Ziynet Davaları

Yazar: Av. Mehmet Şerif Sağıroğlu
Ziynet davaları hukuk uygulamamızda genellikle evlilik töreninde takılan ziynetler üzerinde yoğunlaşmış ise de nişanlılık ve sünnet törenlerindeki ziynetler de dava konusu olabilmektedir.
Kitapta doktriner açıklamalarla birlikte Yargıtay uygulaması sistematik bir şekilde okuyucunun kullanımına sunulmuş ve Yargıtay kararlarının özetleri birer açıklayıcı nota dönüştürülmüştür.
Kitaptaki bölümlerin konu başlıkları uygulamadan yola çıkılarak düzenlenmiş ve kavram indeksi bu bakış açısıyla hazırlanmış, kitabın okuyucu tarafından aktif olarak kullanılması hedeflenmiştir.
Uygulamada ziynetlerin eşler dışında kayınpeder vb. üçüncü kişilerin eline bırakılması gibi ayrıksı durumlara ilişkin uygulamalar da okurun bilgisine sunulmuştur.
Kitabın sonunda uygulamadan örnekler başlığı altında dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve delil listesi örneklerine yer verilerek kitap, hukukçular dışında ihtiyacı olan kişilerin de kullanabileceği bir içeriğe kavuşturulmuştur.
İÇİNDEKİLER
(Yargıtay Karar Özetleri ile Birlikte)
SUNUŞ. VII
§1. GİRİŞ. 1
§2. ZİYNET EŞYASININ HUKUKİ NİTELİĞİ. 5
Düğün sırasında kadına takılan ziynetler kadının kişisel malıdır. 7
Ziynet eşyasına yönelik istek "kişisel malın" iadesine yöneliktir 7
§3. ZİYNET ALACAĞI DAVASININ HUKUKİ DAYANAĞI. 9
Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanunun 226. maddesinde düzenlenmiş olup ihtilafın bu madde hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 9
§4. GÖREVLİ MAHKEME.. 11
Ziynetlerin iadesi istemi ile açılan davada görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. 11
Resmi nikâhı olmayan eşlerin ziynet talebi ile açtıkları davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. 12
Nikâh olmaksızın fiilen beraber yaşayanlar arasındaki ziynetlere ilişkin tazminat talebi aile mahkemesinin görevine girmez. 13
Kişisel eşyaların iadesine ilişkin davaların Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce veya sonra açılmasına bakılmaksızın Aile mahkemesinde görülmesi zorunludur. 14
Aile hukukundan doğan davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. 15
Kadının ziynet ve eşyalara ilişkin isteği Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından (üçüncü kısım hariç olmak üzere) kaynaklanmakta olup görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. 16
Taraflar 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girmeden önce 1989 yılında boşanmışlardır. Boşanma tarihinde taraflar arasında mal ayrılığı rejimi geçerlidir. Dava Borçlar Kanununa dayalı ziynet alacağına ilişkin olup davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. 17
Ziynetlerin iadesi istemine ilişkin davalar Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde ve Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanır. 17
Kişisel malın edinilmesine ziynetler bozdurulmak suretiyle yapılan katkının istendiği dava Türk Medeni Kanununun 227. maddesine dayandığından görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. 18
Evlilik birliği içerisinde edinilen ziynetlerin iadesi istemi ile açılan davada görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. 19
§5. YETKİLİ MAHKEME.. 21
Ziynet alacağına ilişkin davada yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesidir. 21
Karşı boşanma davası ile talep edilen ziynetlerle ilgili olarak asıl davaya bakan mahkeme yetkilidir. 22
§6. HUSUMET.. 23
Ziynetlerin iadesinde kayınbabanın müştereken sorumlu tutulması…... 23
Ziynet eşyalarının kayınvalideye teslim edilmesi …... 27
Ziynetlerin davacının babasına teslim edilmesi …... 28
Ziynetlerin kayınpederde kalması hayatın olağan akışına uygun değildir. 30
Ziynetlere ilgili kayınbabanın da sorumlu tutulması …... 31
Ziynetlerin kocanın ölümünden sonra ailesinden istenmesi …... 32
Ziynetlere ilgili kayınbabanın kabulü …... 33
Kayınbabanın ziynetleri teslim alan sıfatıyla imza atması …... 34
Ziynetlerin gelin tarafından bozdurulup kayınbabanın borcunun ödenmesi …... 35
Mehir senedinde yazılı ziynetlerin kayınbabada kalması …... 36
§7. HARÇ.. 37
Ziynetlerle ilgili başvuru harcı yatırılmadığına göre, peşin karar ve ilam harcının sonradan yatırılmış olması, bağımsız nitelikteki bu talebi karşı dava haline getirmez. 38
Ziynet istemine ilişkin dava boşanma davasının fer’isi değildir. 44
Ziynet talebi nisbi harca tabidir. 45
Ziynete ilişkin istemin tazminat isteminden ayrıştırılması gerekir. 46
