;

(o) Bütün kadınların, hükümet dışı kuruluşların ve onların kalkınma hakkı dâhil, medeni, kültürel, ekonomik, politik ve sosyal bütün insan haklarının ko­runması ve yaygınlaştırılması alanında çalışan bütün üyele­rinin, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine ve diğer bütün insan hakları belgelerine uygun olarak ve ulusal yasaların korunması altında, bütün insan haklarını ve özgürlüklerini bü­tünüyle kullanmalarını sağlamak;

(p) Özürlü kadınların ve kız çocuklarının, kadına yönelik şiddete ilişkin bilgi ve hizmetlere, bunun yanı sıra toplumun bütün alanlarına faal olarak ka­tılma ve ekonomik katkıda bulunma imkânına ulaşabilirliklerini sağlamak dâhil, bütün insan haklarını ve temel özgürlüklerini eşit ve ay­rımcılığa maruz kalma­dan kullanmalarını garantilemeye özel bir önem vererek, Özürlü Kişiler İçin Fırsat Eşitliğine İlişkin Standart Kuralla­rın30/ içerdiği tavsiyelerin uygulanma­sını teşvik etmek ve güçlendirmek;

(r) Cinsiyete duyarlı insan hakları programlarının geliştirilmesini teşvik etmek.

Stratejik hedef I.3. Yasal okuryazarlığı başarmak.

Yapılacak eylemler

233. Hükümetler ve hükümet dışı kuruluşlar, uygun olduğunda Bir­leşmiş Milletler ve diğer uluslararası örgütler tarafından:

(a) İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Uluslararası Medeni ve Politik Haklar Anlaşması, Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Anlaş­ması, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleş­mesi, Her Türlü Irk Ayrımının Ortadan Kaldırılması Uluslararası Söz­leşmesi 33/, Çocuk Hakları Sözleşmesi, İşkence ve Diğer Zulüm, İnsanlıkdışı veya Küçültücü Dav­ranış veya Cezalandırmaya Karşı An­laşma, Kalkınma Hakkı Deklarasyonu 34/ ve Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Deklarasyonu, Birleşmiş Milletlerin ilgili konferans ve zirvelerinin raporları ve Kadınlara Karşı Ayrımın Ortadan Kaldırıl­ması Komitesi’ne sunulan ulusal raporlar dâhil, bütün kadınla­rın insan haklarına ve eşit statüsüne ilişkin yasa ve bilgileri, mümkün olduğunda yerel ve yerli halk diline tercüme etmek, özürlü ve okuma yazmanın alt düzey­lerinde bulunan kişilere uygun değişik biçimlerde düzenlemek, basmak ve da­ğıtmak;

(b) Bu konulara ilişkin bilgileri kolaylıkla anlaşılabilecek şekilde ve özürlüler ile okuma yazmanın alt düzeylerinde bulunan kişilere uygun, değişik biçimlerde basmak ve yaymak;

(c) Ulusal yasalara ve bunların kadınlar üzerindeki etkisine ilişkin, bireyin haklarını kullanmak için adalet sisteminden nasıl yararlanacağı konusunda yol göstermeyi de kapsayan bilgiler yaymak;

(d) İnsan haklarının etkin bir şekilde korunmasını sağlamak ama­cıyla özellikle askeri, polis ve diğer yasa uygulayıcı personel, yasama, hukuk ve sağ­lığa ilişkin mesleklerden olanlar gibi özel gruplar için dü­zenlenmiş yetişkin eğitimi ve hizmetiçi eğitim programlarında, toplumsal bilgilendirme ve insan hakları eğitimi faaliyetlerinde, uluslararası ve böl­gesel belgelere ve standartlara ilişkin bilgilere de yer vermek;

(e) Kadınların insan hakları ihlal edildiğinde hak arama için başvu­rabile­cekleri ulusal, bölgesel ve uluslararası mekanizmaların varlığına ilişkin bilgiyi geniş çapta yaymak ve bu mekanizmaları bütünüyle tanıt­mak;

(f) Kadınları kendi insan hakları konusunda bilinçlendirecek insan hakları eğitim programlarının uygulanmasında yerel ve bölgesel kadın gruplarıyla, ilgili hükümet dışı kuruluşlarla, eğitimciler ve medyayla ko­ordinasyon ve işbirliği yapmak ve bu grupları, bu programları uygula­maya teşvik etmek;

(g) Eğitimin her düzeyindeki okul müfredatında kadınların insan hakları ve yasal haklarına ilişkin eğitimi yaygınlaştırmak ve kadınla er­keğin toplumsal ve özel yaşamındaki eşitliğini, aile içindeki haklarını ve ulusal ve uluslararası yasalar uyarınca ilgili insan hakları belgelerini vur­gulayan, ülkede en yaygın kullanılan dilleri göz önünde tutarak hazırla­nacak, toplumsal kampanyalar düzenlemek;

(h) Bütün ülkelerde, Birleşmiş Milletlerin barış koruma operasyon­larında görevli olanlar dâhil ulusal güvenlik ve silahlı kuvvetler men­suplarına, düzenli ve devamlı olarak insan hakları ve uluslararası insani hukuk eğitimi vermek, kadınların ve çocukların korunmasına ve silahlı çatışma durumlarında insan haklarının korunmasına ilişkin kurallara özel bir önem vererek, onlara görev sırasında ve dışında, her zaman kadınların haklarına saygılı olmaları gerektiğini hatırlatmak ve bu gerçeğe duyarlı olmalarını sağlamak;

(i) Mülteci ve yerinden edilmiş kadınların, göçmen kadınların ve göçmen kadın işçilerin kendi insan hakları ve yararlanabilecekleri baş­vuru mekanizma­ları konusunda bilgi sahibi olmalarını güvence altına alacak uygun önlemler almak.

J. Kadınlar ve Medya

234. Bilgi teknolojisinde son on yılda kaydedilen gelişmeler ulusal sınır­ları aşan küresel bir iletişim ağını kolaylaştırmış ve kamu politika­sını, başta çocukların ve genç yetişkinlerinki olmak üzere özel tutum ve davranışları etki­lemiştir. Medyanın her yerde, kadının ilerlemesine çok daha büyük katkıda bu­lunma potansiyeli vardır.

235. İletişim sektöründe kariyer yapmayı seçen kadın sayısı artmış ol­makla birlikte, bunların pek azı karar alma düzeylerindeki konumlara gelmişler veya medya politikasını etkileyen yönetim kurulları ve organla­rında yer almış­lardır. Kamu ve özel, yerel, ulusal ve uluslararası medya örgütlerinde sıkça rastlanan cinsiyete dayalı klişeleştirme tutumunun or­tadan kaldırılmasına ilişkin başarısızlık, medyanın cinsiyete duyarlı ol­madığını kanıtlamaktadır.

236. Elektronik, basılı, görsel ve işitsel medyanın iletişimde sürekli olarak kadının olumsuz ve alçaltıcı imajlarına yer vermesinin değişmesi gerekmekte­dir. Çoğu ülkedeki elektronik ve basılı medya, kadınların farklı yaşamlarını ve değişen dünyada topluma katkılarını dengeli olarak yansıtmamaktadır. Buna ek olarak, şiddete yer veren, küçültücü ve por­nografik medya ürünleri kadınları ve onların topluma katılmalarını olum­suz yönde etkilemektedir. Kadının gelenek­sel rollerini pekiştiren prog­ramlar da aynı ölçüde sınırlayıcı olabilmektedir. Tüketim eğiliminin dünya çapında yaygınlaşması, reklamların ve ticari mesajla­rın kadınları çoğu kez asıl tüketiciler olarak gösterdiği ve uygun olmayan bir biçimde kız çocuklarını ve her yaştan kadınları hedef aldığı bir ortamın doğma­sına yol açmıştır.

237. Becerilerini, bilgilerini ve bilgi teknolojisine ulaşabilirliklerini zen­ginleştirerek, kadınları güçlendirmek gerekmektedir. Bu onların, ka­dınların olumsuz imajlarıyla uluslararası çapta mücadele etme ve önemi giderek artan bir endüstrinin gücünü kötüye kullanmasına karşı çıkma yeteneklerini güçlendi­recektir. Medyanın iç işleyişine yönelik mekaniz­malar oluşturmasına ve güç­lendirmesine, ayrıca cinsiyete önyargılı prog­ramların ortadan kaldırılması için geliştirilmiş yaklaşımlara ihtiyaç var­dır. Çoğu kadın, özellikle gelişmekte olan ülkelerdekiler, genişleyen elektronik bilgi yollarına etkin bir biçimde ulaşama­makta, bu nedenle kendilerine değişik bilgi kaynakları sağlayacak ağlar kura­mamaktadırlar. Bu yüzden kadınların, yeni teknolojilerin geliştirilmesiyle ilgili karar alma mevkilerinde bulunmalarını ve böylelikle bu yeni teknolojilerin bü­yüme ve etkilerine bütünüyle katılmalarını sağlamak gerekmektedir.

238. Hükümetler ve diğer aktörler medyanın harekete geçirilmesi konu­sunu ele alırken, cinsiyete dayalı bakış açısını politikalarına ve prog­ramlarına yerleştirmek için faal ve görünür bir politika izlemelidirler.

Stratejik hedef J.I. Medya ve yeni iletişim teknolojileri içinde ka­dınların karar alma ve kendilerini ifade etme konumlarına katılımını ve ulaşabilirliğini artırmak.

Yapılacak eylemler

239. Hükümetler tarafından:

(a) Medyanın bütün alanlarına ve düzeylerine eşit ulaşabilirliklerini sağ­lamak ve yaygınlaştırmak için kadınların eğitimini, öğrenimini ve istihdamını desteklemek;

(b) Dikkat ve eylem gerektiren alanları belirlemek için kadın ve medyanın bütün alanlarında araştırmaları desteklemek ve cinsiyete dayalı bakış açısı yer­leştirmek amacıyla hâlihazırdaki medya politikalarını göz­den geçirmek;

(c) Yönetim, programlama, eğitim, öğretim ve araştırma dâhil ka­dınların medyaya tam ve eşit katılımlarını yaygınlaştırmak;

(d) Kadın ve erkeklerin, özel, Devlet veya kamusal medyayla bağ­lantılı olanlar dâhil, bütün danışma, idare, düzenleme ve izleme organla­rına atanma­sında, cinsiyetler arası denge oluşturmayı hedeflemek;

(e) İfade özgürlüğünün izin verdiği ölçüde, kadının ihtiyaç ve dü­şünceleri­nin gerektiği gibi ele alınmasını sağlamak amacıyla, bu organ­ları, kadınlar için ve kadınlar tarafından hazırlanan programların sayısını artırmaya teşvik etmek;

(f) Elektronik ağlar ve diğer yeni iletişim teknolojileri dâhil kadınla­rın medya ağlarını uluslararası ve diğer düzeylerde bir bilgi dağıtma ve görüş alış­verişinde bulunma aracı olarak kabul etmek ve teşvik etmek ve bu amaçla med­yaya ilişkin bütün alanlarda ve iletişim sistemlerinde faa­liyet gösteren kadın gruplarını desteklemek;

(g) Ulusal medyadaki programların, yerli halkın çeşitli kültürleri ve ulusal yasalar çerçevesinde sosyal ve eğitime ilişkin konuların gelişimi hakkında bilgi yayarak yaratıcı bir biçimde kullanılmalarını sağlamak amacıyla araçlar ve ödüller oluşturmak ve teşvik etmek;

(h) Medyanın özgürlüğünü ve bunu takiben ulusal yasalar çerçeve­sinde korunmasını garanti altına almak ve ifade özgürlüğüne uygun ola­rak medyanın kalkınmaya ve sosyal konulara olumlu ilgisini teşvik et­mek;

240. Ulusal ve uluslararası medya sistemleri tarafından :

Medya ve uluslararası iletişim sistemlerinin, kadınlara ilişkin den­geli ve farklı imajlar yaymasını sağlayacak ve kadınlarla erkeklerin pro­düksiyon ve karar alma süreçlerine katılımlarını artıracak, ifade özgürlü­ğüne uygun, gönüllü ve diğer türden düzenleyici mekanizmalar geliştir­mek.

241. Uygun olduğunda Hükümetler veya kadının ilerlemesine yöne­lik ulu­sal mekanizmalar tarafından:

(a) Deneysel çabalar için fon sağlama dâhil, kitle iletişim araçlarına bilgi sağlamak amacıyla, kadınlara yönelik eğitim ve öğrenim program­ları geliştir­meyi ve ister kamu ister özel sektörde olsun, yeni iletişim tek­nolojilerinin, sibernetik uzay ve uyduların kullanılmasını teşvik etmek;

(b) Yeni teknolojiler dâhil iletişim sistemlerinin, kadınların demok­ratik sü­reçlere katılımlarını güçlendiren bir araç olarak kullanılmasını teşvik etmek;

(c) Kadın medya uzmanlarının yeraldığı bir rehberin hazırlanmasını ko­laylaştırmak;

(d) Medyanın, kadının dengeli ve klişeleşmiş olmayan imajlarına yer ver­mesini sağlamak amacıyla, kadınların mesleki standartlar ve idari kuralların veya diğer iç işleyişine ilişkin mekanizmaların geliştirilmesine katılmalarını teşvik etmek;

242. Hükümet dışı kuruluşlar ve medyaya ilişkin meslek birlikleri tarafın­dan:

(a) Medyayı izleyebilecek ve kadının ihtiyaçlarıyla düşüncelerinin gerek­tiği gibi yansıtılması konusunda medyayla görüş alışverişi yapabi­lecek medya gözlem gruplarının kurulmasını teşvik etmek;

(b) Uluslararası düzey dâhil, iletişimde bilgi teknolojisinden ve medyadan daha çok yararlanmaları için kadınları eğitmek;

(c) Medyadaki kadınların özel ihtiyaçlarını belirlemek için, hükümet dışı kuruluşlar, kadın örgütleri ve mesleki medya örgütleri arasında ağlar oluştur­mak ve onlar için bilgilendirme programları geliştirmek ve kadın­ların insan haklarıyla, erkekle kadın arasındaki eşitliği yaygınlaştırmak amacıyla bu örgüt­ler arasındaki Güney-Güney ve Kuzey-Güney diyaloğunu destekleme açısından, özellikle uluslararası düzeyde kadınla­rın iletişime daha çok katılmalarını ko­laylaştırmak;

(d) Medya endüstrisinin, eğitiminin ve medya enstitülerinin gelişti­rilme­sini, uygun dillerde öykücülük, drama, edebiyat ve şarkı gibi gele­neksel, yerli halka ait ve diğer etnik kültür biçimlerini yansıtan prog­ramlara yer verilmesini teşvik etmek ve bu tür iletişimi kalkınma ve sos­yal konulara ilişkin bilgileri yaymak için kullanmak.

Stratejik hedef J.2. Medyada kadınların dengeli ve klişeleşmiş ol­mayan görüntülerini yaygınlaştırmak.

Yapılacak eylemler

243. Hükümetler ve uluslararası örgütler tarafından, ifade özgürlü­ğünün izin verdiği ölçüde :

(a) Kadınların ve kız çocuklarının ve onların farklı rollerinin, den­geli bir biçimde yansıtılmasını yaygınlaştırmayı hedef alan bir bilgilen­dirme, eğitim ve iletişim stratejisinin araştırılmasını ve uygulanmasını sağlamak;

(b) Medya ve reklam ajanslarını, Eylem Platformu konusunda bi­linci artı­racak özel programlar geliştirmeye teşvik etmek;

(c) Medyada kadınların klişeleşmiş olmayan, dengeli ve farklı gö­rüntüle­rinin yaratılmasını ve kullanılmasını teşvik etmek için, medya şirketleri sahip­leri ve yöneticileri dâhil, medyaya ilişkin mesleklerden olanlara, cinsiyete du­yarlılık kazandıracak eğitim verilmesini teşvik et­mek;

(d) Medyanın, kadınları aşağı dereceden insanlar olarak sunmaktan ve seks objesi ya da eşyası olarak göstererek istismar etmekten kaçınma­sını, bunun yerine kadınları yaratıcı, kalkınma sürecine katkıda bulunan ve ondan yararla­nan önemli insanlar olarak sunmasını teşvik etmek;

(e) Medyada sergilenen, cinselliği ön plana çıkaran klişelerin, cinsi­yet ay­rımcılığı yaptığı, doğası gereği küçültücü olduğu ve hakaret içer­diği kavramını yerleştirmek;

(f) Medyada kadın ve çocuklara yönelik şiddetin yansıtılmasını ve pornog­rafiyi önlemek için uygun yasalar çıkarmak dâhil, etkili önlemler almak veya bu tür önlemler oluşturmak,

244. Kitle iletişim araçları ve reklam örgütleri tarafından:

(a) Kadınların klişeleşmiş olmayan görüntülerinin sunulmasını yay­gınlaş­tırmak için, ifade özgürlüğüne uygun mesleki standartlar, idari ku­rallar ve iç işleyişe yönelik diğer türden düzenlemeler geliştirmek;

(b) Reklamlar dâhil medyada yeralan, kadını küçültücü, şiddet içe­ren veya pornografik materyale ilişkin olarak, ifade özgürlüğü ile uyumlu mesleki stan­dartlar ve idari kurallar oluşturmak;

(c) Toplulukları, tüketicileri ve sivil toplumu ilgilendiren bütün ko­nularda cinsiyete dayalı bir bakış açısı geliştirmek;

(d) Medyanın bütün düzeylerindeki karar alma süreçlerine kadınla­rın katı­lımını artırmak.

