Şiddetli Geçimsizlik (Evlilik Birliğinin Sarsılması) Nedeniyle Boşanma
Eşler için evlilik birliği, ortak hayatın sürdürülmesi kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa bu takdirde boşanmaya karar verilebilmektedir. Bu boşanma nedeni mutlak değil nisbidir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması için ortak yaşamın çekilmez hale gelmesi gerekmektedir.
Bu nedene dayanarak boşanmaya karar verilebilmesi için iki koşulun gerçekleşmesi gerekmektedir. Evlilik birliği temelinden sarsılmalı ve ortak yaşam çekilmez hale gelmelidir.
Mutlak boşanma nedenlerinde, nedenin gerçekleşmesi tek başına evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ispatlamaktadır. Örneğin zina fiilinin evlilik birliğini temelinden sarstığı tartışmasızdır. Ancak nisbi boşanma nedenlerinde, nedenin yanında birde bu neden sebebiyle ortak yaşamın çekilmez hale gelmesi gerekmektedir. Örneğin eşin aşırı içki içmesi tek başına boşanmaya karar verilmesine yetmemektedir. Aşırı içki içen kişinin bu durumu diğer eş için ortak yaşamı çekilemez hale getirmelidir. Davacı evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan fiilin aynı zamanda ortak yaşamı çekilmez kıldığını da ayrıca ispatlamalıdır. Burada önemli olan bu davranış nedeniyle ortak hayatın çekilemez hale geldiğinin ispatlanmasıdır.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası açma hakkı yalnızca kusursuz eşe değil kusurlu eşe de tanınmıştır. Ancak kusurlu eşin dava açabilmesi için, boşanmaya neden olan olaylarda, diğer eşin az da olsa kusurunun bulunması gerekir. Eğer davalı durumdaki eşin hiç kusuru yok ise ona karşı evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayanılarak boşanma davası açılamaz.
Az kusurlu eşin açılan davaya itiraz etme hakkı vardır. Ancak bu itiraz eğer hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise o takdirde boşanmaya karar verilecektir. Birlikte yaşamaktan kaçınan eşin itirazı, yıllardır başka biriyle birlikte yaşayan eşin itirazı, ağır hakaretlerde bulunmuş olan eşin itirazı hakkın kötüye kullanılmasına örnek olarak gösterilebilir.
Evliliği sarsan davranışların neler olduğunu gösteren herhangi bir düzenleme hukukumuzda bulunmamaktadır. Evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan davranışlar tek başına boşanmaya karar verilmesine yetmemektedir. Bu davranışların diğer eş açısından ortak hayatı çekilmez hale getirdiğinin de ispatlanması gerekmektedir.
Mahkemelere yansıyan davranış ve olaylar Yargıtay’ın kabulü doğrultusunda hukuk uygulamasında boşanma nedeni olarak kabul edilmektedirler.
Evlilik birliğini sarsan ve boşanma nedeni olarak kabul edilen davranış ve olayları şu şekilde tasnif etmek mümkündür;
Manevi zarar verenler; aşağılamak, alay etmek, küçük düşürmek, iftirada bulunmak, hırsızlık yapmak, tükürmek, başkaları ile kıyaslamada bulunmak, dedikodu yapmak, sadakatsizlikle suçlamak, iktidarsızlıkla suçlamak, sapık diye suçlamak, hakaret etmek, sevgisiz davranmak, aşırı kıskançlık, tehdit etmek, baskı kurmak, ilgisizlik gibi,
Maddi zarar verenler; ayrı ev kurmamak, aşırı borçlanmak, kumarbazlık, eve haciz gelmesine neden olmak, cimrilik, evin maddi ihtiyaçları ile ilgilenmemek, işe gitmemek, eşinin çalışmasına izin vermemek gibi,
Cinsellikle ilgili olanlar; cinsel tacizde bulunmak, cinsel ilişki kurmamak, cinsel ilişkiye yanaşmamak, zorla cinsel ilişkide bulunmak, istenmeyen biçimde cinsel ilişki kurmak, iktidarsızlığı açıklamak, eve başkasını almak, başkasıyla karı koca hayatı yaşamak, başkasıyla cinsel ilişkiye girmek gibi,
Fiziksel zarar verenler; dövmek, yaralamak, etrafa zarar vermek gibi,
Sosyal ilişkilerle ilgili olanlar; aşırı alkol kullanmak, uyuşturucu kullanmak, bedduada bulunmak, zarar vermek için ihbar veya şikâyette bulunmak, başkasıyla imam nikâhlı yaşamak gibi,
Boşanma nedeni sayılan davranış ve olaylara ilişkin Yargıtay kararlarının özetleri kitabın ileriki sayfalarda ayrı bir bölüm olarak yer almaktadır.
Mevcut boşanmalar içerisinde en çok başvurulan boşanma nedeni, evlilik birliğinin sarsılması nedenidir.
Evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayanan boşanmalar yıllar içerisinde büyük artış göstermiştir. Nüfus artışının evlilikleri ve boşanmaları arttırdığı aşikâr olmakla beraber özelinde bu nedene dayalı boşanmalar yukarıda sayılan diğer boşanma nedenlerinin aksine ciddi anlamda artış göstermiştir.
1940 senesinden 1999 senesine kadar 722.539 boşanma, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayanmış iken, bu 46 yıllık zaman diliminde gerçekleşen boşanma sayısına yakın sayıda boşanma neredeyse son altı yılda gerçekleşmiştir.
2007 yılında da 94.219 boşanmanın gerçekleştiği ve bu rakamın neredeyse %90’dan fazlasının evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle gerçekleştiğini varsaydığımızda tablo ürkütücü bir hal almaktadır.
Yine 2005 yılı verilerine göre 183.978 kişi evlilik birliğinin sarsılması, diğer deyişle şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmıştır.
Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle gerçekleşen boşanmalarda yaş itibariyle kadınların otuz yaşına kadar, erkeklerden sayıca fazla oldukları, otuz yaşından sonra ise erkeklerin sayısının kadınlardan fazla olduğu görülmektedir.