Cevap dilekçesi ile açılan karşı davada başvurma harcının yatırılması gerekir. 47
Dava dilekçesinde yer almayan istemin sonradan harçlandırılması bu istemi dava haline getirmez. 47
Davalının cevap dilekçesinde belirttiği ziynetler için nispi harcın sonradan yatırılmış olması bu istemi dava haline getirmez. 48
Süresinde açılmayan karşı davanın ayrı bir esasa kaydedilmesi gerekir. 49
Cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen savunma ve definin cevap dilekçesinin sonradan ıslahı suretiyle ileri sürülmesi mümkün ise de, ayrı ve müstakil bir dava olan karşılık davanın cevap dilekçesinin sonradan ıslahı suretiyle açılması usulen mümkün değildir. 50
Nisbi harcın verilen sürede ikmal edilmemesi halinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. 51
Başvuru harcı dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. 51
Nisbi harcın ikmali için olanak sağlanmadan karar verilmemelidir. 52
Cevap dilekçesi ile açılan karşı davada harçların yatırılması gerekir. 53
Maktu harcı alınan ziynet isteminde nisbi harç tamamlanmadan işin esası incelenmez. 54
§8. TALEPLE BAĞLILIK.. 55
Ziynetlerin bedelinin talep edilmesi halinde aynen iadeye hükmedilmemesi gerekir. 55
İstek, ziynetlerin mevcut ise aynen, değilse bedelinin tahsilinden ibaret olduğu halde, bu yön gözetilmeden yalnızca aynen iadeye karar verilmesi doğru değildir. 56
Ziynetlerle ilgili hüküm kurulurken talep aşılmamalıdır. 56
Ziynet eşyaları nitelikleri gereği piyasadan aynen temini mümkün olan yani misli eşya olduklarından fiili ödeme günündeki değeri istenebilir. 57
§9. FAİZ.. 59
Ziynetlerle ilgili talep olmadan faize hükmedilemez. 59
Ziynetlerle ilgili faiz talebi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekir. 60
Ziynetlere ilgili olarak dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken kesinleşmeden itibaren faize hükmedilmesi hatalıdır. 60
Usulüne uygun ıslah bulunmadan hükmedilen ziynet bedeli için dava tarihinden itibaren yasal faize karar verilmesi doğru görülmemiştir. 62
§10. ZAMANAŞIMI. 63
Aynen iade talebini içeren ziynet davası hukuksal nitelikçe mülkiyet hakkına dayalı istihkak davasıdır ve zamanaşımı söz konusu değildir. 64
Ziynet eşyalarının var olduğu tespit edilemez ise istem tazminata ilişkin olacağından on yıllık zamanaşımı uygulanır. 67
Nikâh devam ettiği müddetçe karı kocadan birinin diğeri zimmetinde olan alacakları hakkında zamanaşımı durur. 69
Çeyiz listesinde belirtilen eşyaların iadesi akdi ilişkiye dayanır ve BK.nun 125. maddesi gereğince zaman aşımı süresi 10 yıldır. 69
Misli eşyanın aynı cins ve nitelikte başka emsali ile yerine konulabilmesi olanaklı bulunmasına göre, artık zamanaşımından da söz edilemez. 70
Ziynet eşyası olup misli eşya niteliğindedir. Misli eşyanın aynı cins ve nitelikte başka emsali ile yerine konulabilmesi olanaklı bulunmasına göre, artık zamanaşımından da söz edilemez. 71
§11. ISLAH.. 73
Usulüne uygun ıslah ile ziynet talebi artırılabilir. 74
Davacının ziynetle ilgili ıslahı dikkate alınmadan karar verilmesi hatalıdır. 75
Cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen savunma ve definin cevap dilekçesinin sonradan ıslahı suretiyle ileri sürülmesi mümkün ise de, ayrı ve müstakil bir dava olan karşılık davanın cevap dilekçesinin sonradan ıslahı suretiyle açılması usulen mümkün değildir 76
§12. TEFRİK (AYIRMA) 77
Ziynetlerle ilgili delillerin ayrıca toplanıp değerlendirilmesi gerekir. 77
Süresinde açılmayan karşı davanın tefrikine karar verilmelidir. 78
§13. ZİYNET KARARININ İCRASI. 79
Ziynet alacağına ilişkin ilam kesinleşmeden icraya konabilir. 79
§14. BAĞIŞLAMANIN GERİ ALINMASI. 81
Evlilik aldatma sebebiyle değil şiddetli geçimsizlik sebebiyle sora erdiğinden bağışlamadan rücu koşulları da somut olayda gerçekleşmemiştir. 83
Bağışıdan geri dönmeyi gerektirir bir iddia ileri sürülmemiş ve şartları da bulunmamış olduğuna göre, kocanın evliliğin devamı sırasında ziynet eşyaları bozdurup, düğün masraflarını karşılaması kendisini ödeme yükümlülüğünden kurtarmaz. 84
Düğünde takılan ziynetlerin iadesine ilişkin istek Borçlar Kanununun 244/2. maddesine dayanmakta olup aile mahkemesinin değil, asliye hukuk mahkemesinin görevine girer. 85
Evlilik birliğini terk eden, ihtara rağmen eve dönmeyen ve bu nedenle hakkında boşanma kararı verilmiş olan eşe karşı bağışlamadan dönme hakkı doğmuştur. 86
Eşler arasında imzalanan senetle ziynetlerin her türlü ayrılıkta kadında kalacağı düzenlemesi karşısında şartları oluşsa bile bağışlamadan rücuya dayanılamayacağı. 87