245. Medya, hükümet dışı kuruluşlar ve özel sektör tarafından, uy­gun ol­duğunda kadının ilerlemesine yönelik ulusal mekanizmalarla işbir­liği yaparak :

(a) Cinsiyet eşitliğini ve kadınla erkeğin aile içinde, klişeleşmiş ol­mayan cinsiyet rollerini vurgulayan ve ev içi şiddet dâhil kadına yönelik şiddetin bütün türlerini, eş ve çocuk tacizini ortadan kaldırmayı hedefle­yen bilgiler yayan medya kampanyaları yoluyla aile sorumluluklarının eşit paylaşımını yaygınlaş­tırmak;

(b) Özellikle genç kadınlara model oluşturması için; anne, eş, mes­lek sa­hibi kadın, yönetici ve girişimci olarak iş ve aile sorumluluklarını dengelemeye ilişkin tecrübeleri dâhil, ama bunlarla sınırlı olmayan pek çok değişik yaşam tecrübesini liderlik pozisyonlarına taşımayı başarmış kadın liderlerle ilgili medya materyalleri hazırlamak ve/veya yaymak;

(c) Kadınların insan haklarına ilişkin bilgi yaymak ve bu alandaki bilinci artırmak için, toplumsal ve özel eğitim programlarının da kulla­nıldığı geniş kampanyalar düzenlemek;

(d) Kadınlara ve konularına ilişkin bilgi yaymak için, uygun oldu­ğunda alternatif medyanın gelişmesini ve bütün iletişim araçlarının kul­lanılmasını desteklemek ve finanse etmek;

(e) Cinsiyet analizlerini medya programlarına uygulamak için yak­laşımlar geliştirmek ve uzmanları eğitmek.

 

K. Kadınlar ve Çevre

246. Sürdürülebilir kalkınma kavramının merkezi insandır. Bütün insanla­rın doğayla uyum içinde sağlıklı ve verimli bir yaşam sürmeye hakkı vardır. Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda, Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı’nda kabul edildiği ve Gün­dem 21’de yansıtıldığı gibi kadınların, sürdürülebilir ve ekolojik açıdan doğru olan tüketim ve üretim bi­çimlerinin ve doğal kaynakların yöneti­mine ilişkin yaklaşımların geliştirilme­sinde çok önemli bir rolü vardır. Kaynak azalmasına, doğal sistemlerin bozul­masına ve kirliliğe yol açan maddelerin tehlikelerine ilişkin bilinç, son on yılda önemli ölçüde art­mıştır. Bu giderek kötüleşen koşullar, hassas ekosistemleri yoketmekte, toplumları, özellikle de kadınları üretime yönelik faaliyetlerden alıkoy­makta ve güvenli, sağlıklı bir doğal çevreye yönelik, giderek büyüyen bir tehdit oluşturmaktadır. Yoksulluk ve çevresel bozulma birbiriyle yakın­dan bağlantılıdır. Yoksulluk, çevre üzerinde belirli baskılara yol açarken, küresel çevrenin giderek daha da bozulmasının en önemli nedeni, özel­likle endüstrileş­miş ülkelerdeki sürdürülemez üretim ve tüketim biçimle­ridir; bunlar yoksulluğu ve dengesizlikleri şiddetlendiren, hayati önemi olan meselelerdir. Küresel ısın­manın sonucu olarak deniz seviyelerinin yükselmesi, ada ülkelerinde ve kıyı bölgelerde yaşayan insanları tehdit eden çok ciddi ve acil bir sorundur. Klorof­lorokarbon, halojenler ve metil bromür (plastiklerin ve köpüklerin imal edildiği) içeren ürünler gibi ozon tüketen maddelerin kullanılması, atmosferi olumsuz etkilemekte, böylece aşırı düzeylerdeki zararlı ultraviyole ışınlarının Dünya yüzeyine ulaşma­sına neden olmaktadır. Bu durum insan sağlığını önemli ölçüde etkile­mekte, cilt kanseri, göz rahatsızlıkları ve zayıf bağışıklık sistemlerine ilişkin oranlarda artış görülmektedir. Ayrıca çevre de bundan olumsuz etkilen­mekte, ekinler ve okyanustaki yaşam zarar görmektedir.

247. Bütün Devletler ve bütün insanlar, yaşam standartlarındaki farklılığı azaltmak ve dünyadaki insanların çoğunun ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabil­mek amacıyla, sürdürülebilir kalkınmanın zorunlu bir gereği olarak yoksulluğu ortadan kaldırma görevinde işbirliği yapacaklardır. Kasırgalar, tayfunlar, diğer doğal felaketler ve bunlara ek olarak kay­nakların tahrip edilmesi, şiddet, yer değiştirmeler ve savaş, silahlı veya diğer türden çatışmaların etkileri, nükleer silahların denenmesi ve kulla­nılması ve yabancı işgali, çevresel bozulmayı artıran unsurlardır. Doğal kaynakların azalması toplumları, özellikle de kadın­ları gelir getirici faa­liyetlerden alıkoyarken bir yandan da ücretsiz işlerin artma­sına yol aç­maktadır. Hem kırsal hem de kentsel alanlarda çevresel bozulma, başta kız çocukları ve her yaştan kadınlar olmak üzere nüfusun yaşam standar­dını, refahını ve sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Kırsal alanlarda yaşa­yan kadınların ve tarım sektöründe çalışanların rolüne ve durumuna özel bir önem vermek ve eğitime, toprağa, doğal kaynaklara, üretim kay­naklarına, kre­diye, kalkınma programlarına ve kooperatiflere ulaşmala­rını sağlayarak sürdü­rülebilir kalkınma sürecine katılımlarını artırmak gerekmektedir. Kadınların çeşitli kimyasalların zararlı etkilerine karşı farklı hassasiyetleri vardır. Bu yüz­den evde ve işyerindeki çevresel tehli­keler onların sağlıklarını önemli ölçüde etkileyebilir. Kadının sağlığını tehdit eden bu riskler özellikle kentsel alanlarda ve çevreyi kirleten en­düstri tesislerinin yoğun olduğu alanların civarındaki düşük gelirli böl­gelerde yüksektir.

248. Kadınlar doğal kaynakları kullanarak ve yöneterek aileleri ve toplum için yiyecek sağlarlar. Tüketici ve üretici, ailelerinin bakımından sorumlu kişi­ler ve eğitimci olarak kadınlar, şu andaki ve gelecek kuşakla­rın hayat standardı ve sürekliliğine ilişkin dikkat ve ilgileriyle sürdürüle­bilir kalkınmanın yaygın­laşmasında önemli bir rol oynamaktadırlar. Hü­kümetler, Gündem 21’in 24. bölümünde 19/ belirtildiği gibi, kuşaklar içinde ve arasında, çevresel sürekliliği cinsler arası eşitlik ve adaletle bütünleştiren yeni bir kalkınma örneği oluşturma konusunda kararlılıkla­rını ifade etmişlerdir.

249. Kadınlar, doğal kaynaklar ve çevrenin yönetimi, muhafaza, ko­ruma ve iyileştirme çabalarına ilişkin karar alma ve politika oluşturma süreçlerinin hiçbir düzeyinde yeterince yer almamakta ve onların doğal kaynakların doğru yönetimini izleme ve savunmaya ilişkin tecrübeleriyle becerileri, politika oluş­turma ve karar alma organlarında, eğitim kurum ve kuruluşları ile çevreyle bağlantılı örgütlerin idari düzeylerinde çoğu kez dikkate alınmamaktadır. Arazi kullanım planlamacısı, ziraat mühen­disi, orman mühendisi, deniz bilimcisi ve çevre avukatı gibi doğal kay­nakların yönetimine ilişkin ve politika oluşturma kapasitesine sahip meslekleri seçen kadınların sayısı çok azdır. Doğal kaynakla­rın yöneti­mine ilişkin meslekler seçen kadınların olduğu yerlerde bile onlar çoğu kez, ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde politika oluşturma kapa­sitesine sahip resmi kurum ve kuruluşlarda yeterince temsil edilmemek­tedirler. Çoğunlukla kadınlar, aldıkları kararlarla çevresel kaliteyi büyük ölçüde etkile­yen mali ve şirketleşmiş kurumların yönetimine eşit olarak katılmamaktadırlar. Dahası, bu konunun bütün düzeylerinde çalışmayı amaçlayan, kadınlara ilişkin hükümet dışı kuruluşların son zamanlardaki hızlı artışına ve şeffaflığına rağ­men, kadınlara ilişkin hükümet dışı kuru­luşlarla çevresel konuları ele alan ulusal kurumlar arasındaki koordinas­yonda eksiklikler vardır.

250. Kadınlar genellikle çevresel ahlakı yerleştirmede, kaynak kul­lanımını azaltmada, israfı ve aşırı tüketimi en aza indirmek için kaynak­ların yeniden ve dönüştürülerek kullanılmasını yaygınlaştırmada önderlik rolünü üstlenmişler ya da başı çekmişlerdir. Kadınlar sürdürülebilir tüke­tim kararlarını etkilemede belirgin bir biçimde güçlü rol oynayabilirler. Buna ek olarak kadınların, çevre­nin korunması için taban ve gençlik kampanyaları düzenlemek dâhil çevresel yönetime yaptıkları katkılar, genellikle çevresel konularda sorumluluğun payla­şıldığı eylemlere ve kesin kararlara en çok ihtiyaç duyulan yerel düzeylerde meydana gel­mektedir. Kadınlar, özellikle yerli halktan kadınlar, ekolojik bağ­lantılar ve hassas ekosistemlerin yönetimi konusunda belirli bilgilere sahiptirler. Çoğu toplumda kadınlar, balıkçılık dâhil geçinmeye yönelik üretimde asıl işgü­cünü oluştururlar; bu nedenle yiyecek ve besin temininde, geçi­min ve kayıt dışı sektörlerin zenginleşmesinde ve çevrenin korunmasında çok önemli rol oynar­lar. Belirli bölgelerde, erkekler genellikle uzak yer­lerdeki işlerin peşine düşüp, doğal çevreyi korumayı ve ev içinde ve toplumda yeterli ve sürdürülebilir kay­nak kullanımını kadınlara bırak­tıklarından, genellikle kadınlar toplumun en daimi üyeleridir.

251. Çevrenin doğru bir biçimde yönetilmesi için ihtiyaç duyulan stratejik eylemler, bütünsel, disiplinlerarası ve sektörlerarası bir yaklaşım gerektirmek­tedir. Kadınların bu yaklaşımın her yönüne katılmaları ve liderlikleri çok önemlidir. Birleşmiş Milletlerin kalkınmaya ilişkin konfe­ranslarında ve Dör­düncü Dünya Kadın Konferansı’nın bölgesel hazırlık konferanslarında onaylan­dığı gibi, kadınlarla erkeklerin eşit katılımını içermeyen sürdürülebilir kalkınma projeleri uzun vadede başarılı olama­yacaklardır. Bu konferanslarda kadınlar, bilgi oluşturma ve çevresel eği­timin bütün düzeylerinde karar alma ve yönetime etkin bir biçimde ka­tılmaya çağrılmışlardır. Bu nedenle kadınların ekolojik açıdan sağlam bir çevreye katkıları ve tecrübeleri, 21. yüzyıl gündeminin mer­kezinde ol­malıdır. Kadınların, çevresel yönetime yaptıkları katkılar kabul edilip desteklenmedikçe, sürdürülebilir kalkınma ulaşılamayan bir hedef olarak kala­caktır.

252. Hükümetler ve diğer aktörler, kadınların doğal kaynakların yö­neti­mine, muhafazasına ve çevrenin korunmasına yaptıkları katkıların yeterince kabul edilmemesini ve desteklenmemesini ele alırken, kararlar alınmadan önce bu kararların sırasıyla kadınlar ve erkekler üzerindeki etkilerine ilişkin bir in­celeme yapmak dâhil, cinsiyete dayalı bir bakış açısını bütün politika ve prog­ramlara yerleştirmek için faal ve görünür bir politika izlemelidirler.

Stratejik hedef K.1. Çevreye ilişkin bütün karar alma düzeylerine kadınları etkin olarak dâhil etmek.

Yapılacak eylemler

253. Uygun olduğunda belediyeler dâhil hükümetin bütün kademe­leri tara­fından :

(a) Yerli halka mensup olanlar dâhil kadınlara, yönetici, düzenleyici ve planlayıcı olarak çevresel kararların bütün düzeylerine, uygulayıcı ve düzenle­yici olarak da çevresel projelere katılmaları için imkânlar sağla­mak;

(b) Bilim, teknoloji ve ekonomiye ilişkin alanlar dâhil, kadınların bilgi ve eğitime ulaşabilirliğini kolaylaştırmak ve artırmak, böylelikle çevresel kararlara katılmaları için bilgi, beceri ve imkânlarını zenginleş­tirmek;

(c) Yerli halk ve yerel topluluklara mensup kadınların geleneksel ilaçlara, biyolojik çeşitliliklere ve yerli teknolojilere ilişkin uygulamaları dâhil bilgileri­nin, yenilik ve uygulamalarının, ulusal yasaların idaresi altında ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ne 35/ uygun olarak etkin bir biçimde korunmasını ve kullanılmasını teşvik etmek, bunların ekolojik açıdan sürdürülebilir bir tarzda kabul edilmesini, sürdürülmesini, yay­gınlaştırılmasını ve korunmasını sağla­maya çalışmak ve bu bilgiye sahip olanların katılımı ve onayıyla daha geniş çapta uygulanmasını sağlamak. Bunlara ek olarak, bu kadınların ulusal ve ulus­lararası yasaların koruması altındaki fikri mülkiyet haklarını muhafaza etmek; bu tür bilgi, yenilik ve uygulamaları, ulusal yasaların idaresi altında ve Biyolo­jik Çeşitlilik Sözleşmesi’ne ve ilgili uluslararası yasalara uygun olarak etkin bir bi­çimde korumak ve kullanmak için gerekli yerlerde, ilave yollar ve araçlar bulmak için faal olarak çalışmak. Bu tür bilgi, yenilik ve uygulamaların kulla­nılmasından doğan yararların adil ve hakkaniyetli paylaşılmasını teşvik etmek;

(d) Çevre ve Kalkınmaya ilişkin Rio Deklarasyonu’nda 18/ kabul edilen, önlem almaya yönelik yaklaşımı dikkate alarak, evde, işyerinde ve diğer or­tamlarda tanımlanmış çevresel tehlikelerin kadın sağlığına yönelik risklerini azaltmak için, temiz teknolojilerin uygun kullanımı dâhil, uygun önlemler al­mak;

(e) Cinsiyete dayalı bakış açısını, diğer konuların yanısıra, çevresel açıdan doğru ve sürdürülebilir kaynak yönetimi mekanizmalarının, üre­tim tekniklerinin ve kırsal ve kentsel alanlarda altyapı geliştirme çalış­malarının düzenlenmesi ve uygulanmasıyla bütünleştirecek önlemler al­mak;

(f) Evlerinde, yaşadıkları toplumda ve işyerlerinde erkeklerle bir­likte etkin çevresel tedbirler almaları için kadınları üretici ve tüketici ola­rak güçlendirecek önlemler almak;

(g) Yerel toplulukların özellikle de kadınların, kamu hizmetine iliş­kin ihti­yaçların ve uzamsal planlamanın belirlenmesine ve kentsel altya­pının sağlan­masıyla düzenlenmesine katılmalarını yaygınlaştırmak.

