Suriyelilere Ait Taşınmazlarının Satış, Bağış veya Zilyetlik Yoluyla Kazanılması Mümkün Değildir

YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/4215 K. 2008/6078 T. 1.12.2008

DAVA: Hasan Hazar ile Hazine, Ayvaz oğlu Yusuf Avvat kayyımı Mal Müdürü Aydın Yaman, Makbule Hazar ve müşterekleri, dâhili davalı İskenderun Belediye Başkanlığı aralarındaki dava hakkında İskenderun 2.Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 19.09.2005 tarih ve 124/370 sayılı hükmün Dairenin 03.03.2008 gün ve 182/1140 sayılı ilâmiyle onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR: Davacı Hasan Hazar vekili tarafından davalılar Ayvaz oğlu Yusuf Avvad kayyımı Malmüdürü Aydın Yaman, Hazine, Makbule Hazar ve müşterekleri, dahili davalı İskenderun Belediye Başkanlığı aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının ilk bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairece hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davacı vekili, süresinde vermiş olduğu karar düzeltme dilekçesiyle onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasını istemiştir.

Dairenin 3.3.2008 tarih 182/1140 esas ve karar sayılı ilamı ile, kayıt maliki Yusuf Avvat'ın tapu sicilinden kim olduğunun anlaşıldığı ve bilinen kişi olduğu, yine tapu kaydındaki bilgilere göre bu kişinin Suriyeli Ermeni olduğu, Suriye uyruklu kişilere ait taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçeleri ile yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. Onama kararında da yazılı olduğu üzere, dava konusu146 m2miktarında ve arsa vasfındaki 512 parsel 25.02.1927 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında Ayvaz oğlu Yusuf Avad adına tespit görüp tapuya tescil edilmiştir. Tercümesi yaptırılan tapu kayıtlarında Yusuf Avad'ın Kilise mahallesinden Suriyeli Ermeni olup, 55 yaşlarında olduğu yazılıdır. İlk bozma ilamında da açıklandığı üzere kayıt maliki Yusuf Avad; adı, soyadı, baba adı, uyruğu, yaşı itibariyle tapu sicilinden kim olduğu anlaşılan bir kişidir. Yine tapu kaydındaki bilgilerden bu kişinin Suriyeli Ermeni olduğu yazılıdır.15 Haziran 1927 tarih 1062 sayılı Kanunun 1.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılan 01.10.1966 gün ve 6/7104 sayılı kararname hükümleri gereği Suriye uyruklulara ait taşınmazlara Hazinece elkonulmuştur. Böyle bir yer üzerinde zilyetlik ve tasarruf yasaklanmış olduğundan iktisap sağlamaz. Onama ilamında kayıt malikinin Suriyeli Ermeni olduğu tapu kaydında açıkça yazılı olduğu ve toplanan deliller karşısında ilk bozma ilamında da açıklandığı gibi Suriye uyruklu olduğu konusunda bir ihtilaf olmadığı kabul edilmiş ise de dosyada bu konuda yapılan araştırma eksiktir. Dairece bu hususun gözden kaçırılarak Suriyeli Ermeni'nin Suriye uyruklu olarak nitelendirilerek onama yapılmış olması maddi hataya dayanmaktadır. Suriyeli Ermeni'nin seçimlik hakkını kullanıp kullanmadığı konusundaki araştırma eksik olduğundan davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin 3.3.2008 tarih 182/1140 esas ve karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verilerek dosyanın incelenmesi sonunda;

Az yukarıda da açıklandığı üzere iptali istenen 512 parselin kayıt maliki Ayvaz oğlu Yusuf Avad Kilise mahallesinden 55 yaşında Suriyeli Ermeni olup adı, soyadı, baba adı, uyruğu,yaşı itibariyle tapu sicilinden kim olduğu anlaşılan bir kişidir. Hatay'ın Anavatana katılması tarihinden sonra 1062 sayılı “Hudutları Dahilinde Tebamızın Emlakine Karşı Mukabele-i Bilmisil Tedaviri İddihazı Hakkındaki Kanunun” vermiş olduğu yetkiye dayanılarak çıkarılan kararnameler uyarınca Suriye uyruklu kişilerin Türkiye'deki taşınmazları hakkında bir seri kararnameler çıkarılmış en son 1.10.1966 gün 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Suriye uyruklu kişilerin taşınmazlarına el konulmuş her türlü temliki tasarruflar yasaklanmıştır. Bu tarihten sonra Suriye uyruklu kişilerin Türkiye'deki taşınmazlarının satış, bağış gibi bir işlem veya zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün değildir. Mahkemece benimsenen gerekçe 1062 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan kararname hükümleri karşısında doğru ve yerinde ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Başka bir anlatımla taşınmazların Suriye uyruklu kişilere ait olup olmadığı, Suriye uyruklu kişilere ait ise Hatay'ın Anavatana katılması üzerine bu kişilerin Türkiye lehine seçimlik hakkını kullanıp kullanmadıkları usulen tam olarak araştırılıp belirlenmeden davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Taşınmaz malikinin Suriye uyruklu olup olmadıklarının belgelerle kanıtlanması ve yetkili mercilerden sorulup belirlenmesi gerekir. Bu nedenle Suriyeli Ermeni Ayvazoğlu Yusuf Avad'ın T.C.vatandaşı olup olmadığının,az yukarıda yazılı seçimlik hakkını kullanıp kullanmadığının Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden,Suriye vatandaşı olup olmadığı ve kaydının bulunup bulunmadığının Dışişleri Bakanlığı aracılığı ile Suriye Devleti nezdinde sorularak araştırılması, bu yolda yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda taşınmaz maliki halen Suriye uyruklu kimse veya seçimlik hakkını Suriye Devleti lehine kullanmış ise, şimdiki gibi davanın reddine, Suriye uyruklu kişi olup da seçimlik hakkını kullanmayarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını seçmiş veya hiç Suriye uyruklu olmayan kimse ise, kayıt malikinin tapu kütüğünden anlaşılan kimse olduğu belirlendiğine göre TMK'nun 713/2.maddesinde yazılı ölüm sebebi dikkate alınarak davacı tarafa kayıt malikinin ölüm tarihi ve mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesini ibraz edebilmesi ve varsa mirasçılarını davaya dahil edebilmesi için süre ve imkan verilmesi,davacı tarafça mirasçılık belgesi ibraz edildiği takdirde belirlenen mirasçılara davanın yöneltilmesi sağlanarak iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanılması, davacı lehine kazanma koşullarının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi,davacı tarafça mirasçılık belgesi ibraz edilmediği, mirasçılar belirlenemediği takdirde isteğin mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davası olduğu, TMK.nun 6.maddesinde yazılı herkesin iddiasını ispatla yükümlü bulunduğu ve ispat yükü üzerinde bulunan davacının davasını ispat edemediği gözönünde bulundurularak TMK.nun 501.maddesi hükmü uyarınca kayıt malikinin terekesinin Hazineye kaldığının kabulü gerekir. Bu şekilde Hazineye kalan bir yerin olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi de mümkün olmaz. Zira, kanunlar uyarınca Hazineye kalan taşınmazların bu yoldan kazanılması mümkün görülmemektedir. Mahkemece bu yönler düşünülerek açıklandığı şekilde yeterli araştırma yapılmadan ve davacı tarafa mirasçılık belgesini ibraz edebilmesi için kesin süre verilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteği yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairenin 3.3.2008 tarih 2008/182 E. 2008/1140 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına, eksik incelemeye dayalı yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA ve 42,00 YTL peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 01.12.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.