Kocanın birlikte kusuru, karının yasaya göre yükümlü bulunduğu aile ödevlerine önemli olarak aykırı davranmasına sebebiyet verirse, böyle bir durumda koca artık bağışlamadan geri dönme hakkını kullanamaz. 88
Kadının başka bir erkekle kaçarak meşru olmayan bir ilişki kurması koca açısından bağışlamadan rücu şartı oluşturur. 89
Bağışlayan, geri alma sebebini öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alabilir. 90
Bağıştan rücu şartının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun boşanma dosyasının celbi ile araştırılması gerekir. 92
Bağıştan rücu davasında öncelikle ziynetlerin hibe edildiğinin ispatlanması gerekir. 92
O halde, bağışlayanın "ailesi" deyimi ve anlamı içerisine "torunların ve gelinin" de gireceğini kesinlikle kabul etmek gerekir. 93
Tarafların birinin kusuru sebebiyle fiili birleşme olmadan boşanmaları halinde bağışlamadan rücu şartı gerçekleşir. 96
§15. YARGILAMA GİDERİ OLARAK VEKÂLET ÜCRETİ. 97
Davanın husumetten reddedilmesi halinde vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir. 99
Davacının ziynet ve eşya alacağı talebi reddedildiği halde kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihindeki tarife gereğince nisbi vekâlet ücreti takdir edilmelidir. 100
Ziynetlerin kabul edilen kısmı üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmelidir. 101
Ziynetlerin reddedilen kısmı için nisbi vekalet ücretine hükmedilmelidir. 102
Feragat sebebiyle davanın reddinde vekâlet ücretine hükmedilmelidir. 102
Davadan sonra teslim edilen ziynetler için vekâlet ücretine hükmedilmelidir. 103
Görevsizlik nedeniyle ziynet davasının reddinde vekâlet ücretine hükmedilmelidir. 103
Kocanın reddedilen boşanma davası ile kadının kısmen kabul edilen eşyalarla ilgili olarak kadın yararına, kadının kısmen reddedilen eşya ve ziynetlere ait olarakta koca yararına vekâlet ücreti takdir edilmelidir. 104
Reddedilen karşı dava hakkında vekalet ücretine hükmedilmelidir. 105
Davacının boşanma davası red edildiği halde, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına ayrıca maktu vekâlet ücreti takdiri gerekirken, sadece reddedilen ziynet alacağı için nisbi vekâlet ücreti takdiri ile yetinilmesi doğru olmamıştır. 105
Ziynet talebi boşanmanın fer’isi olmadığından bu taleple ilgili olarak ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. 106
Ziynetlerin bedeli üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. 107
Ziynet eşyaları yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği halde, taraflarca yapılan yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden olumlu - olumsuz karar verilmemesi doğru olmamıştır. 107
§ 16. GEREKÇE VE HÜKÜM... 109
Gerekçeli kararda hüküm altına alınan ziynet eşyasının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. 111
Ziynet ve çeyiz eşyalarının toplu değerleri gösterilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir. 112
Davacı, ziynetlerinin aynen, olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini de istediğine göre hüküm altına alınan ziynetlerin cins, gram ve ayarları gösterilmeksizin toplamının değerine hükmedilmesi doğru değildir. 113
Mahkemece hükümde infazda tereddüt yaratmayacak şekilde kabulüne karar verilen eşyaların cins, nitelik ve değerleri ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekirken, tereddüt hâsıl olacak şekilde hüküm verilmesi doğru değildir. 113
Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulması doğru değildir. 114
Ziynetlerin ayar ve gramlarının hükümde belirtilmesi gerekir. 115
Hüküm altına alınan ziynet eşyalarının değerlerinin ayrı ayrı gösterilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. 116
Gerek tefhim edilen ve tutanakla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. 116
Gerekçenin kısa karara uygun yazılması gerekir. 117
Tarafların altın ve ziynet eşyası iadesi dava haklarından peşinen feragat ettikleri belirtildiği halde, bu hususun hüküm fıkrasında bulunmaması bozmayı gerektirir. 118
Hâkim hükmolunan ziynet eşyalarının adet, nitelik ve değerlerini infazda tereddüde yer vermeyecek şekilde karar yerinde ayrı ayrı göstermelidir. Bilirkişi raporuna atıfla veya kararın eki olarak gösterilmek suretiyle hüküm kurulamaz. 119
Misli eşyalar aynen bulunamaz ise mahkeme kararında gösterilen değerleri, mahkeme kararında bir değer gösterilmemişse takip tarihindeki değerlerinin hüküm altına alınacağı 120