254. Hükümetler, uluslararası örgütler ve uygun olduğunda özel sektör ku­ruluşları tarafından:

(a) Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu’nun ve diğer uygun Bir­leşmiş Milletler organlarının çalışmalarında ve uluslararası mali kurum ve kuruluşların faaliyetlerinde cinsiyete dayalı etkileri göz önünde tut­mak;

(b) Küresel Çevre Kuruluşları ve diğer uygun Birleşmiş Milletler örgütle­rinin fon sağladığı projelerin düzenlenmesine, onaylanmasına ve yürütülmesine kadınların katılımını sağlamak ve cinsiyete dayalı bakış açısını bu projelerle bütünleştirmek;

(c) Küresel Çevre Kuruluşları’nın ilgilendiği alanlarda, kadınların yararla­nacağı ve kadınlar tarafından yönetilen projeler düzenlenmesini teşvik etmek;

(d) Kadınların, doğal kaynakların yönetimine ve çevresel koruma ile mu­hafazaya ilişkin politika ve programların düzenlenmesine ve uygu­lanmasına, özellikle taban düzeyinde, karar alıcılar, planlamacılar, yöne­ticiler, bilimsel ve teknik konularda danışmanlar ve yararlanıcılar olarak katılma oranlarını artıra­cak stratejiler ve mekanizmalar oluşturmak;

(e) Çevresel bozulmayı ve bunun kadınlar üzerindeki etkisini ele almaları için sosyal, ekonomik, politik ve bilimsel kurum ve kuruluşları teşvik etmek.

255. Hükümet dışı kuruluşlar ve özel sektör tarafından :

(a) Çevresel yönetim ve doğal kaynak yönetiminin kadınları ilgilen­diren konular olduğunu savunmak ve çevresel koruma ile muhafaza için kaynak se­ferberliğine katkıda bulunacak bilgileri temin etmek;

(b) Kadın çiftçilerin, balıkçıların ve köylülerin, bilgi, beceri, pazar­lama hizmetleri ve çevresel açıdan doğru teknolojilere ulaşabilirliğini kolaylaştırarak, kaynak yönetimi ve biyolojik farklılıkların muhafazasın­daki hayati rollerini ve tecrübelerini desteklemek ve güçlendirmek.

Stratejik hedef K.2. Cinsiyete ilişkin konuları ve bakış açılarını, sür­dürü­lebilir kalkınma politikaları ve programlarıyla bütünleştirmek

Yapılacak eylemler

256. Hükümetler tarafından:

(a) Yerli halka mensup olanlar dâhil kadınları, bakış açılarını ve bil­gile­rini, erkeklerle eşit olarak, sürdürülebilir kaynak yönetiminin ve özellikle topra­ğın çevresel bozulmasını önlemek ve ele almak için dü­zenlenmiş programların dâhil olduğu sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin politika ve programların karar alma süreçleriyle bütünleştirmek;

 (b) Politika ve programları, çevresel etki ve kadınların doğal kay­naklara eşit ulaşabilirliği ve bu kaynakları kullanması açısından değer­lendirmek;

(c) Gerekli olduğunda, başta düşük gelirli, yerli halka veya azınlık­lara mensup kadınlar olmak üzere belirli kadın gruplarına ilişkin veri toplamak ve araştırma yapmak dâhil, kadınların çevresel bozulma ve tehlikelere nasıl ve ne ölçüde hassas ya da maruz olduğunu değerlendir­mek için yeterli araştırma yapılmasını güvence altına almak;

(d) Kırsal bölge kadınlarının sürdürülebilir kaynak kullanımına ve yöneti­mine ilişkin geleneksel bilgi ve uygulamalarını çevresel yönetim ve genişleme programlarıyla bütünleştirmek;

(e) Sürdürülebilir insan yerleşimleri geliştirmek amacıyla, cinsiyete du­yarlı araştırmaların sonuçlarını halihazırdaki politikalarla bütünleştir­mek;

(f) Kadınların, özellikle de kırsal bölgelerdeki ve yerli halktan ka­dınların, yiyecek toplama ve üretimi, toprağın korunması, sulama, su havzalarının yöne­timi, sıhhi koşullar, kıyı şeridi ve deniz kaynaklarının yönetimi, zararlılarla mü­cadele, toprak kullanım planlaması, orman mu­hafazası ve bireysel ormancılık, balıkçılık, doğal felaketleri önleme, yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları gibi önemli konulardaki rolüne ilişkin bilgileri, özellikle yerli kadınların bilgi ve tecrübelerini dikkate alarak yaygınlaştırmak ve bu konulardaki araştırmaları finanse etmek;

(g) Kadınların sürdürülebilir kalkınmaya tam ve eşit katılımı, kay­naklara ve kontrolüne eşit ulaşabilirliği önündeki önleyen engelleri orta­dan kaldırmak için bir değişim stratejisi geliştirmek;

(h) Bilgiyle seçim yapabilmeleri, ayrıca doğal ve yerel kaynakların ve ekosistemlerin yönetimine ve uygun kullanımına ilişkin yerel, ekono­mik, bilim­sel ve çevresel öncelikler belirlenirken bilgiye dayalı girdiler sunabilmeleri için, kız çocuklarının ve her yaştan kadınların bilim, tek­noloji, ekonomi ve doğal çevreyle bağlantılı diğer alanlarda eğitimini yaygınlaştırmak;

(i) Meslek sahibi ve bilimle uğraşan kadınların, ayrıca teknik idari ve büro çalışanlarının, çevresel yönetime katılmalarını sağlayacak prog­ramlar geliştir­mek, kadınlar ve kız çocukları için bu alanlarda eğitim programları hazırlamak, işe alma imkânlarını genişleterek bu alanlarda kadınların sayısını artırmak ve kadınların bu faaliyetlere katılımını ve uzmanlığını geliştirecek özel önlemler uygulamak;

(j) Kadınlara danışılarak düzenlenmiş, geliştirilmiş ve hem kadınlara hem de erkeklere uygun olan çevresel açıdan doğru teknolojileri belirle­mek ve yay­gınlaştırmak;

(k) Katılımcıya ilişkin ihtiyaçların değerlendirilmesi, enerji planla­ması ve yerel ve ulusal düzeylerde politika düzenlemeleri yoluyla kadın­ların eve ilişkin altyapı, temiz su, ve rüzgar, güneş, biomass ve diğer ye­nilenebilir kaynaklar gibi sürdürülebilir ve uygun maliyetli enerji kay­naklarına eşit ulaşabilirliğini desteklemek;

(l) 2000 yılına kadar temiz suyun herkes için ulaşılabilir ve elde edilebilir olmasını ve kirlenmiş su sistemlerini arıtmak ve hasar görmüş su havzalarını yeniden inşa etmek için çevresel koruma ve muhafaza planlarının yapılmasını ve uygulanmasını garanti etmek.

257. Uluslararası örgütler, hükümet dışı kuruluşlar ve özel sektör kurum ve kuruluşları tarafından:

(a) Başta ürünlerin, teknolojilerin ve endüstriyel işlemlerin çevre ve sağlık üzerindeki etkileri olmak üzere çevreye ilişkin konularda toplum­sal bilinci artırmak için kadınların iletişim endüstrilerine girmelerini sağlamak;

(b) Tüketicilerin satın alma güçlerini kullanarak çevresel açıdan gü­venilir ürünlerin yaygınlaşmasını teşvik etmelerini sağlamak ve çevresel açıdan doğru ve verimli tarımsal, balıkçılıkla ilgili, ticari ve endüstriyel faaliyetlere ve tek­nolojilere yapılan yatırımları desteklemek;

(c) Dönüştürme kolaylığı olan ürünlerin, üstünde ürüne ilişkin bil­gilerin yer aldığı ve zehirli kimyasallarla böcek öldürücü içerenlerin, yaş ve okuma yazma düzeyinden bağımsız olarak bütün tüketiciler tarafından anlaşılacak dilde ve sembollerle etiketlenmesi dâhil, etiketi olan ürünle­rin ve organik gıdaların pazarlanmasını yaygınlaştırarak kadınların tüke­tici inisiyatiflerini desteklemek.

Stratejik hedef K.3. Kalkınma ve çevreye ilişkin politikaların ka­dınlar üze­rindeki etkisini değerlendirmek için ulusal, bölgesel ve ulusla­rarası düzeylerde mekanizmalar kurmak veya güçlendirmek.

Yapılacak eylemler

258. Hükümetler, bölgesel ve uluslararası örgütler ve uygun oldu­ğunda hükümet dışı kuruluşlar tarafından:

(a) İnsan kaynakları gelişiminin devamlı yaygınlaşmasını, çevresel açıdan doğru teknolojilerin ve kadın girişimciliğinin geliştirilmesini sağ­lamak için, özellikle gelişmekte olan ülkelerde kadınlara, tarım, balıkçı­lık, küçük girişimci­lik, ticaret ve endüstri sektörlerinde teknik yardım sağlamak;

(b) Aşağıdaki konularda, akademik kurumlar ve yerel kadın araştır­macı­larla işbirliği yaparak, cinsiyete duyarlı veri tabanları, bilgi ve iz­leme sistemleri, katılımcı faaliyete dayalı araştırmalar, metodolojiler ve politika analizleri geliş­tirmek;

(i) Sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin veri tabanları ve bilgi sistemle­rine dâhil edilmesi için, kadınların doğal kaynakların yönetimi ve muha­fazası hak­kındaki bilgi ve deneyimleri;

 (ii) Diğer şeylerin yanısıra, sürdürülemez üretim ve tüketim biçim­lerin­den, kuraklık, kalitesiz su, küresel ısınma, çölleşme, deniz seviyesi­nin yüksel­mesi, tehlikeli atıklar, doğal felaketler, zehirli kimyasalların ve böcek ilaçlarının kalıntıları, radyoaktif atıklar, silahlı çatışmalar ve onun sonuçlarından kaynak­lanan çevresel bozulma ve doğal kaynak azalması­nın kadınlar üzerindeki etkisi;

(iii) Tarım, endüstri, balıkçılık, ormancılık, çevresel sağlık, biyolo­jik fark­lılık, iklim, su kaynakları ve sıhhi koşullar gibi belirli alanlara özel bir önem vererek, cinsiyetler arası ilişkiler, çevre ve kalkınma ara­sındaki yapısal bağlan­tıların analizi;

(iv) Program ve politikaların geliştirilmesinde ve izlenmesinde önemli bir adım olarak çevresel, ekonomik, kültürel, sosyal ve cinsiyete dayalı analizleri içeren, geliştirilecek önlemler;

(v) Kırsal ve kentsel bölgelerde kadınlara çevresel açıdan doğru teknolo­jileri aktaracak, eğitim, araştırma ve kaynak merkezleri oluştur­mak için prog­ramlar;

(c) İlgili yerlerde -Basel Sözleşmesi ve tehlikeli atıkların (zehirli atıklar dâhil) sınır aşırı nakliyesine ilişkin diğer sözleşmeler ve radyoak­tif atıkların nakliyesine ilişkin Uluslararası Atom Enejisi Ajansının Uy­gulama Yönetmeliği dâhil, ilgili uluslararası yükümlülüklere bütünüyle uymayı güvence altına al­mak; güvenilir depolama ve nakliyata ilişkin çevresel açıdan doğru yönetim tüzüklerini yürürlüğe koymak ve uygula­mak; güvenilir ve garantili olmayan, nakliyenin yasaklanması için hare­kete geçmeyi düşünmek; ilgili uluslararası ve bölgesel yükümlülüklere uygun olarak tehlikeli atıkların ve radyoaktif atıkların sıkı kontrolünü ve idaresini sağlamak ve bu tür atıkların ithal edilmesini birey­sel olarak veya uluslararası anlaşmalar yoluyla, yasaklayan ülkelere bunların ihraç edilmesini engellemek;

(d) Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonundan, Gündem 21’in uygu­lanma­sını kadın ve çevre açısından gözden geçirirken, Kadının Statüsü Komis­yonu’ndan, Ekonomik ve Sosyal Konsey aracılığıyla girdi isteme­sini talep ederek, Gündem 21’in 24. bölümünün ve Eylem Platformu’nun uygulanması için kurumlar arasında ve içinde koordinasyonu yaygınlaş­tırmak.

 

L. Kız Çocuk

259. Çocuk Hakları Sözleşmesinde belirtildiği gibi, “Taraf Devlet­ler, bu sözleşmede belirtilen hakları, kendi yetkileri içerisinde, hiç bir türden ayrımcı­lığa yer vermeden, çocuğun, ebeveynlerinin veya yasal vasisinin ırkına, rengine, cinsiyetine, diline, dinine, politik veya diğer görüşüne, ulusal, etnik veya sosyal kökenine, mülkiyetine, özürlü olu­şuna, doğuştan veya benzeri başka bir statü­süne bakmadan her çocuğa garanti edecekler ve bu haklara saygı duyacaklardır. (madde 2, paragraf 1) 11/. Bununla birlikte pek çok ülkedeki göstergeler, kız çocuğun haya­tının ilk dönemlerinden itibaren çocukluğu ve yetişkinliği bo­yunca ay­rımcılığa maruz kaldığını göstermektedir. Dünyanın bazı bölgelerinde erkekler her 100 kişide 5 fazlayla kadınları sayıca geçmektedirler. Bu farklılığın nedenleri arasında, kadının cinsel organına zarar verme gibi zararlı tutum ve uygulamalar, erkek çocuk tercihi (kız çocukların öldü­rülmesi ve doğum öncesi cinsiyet seçimi bunun sonucudur) çocuk evli­likleri dâhil erken evlilikler, kadına yönelik şiddet, cinsel istismar, cinsel taciz, yiyecek paylaştırmada ve sağlık ve iyilikle bağlantılı diğer uygu­lamalarda kız çocuğa yönelik ayrımcılık da bulun­maktadır. Bunun sonu­cunda, hayatta kalıp yetişkin olabilen kız çocuk sayısı, erkek çocuk sayı­sından az olmaktadır.

260. Çoğu kez kız çocukları ikinci sınıf insan olarak görülür ve baş­kala­rından sonra gelmeyi kabullenecek biçimde yetiştirilirler, böylece özgüvenleri yeterince gelişmez. Çocuklukta ayrımcılığa maruz kalma ve ihmal edilme, hayatboyu aşağıya doğru inen bir yoksunluk ve sosyal yö­nelimlerden dışlanma süreci başlatabilir. Kız çocukları, sosyal, ekono­mik, politik ve kültürel liderliğin her düzeyine erkek çocuklarla eşit, et­kin ve faal bir biçimde katılmaya hazırla­yacak girişimlerde bulunmak şarttır.

261. Müfredatın, eğitim araçlarının ve uygulamalarının dâhil olduğu cinsi­yete önyargılı eğitim süreçleri, öğretmenlerin tutumları ve sınıf içi etkileşim, cinsiyetler arasında varolan eşitsizlikleri pekiştirmektedir.

262. Kız çocukları ve ergenlik çağındakiler cinsiyete ilişkin rolleri konu­sunda ebeveynlerinden, öğretmenlerinden, akranlarından ve medya­dan birbirini tutmayan, zihin karıştıran çeşitli mesajlar alabilirler. Erkek­lerin ve kadınların, çocuk haklarını ve aşağıdaki paragraf 267’de belirti­len ebeveynlere ilişkin sorumlulukları, hakları ve görevleri dikkate ala­rak, cinsiyete ilişkin klişeleri kırmak için çocuklar ve gençlerle birlikte çalışmaları gerekmektedir.

263. Son 20 yılda eğitim gören çocuk sayısı bazı ülkelerde artmış olma­sına rağmen, erkek çocukların oranı kızlarınkinden çok daha yük­sektir. 1990 yılında 130 milyon çocuğun ilkokula ulaşabilirlik imkânı yoktu ve bunların 81 milyonu kız çocuktu. Bu durum, geleneksel tutum­lar, çocuk işçi çalıştırma, erken evlilikler, fonların ve yeterli okul binala­rının eksikliği, ergenlik çağı hamilelikleri ve yukardaki paragraf 29’da belirtildiği gibi aile içindeki ve top­lumdaki cinsiyete dayalı eşitsizlikler gibi unsurlarla açıklanabilir. Bazı ülke­lerde kadın öğretmenlerin eksik­liği, kızların okula kayıt olmalarını engelleyen bir unsur olabilmektedir. Çoğu durumda kızlar ağır ev işlerini çok erken yaşlar­dan itibaren üstlen­mekte ve hem okuldaki hem de evdeki sorumluluklarıyla başa çıkmaları istenmektedir, bu da genellikle okulda başarılı olamamalarına ve okulu tamamlamadan bırakmalarına yol açmaktadır.

264. Ortaokula kayıt olan kızların oranı, bazı ülkelerde hâlâ önemli ölçüde düşüktür. Genellikle kız çocuklarına bilimsel ve teknik alanlarda eğitim ve öğ­renim görme imkânı verilmez veya bu alanlarda eğitim gör­meye teşvik edil­mezler. Bu da onların gündelik hayatları ve istihdam fırsatları için ihtiyaç duy­dukları bilgilere yeterince sahip olmalarını en­geller.

265. Erkek çocuklara oranla kız çocukları, toplumun sosyal, eko­nomik ve politik işleyişine katılmaya ve bunlar hakkında bilgi sahibi ol­maya daha az teşvik edilirler. Bunun sonucunda karar alma süreçlerinde yer almaları için er­keklere sunulan fırsatlar, onlara sunulmaz.

266. Kız çocuğun beslenmeye, fiziksel ve zihinsel sağlık hizmetle­rine ulaşmada karşılaştığı ayrımcılık, onun hâlihazırdaki ve gelecekteki sağlığını tehlikeye atmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde yaklaşık 450 milyon yetişkin kadının protein eksikliğine yol açan çocukluk çağındaki kötü beslenme nede­niyle yeterince gelişemediği saptanmıştır.

267. Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı, Çocuk Hakları Sözleş­mesi’ne ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne uygun olarak, çocuğun bilgiye ulaşabilirlik, mahremiyet, gizlilik, saygı görme ve bilgiyle karar verme haklarını, bunun yanısıra da çocuğun gelişen kapasite­sini göz önüne alarak uygun yönlendirme ve rehberlik sağlayacak ebeveynlerin ve yasal vasilerin sorumluluklarını, haklarını ve görevlerini dikkate alarak, Ey­lem Programının paragraf 7.3’ünde 14/ belirtilen “cinsiyetler arası ilişkilerde karşılıklı saygı ve hakkaniyetin sağlanmasına, özellikle kendi cinselliklerini olumlu ve so­rumlu bir biçimde kullanabilmeleri için ergenlik çağındakilere gereken eğitim ve hizmetlerin verilmesine dikkat edilmelidir” ilkesini kabul et­miştir. Çocuklarla ilgili her faaliyette öncelikli yaklaşım, çocuğun yararı olma­lıdır. Ebeveynlerin destek ve rehberliğiyle, erkeklerin kendi cinsel­likleri ve doğurganlık konusundaki sorumluluklarını vurgulayan, bu so­rumlulukları ye­rine getirmelerine yardımcı olacak genç insanlara yönelik tam bir cinsel eğitime destek verilmelidir.

268. Her yıl yaşları 15-19 arasında değişen 15 milyondan fazla kız çocuk, doğum yapmaktadır. Çok küçük yaşta annelik, gebelik ve doğum sırasında komplikasyonlara yol açmakta ve annenin ölüm riski ortalama­dan çok daha yüksek olmaktadır. Genç annelerin çocuklarında hastalık ve ölüm oranları daha yüksektir. Erken yaşta çocuk doğurmak, dünyanın bütün bölgelerinde kadının eğitimsel, ekonomik ve sosyal statüsünün gelişmesini engellemeye devam et­mektedir. Kısacası erken evlilik ve erken annelik eğitim ve iş imkânlarını önemli ölçüde azaltmakta ve bu da uzun vadede kendilerinin ve çocuklarının yaşam standardını olumsuz etkilemektedir.

269. Cinsel şiddet ve HIV/AIDS dâhil cinsel yolla geçen hastalıklar ço­cukların sağlığına yıkıcı bir etki yapmaktadır ve kız çocukları, önlem alınmamış ve erken cinsel ilişkilerin sonuçlarına karşı erkeklerden daha korunmasız du­rumdadırlar. Kızlar genellikle cinsel ilişkiye girmeleri için baskıyla karşılaş­maktadırlar. Gençlikleri, sosyal baskılar, koruyucu ya­saların eksikliği veya yasaları uygulamada başarısızlık gibi unsurlara bağlı olarak kızlar, başta teca­vüz ve cinsel taciz, cinsel istismar, alınıp satılma dâhil cinsel şiddet olmak üzere organlarının ve dokularının satıl­ması ve zorla çalıştırılmayı da kapsayan her türden şiddete karşı daha korunmasız durumdadırlar.

270. Özürlü kız çocuklar ilave engellerle karşılaşırlar ve Özürlü Ki­şiler İçin Fırsat Eşitliğine İlişkin Standart Kurallara uygun olarak onların, bütün in­san haklarını ve temel özgürlüklerini ayrımcılığa maruz kalma­dan ve eşit kulla­nabilmelerini güvence altına almak gerekmektedir.

271. Bazı çocuklar, özellikle de terkedilmiş, evsiz ve yerinden edil­miş ço­cuklar, sokak çocukları, çatışma bölgelerindeki çocuklar ve etnik veya ırksal azınlığa mensup oldukları için ayrımcılığa maruz kalan ço­cuklar, belirgin bir biçimde korunmasızdırlar.

272. Bu nedenle istisnasız bütün kız çocukların eğitim, öğrenim, bes­lenme, fiziksel ve zihinsel sağlık hizmetlerine ve bu konulara ilişkin bilgilere eşit ulaşabilirliğini sağlayarak potansiyellerini ve becerilerini tam olarak geliş­tirmelerini mümkün kılmak için, bütün engellerin ortadan kaldırılması gerek­mektedir.

273. Hükümetler, çocuklar ve gençlerle ilgili konuları ele alırken, cinsi­yete dayalı bir bakış açısını bütün politika ve programlara ana görüş olarak yerleştirmek amacıyla faal ve görünür bir politika izlemelidirler. Böylece ka­rarlar alınmadan önce bu kararların kız ve erkek çocukları nasıl etkileyeceğine ilişkin bir inceleme yapabilme imkânı doğacaktır.

Stratejik hedef L.1. Kız çocuğa yönelik her türlü ayrımcılığı ortadan kal­dırmak .

Yapılacak eylemler

274. Hükümetler tarafından :

(a) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalamamış veya onaylamamış Dev­letler için, Dünya İnsan Hakları Konferansı’nın, Sözleşmenin 1995 sonundan önce imzalanmasına ilişkin güçlü tavsiyesini göz önüne alarak, sözleşmenin imzalanması ve onaylanması için acilen harekete geçmek; Sözleşmeyi imzala­mış veya onaylamış Devletler içinse, bütün gerekli yasal, idari ve diğer önlem­leri alarak ve çocuk haklarına bütünüyle uy­mayı teşvik eden elverişli bir ortam oluşturarak Sözleşmenin tam olarak uygulanmasını sağlamak;

(b) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 7.maddesine 11/ uygun olarak, çocuğun doğumdan hemen sonra kaydedilmesini sağlayacak ve her ço­cuğun doğuştan bir isim ve bir uyruk kazanma, ve mümkün olduğunca, ana-babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkını garantileyecek önlemler almak;

(c) Diğer önlemlerin yanı sıra çocuk yardımı yasalarını yürürlüğe koyarak çocukların ebeveynlerinden uygun mali destek görmelerini ga­rantileyecek adımlar atmak;

(d) Bütün çocukların haklarını ayrımcılığa maruz kalmadan kulla­nabil­melerini sağlamak için kız çocuğun mirasa ilişkin konularda karşı­laştığı engel­leri ve adaletsizlikleri ortadan kaldırmak; uygun olduğunda, çocuğun cinsiye­tine bakılmaksızın vekalet ve mirasdan eşit yararlanma hakkını garantileyen yasalar çıkarmak ve uygulamak;

(e) Evliliğin, sadece evlenecek tarafların özgür ve tam rızasıyla ger­çek­leşmesini güvence altına alan yasaları yürürlüğe koymak ve kesin bir şekilde uygulamak; buna ek olarak, asgari yasal rıza gösterme yaşı ile evlilik için asgari yaş konusundaki yasaları yürürlüğe koymak ve kesin bir şekilde uygulamak ve gerekli yerlerde asgari evlilik yaşını yükseltmek;

(f) Kız çocuğun hayatta kalmasına, korunmasına, gelişmesine ve ilerleme­sine yönelik, onun insan haklarını koruyacak ve bütünüyle kul­lanmasını yay­gınlaş-tıracak, kız çocuklarına eşit imkânlar sağlayacak kapsamlı politikalar, eylem planları ve programları geliştirmek ve uygu­lamak; bu planların genel kalkınma sürecinin ayrılmaz bir parçasını oluşturmasını sağlamak;

(g) Bu tür programların planlama, uygulama ve izleme aşamalarında cin­siyete dayalı bakış açısına yer vermek için, sağlık, eğitim ve diğer sektörlerde, çocuklara ilişkin bütün verilerin, yaşa ve cinsiyete göre biraraya getirilmesini sağlamak.

275. Hükümetler, uluslararası ve hükümet dışı kuruluşlar tarafından :

(a) Çocuklara ilişkin bilgi ve verileri cinsiyete ve yaşa göre biraraya ge­tirmek, kız çocukların durumuna ilişkin araştırmalar yapmak ve uygun oldu­ğunda araştırma sonuçlarını ve verileri, kız çocukların ilerlemesine yönelik po­litika ve programların düzenlenmesinde ve karar verme süre­cinde kullanmak;

(b) Evlilik için yasal asgari yaşa ilişkin yasaların uygulanmasında, özel­likle kız çocuklarına eğitim imkânı sağlayarak, sosyal destek oluş­turmak.

Stratejik hedef L.2. Kız çocuklarına yönelik olumsuz kültürel tutum ve uygulamaları ortadan kaldırmak.

Yapılacak eylemler

276. Hükümetler tarafından:

(a) Uygun olduğunda, hükümet dışı kuruluşların ve toplumsal ör­gütlerin, kız çocuklarına yönelik olumsuz tutum ve uygulamalarda deği­şiklik yapmaya yönelik çabalarını teşvik etmek ve desteklemek;

(b) Belirli geleneksel veya adet olmuş uygulamaların kız çocuklar üzerin­deki zararlı etkileri konusunda yetişkinleri bilgilendirecek ve du­yarlı kılacak eğitim programları hazırlamak, eğitim malzemeleri ve ders kitapları geliştir­mek;

(c) Özellikle kadınların geleneksel olarak yeterince temsil edilme­dikleri, matematik, bilim ve teknoloji gibi alanlarda kız çocukların ken­dileri hakkındaki görüşlerini, hayatlarını ve iş imkânlarını düzeltecek müfredat, eğitim malzeme­leri ve ders kitaplarını geliştirmek ve kabul etmek;

(d) Gelenek ve dinin ve bunların ifade edilme biçimlerinin kız ço­cuklarına yönelik ayrımcılığa temel teşkil etmemesini sağlayacak adımlar atmak.

277. Hükümetler ve uygun olduğunda, uluslararası ve hükümet dışı kuru­luşlar tarafından :

(a) Bebeklerinin ya da çocuklarının bakım sorumluluğunu taşıyan­lara, okul yılları sırasında, okula dönmeleri veya devam etmeleri ve okulu bitirmeleri için yardımcı olacak ebeveynlik eğitimi ve uygun mali­yetli, ulaşımı kolay ço­cuk bakım tesisleri sağlamak dâhil, evli ve/veya hamile kızların ve genç annele­rin okula devamını önleyen bütün engelleri ortadan kaldıran bir eğitim ortamını yaygınlaştırmak;

(b) Eğitim kurum ve kuruluşları ile medyayı, kız ve erkek çocukla­rın kli­şeleşmiş olmayan dengeli görüntülerini benimsemeleri ve yansıt­maları için teşvik etmek ve çocuk pornografisi ile kız çocuğun onurunu kırıcı ve şiddet içeren görüntüleri ortadan kaldırmaya çalışmak;

(c) Doğum öncesi cinsiyet seçimi ve kız çocukların öldürülmesi gibi za­rarlı ve ahlak dışı uygulamalara yol açan erkek çocuk tercihinin temel nedenle­rini ve kız çocuğa yönelik her türlü ayrımcılığı ortadan kaldır­mak; (çünkü fe­tüs’ün cinsiyetini saptayan teknolojilerin giderek artan kullanımıyla birleşen bu durum, dişi fetüs’ün düşürülmesiyle sonuçlan­maktadır)

(d) Kız çocuklarına yardımcı olacak ve bilgi kazanmalarını, özgü­ven ge­liştirmelerini ve kendi hayatlarının sorumluluğunu almalarını sağ­layacak resmi ve resmi olmayan eğitim programlarına öncelik vererek, politika ve programlar geliştirmek; yiyecek paylaştırmada kız çocukla­rına yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılması, erken evlilik, kız çocukla­rına yönelik şiddet, kadınların cinsel organına zarar verme, çocuk fahişe­liği, cinsel taciz, tecavüz ve ensest dâhil, kız çocukların fiziksel ve zihin­sel sağlığının ve refahının önemi konusunda kadın ve erkekleri, özellikle de ebeveynleri eğitecek programlara özel bir önem ver­mek.

Stratejik hedef L.3. Kız çocuğun haklarını korumak ve yaygınlaş­tırmak ve onun ihtiyaçlarıyla potansiyeline ilişkin bilinci artırmak .

Yapılacak eylemler

278. Hükümetler, uluslararası ve hükümet dışı kuruluşlar tarafından :

(a) Kız çocukların dezavantajlı durumuna ilişkin olarak, her dü­zeyde poli­tika oluşturanların, planlamacıların, yönetici ve uygulayıcıla­rın, bunların yanı sıra da ailenin ve toplumun bilincini artırmak;

(b) Kız çocuğunun, özellikle de zor koşullardaki kız çocuğunun, kendi potansiyelinin farkına varmasını sağlamak, onun için yürürlüğe konan yasalar ve Çocuk Hakları Sözleşmesi dâhil bütün uluslararası in­san hakları belgelerince garanti edilen hakları konusunda onu eğitmek, onun statüsünü geliştirmek için çalışan hükümet örgütleri ve hükümet dışı kuruluşlar tarafından alınan çeşitli önlemleri öğrenmesini sağlamak;

(c) Kız çocukların statüsünü yerleştirmek için kadınları, erkekleri kız ve erkek çocukları eğitmek ve onları, kız ve erkek çocuklar arasında karşılıklı saygı ve eşit ortaklık sağlamaya yönelik çalışmalar yapmaya teşvik etmek;

(d) Özürlü kız çocuklarının uygun hizmet ve araçlardan eşit şekilde yarar­lanmalarını kolaylaştırmak ve uygun olduğunda ailelerine ilgili destek hizmetle­rini vermek.

Stratejik hedef L.4. Eğitimde, beceri geliştirmede ve öğrenimde kızlara yönelik ayrımcılığı ortadan kaldırmak.