Davacı ziynetler yönünden hükme en yakın tarihteki değerini istediği halde istek aşılarak infaz tarihindeki değere hükmolunması doğru değildir. 121
§17. İSPAT.. 123
Ziynetlerin zorla elinden alındığı hususunu kadının ispatlaması gerekir. 125
Ziynetlerin rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini kocanın ispatlaması gerekir. 127
Ziynetler, kadın üzerinde bulunan, saklanabilen ve götürülebilir nitelikte eşyalardır. 130
Olayın oluş şekli itibarı ile davacı kadın evden boşanmayı tasarlayarak ayrılmamıştır. Bu düşünce ile evden ayrılmayan davacı kadının ziynetleri yanına alarak götürdüğünün kabulü mümkün değildir. 131
Ziynetlerin kocanın bozulan işleri için harcanması halinde kadına iadesi gerekir. 135
Ziynetlerin kadının borcu için harcandığı savunması araştırılmadan karar verilmesi doğru değildir. 136
Koca, ziynet eşyalarının kendisine bağışlandığını iddia etmiş ise de, bunların bağışlandığı harcamaların kadının isteği ve onayı ile yapıldığı kanıtlanamadığından kocanın aynen iade veya tazminle sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekir. 137
Ziynetleri götürmesine engel olunduğu hususunu kadının ispatlaması gerekir. 139
Evden ayrılmayı tasarlayan kadının ziynetleri yanında götürmesi, gizlemesi tabiidir. 140
Tüm altınların talep edilmesini nişanda takılanları da kapsar. 149
Ziynet eşyalarının kadın tarafından alınmadığına ilişkin kocanın yazılı beyanı karşısında altınların kocada kaldığının kabulü gerekir. 151
Ziynetlerin iade edilmemek üzere harcandığını kocanın ispat etmesi gerekir. 154
Kadına ait olduğu anlaşılan dava dilekçesinde yazılı dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında koca tarafından alınarak bozdurulup harcandığı koca tarafından kabul edildiğine göre ziynetlerin kadına iadesi gerekir. 155
Düğünde takılan ve koca tarafından bankadan çekilen paranın kadına iadesi gerekir. 156
Anlaşmalı boşanma davasında maddi manevi tazminat, nafaka, yargılama giderleri talep edilmemiş olması o davadaki haklara ilişkin olup ziynet alacağı yönünden hüküm ifade etmez. 157
Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. 159
Davaya konu edilen ziynetlerin varlığının kabul edilerek kadının babasına teslim edildiği savunması karşısında ispat yükümlülüğü kocaya düşer. 160
Koca tarafından cins ve miktarına itiraz edilmeyen ziynetlerin iadesi gerekir. 161
Bozdurularak evin ortak giderlerine harcanan ziynetlerin iade edilmemek üzere verildiğini kocanın ispatlaması gerekir. 162
Dövülüp evden kovulan kadının ziynet eşyalarına yönelik davasının kabulüne karar verilmesi gerekir. 163
Balayı masraflarına harcanan ziynetlerin kadın tarafından bağışlandığının ispatlanamaması halinde kadına iadesi gerekir. 164
Tüp bebek tedavisine harcanan ziynetlerin kadına iadesi gerekir. 165
Kadının gece yarısı evden hiçbir eşyasını alamadan ayrılması halinde ziynetlerin iadesine karar vermek gerekir. 165
Kadının dövülerek müşterek konuttan kovulduğu ceza davası ve boşanma davasında verilen kararlarla sabit olduğundan, bu halde ziynetleri kadının yanında götürürdüğünün kabulüne olanak yoktur. 166
Çeyiz senedinde yer alan beyan karşısında, senedin aksini kanıtlama yükümlülüğü davalılara düşer. 167
Şiddete uğramadan evi terk eden kadının ziynetlerin bir kısmını alıp bir kısmını evde bırakması hayatın olağan akışına uygun düşmez. 168
Delil listesinde CD'lerin ibrazına ilişkin bir beyan bulunmamasına karşılık 2 adet CD delil olarak ibraz edilmiş ve hazır bulunan davacı vekili bu CD'lerin delil olarak ibrazına muvafakat etmemiştir. Davacı yanın karşı çıkması karşısında CD'lerin delil olarak kabul edilmesi usul ve yasaya aykırıdır 169
Kadının evden, dayak yiyerek hastaneye kaldırıldığı ve hastaneden baba evine döndüğü de sabittir. Davacı kadının ziynet eşyalarına yönelik davasının kabulü gerekir. 170
Düğünde kendisine takılan takıları, evi terk etmesinden sonra rızasıyla kocasına geri veren kadın bunları isteyemez. Bu bakımdan kadının ziynetlerle ilgili talebinin reddi gerekir. 170
Kocanın iş kurması için bozdurulan ziynetlerin kadına iadesi gerekir. 171
Ev ve arsa alımında kullanılan ziynetlerin kadına iadesi gerekir. 172
Ziynetlerin kocanın borçları için kullanılması …... 172
Düğün masrafları için bozdurulan ziynetlerin kadına iadesi gerekir. 173
Kocanın iş kurmak amcıyla ve kadının rızası hilafına bozdurduğu ziynetlerin iadesi gerekir. 173
Ailenin sağlık giderleri için bozdurulan ziynetlerin kadına iadesi gerekir. 174
Tüm eşyaları götüren kadının ziynet eşyalarını da götürmüş sayılması gerekir. 175
Kadından zorla alınan ziynetlerin iadesi gerekir. 176
Koca tarafından dövülen kadının jandarma tarafından evden alındığı anlaşılmaktadır. Davacı tanığı Emir, karakolda davacıyı gördüğünde üzerinde altın olmadığını ifade etmiştir. Bu durumda davacının ziynetlerle ilgili talebinin kabulü gerekir. 177
Tamamı evlilik içerisinde bozdurulan ziynetlerin iadesi isteminin kabulü gerekir. 178
Ziynet eşyalarının birlikte oturulan kayınvalideye muhafaza amacıyla verildiği hususunu ispat yükü davacı kadındadır. 179
Evin ortak ihtiyaçları için harcanan ziynetlerin kadına iadesi gerekir. 180
Kira borcu ile düğün borcu için sarf edilmiş altınların kadın tarafından geri verilmemek üzere kocaya verildiği iddia ve ispat edilmedikçe, koca tazmin borucundan kurtulmaz. 181
Kadına düğünde takılan altın ile para bağış niteliğindedir ve kadının mülkiyetine geçmiştir. Kocanın altınları ailenin gereksinmeleri için harcanmış olması, bunları aynen veya bedelini ödeme yükümlüğünden kurtarmaz. Koca tarafından harcanmış para ve altın miktarı, dosyadaki tanık beyanları ve diğer deliller doğrultusunda belirlenerek kadına verilmesi gerekir. 182
Ziynetlerin evlilik sırasında kadın adına babasına teslim edildiği, bilahare bunlardan beş adet bileziğin istek üzerine kocaya verildiği anlaşılmaktadır. Koca bu ziynetlerin iade edildiğini de ispat edememiştir. Mahkemece beş adet bilezikle ilgili davanın kabulü gerekir. 183
Ziynetleri alma imkânını bulamadan evden ayrıldığı anlaşılan kadının ziynetlerle ilgili davasının kabulü gerekir. 184
Yurtdışına gidiş için harcanan ziynetleri kadına geri verilmesi gerekir. 184
Altınları kadının karşı koymadan rızası ile vermiş olması ve bu altınlarla kocasına kamyon alınması, altınların istenmesine engel değildir. 185
Bir kimsenin koşarak giden kişinin boynunda, kolunda, kulaklarında ziynet eşyalarını görmesi hayatın olağan akışına uygun değildir. 186
Kadının tedavisine harcanan altınların kadına iadesi gerekir. 188
Davacı kadının dövülerek evi terk etme zorunda bırakıldığı anlaşıldığına ve giderken ziynet eşyalarını götürdüğü davalı tarafından kanıtlanamadığına göre ziynet eşyasının davalıda kaldığının kabulü gerekir. 189
Ziynet karşılığı alınan eşya konusunda istek eşya alacağına ait olduğuna göre iddianın her türlü delille, dolayısıyla tanıkla ispatı mümkündür. 189
Delil olarak sunulan düğün kasetinin izlenmesinden ziynetler tespit edilebilir. 190
Kocanın ziynetleri bozdurup borsada hisse senedi alması …... 191
Kadın evden ağır hasta olarak veya zorla gönderildiğini ve bu nedenle eşyalarını alamadığını yasal delillerle ispatlayamamıştır. Mahkemece ziynet eşyalarına yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekir. 194
Evlenme sırasında kadına armağan edilen ziynet eşyaları kadına aittir. Boşanma halinde geri verme yükümlülüğü yoktur. 195
Kadının ziynet eşyalarını alma imkânı bulamadan zorla veya güç kullanılarak evden uzaklaştırıldığı ve ziynet eşyalarının kocada kaldığını gösteren bir delil bulunmadığından kadının altınlarını alarak evden ayrıldığı kabul edilmelidir. 196
Bayram nedeni ile köyüne ailesini ziyarete giden kadının, hayatın olağan akışı gereği ziynet eşyalarını üzerinde götürdüğünün kabulü gerekir. 197
Kanunun kocaya yüklediği görevler de dikkate alınarak bu sorumluluğu kaldıran özel bir anlaşma ispat edilmedikçe, ev harcamaları için yapılan ziynet karşılıklarını koca ödemek zorundadır. 198
Kadının ziynetlere ilişkin ibraname vermesi …... 199
Koca ev alımında bozdurulan altınların kendisine iade edilmemek koşuluyla verildiğini, açıkçası bağışlandığını gösteren delil getiremediğine ve bu yönde bir iddiası da bulunmadığına göre iade ile mükelleftir. 200
Davacı kadın altınlarını davalı kocasına borç olarak verdiğini ve onun onayı dışında kendi babasına kocası tarafından verildiğini kanıtlayamadığından davanın reddi gerekir. 201
§18. KASA.. 203
Mahallinde yapılan inceleme sırasında davalıya ait kasada iki adet pasaport, bir CD ve bir sigorta poliçesi bulunmuş olup, kasa açma kapama tutanağı incelendiğinde ise kasanın davalı tarafından en son 04.07.2007 tarihinde saat: 08.45'te açıldığı görülmüştür. Kasanın açıldığı saat itibari ile kasaya konulmuş olan eşyaların günün çok erken saatinde kasaya konulmasını gerektirecek mahiyette eşyalar da olmadığı belirgindir. 203
Ziynetlerin kasada saklandığını iddia eden kadının bunu ispat etmesi gerekir. 207