Yapılacak eylemler

279. Hükümetler tarafından :

(a) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 28. maddesinde 11/ taahhüt edil­diği gibi evrensel olarak bütün çocukların ilköğretime eşit ulaşabilirliğini ve ilköğretimi tamamlamasını sağlamak, kız ve erkek çocuklar arasında mevcut farkı ortadan kaldırmak; aynı şekilde 2005 yılına kadar orta öğ­retime eşit ulaşabilirliği sağ­lamak ve dezavantajlı olanlarla harika ço­cuklar dâhil bütün kız ve erkek çocuk­lar için mesleki ve teknik eğitimin dâhil olduğu daha yüksek eğitime eşit ulaşa­bilirliği sağlamak;

(b) Özellikle okul dışındaki kız çocuklar için hazırlanmış fonksiyo­nel okuma yazma ve aritmetik programlarını, kalkınma programlarıyla bütünleşti­recek adımlar atmak;

(c) Eğitim programlarında insan hakları eğitimini yaygınlaştırmak ve ka­dınlarla kız çocukların insan haklarının, evrensel insan haklarının vazgeçilmez, bütünleşmiş ve bölünemez bir parçası olduğu gerçeğini insan hakları eğitimine dâhil etmek;

(d) Bütçeden uygun kaynakları tahsis ederek kampanyalar, esnek okul programları, ödüller, burslar ve okul dışındaki kız çocuklarının ula­şabileceği programlar ve diğer önlemlerle ebeveynlerin ve toplumun desteğini sağlayarak kız çocuklarının okula kayıt olma oranını artırmak ve okulu tamamlama oranla­rını geliştirmek;

(e) Öğretmenler ve eğitimcilere cinsiyete duyarlı eğitim için etkili strate­jiler kazandıracak, onların eğitim sürecindeki rollerinin bilincine varmalarını sağlayacak eğitim programları ve malzemeleri geliştirmek;

(f) Kadın öğretmen ve öğretim görevlilerinin, erkek öğretmen ve öğ­retim görevlileriyle aynı imkân ve statüye sahip olmalarını sağlayacak önlemler al­mak.

280. Hükümetler, uluslararası ve hükümet dışı kuruluşlar tarafından :

(a) Kız çocuklarının istihdam ve karar alma süreçlerine ulaşabilirlik im­kânlarını artıracak eğitim ve beceri geliştirme programları düzenle­mek;

(b) Kız çocuklarının ekonomik, mali ve politik sistemlerin işleyişine iliş­kin bilgi ve becerilerini artıracak eğitim sağlamak;

(c) Yaşama bütünüyle katılabilmelerini sağlamak için özürlü kız ço­cukla­rının uygun eğitim ve beceri kazanmaya ulaşabilirliklerini güvence altına al­mak;

(d) Kız çocukların spor, tiyatro ve kültürel faaliyetler gibi ders prog­ramı dışında kalan faaliyetlere tam ve eşit katılımını yaygınlaştırmak.

Stratejik hedef L.5. Sağlık ve beslenmede kız çocuklarına yönelik ayrım­cılığı ortadan kaldırmak.

Yapılacak eylemler

281. Hükümetler, uluslararası ve hükümet dışı kuruluşlar tarafından :

(a) Yiyecek tahsisinde, beslenme ve sağlık hizmetlerine ulaşabilir­likte kız çocuklarına yönelik ayrımcılığın kaldırılması konusunda top­lumu bilgilendir­mek;

(b) Kız çocuklarını, ebeveynleri, öğretmenleri ve toplumu, genel sağlık ve beslenmeye ilişkin konularda duyarlı kılmak ve erken gebeliğe bağlı ciddi sağlık problemleri ve diğer sorunlar konusunda bilinci artırmak;

(c) Cinsel sağlık ve üreme sağlığının dâhil olduğu birinci basamak sağlık hizmetleri başta olmak üzere sağlık eğitimine ve hizmetlerine yeni bir yön ver­mek ve güçlendirmek, kız çocuklarının fiziksel ve zihinsel ihtiyaçlarına cevap verecek, ayrıca genç, hamile ve emziren annelerin ihtiyaçlarını karşılayacak kaliteli sağlık hizmetleri düzenlemek;

(d) Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı’nın (ICPD) Eylem Prog­ramında kabul edildiği ve bu Eylem Platformu’nun 267. paragra­fında belirtilen ebeveyn rollerini kabul eden ICPD raporunda vurgulan­dığı gibi, kız çocukları­nın HIV/AIDS ve diğer cinsel yolla geçen hasta­lıklara karşı korunmasızlığını azaltmaya yönelik bireysel ve toplu ey­lemleri güçlendirmek amacıyla, akran eğitimi ve yaygın eğitim prog­ramları düzenlemek;

(e) Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı’nın Eylem Progra­mında kabul edildiği ve yukarıdaki paragraf 267. de belirtilen ebeveyn rollerini kabul eden Konferans raporunda vurgulandığı gibi,özellikle er­genlik çağındakiler olmak üzere kız çocuklarına, üreme psikolojisi, üreme sağlığı ve cinsel sağlık, sorumlu aile planlaması uygulamaları, aile yaşamı, cinsel yolla geçen hastalık­lar, HIV enfeksiyonu ve AIDS’i ön­leme eğitimi vermek ve bu konulara ilişkin bilgi yaymak;

(f) Kız çocuğun yararlanması için, sağlık ve beslenmeye ilişkin eği­timi, bi­rinci düzeyden itibaren okuma yazma programları ve okul müfre­datının ayrıl­maz bir parçası haline getirmek;

(g) Paragraf 267’de tartışıldığı gibi uygun hizmetler ve danışmanlık sağla­yarak ergenlik çağındakilerin cinsel ve üreme sağlığına, bu konular­daki davra­nışlarına ilişkin sorumluluklarını ve rollerini vurgulamak;

(h) Kız çocuğun özel sağlık ihtiyaçları konusunda sağlık planlama­cıları ve uygulayıcıları için bilgilendirme ve hizmet içi eğitim program­ları geliştirmek;

(i) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 11/ 24. maddesinde taahhüt edil­diği gibi, çocuk sağlığına önyargılı yaklaşan geleneksel uygulamaları kaldırmak amacıyla bütün uygun önlemleri almak.

Stratejik hedef L.6. Çocuk işçilerin ekonomik istismarını ortadan kaldır­mak ve çalışan genç kızları korumak.

Yapılacak eylemler

282. Hükümetler tarafından:

(a) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 11/ 32. maddesine uygun olarak, ço­cukları ekonomik istismardan ve eğitimlerini tehlikeye sokabilecek veya mani olabilecek veya çocuğun sağlığı, fiziksel, zihinsel, ruhsal, ah­laki veya sosyal gelişimi açısından zararlı olabilecek işlerde çalışmaktan korumak;

(b) Çocukların çalışabileceği asgari yaşı belirleyen ve bütün çalışma sek­törlerindeki kız çocuklarını da kapsayan, hâlihazırdaki uluslararası çalışma standartları ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’yle uyumlu ulusal ya­salar çıkarmak;

(c) Çalışan genç kızları korumak amacıyla, diğer önlemlerin yanı sıra aşa­ğıdaki önlemleri almak;

(i) İşe başvurma için asgari bir yaş ya da yaşları belirlemek;

(ii) Çalışma koşullarını sıkı sıkıya denetlemek (çalışma süresi, ulu­sal ya­saların izin vermediği işlerin çocuklara yaptırılmasını yasaklamak ve işyerin­deki hijyen ve sağlık koşullarını denetlemek açısından);

(iii) Sosyal güvenlikten yararlanma başvurusu yapmak;

(iv) Sürekli eğitim ve öğrenim sağlamak.

(d) Çocukların çalışmasını düzenleyen yasaları, gerekli yerlerde, güçlen­dirmek ve yasaların etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak için uygun ceza­lar veya diğer yaptırımlar oluşturmak;

(e) Ulusal çalışma yasaları ve politikalarının düzenlenmesinde reh­ber ola­rak uygun olduğunda, çalışan çocukların korunması için ILO stan­dartlarının dâhil olduğu hâlihazırdaki uluslararası çalışma standartlarını kullanmak.

Stratejik hedef L.7. Kız çocuğa yönelik şiddeti yoketmek.

Yapılacak eylemler

283. Hükümetler ve uygun olduğunda uluslararası ve hükümet dışı kuru­luşlar tarafından:

(a) İşyerindeki her türden şiddete karşı kız çocuklarının güvenliğini ve emniyetini koruyacak eğitim programları ve destek programları dâhil yasaları yürürlüğe koyacak ve uygulayacak önlemler almak ve etkin ey­lemlerde bulun­mak; eğitim kurumlarında ve diğer kurumlarda kız ço­cuklarının cinsel tacize maruz kalmalarını ortadan kaldıracak önlemler almak;

(b) Kız çocuğunu, evde ve toplumda her türden fiziksel ve zihinsel şid­detten, yaralanma veya tacizden, ihmalkârlıktan veya ihmalkâr davra­nışlardan, kötü muamele veya cinsel taciz dâhil istismardan koruyacak uygun yasal, idari, sosyal ve eğitimsel önlemler almak;

(c) Şiddet kurbanı kız çocuklarının iyileştirilmesi ve rehabilitasyonu ile il­gilenenlere ve yardım programlarında yer alanlara cinsiyete duyarlı hizmet içi eğitim vermek ve şiddet kurbanı kız çocukları için bilgilen­dirme, destek ve eğitim programlarını yaygınlaştırmak;

(d) Kız çocukları, kız bebeklerin öldürülmesi ve doğum öncesi cin­siyet se­çimi, kadınların cinsel organına zarar verme, ensest, cinsel taciz, cinsel istismar, çocuk fahişeliği ve çocuk pornografisinin dâhil olduğu her türden şiddetten ko­ruyacak yasaları yürürlüğe koymak ve uygulamak ve şiddete maruz kalmış kız çocuklarına yardımcı olacak, yaşa uygun güvenli ve güvenilir programlar ile tıbbi, sosyal ve psikolojik destek hizmetleri geliştirmek.

Stratejik hedef L.8. Kız çocuğun sosyal, ekonomik ve politik ya­şama iliş­kin bilincini ve katılımını artırmak.

Yapılacak eylemler

284. Hükümetler ve uluslararası ve hükümet dışı kuruluşlar tarafın­dan :

(a) Kız çocuklarının sosyal, kültürel, ekonomik ve politik konularda eği­time, bilgiye ve medyaya ulaşabilirliğini sağlamak ve medyada gö­rüşlerini dile getirmelerini mümkün kılmak;

(b) Hükümet dışı kuruluşların, özellikle de gençlere ilişkin hükümet dışı kuruluşların, kız çocuklarının topluma katılımını ve eşitliğini yay­gınlaştırmaya yönelik çabalarını desteklemek.

Stratejik hedef L.9. Kız çocuğunun statüsünü geliştirmede ailenin rolünü *

Yapılacak eylemler güçlendirmek.

285. Hükümetler tarafından, hükümet dışı kuruluşlarla işbirliği ya­parak:

(a) Kız çocuğuna yönelik aile içi şiddetin ortadan kaldırılmasını özellikle vurgulayan ve paragraf 29’da belirtildiği şekliyle, destekleme, eğitme ve bakıp büyütme rollerinde aileye yardımcı olacak politika ve programlar düzenlemek;

(b) Kız çocuğun potansiyelini koruyan, saygı duyan ve yaygınlaştı­ran, destekleyici ve önleyici adımlar atmak amacıyla, paragraf 29’da be­lirtildiği şekilde ailenin güçlendirilmesine yardımcı olacak bir ortam oluşturmak;

(c) Kız ve erkek çocuklara eşit davranmaları ve paragraf 29’da be­lirtildiği gibi aile içi sorumlulukların kız ve erkek çocuklar arasında eşit paylaştırılmasını sağlamaları için ebeveynleri ve çocuğun bakımından sorumlu olanları eğitmek ve teşvik etmek.

 

BÖLÜM V

KURUMSAL DÜZENLEMELER

286. Eylem Platformu, köklü değişikliklere yol açması gereken bir dizi eylem saptamaktadır. 2000 yılına kadar bu hedeflere ulaşmak isteni­yorsa hemen harekete geçmek ve sorumluluk almak şarttır. Uygulama öncelikle Hükümetle­rin sorumluluğu olmakla birlikte, kamu, özel ve hü­kümet dışı kuruluşların toplumsal, ulusal, altbölgesel/bölgesel ve ulusla­rarası düzeylerindeki çeşitli ve çok sayıdaki kurumlara da bağlıdır.

287. Birleşmiş Milletler Kadın On Yılı (1976-1985) boyunca, ulu­sal, böl­gesel ve uluslararası düzeylerde kadınların ilerlemesini amaç edi­nen, pek çok kurum oluşturuldu. Uluslararası düzeyde, Kadının İlerle­mesi İçin Uluslararası Araştırma ve Eğitim Enstitüsü (INSTRAW), Bir­leşmiş Milletler Kadınlar İçin Kalkınma Fonu (UNIFEM) ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlen­mesi Sözleşmesi’ni İzleme Komitesi kuruldu. Kadının Statüsü Komisyonu ve sekretaryasıyla birlikte bu ku­ruluşlar, yani Kadının İlerlemesi Bölümü, Birleş­miş Milletler içinde, kü­resel olarak kadının ilerlemesini hedefleyen, başlıca kurumlar haline gelmişlerdir. Ulusal düzeyde ise birçok ülke kadının ilerleme­sine ilişkin konularda planlamaya, danışmanlığa ve gelişmeleri izlemeye yöne­lik ulusal mekanizmalar kurmuşlar veya geliştirmişlerdir.

288. Hem kamu hem de özel sektördeki ulusal, altbölgesel/bölgesel ve uluslararası kurumların Eylem Platformunu uygulamasını kolaylaştır­mak için şeffaflığın, ağlar ve örgütler arasındaki bağlantıların artması ve bütün ilgililere devamlı bilgi akışının sağlanması gerekmektedir. Ayrıca net hedefler ve so­rumluluk alma mekanizmalarına da ihtiyaç vardır. Ulu­sal, altbölgesel/bölgesel ve uluslararası düzeylerdeki diğer kurumlarla ve kadının ilerlemesine yönelik ağlar ve örgütlerle bağlantılar kurulması gerekmektedir.

289. Hükümet dışı kuruluşların ve taban örgütlerinin, kadın-erkek eşitli­ğini temel alan sosyal, ekonomik, politik ve entellektüel bir ortam oluşturmada çok önemli rolleri vardır. Kadınlar Eylem Platformu’nun uygulanmasına ve izlenmesine etkin olarak katılmalıdırlar.

290. Eylem Platformu’nun etkin biçimde uygulanması aynı za­manda, ku­rumların ve örgütlerin, kadınların ilerlemesine ters düşen de­ğer, davranış, ku­rallar ve süreçler dâhil iç dinamiklerinin değişmesini gerektirecektir. Cinsel tacizin ortadan kaldırılması şarttır.

291. Ulusal, altbölgesel/bölgesel ve uluslararası kurumların görev alanları açık ve kesin olarak tanımlanmalı, Eylem Platformunda belirtilen görevlerin yerine getirilmesi için gereken yetki, kaynak ve sorumluluk alma mekanizma­ları oluşturulmalıdır. Bunların işleyiş yöntemleri, Eylem Platformu’nun etkin ve verimli bir biçimde uygulanmasını sağlamalıdır. Bütün eylemlerin temeli olarak kadın erkek eşitliğine ilişkin uluslararası kural ve standartları açıkça taahhüt etmek gerekmektedir.

292. Hükümetler, Birleşmiş Milletler sistemi ve bütün diğer ilgili örgütler, Eylem Platformu’nun etkin biçimde uygulanmasını sağlamak ve ulusal, altbölgesel/bölgesel ve uluslararası düzeylerde kadının ilerlemeşine yönelik çabaları zenginleştirmek için, cinsiyete dayalı bakış açısını, diğer alanların yanı sıra bütün politika ve programların izlenmesi ve değerlendirilmesine ana görüş olarak yerleştirmek amacıyla faal ve görünür bir politika izlemelidirler.

 

A. Ulusal Düzey

293. Eylem Platformu’nun uygulanması öncelikle Hükümetlerin so­rum­luluğudur. Uygulama için en yüksek politik düzeyde kararlılık şarttır ve Hükü­metler, kadının ilerlemesinde kaydedilen gelişmenin koordinas­yonunda, izlen­mesi ve değerlendirilmesinde öncülük etmelidirler. Dör­düncü Dünya Kadın Konferansı, ulusal ve uluslararası taahhüt ve eylem konferansıdır. Buda Hükü­metlerin ve uluslararası topluluğun taahhüdünü gerektirmektedir. Eylem Plat­formu devam eden bir sürecin parçasıdır ve kız çocuklarla her yaştan kadınlara pratik sonuçlar sağlayacağı ve prog­ramlara katkıda bulunacağı için harekete geçirici bir etkisi vardır. Dev­letler ve uluslararası topluluk eylem için taahhüt­lerde bulunarak bu mü­cadeleye katılmaya teşvik edilmişlerdir. Bu sürecin bir parçası olarak pek çok Devlet, diğer açıklamaların yanı sıra ulusal görüşlerinde yansıtıldığı gibi eylem için taahhütlerde bulunmuşlardır.