Davacı kadına ait ziynet eşyalarının kasada muhafaza edildiği ve davacının evden ayrılması sırasında götürülmediğinin anlaşılmasına göre ziynet eşyaları ile ilgili davanın kabulü gerekir. 208
Banka kasasında saklanan altınlar için tamamlayıcı yemin yaptırılması. 209
Davalı adına kiralanan kasadan ziynetlerin alındığı tespit kararı ile anlaşılmış bulunduğundan ziynetlerin davalıda kaldığının kabulü gerekir. 210
§19. RESMİ NİKÂH OLMAMASI. 211
Ayrılık sebebi gözetildiğinde bağıştan rücu şartlarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Davacının altın takılara ait isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken tarafların fiilen birleşmelerinde nişan hükümlerinin uygulanacağı kabul edilerek istemin reddedilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır. 211
Mahkemece tarafların nişanlı oldukları kabul edilmiştir. Oysa taraflar resmi nikâh olmaksızın düğün törenini takiben bir arada yaşamışlardır ve bir çocukları bulunmaktadır. Bu halde nişanlılıktan söz edilemez. Davacının ziynet talebi adi istihkaka ilişkin olup ispat koşullarının buna göre incelenmesi gerekir. 212
Nikâhsız birleşmede, ziynet ve çeyiz eşyaları ile ilgili sav mülkiyet hakkına dayanmaktadır. Bu bakımdan istemin, TMK. m. 683 uyarınca mülkiyet hükümleri uyarınca değerlendirilmesi gerekir. 213
Resmi nikâh olmasa bile tarafların evlenmek amacıyla bir araya gelmesi halinde düğünde takılan ziynetlerin kadına iadesi gerekir. 214
§20. NİŞANDA TAKILAN ZİYNETLER.. 217
Nişanda kadına takılan ziynetler ona bağışlanmış sayılır. 217
Kullanılmakla eskiyen ya da tüketilen eşyaların mutad hediye kabul edilerek iadesine karar verilemez ise de, altın ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye kabul edilerek iadesine karar vermek gerekir. 219
Nişan davasında mutattan amaç; hediyenin örf ve âdete göre geri verilmesi ve de maddi değerinin günün koşullarına göre fahiş olmamasını gerektirir. Davaya konu edilen altınlar ise mutat eşyalar kapsamında değildir. 220
Nişan yüzüğü dışındaki ziynet mutat hediye olmayıp iadesi gerekir. 221
Nişan ya da düğün töreni sırasında kadına takılan ziynetler ona aittir. 221
Nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin geri alınması istemine ilişkin davalarda T.M.K.nun 86. maddesine göre kusur aranmamakla birlikte dava konusu yapılan hediyelerin ve özellikle ziynet eşyalarının mutad olup olmadığının tespiti konusunda sadece yöresel örf ve adetlerin varlığı yeterli olmayıp tarafların usulünce araştırılıp saptanacak mali ve sosyal durumlarının da dikkate alınması gerekir. 222
Nişanda takılan ziynet eşyalarından oluşan hediyelerin (itiraz vaki olduğu takdirde) dava tarihindeki değerleri de bilirkişi aracılığıyla tesbit edilerek bunların mutad dışı olup olmadığının usulünce belirlenmesi ve ancak mutad dışı olanlarının (mevcutsa aynen, değilse bedel olarak) iadesine karar verilmesi icabeder. 224
Mutad belirlemesinde tarafların mali ve sosyal durumlarının araştırılması gerekir. 225
§21. ÇOCUĞA TAKILAN ZİYNET.. 227
Adı geçen kişi 1985 doğumlu olup, boşanma davasında velayeti babası olan davalıya verildiğine göre davacının küçüğü temsil yetkisi bulunmadığına göre buna ait eşyaların iadesini isteyemez. 227
Çocuğun doğumunda hediye edilen ziynet eşyasını velayeti kendisinde olmayan taraf isteyemez. 228
§22. KOCAYA TAKILAN ZİYNET.. 229
Dava konusu yapılan ziynetlerin düğün sırasında kocaya hediye olarak takıldığı anlaşılmaktadır. Bu ziynetlerin kadına bağışlandığı da kanıtlanamamıştır. Şu halde kadın tarafından açılan davanın reddi gerekir. 229
Düğünde takılan erkek künyesi haricindekilerin kadına iadesi gerekir. 230
Örf ve adet araştırılmadan, eksik tahkikatla düğün sırasında kocanın üzerine takılan eşyanın kocaya ait kabulü ile kadından istirdadına karar verilmesi doğru değildir. 230
§23. ÇEYİZ SENEDİ. 233
Dava konusu çeyiz ve ziynet eşyalarının varlığı çeyiz eşya senediyle kanıtlanmıştır. Tarafların evlenmesinden hemen sonra senet düzenlendiğine göre bunun aksinin de aynı nitelikte bir belgeyle kanıtlanması zorunludur. 233
Ziynetlerin kocaya teslim edildiğine dair senedin aksini kocanın ispatlaması gerekir. 234
Kadının senette yazılı ziynetleri kocasına teslim ettiğini ispatlaması gerekir. 235
Taraflar arasında çeyiz senedi şeklinde yazılı belge düzenlendiği ve bu suretle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yazılı belgeye bağlandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ve davacının da açık muvafakatinin bulunmaması nedeniyle olayda tanık dinlenemez. 236
Karı koca arasında ziynetler konusunda bir senet düzenlenmiş olduğundan senede karşı ileri sürülecek savunmalar tanıkla ispat edilemez. Bu sebeple de dinlenen tanık beyanlarına dayanılarak hüküm verilemez. 237
Çeyiz senedinde belirtilen altınların nitelikleri araştırılarak, davacının dönüş bileti için sattığı ve kolunda bulunduğu belirtilen altınlarla aynı nitelikte olup olmadıkları da gözetilmek suretiyle davacının senetteki altınların ne miktarını getirdiği belirlenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir. 239
Çeyiz senedinde yazılı ziynetlere hükmedilmesi …... 240
§24. MEHİR SENEDİ. 241
Mehir senedinde, bileziklerin hangi ayarda olduğu belirtilmemiştir. Ne var ki evlilik sırasında takılan bileziklerin 18 veya 22 ayar olması hayatın olağan akışına daha uygundur. Bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, bu konuda araştırma ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. 241
Kadının kendisini ziyarete gelen aile yakınları ile birlikte evi terk ederek gittiği anlaşılmaktadır. Öyle olunca kadının bu ziynetleri yanında götürdüğünün kabulü gerekir. 242
Mehir senedinde yazılı ziynet eşyaları taşınabilir ve kadına mahsus eşya olduğundan kural olarak davacı kadında bulunması gereklidir. Bu karinenin aksini davacı kadının isbat etmesi gerekir. 243
Mahkemece, dava dilekçesine ekli mehir senedi ile eşya listesinde bulunmayan zincir ve alyans ile talepten fazlaya hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. 244
Mahkemece, mehir senedinde yazılı ziynet eşyalarının kocada kaldığını ispat için yemin teklif etme hakkı hatırlatılması gerekirken bu yönün gözetilmeyerek eksik incelemeyle hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. 245
Kadının koca tarafından dövüldüğü bu nedenle ziynet eşyalarını almadan evden ayrıldığı tanık beyanları ile belirlenmiştir. Ziynet eşyalarının mevcudiyeti de mehir senediyle tespit edilmiştir. Davanın bu yönden de kabulü gerekir. 246
§25. YEMİN.. 247
Davacı kadın delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya, ziynetlerin elinden alındığı götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. 248
Yasal ve takdiri her türlü delil demek suretiyle yemin deliline de dayanılması …... 250
Dava dilekçesinde ve delil listesinin 8. bendinde “ yasal ve takdiri her türlü delil” denmek suretiyle yemin deliline de dayanılmış olduğundan davacıya, ziynetlerin elinden alındığı ve davalı tarafta kaldığı konusunda, davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. 251
Yemin delili ancak yapılacak araştırma ve inceleme ile dinlenecek tanık beyanları ve alınacak bilirkişi raporlarıyla açıklığa kavuşturulmayan ve sonuçsuz kalan hallerde başvurulan bir yöntemdir. 253
Ziynet ve eşyaların bir kısmının mevcudiyeti dosyaya ibraz edilen fotoğraflar ve davalının kabulü ile kanıtlanmış durumdadır. Bu husus göz ardı edilerek ilgili tarafa yemin delilinin hatırlatılması usulsüz olup mahkemece davalının kabulü ve mevcut delil durumu dikkate alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. 256
Davacı dava dilekçesinde "vesair delil" demekle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya 7 adet bileziğin bozdurulduğu konusunda davalı Gökhan'a, set, trabzon bilezik ve 6 adet ikili burgulu bileziğin davalı Ümmühan'da kaldığı konusunda, davalı Ümmühan'a, yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. 257
Usulüne uygun eda edilmeyen yemin sebebiyle ziynet eşyasının reddine dair hüküm kurulması doğru değildir. 259
Dava konusu edilen 15 adet bileziğin koca tarafından bozdurularak harcandığına ilişkin ispat külfeti kadında olduğundan davalı kocanın davacıya yemin teklif etmesi sonucu değiştirmez. 260
Kadının kabul edilen ziynet eşyalarına ilişkin davası yönünden koca yemin deliline de dayanmıştır. Kocaya yemin hakkı hatırlatılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır. 262
Toplanan delillerden dava konusu ziynetlerin varlığı konusunda bir tartışmanın bulunmadığı ve bunların kocada kaldığı anlaşılmaktadır. Bu halde res'en teklif edilen yemin sonuç doğurmaz. Kadının ziynetlerle ilgili talebinin kabulü gerekir. 263
Dava ispat edildikten sonra davalının Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 344-354. maddeleri çerçevesinde yemin etmiş olması değer ifade etmez. 264