294. Kadının ilerlemesine yönelik ulusal mekanizmalar ve kurum­lar, top­lumsal politikaların düzenlenmesine katılmalı ve özel sektör dâhil çeşitli or­ganlar ve kurumlar aracılığıyla Eylem Platformu’nun uygulan­masını teşvik etmeli ve gerekli olduğunda, mevcut kurumların kapsamına girmeyen alanlarda 2000 yılına kadar yeni programlar geliştirmek için harekete geçirici bir rol oy­namalıdırlar.

295. Yasama organları, akademik kurumlar ve araştırma kurumları, mes­leki birlikler, sendikalar, kooperatifler, yerel gruplar, kadın örgütleri ve feminist gruplar dâhil hükümet dışı kuruluşlar medya, dini gruplar, gençlik örgütleri ve kültürel gruplar, ayrıca mali kurumlar ve kâr amacı gütmeyen örgütler dâhil, diğer yaygın ve çok çeşitli kurumsal aktörlerin etkin desteği ve katılımı teşvik edilmelidir.

296. Eylem Platformu’nun uygulanması için Hükümetlerin, kadının iler­lemesine yönelik ulusal mekanizmaların, bakanlıklararası ve içi uy­gun işlemle­rin ve personelin, ayrıca kadının katılımını artırma ve cinsiyet analizlerini poli­tikalar ve programlarla bütünleştirme yetkisine ve kapa­sitesine sahip diğer kurumların en yüksek politik düzeyde etkili olmasını sağlaması veya geliştir­mesi gerekmektedir. Bu sürecin ilk adımı, bütün kurumların hedeflerini, prog­ramlarını ve eyleme yönelik süreçlerini, Plat­formda belirtilen eylemler açısın­dan gözden geçirmeleri olmalıdır. Diğer araçların yanı sıra kitle iletişim araçları ve toplumsal eğitim yoluyla halkı Eylem Platformu konusunda bilinçlendirmek ve hedeflerine destek ol­malarını sağlamak en önemli faaliyetlerden biridir.

297. Mümkün olan en kısa sürede, tercihan 1995 sonuna kadar Hü­kümet­ler, ilgili kurumlar ve hükümet dışı kuruluşlarla müzakereler yapa­rak Platform için uygulama stratejileri geliştirmeye başlamalı ve tercihan 1996 sonuna kadar kendi eylem stratejilerini veya planlarını geliştirmiş olmalıdırlar. Hükümetin üst düzey yetkilileri ve sivil toplumun ilgili ak­törleri de bu planlama sürecinde yer almalıdırlar. Hazırlanacak uygulama stratejileri kapsamlı olmalı, izleme için süresi önceden saptanmış hedef­leri ve sabit noktaları olmalı ve uygulama için kaynakların tahsisine veya yeniden tahsisine ilişkin teklifler içermelidir. Gerekli yerlerde, uluslara­rası topluluğun, kaynaklar dâhil her açıdan desteği sağlanma­lıdır.

298. Hükümet dışı kuruluşlar bu stratejilerin veya ulusal eylem planlarının düzenlenmesine ve uygulanmasına katkıda bulunmaya teşvik edilmeli, aynı zamanda da hükümetin çabalarını tamamlayacak kendi programlarını geliştir­meleri için desteklenmelidirler. Kadın örgütleri ve feminist gruplar diğer hükü­met dışı kuruluşlarla işbirliği yaparak, gerekli olduğunda, ağlar oluşturmaya ve Hükümetlerin, bölgesel ve uluslararası organların Eylem Platformunu uygula­masına destek olmaya ve buna iliş­kin çabaları savunmaya teşvik edilmelidirler.

299. Hükümetler, uygun olduğunda, hükümete bağlı bütün komite­ler, ku­rullar ve diğer ilgili resmi organlarda ve hatta uluslararası organlar, kurumlar ve örgütlerde, diğer önlemlerin yanı sıra özel mekanizmalar oluşturma ve tercihan daha çok sayıda kadın aday sunma ve tanıtma yo­luyla cinsiyetler arası dengeyi sağlamada kararlılık göstermelidirler.

300. Başta kalkınma kurumları olmak üzere bölgesel ve uluslararası ör­gütler, özellikle INSTRAW, UNIFEM ve iki taraflı mali kaynak sağla­yan ku­rumlar, bilgi toplama, ağlar kurma ve görevlerini yerine getirme kapasitelerini artırmak amacıyla ulusal mekanizmalara, buna ek olarak da Hükümetlerle işbir­liği yaparak kendi görev alanları içerisinde kadının ilerlemesini yaygınlaştır­maları için onları güçlendirmek amacıyla ulusla­rarası mekanizmalara mali yar­dım ve danışmanlık hizmeti sağlamalıdırlar.

 

B. Altbölgesel / Bölgesel Düzey

301. Birleşmiş Milletlerin bölgesel komisyonları ve diğer altbölgesel /bölgesel yapılanmalar, görev alanlarına küresel Eylem Plat­formu’nun izlen­mesi ve uygulanması dâhil olan ilgili ulusal kurumları yaygınlaştırmalı ve on­lara yardımcı olmalıdırlar. Birleşmiş Milletlerin ekonomik, sosyal, insan hakları ve ilgili alanlardaki konferanslarının bir­biriyle tutarlı takibine ilişkin gereklilik dikkate alınarak, bu faaliyetler ilgili bölgesel platform veya eylem planlarının uygulanmasıyla tutarlı olarak ve Kadının Statüsü Komisyonu’yla yakın işbirliği içinde gerçek­leşmelidir.

302. Ekonomik ve Sosyal Konsey, bölgesel uygulama, izleme ve değer­lendirme sürecini kolaylaştırmak amacıyla, cinsiyete ilişkin konu­ları Eylem Platformu’nun ışığında ele almalarını sağlamak için, kadın birlikleri / odak noktaları dâhil olmak üzere, Birleşmiş Milletlerin bölge­sel komisyonlarının kendi görev alanları içerisinde kurumsal kapasitesini ve ayrıca bölgesel plat­formları ve eylem planlarını gözden geçirmeyi düşünmelidir. Diğer konuların yanı sıra, uygun yerlerde, kapasitenin bu açıdan da güçlendirilmesi düşünülme­lidir.

303. Mevcut görev ve faaliyet alanları içinde bölgesel komisyonlar, kadın konularını ve cinsiyete dayalı bakış açılarını ortak görüş haline getirmeli ve aynı zamanda, hem Eylem Platformu’nun hem de bölgesel platform ve eylem planlarının uygulanmasını ve izlenmesini garantileye­cek mekanizma ve süreçler oluşturmayı düşünmelidirler. Bölgesel ko­misyonlar, kendi görev alanları içinde, diğer bölgesel hükümetlerarası örgütlerle, hükümet dışı kuruluşlarla, mali ku­rumlar ve araştırma ku­rumlarıyla ve özel sektörle cinsiyete ilişkin konularda işbirliği yapmalı­dırlar.

304. Birleşmiş Milletler sisteminin uzman örgütlerinin bölgesel bü­roları, uygun olduğunda, Eylem Platformunu uygulamak amacıyla, za­man çizelgeleri­nin ve kaynakların belirlenmesinin dâhil olduğu bir eylem planı geliştirmeli ve tanıtımını yapmalıdır. Bölgesel düzeyde teknik yar­dım ve uygulamaya yönelik faaliyetler, kadının ilerlemesi için açıkça belirlenmiş hedefler oluşturmalıdır. Bu amaçla Birleşmiş Milletler or­ganları ve örgütleri arasında düzenli koordinasyon çalışmaları yürütül­melidir.

305. Bölge dâhilindeki hükümet dışı kuruluşların, küresel Eylem Platfor­muna ve ilgili bölgesel platformlara veya eylem planlarına ilişkin bilgi yayma ve tarafların koordinasyonunu sağlayacak ağlar oluşturma çabaları desteklen­melidir.

 

C. Uluslararası Düzey

1. Birleşmiş Milletler

306. Eylem Platformu’nun 1995-2000 döneminde, özellikle Birleş­miş Milletler sisteminin bütün organları ve örgütlerinin çalışmalarıyla ve daha geniş bir programlamanın ayrılmaz bir parçası olarak uygulanması gerekmektedir. Birleşmiş Milletlerin küresel zirve ve konferanslarının sonuçlarını dikkate ala­rak, Eylem Platformu’nun entegre edilmesini ve kapsamlı bir biçimde uygu­lanmasını, takibini ve değerlendirilmesini sağlamak amacıyla, cinsiyete ilişkin konulardaki uluslararası işbirliği için ve 1995-2000 döneminde bu işbirliğinin çerçevesini daha da genişletmek için çalışmalar yapılmalıdır. Bütün bu zirve ve konferanslarda Hükü­metlerin, kadınların değişik alanlarda güçlendirilmesini taahhüt ettikleri gerçeği, bu Eylem Platformu’nun takip stratejilerinde koordi­nasyonun büyük önem taşıdığını göstermektedir. Kalkınma ve Barış Gündemi, Dördüncü Dünya Kadın Konferansı’nın Eylem Platformunu dikkate al­malıdır.

307. Eylem Platformu’nun uygulanmasındaki sorumluluğu koordine et­mesi ve gerçekleştirilmesi için Birleşmiş Milletlerin kurumsal kapasite­sini ve bunun yanı sıra kadının ilerlemesini yaygınlaştırmaya ilişkin uz­manlığıyla çalışma yöntemlerini geliştirmesi gerekmektedir.

308. Eylem Platformu’nun uygulanmasını sağlama ve cinsiyete da­yalı bir bakış açısını Birleşmiş Milletler sisteminin bütün politika ve programlarına yerleştirme sorumluluğu üst düzeyler tarafından gerçek­leştirilmelidir.

309. Sistemin eşitliğe ve kadının güçlendirilmesine ulusal düzeyde sağla­dığı desteğin etkinliğini ve verimini artırmak ve Eylem Plat­formu’nun hedefle­rini başarma kapasitesini zenginleştirmek için, Birleş­miş Milletler sisteminin çeşitli bölümlerini yenilemek, değiştirmek ve yeniden canlandırmak gerekmek­tedir. Bu çabalar, kadının ilerlemesine yönelik farklı Birleşmiş Milletler meka­nizmalarını modernleştirmek amacıyla onların stratejilerini ve çalışma yöntem­lerini güçlendirmeyi ve uygun olduğunda, diğer ilgili organ ve örgütlerle bağ­lantılı olarak danış­manlık, harekete geçirme ve izleme fonksiyonlarını geliştir­meyi de içer­melidir. Kadın/cinsiyet birimleri etkili bir ana görüş oluşturmada çok önemlidirler ama cinsiyet boyutunun bütün faaliyetlere ana görüş olarak yerleştirilmesine ters düşen, marjinalleşme tutumunu önlemek için stra­tejileri daha ayrıntılı geliştirmek gerekmektedir.

310. Birleşmiş Milletler sisteminin kadının ilerlemesine odaklanmış bütün kuruluşları Dördüncü Dünya Kadın Konferansı’nın takibi için bü­tün gerekli kaynaklara ve takip faaliyetlerini yürütmek için gerekli des­teğe sahip olmalı­dırlar. Örgütler içindeki cinsiyete ilişkin odak noktaları­nın çabaları, bütün poli­tika, planlama, programlama ve bütçe faaliyetle­riyle bütünleştirilmelidir.

311. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası örgütler, Eylem Plat­formuna uygun olarak kendi örgütleri içinde kadının ilerlemesine ilişkin engelleri orta­dan kaldırmak için harekete geçmelidirler.

 

Genel Kurul

312. Birleşmiş Milletlerin en yüksek hükümetlerarası organı olarak Genel Kurul, konferansın takibine ilişkin konularda politika oluşturan ve değerlendi­ren başlıca organdır ve böyle olduğu için, cinsiyete ilişkin ko­nuları çalışmala­rıyla bütünleştirmelidir. Bu konuların sosyal, politik ve ekonomik politikalarla kesiştiğini kabul ederek, Eylem Platformu’nun etkin uygulanışında kaydedilen ilerlemeyi değerlendirmelidir. 1995 yı­lındaki 50. oturumunda Genel Kurul’a, Dördüncü Dünya Kadın Konfe­ransı’nın raporu sunulacaktır. Genel Kurul, 49/161 sayılı kararına uygun olarak, ayrıca Genel Sekreterin konferansın taki­bine ilişkin ve konferan­sın tavsiyelerini dikkate alan raporunu inceleme imkânı bulacaktır. Genel Kurul Konferansın takibini, kadının ilerlemesine ilişkin de­vam eden ça­lışmalarının bir parçası olarak kabul etmelidir. 1996, 1998 ve 2000 yılla­rında Eylem Platformu’nun uygulanmasını gözden geçirmelidir.

 

Ekonomik ve Sosyal Konsey

313. Ekonomik ve Sosyal Konsey, Birleşmiş Milletler Kuruluş Ya­sası’nda belirtilen rolü bağlamında ve Genel Kurulun 45/264, 46/235 ve 48/162 sayılı kararlarına uygun olarak Eylem Platformu’nun uygulanma­sına ilişkin sistem çapındaki koordinasyonu yönetecek ve bu amaçla tav­siyelerde bulunacaktır. Konsey, Kadının Statüsü Komisyonu’nun raporla­rına gerekli dikkati göstererek Eylem Platformu’nun uygulanmasını göz­den geçirmeye davet edilmelidir. Bir koordinasyon organı olarak Konsey, diğer ilgili komisyonlarla ve Konferans takibi için etkili koordinasyon gerekliliğini dikkate alarak Kadının Statüsü Ko­misyonun görev alanını gözden geçirmeye davet edilmelidir. Konsey, Komis­yon tarafından ha­zırlanan tavsiyelere gerekli dikkati göstererek, politika belir­leme tartış­malarında cinsiyete ilişkin konulara yer vermelidir. Konsey, 2000 yılın­dan önce en az bir üst düzey bölümünü kadının ilerlemesi çalışmalarına ve Eylem Platformu’nun uygulanmasına tahsis etmeyi ve diğerlerinin yanı sıra Dünya Bankası ve IMF dâhil uzman örgütlerinin aktif katılımını sağlamayı dü­şünmelidir.

314. Konsey, 2000 yılından önce en az bir koordinasyon bölümünü, kadı­nın ilerlemesine yönelik hazırlanmış, sistem çapındaki orta vadeli düzeltilmiş planı temel alarak, kadının ilerlemesi çalışmalarının koordi­nasyonuna tahsis etmeyi düşünmelidir.

315. Konsey, 2000 yılından önce en az bir uygulanabilir faaliyetler bölü­münü, Birleşmiş Milletler sisteminin fonları ve programları yoluyla Eylem Plat­formu’nun uygulanmasına ilişkin standartlar ve süreçler be­lirlemek amacıyla, kadının ilerlemesine yönelik hazırlanmış sistem ça­pındaki orta vadeli düzeltil­miş planı temel alarak cinsiyete ilişkin kal­kınma faaliyetlerinin koordinasyo­nuna tahsis etmeyi düşünmelidir.

316. Koordinasyon Yönetim Komitesi (ACC), Eylem Platformu’nun he­deflerinin uygulanmasına ve takibine yardımcı olmak için sistem ça­pında ve örgütler arası düzeyde koordinasyon sağlayan mevcut süreçleri de kullanarak, katılımcı kuruluşlarının faaliyetlerini en iyi sonucu vere­cek biçimde nasıl koor­dine etmeleri gerektiğini düşünmelidir.

 

Kadının Statüsü Komisyonu

317. Genel Kurul ve Ekonomik ve Sosyal Konsey, kendi yetki alanları içe­risinde, Eylem Platformu ve Konferansın takibi ve uygulan­ması için diğer ilgili komisyonlarla birlikte çalışma gereğini ve sistem çapında bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu göz önünde tutarak, Kadının Statüsü Komisyonu’nun görev alanını gözden geçirmeye ve güçlendir­meye davet edilmektedirler.

318. Ekonomik ve Sosyal Konseye yardımcı olan işlevsel bir ko­misyon olarak Kadının Statüsü Komisyonu Eylem Platformu’nun Bir­leşmiş Milletler sistemi içinde uygulanmasını izlemede ve Konseye bu alanda tavsiyelerde bu­lunmada merkezi bir rol oynamalıdır. Komisyonun görevleri açık olarak tanım­lanmalı ve bu görevleri gerçekleştirmesi için Birleşmiş Milletlerin düzenli büt­çesi içindeki kaynakların yeniden tahsisi yapılarak Komisyona yeterli personel ve mali kaynak sağlanmalıdır.

319. Kadının Statüsü Komisyonu, Birleşmiş Milletler sisteminin il­gili ör­gütlerinin Eylem Platformu’nun uygulanmasına ilişkin rapor ha­zırlamalarını koordine etme görevinde Ekonomik ve Sosyal Konsey’e yardımcı olmalıdır. Komisyon, Birleşmiş Milletler sisteminin diğer ör­gütlerinden ve uygun oldu­ğunda öteki kaynaklardan girdiler sağlamalıdır.

320. Kadının Statüsü Komisyonu, 1995-2000 dönemi için çalışma prog­ramı geliştirirken Eylem Platformu’nun ilgilenilmesi gereken kritik alanlarını gözden geçirmeli ve Dünya Kadın Konferansı’nın takip çalış­malarını günde­miyle nasıl bütünleştireceğini düşünmelidir. Bu bağlamda Kadının Statüsü Ko­misyonu, cinsiyete dayalı bakış açısını Birleşmiş Milletler faaliyetlerine ana görüş olarak yerleştirmede önderlik etme ro­lünü nasıl geliştireceğini düşünme­lidir.

 

Diğer işlevsel komisyonlar

321. Ekonomik ve Sosyal Konseyin diğer işlevsel komisyonları da, kendi görev alanları içerisinde Eylem Platformunu dikkate almalı ve cin­siyete ilişkin konuları kendi çalışma alanlarıyla bütünleştirmeye gayret etmelidirler.

Kadınlara Karşı Ayrımın Ortadan Kaldırılması Komitesi ve diğer antlaşma organları

322. Kadınlara Karşı Ayrımın Ortadan Kaldırılması Komitesi, Ka­dınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne ilişkin sorumluluklarını yerine getirirken, kendi görev alanı içerisinde, taraf Devletlerce sunulan rapor­ları ele alırken Eylem Platformunu göz önünde tutmalıdır.

323. Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne imza koyan Devletler, Sözleşmenin 18. maddesi uyarınca rapor hazırlarken, Kadınlara Karşı Ayrımın Ortadan Kaldırılması Komitesi’nin kadınların sözleşmeyle garanti edilen haklarını kullanma kapasitelerini etkin bir biçimde izlemesini kolaylaş­tırmak amacıyla, Eylem Platformu’nun uy­gulanması için alınan önlemlere ilişkin bilgiyi de raporlarına dâhil et­meye davet edilmektedirler.

324. Birleşmiş Milletlerin düzenli bütçesinden, yasal uzmanlık yar­dımı dâhil yeterli personel ve mali kaynak sağlayarak ve Genel Kurul’un 49/164 sa­yılı kararı ve Sözleşmeye imza koyan Devletlerin Mayıs 1995 tarihindeki top­lantısında alınan karar uyarınca, Komite için yeterli top­lantı süresi tanıyarak Kadınlara Karşı Ayrımın Ortadan Kaldırılması Komitesi’nin Sözleşmenin uy­gulanmasını izleme kapasitesini güçlendir­mek gerekmektedir. Komite, Viyana Deklarasyonu ve Eylem Programı­nın tavsiyelerini dikkate alarak diğer insan hakları antlaşma organlarıyla koordinasyonunu artırmalıdır.

325. Diğer antlaşma organları da kendi görev alanları içerisinde, Eylem Platformu’nun uygulanmasını dikkate almalı ve çalışmalarıyla kadının insan hakları ve eşit statüsünü bütünleştirmeye gayret etmelidirler.

 

Birleşmiş Milletler Sekretaryası

Genel Sekreterlik

326. Genel Sekreterin, Eylem Platformu’nun uygulanması için Bir­leşmiş Milletler içindeki politikanın koordinasyonunu ve sistem çapında cinsiyete da­yalı bakış açısını sözkonusu organların görev alanlarını dik­kate alarak Birleşmiş Milletlerin bütün faaliyetlerine ana görüş olarak yerleştirme sorumluluğunu üstlenmesi rica edilmektedir. Genel Sekreter bu hedeflerin uygulanmasında etkili koordinasyon sağlamak için özel önlemler almayı düşünmelidir. Bu amaçla Genel Sekreter, Genel sekre­terlik makamı içinde, mevcut personeli ve mali kaynakları kullanarak, cinsiyete ilişkin konularda Genel sekreterin danış­manı olarak görev ya­pacak ve Kadının İlerlemesi Bölümüyle yakın işbirliği içinde Eylem Plat­formu’nun sistem çapında uygulanmasını güvence altına alacak üst dü­zeyde bir birim oluşturmaya davet edilmektedir.

 

 

Kadının İlerlemesi Bölümü

327. Politika Koordinasyonu ve Sürdürülebilir Kalkınma Dairesinin Kadı­nın İlerlemesi Bölümü’nün öncelikli görevi, Kadının Statüsü Ko­misyonuna ve kadının ilerlemesine ilişkin konularla ilgilendiklerinde diğer hükümetlerarası organlara, bunların yanı sıra da Kadınlara Karşı Ayrımın Ortadan Kaldırılması Komitesine devamlı hizmet sunmaktadır. Bu bölüm, Kadının İlerlemesi İçin Nairobi İleriye Yönelik Stratejilerinin uygulanması amacıyla oluşturulmuş bir odak noktasıdır. Paragraf 313’de belirtildiği gibi Kadının Statüsü Komis­yonu’nun görev alanının gözden geçirilmesinin ışığında, Kadının İlerlemesi Bölümünün işlevlerinin de yeniden değerlendirilmesine ihtiyaç vardır. Genel Sekreterin, diğer ön­lemlerin yanısıra Birleşmiş Milletlerin düzenli bütçesinden yeterli perso­nel ve mali kaynak sağlayarak Bölümün daha işlevsel hale gelme­sini ga­rantilemesi rica edilmektedir.

328. Bölüm, cinsiyetler arası etki analizini Kadının Statüsü Komis­yonu için politika çalışmalarına uyarlayarak ve diğer yardımcı organları destekleye­rek, kadının ilerlemesindeki engelleri dikkatle gözden geçir­melidir. Dördüncü Dünya Kadın Konferansı’ndan sonra, 1995-2000 dö­nemi için kadının ilerleme­sine ilişkin sistem çapındaki orta vadeli planın düzeltilmesine yönelik hazırlık­ların koordinasyonunu üstlenmeli ve kadı­nın ilerlemesinde örgütler arası koor­dinasyon sekreteryası olarak hizmet vermeyi sürdürmelidir. Eylem Plat­formu’nun uygulanmasına ilişkin ko­nularda, ulusal komisyonlar, kadının iler­lemesine yönelik ulusal kurum­lar ve hükümet dışı kuruluşlar arasında bilgi akışı sağlamaya devam et­melidir.

 

Birleşmiş Milletler Sekreteryasının Diğer Birimleri

329. Birleşmiş Milletler Sekreteryası’nın çeşitli birimleri, Eylem Plat­formu’nun koordineli olarak yürütülmesine en iyi nasıl katkıda bulu­nabilecekle­rine karar vermek amacıyla programlarını dikkatle gözden geçirmelidirler. 1996-2001 dönemi için kadının ilerlemesine yönelik sis­tem çapındaki orta vadeli planın düzeltilmesine ve 1998-2002 dönemi için Birleşmiş Milletlerce teklif edilen orta vadeli planda, Platformun uygulanmasına ilişkin tekliflere de yer verilmesi gerekmektedir. Eylem­lerin içeriği, ilgili organların görev alanla­rına bağlı olacaktır.

330. Cinsiyete dayalı bakış açısının Sekreteryanın bütün faaliyetle­rinin merkez boyutu haline gelmesini sağlamak amacıyla bütün Sekreterya içinde mevcut bağlantıların güçlendirilmesi ve yeni bağlantı­ların kurulması gerek­mektedir.

331. İnsan Kaynakları Yönetimi Bürosu dünyanın her tarafındaki program yöneticileriyle işbirliği yaparak, Sekreterya içindeki kadınların statüsünü iyileş­tirmeye yönelik stratejik eylem planı (1995-2000) uya­rınca ve Genel Kurul’un 45/125 ve 45/239 C sayılı kararlarında belirtilen ve Genel Kurul’un 46/100, 47/93, 48/106 ve 49/167 sayılı kararlarıyla teyid edilen hedeflere ulaşmak ama­cıyla coğrafi dağılıma tabi olan gö­revlere, özellikle politika oluşturma ve karar almaya ilişkin üst düzey görevlere kadınların alınmasına ve yerleştirilmesine öncelik tanımaya ilişkin anlaşmaya uymaya devam etmelidir. Hizmet içi eğitim bölümü, cinsiyete duyarlılık eğitimi planlamalı ve düzenli olarak uygulamalı veya cinsiyete duyarlılık eğitimini bütün faaliyetlerine dâhil etmelidir.

332. Enformasyon Bölümü, cinsiyete dayalı bakış açısını kendi ge­nel bil­gilendirme faaliyetleriyle bütünleştirmeye ve mevcut kaynaklarını kullanarak, kadına ve kız çocuğuna ilişkin programlarını geliştirip güç­lendirmeye çalışma­lıdır. Bu amaçla Bölüm, yeni teknolojiyi bütünüyle göz önüne alarak Eylem Platformu’nun uygulanmasını destekleyecek çok yönlü bir medya iletişim stra­tejisi oluşturmalıdır. Bölümün düzenli ya­yınları, özellikle gelişmekte olan ülkelerde Platformun amaçlarını yay­gınlaştırmalıdır.

333. Ekonomik ve Sosyal Enformasyon ve Politika Analizi Depart­manı’nın İstatistik Bölümü, yukarıdaki bölüm IV’te, stratejik hedef H.3’te ta­nımladığı gibi, istatistiğe ilişkin uluslararası çalışmalarda önemli bir koordina­tör rolü oynamalıdır.

 

Kadının İlerlemesi İçin Uluslararası Araştırma ve Eğitim Ensti­tüsü

334. INSTRAW’un, kadının durumuna ve kalkınmasına ilişkin araştırma­ları ve eğitimi yaygınlaştırma görevi vardır. INSTRAW Eylem Platformu’nun ışığında kendi çalışma programını gözden geçirmeli ve görev alanına giren, Eylem Platformu’nun belirli hedeflerini uygulamak için bir program geliştirme­lidir. Öncelik verilmesi gereken araştırmaları ve araştırma yöntemlerini belirle­meli, kız çocuğunun statüsüne ilişkin olanlar dâhil kadınlara ilişkin çalışmaların ve toplumsal cinsiyet araştır­malarının yürütülmesi için ulusal kapasiteleri güç­lendirmeli ve bu amaçla harekete geçirilebilecek araştırma kurumlarından ağlar oluşturmalıdır. Ayrıca Enstitünün etkin olarak destekleyebileceği ve yaygınlaş­tırabile­ceği eğitim ve öğretim türlerini belirlemelidir.

 

Birleşmiş Milletler Kadınlar İçin Kalkınma Fonu

335. UNIFEM’in görevi, kadın boyutunu kalkınmanın bütün dü­zeylerine dâhil edecek teknik ve mali yardım sağlayarak gelişmekte olan ülkelerde ka­dınların ekonomik ve sosyal yönden kalkınmasına ilişkin tercih ve fırsatları artırmaktır. Bu nedenle UNIFEM, uygun olduğunda, kadınların politik ve eko­nomik yönden güçlendirilmelerine odaklanarak, Eylem Platformu’nun ışığında kendi çalışma programını gözden geçir­meli ve güçlendirmelidir. UNIFEM’in savunma rolü, kadının güçlendi­rilmesine ilişkin çok taraflı bir politik diyalog oluşturmaya yoğunlaşma­lıdır. İşlevlerini yerine getirebilmesi için yeterli kay­naklara sahip olması sağlanmalıdır.

 

Birleşmiş Milletler sisteminin uzman örgütleri ve diğer örgütleri

336. Ulusal düzeydeki eylemlere verdikleri desteği güçlendirmek ve Bir­leşmiş Milletlerin koordineli takip faaliyetlerine katkılarını artırmak için, her bir örgüt, önceliklerin yeniden sıralanması için amaçların ve hedeflerin belirlen­mesi ve Eylem Platformunda ifade edilen küresel ön­celiklerin gerçekleştirilmesi için dolaylı kaynakların saptanması dâhil, kendi yürüteceği belirli eylemleri tanımlamalıdır. Sorumluluğun ve so­rumluluk alacakların açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Bu konuya iliş­kin teklifler, kadının ilerlemesi için 1996-2001 dönemini kapsayan sis­tem çapındaki orta vadeli planda yer almalıdır.

337. Her örgüt, en yüksek düzeyinden itibaren kararlılık göstermeli ve he­deflerini gerçekleştirirken, kadın konularına ilişkin kendi odak noktalarının rollerini ve sorumluluklarını zenginleştirecek ve destekleye­cek adımlar atmalı­dır.

338. Buna ek olarak, görevleri, özellikle Afrikadakiler olmak üzere geliş­mekte olan ülkelere ve en az gelişmiş ülkelere teknik yardım sağla­mak olan uzman örgütler*

339. Birleşmiş Milletler sistemi, kadının ilerlemesine ilişkin belirli sorun­larını çözmelerini kolaylaştırmak için ekonomileri geçiş sürecinde olan ülkelere uygun teknik yardım ve diğer türden yardımlar sağlamayı düşünmeli ve bu yar­dımları gerçekleştirmelidir. , kadının ilerlemesinde devam eden yaygınlaştır­mayı güvence altına almak için daha çok işbirliği yapmalıdırlar.

340. Her örgüt, başta karar alma düzeylerinde olmak üzere cinsi­yetler arası dengeyi sağlamak için, kadınların profesyonel düzeyde işe alınmaları ve yerleştirilmelerine daha fazla öncelik vermelidir. Personel istihdamında ve hiz­met koşullarının belirlenmesinde dikkat edilmesi ge­reken en önemli nokta, en yüksek standartta verimlilik, yeterlilik ve bü­tünlük sağlama gereğidir. Buna bağlı olarak personel istihdamında müm­kün olduğu kadar geniş bir coğrafi dağılıma yer vermenin önemi unutul­mamalıdır. Örgütler, bu amaca ilişkin gelişmeleri düzenli olarak kendi yönetim organlarına bildirmelidirler.

341. Eylem Platformu’nun bütünüyle dikkate alınmasını sağlamak için, Birleşmiş Milletlerin ülke düzeyindeki uygulamaya yönelik kal­kınma faaliyetle­rinin koordinasyonu, Genel Kurul’un ilgili kararları, özellikle de 47/199 sayılı kararı uyarınca ülke temsilcisinin yerleşik ko­ordinatörlüğünde sistem vasıta­sıyla güçlendirilmelidir.

 

2. Diğer Uluslararası Kurumlar ve Örgütler

342. Eylem Platformu’nun uygulanmasında, yatırımların ve prog­ramların kadınların yararına olmasını ve böylece sürdürülebilir kalkın­maya katkıda bulunmalarını garantilemek için, uluslararası mali kurum­lar, politika, süreç ve personeli gözden geçirmeye ve düzeltmeler yap­maya teşvik edilmişlerdir. Bu kurumlar aynı zamanda, üst düzey görev­lerde yer alan kadınların sayısını artır­maya, personelin cinsiyet analizi konusunda eğitilmesini yaygınlaştırmaya ve borç verme programları ile diğer faaliyetlerin kadınlarla erkekler üzerindeki farklı etkilerini bütü­nüyle ele almayı sağlayan politikalar ve standartlar oluş­turmaya teşvik edilmişlerdir. Bu açıdan Bretton Woods Enstitüleri, Birleşmiş Milletler ve onun fonları, programları ve uzman örgütleri, kadının ve ailesinin ya­rarı için hazırlamış programların etkisini güçlendirmek amacıyla, yar­dımları­nın daha verimli ve etkin koordinasyonunu sağlamak için, geniş kapsamlı di­yalog dâhil düzenli ve sağlam bir diyalog kurmalıdırlar.

343. Genel Kurul, Dünya Ticaret Örgütünü, Birleşmiş Milletler sis­temiyle işbirliği yaparak gerçekleştireceği faaliyetler dâhil, Eylem Plat­formu’nun uy­gulanmasına nasıl katkıda bulunabileceğini düşünmeye davet etmelidir.

344. Eylem Platformu’nun uygulanmasında uluslararası hükümet dışı ku­ruluşların önemli bir rolü vardır. Platformun çeşitli düzeylerde uygulanmasını yaygınlaştırmada hükümet dışı kuruluşlarla işbirliği yap­mak için bir mekanizma oluşturulması düşünülmelidir.

 

BÖLÜM VI

MALİ DÜZENLEMELER

345. Kadının ilerlemesi için mali kaynaklar ve insan kaynakları genel­likle yetersiz olmuştur. Kadının İlerlemesi İçin Nairobi İleriye Yö­nelik Strate­jilerinin uygulanmasının bugüne kadarki yavaş gelişiminin nedenlerinden biri de budur. Birleşmiş Milletlerin daha önceki zirve ve konferanslarında kabul edilen, konuya ilişkin taahhütlerin dâhil olduğu Eylem Platformu’nun tam ve etkin bir biçimde uygulanması, kadının güçlendirilmesine yönelik mali kaynak ve insan kaynaklarını sağlamaya ilişkin siyasi bir kararlılığı gerektirmektedir. Bu da, politika ve program­ların bütçesine ilişkin kararlarda, cinsiyete dayalı bakış açısına yer ver­meyi ve kadın erkek eşitliğini güvenceye alacak özel prog­ramların yeterli finansmanını gerektirecektir. Eylem Platformunu uygulamak için fonla­rın belirlenmesi ve bütün sektörlerdeki mevcut kaynakların harekete ge­çirilmesi gerekecektir. Programlar içinde ve arasında politikaların yeni­den düzenlenmesine ve kaynakların yeniden tahsisine ihtiyaç olabilir ama her poli­tika değişikliğinin mali düzenlemeler gerektirmeyeceği ortadadır. Yenilikçi fon bulma yollarıyla sağlanacak kaynaklar dâhil, hem özel hem de kamu sektörle­rinden sağlanacak ek kaynakların harekete geçirilmesi gerekli olabilir.

 

A. Ulusal Düzey

346. Eylem Platformu’nun stratejik hedeflerini uygulama sorum­luluğu öncelikle Hükümetlere aittir. Bu hedeflere ulaşmak için Hükü­metler, kadınların kamu sektörü harcamalarından nasıl yararlandıklarını sistematik olarak gözden geçirmeye çaba göstermeli; hem üretim kapa­sitesini artırmak hem de sosyal ihtiyaçları karşılamak için kamu sektörü harcamalarına eşit ulaşabilirliği sağla­yacak bütçe ayarlamaları yapmalı; ve Birleşmiş Milletlerin diğer zirve ve konfe­ranslarında kabul edilen cin­siyete ilişkin taahhütleri gerçekleştirmelidirler. Hükümetler, Eylem Plat­formuna ilişkin başarılı ulusal uygulama stratejileri geliştirmek için, cin­siyetler arası etki analizlerini gerçekleştirmeye yönelik kaynaklar dâhil, yeterli kaynak tahsis etmelidirler. Aynı zamanda da Hükümet­ler, ek kay­nakları harekete geçirmeleri için hükümet dışı kuruluşları, özel sek­törü ve diğer kurumları teşvik etmelidirler.

347. Kadının ilerlemesine yönelik ulusal mekanizmalara ve bun­ların yanı sıra, uygun olduğunda, Eylem Platformu’nun uygulanmasına ve izlenme­sine katkıda bulunabilecek bütün kurumlara yeterli kaynak tahsis edilmelidir.

348. Kadının ilerlemesine yönelik ulusal mekanizmaların henüz var ol­madığı ya da henüz sürekli olacak biçimde kurulmadığı yerlerde Hükümetler, bu tür mekanizmalar için yeterli ve sürekli kaynaklar sağ­lamaya çalışmalıdırlar.

349. Eylem Platformu’nun uygulanmasını kolaylaştırmak için Hükü­metler, uygun olduğunda, ulusal güvenlik ihtiyaçlarıyla uyumlu olarak aşırı askeri harcamaları ve silah üretimiyle kullanımına yapılan yatırımları azaltmalı­dırlar.

350. Hükümet dışı kuruluşlar, özel sektör ve sivil toplumun diğer ak­törleri, Eylem Platformu’nun uygulanması için gerekli olan kaynakla­rın tahsis edilmesini teşvik etmelidirler. Hükümetler, bu amaca katkıları­nın sürekli olma­sını sağlamak için hükümet dışı kuruluşların, özellikle de kadın örgütlerinin ve ağlarının, feminist grupların, özel sektörün ve sivil toplumun diğer üyelerinin kaynakları harekete geçirmesi için destekleyici bir ortam oluşturmalıdırlar. Hü­kümet dışı kuruluşların kapasitesi bu açı­dan güçlendirilmeli ve zenginleştiril­melidir.

 

B. Bölgesel Düzey

351. Bölgesel kalkınma bankaları, bölgesel ticaret birlikleri ve di­ğer bölgesel kurumlar, Eylem Platformu’nun uygulanması için, borç verme ve diğer faaliyetlerinde kaynakların harekete geçirilmesine katkıda bulunmaya ve yar­dımcı olmaya davet edilmelidirler. Aynı zamanda da politikalarında ve fon sağlama yöntemlerinde Eylem Platformunu dikkate almaya teşvik edilmelidirler.

352. Altbölgesel ve bölgesel örgütler ve Birleşmiş Milletlerin bölgesel komisyonları uygun olan yerlerde ve belirlenmiş görev alanları içerisinde Ey­lem Platformu’nun uygulanması için fonların harekete geçi­rilmesine yardımcı olmalıdırlar.

 

C. Uluslararası Düzey

353. Eylem Platformu’nun gelişmekte olan ülkelerde, özellikle Af­rika’da ve en az gelişmiş ülkelerde uygulanması için yeterli mali kay­naklar uluslararası düzeyde taahhüt edilmelidir. Eylem Platformu’nun gelişmekte olan ülkelerde uygulanması için ulusal kapasiteleri güçlen­dirmek, gelişmiş ülkelerin gayrı safi milli hasılalarının % 0.7’sini genel resmi kalkınma yardımı olarak kullanmalarına ilişkin kabul edilmiş hede­fin mümkün olan en kısa sürede ger­çekleştirilmesini ve bunun yanı sıra da Eylem Platformunu uygulamak için dü­zenlenmiş faaliyetlerin fon paylarının artırılmasını gerektirecektir. Buna ek ola­rak kalkınmada işbir­liği yapan ülkeler, cinsiyete dayalı bir yaklaşımla bütünleş­tirme yoluyla yardımların kalitesini ve etkililiğini artırmak için kendi yardım program­larının eleştirel bir analizini yapmalıdırlar.

354. Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu ve Uluslararası Ta­rımsal Kalkınma Fonunun dâhil olduğu uluslararası mali kurumlar ve bölgesel kal­kınma bankaları, bağışlarını ve kalkınma yardımlarını ince­lemeye ve Eylem Programının gelişmekte olan ülkelerde, özellikle Af­rika’da ve en az gelişmiş ülkelerde uygulanmasına yönelik programlara bağış ve kredi tahsisi yapmaya davet edilmelidirler.

355. Birleşmiş Milletler sistemi, Eylem Platformu’nun uygulan­ması için başta Afrika’dakiler olmak üzere gelişmekte olan ülkelere, ve en az geliş­miş ülkelere teknik işbirliği ve diğer türden yardım sağlamalı­dır.

356. Eylem Platformu’nun ekonomileri geçiş sürecinde olan ül­kelerde uygulanması, uluslararası yardım ve işbirliğinin sürekli olmasını gerektirecektir. Birleşmiş Milletler sisteminin teknik ve sektörel örgütler dâhil tüm örgütleri ve organları, bu tür ülkelerin kadının ilerlemesi için politika ve program geliştirme ve uygulama çabalarını kolaylaştırmalıdır. Bu amaçla Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası, bu çabalara yar­dımcı olmaya davet edilmelidirler.

357. Eylem Platformu’nun hedeflerinin gerçekleştirilmesini ko­laylaş­tırmak amacıyla Dünya Sosyal Kalkınma Zirvesinin ve Birleşmiş Milletlerin diğer dünya zirve ve konferanslarının borç yönetimine ve azaltılmasına ilişkin kararlarının uygulanması gerekmektedir.

358. Eylem Platformu’nun uygulanmasını kolaylaştırmak için, resmi kalkınma yardımının ve ulusal bütçenin ortalama % 20’sini temel sosyal prog­ramlara tahsis etme konusunda karşılıklı bir taahhütte bulun­mayı kabul eden ilgili gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ortakları, cinsi­yete dayalı bakış açısını dikkate almalıdırlar.

359. Birleşmiş Milletler sisteminin kalkınma fonları ve program­ları, mevcut program ve projelerinin Eylem Platformu’nun uygulanma­sına hangi ölçüde yöneltilmiş olduğuna ilişkin bir analizi hemen yapmalı ve bir sonraki planlama dönemi için, kadınla erkek arasındaki farklılıkları ortadan kaldırmaya yönelik teknik yardım ve fon sağlama faaliyetlerinin yeterli kaynağa sahip ol­masını güvence altına almalıdırlar.

360. Birleşmiş Milletler fonlarının, programlarının ve örgütlerinin özellikle de UNIFEM ve INSTRAW’un kadının güçlendirilmesindeki ve dola­yısıyla kendi görev alanları içerisinde Eylem Platformu’nun uygu­lanmasındaki, kadının ilerlemesi için araştırma, eğitim ve bilgilendirme faaliyetlerindeki ve cinsiyete dayalı bakış açısını kalkınma çabalarıyla bütünleştirmeye yönelik tek­nik ve mali yardımlardaki önemli rolü göz önüne alındığında , uluslararası top­luluk tarafından sağlanan kaynakların elverişli ve yeterli düzeyde olması bir ge­reklilik olarak ortaya çıkmaktadır.

361. Kadının ilerlemesini yaygınlaştırma çabalarında Birleşmiş Millet­ler sisteminin verimliliğini ve etkililiğini geliştirmek ve Eylem Platformu’nun hedeflerini gerçekleştirme kapasitesini artırmak için, Bir­leşmiş Milletler siste­minin çeşitli bölümlerini, özellikle de Birleşmiş Milletler Sekreteryası’nın Ka­dının İlerlemesi Bölümü’nün ve kadının ilerlemesini yaygınlaştırmaya yönelik özel görevleri olan diğer birimlerin ve yardımcı organların yenilenmesi, düzel­tilmesi ve yeniden canlandırıl­ması gerekmektedir. Bu açıdan Birleşmiş Milletler sistemi içindeki idari organlar Eylem Platformu’nun etkin uygulanmasına özel önem vermeye ve fonların bu amaçla en etkin ve en verimli şekilde kullanılma­sını sağ­lamak için politika, program, bütçe ve faaliyetlerini gözden geçirmeye teşvik edilmişlerdir. Eylem Platformu’nun uygulanması için Birleşmiş Milletle­rin düzenli bütçesinden ek kaynakların tahsis edilmesi gerekebi­lecektir.

 

NOTLAR

1/ Birleşmiş Milletler Kadın On Yılı: Eşitlik, Kalkınma ve Ba­rış’ın Ka­zanımlarını Gözden Geçirmek ve Değerlendirmek İçin Düzenle­nen Dünya Konferansı Raporu, Nairobi 15-26 Temmuz 1985 ( Birleşmiş Milletler yayını, Satış No. E.85. IV. 10), böl. I, kıs, A.

2/ Dünya İnsan Hakları Konferansı Raporu, Viyana 14-25 Hazi­ran 1993 (A/Conf. 157/24 (Bölüm I)), bölüm III.

3/ Genel Kurul Kararı 34/180, ek.

4/ Genel Kurul Kararı 45/164.

5/ Genel Kurul Kararı 44/82.

6/ Genel Kurul Kararı 48/126.

7/ A/47/308-E/1992/97, ek.

8/ Genel Kurul Kararı 48/104.

9/ Viyana Deklarasyonu ve Eylem Programı, Dünya İnsan Hak­ları Kon­feransı Raporu...., böl. III, para.5.

10/ Bakınız Çok Taraflı Ticaret Görüşmelerinin Uruguay Round’u So­nuçları: Yasal Metinler Cenevre GATT Sekreteryası 1994)

11/ Genel Kurul Kararı 44/25, ek.

12/ Herkes İçin Eğitim: Temel Öğrenme İhtiyaçlarını Karşılamak İçin Dünya Konferansı Son Raporu, Jomtien, Tayland, 5-9 Mart 1990, Herkes İçin eğitim Dünya Konferansı’nın Örgütler arası Komisyonu (UNDP, UNESCO, UNICEF, Dünya Bankası), New York, 1990, ek I.

13/ Genel Kurul Kararı2200 A(xxı), ek.

14/ Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı Raporu, Kahire 5-13 Eylül 1994 (Birleşmiş Milletler yayını, Satış No.E.95. XIII. 18), böl I, karar 1, ek.

15/ Dünya Sosyal Kalkınma Zirvesi Raporu, Kopenhag, 6-12 Mart 1995 (A/Conf. 166/9), böl I, karar 1, ekler I ve II.

16/ Güvenli olmayan düşük, ya gerekli beceriye sahip olmayan kişiler tarafından ya da asgari tıbbi standartlara sahip olmayan bir or­tamda istenmeyen gebeliğin sonlandırılması olarak tanımlanmıştır. [Dünya Sağlık Örgütü, Güvenli Olmayan Düşüğün Önlenmesi ve Ted­birler, Teknik Çalışma Grubu Raporu, Cenevre Nisan 1992 (WHO/MSM/92.5)].

17/ Uluslararası Beslenme Konferansı Son Raporu, Roma 5-11 Aralık 1992 (Roma, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, 1993), Bölüm II.

18/ Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı Raporu, Rio de Janeiro 3-14 Haziran 1992, Cilt I, Konferansta Benimsenen Ka­rarlar (Birleşmiş Milletler yayını, Satış No. E. 93, I.8 ve düzeltmeler), Karar 1, ek I.

19/ Aynı kitapta, karar 1, ek II.

20/ Genel Kurul Kararı 317 (IV), ek.

21/ Genel Kurul Kararı217 A(III).

22/ Genel Kurul Kararı 39/46, ek.

23/ Genel Kurulun 47. Oturumunun Resmi Kayıtları, Ek No. 38 (A/47/38), böl I.

24/ Birleşmiş Milletler, Antlaşmalar Dizisi, Cilt 75, No. 973, s. 287.

25/ Dünya İnsan Hakları Konferansı Raporu...., böl III, kısım II, para. 38.

26/ Bakınız Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Yıllığı, Cilt 5: 1980 (Birleşmiş Milletler Yayını, Satış No. E. 81, IX.4 ), ek VII.

27/ Genel Kurul Kararı260 A(III), ek.

28/ Birleşmiş Milletler Antlaşmalar Dizisi, Cilt 189, No. 2545.

29/ Aynı kitapta, cilt 606, No. 8791.

30/ Genel Kurul Kararı 48/96, ek.

31/ Genel Kurul Kararı 1386 (XIV).

32/ Bakınız CEDAW / SP/1995/2.

33/ Genel Kurul Kararı2106 A(XX), ek.

34/ Genel Kurul Kararı 41/128, ek.

35/ Birleşmiş Milletler Çevre Programı, Biyolojik Çeşitlilik Söz­leşmesi (Çevresel Hukuk ve Kurumlar Program Faaliyet Merkezi), Hazi­ran 1992.



* 15 Eylül 1995 tarihindeki 16. Kurul toplantısında kabul edilmiştir

* www.kadininstatusu.gov.tr/upload/mce/eski_site/Pdf/pekin.doc

* Vatikan bu bölüme genel muhalefet şerhi koymuştur. Vatikan temsilcisinin Ana Komite'nin 14 Eylül 1995 tarihindeki 4. toplantısında açıkladığı muhalefet şerhleri, görüş bildirme olarak yorumlanmalıdır.

* Yukardaki paragraf29' da belirtildiği şekliyle.

* (UNDP, UNFPA...)