Mahkemece davacıya tamamlayıcı yemin yaptırılmış ve davacı, dava konusu ettiği iki yarımlık altını dava dışı kayınvalidesinin aldığını söylemiştir. Davacının bu açıklamasında iki adet yarımlık olarak tanımlanan altının davalılara verilmediği anlaşıldığına göre bunlardan da davalıların sorumlu tutulmuş olmaları doğru değildir. 264
Davacıya ziynet eşyalarının davalılarda kaldığını ispat için davalılara yemin teklif etme hakkı hatırlatılması gerekirken bu yönün gözetilmeyerek eksik incelemeyle hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. 265
§26. TANIK.. 267
Soyut ve duyuma dayalı tanık beyanlarına değer verilerek davanın kabulü doğru değildir. 268
Tanıklar tarafların anne ve babası olsa da; asıl olan tanıkların doğru söylediğidir. 269
Davacı tanıklarının ziynetlere ilişkin beyanları davacıdan aktarmadır. Davacıdan nakledilen olaylar sabit kabul edilemez. 270
Olayda, davacı kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle davaya konu ziynet eşyalarının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını daha önce götürme fırsatı elde edemediğini, dinlettiği tanık beyanlarıyla ispat etmiştir. … Bu durumda davanın kabulüyle müşterek evde kalan ziynet eşyalarının aynen veya bedelinin davacıya verilmesi gerekir. 271
Mahkemece davacı tanıklarının dinlenmesi konusunda kesin süre verilmişse de; tanık dinleme giderlerinin miktarı ara kararında açıkça gösterilip bildirilmemiştir. Tarafın tanığını duruşmaya getirme yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacının bildirdiği tanıklarının duruşmaya usulünce çağrılıp, dinlenilme işlemi yapılmadan, eksik incelemeyle hüküm oluşturulması usul ve yasaya aykırıdır. 272
Dinlenen tanıklar, evlenirken davalı-karşılık davacıya 5-6 tane bilezik takıldığını ancak ekonomik durumları düzeldikten sonra kocanın sürekli altın almaya başladığını, bunların sayısını bilmediklerini söylemişler; bu bileziklerin dükkan alınırken bozdurulduğunu ifade etmişlerdir. Bu beyanlardan çıkan sonuç; kadına evlenmeleri sırasında 5 adet bilezik takıldığı, bunların da dükkân alınırken koca tarafından bozdurulduğudur. 273
Kocanın, tanığın yanında “bunları tekrar yapacağım” şeklindeki beyanı altınların traktörün borcu için kendisi tarafından bozdurulduğu ve iade edilmediğinin haricen ikrarı niteliğindedir. 275
Görgüye dayanmayan davacı tanığının ifadesi bu yöndeki isteğin kabulü için yeterli değildir. 275
Davacı tanıkları, davacıdan duyduklarını aktarmışlardır. Davacıdan aktarılan beyanlar sabit kabul edilemez. 276
Tanıklar kolye, yüzük ve gerdanlığı davacının üzerinde gördüklerini beyan etmişlerdir. Bir kilogram altının davacı tarafından üzerinde taşındığını kabul etmek hayatın doğal akışına aykırıdır. 276
Davacı tanıkları, davacının sonradan taktığını ifade ettiği takıların bile nişanda takıldığını söylemişlerdir. Dava dilekçesinde belirtilen eşyaların da, nişan töreninde verilmiş gibi beyanda bulundukları anlaşılmaktadır. Mahkemece; çelişkili olan davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. 277
Davalı vekili 18.6.2002 tarihli dilekçe ile tanıklarını bildirmiştir. Bu tanıklardan Alkan'ın dinlenmesi için gerekli giderleri yatırmak üzere davalı yana süre vermeden ve bu tanık dinlenmeden karar verilmiş olması doğru değildir. 279
Toplanan delillerden ve özellikle tanık Ayşe'nin beyanından davacı kadına ait 11 adet üçlü burma bileziğin davacıdan geri ödeneceği vaadiyle alınıp bozdurulduğu ve bir daha iade edilmediği anlaşılmaktadır. Bu 11 bilezik dışında kalan diğer ziynetlerle ilgili iddiayı doğrulayan bir delil bulunmamaktadır. O halde, 11 adet burma bilezikle ilgili talebin kabulü, fazlasının reddi gerekir. 280
Dava konusu 14 çift (28 adet) bileziğin davalı tarafından bozdurulup harcandığı tanıklar M. ve A.'nın beyanları ile tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında 28 adet bilezik hakkındaki davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. 281
Davalıya düğünde takılan bilezikler ile altın set takımının, davacı tarafından ev alacağım diyerek davalıdan alındığı ve bir daha bu takıların iade edilmediği, davalının en son evden dövülmüş vaziyette, eli yüzü mor bir şekilde ayrıldığı, tanıklar Şaziye, Emine ve Adil'in beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu durumdan kuyumcu bilirkişi tarafından belirlenen 70 gram civarındaki 7 adet bilezik ve 45 gram civarındaki “Maraş seti” tabir edilen altın set takımıyla ilgili talebin kabulü gerekir. 282
Taraflar arasında 20.6.1999 tarihli çeyiz senedi şeklinde yazılı belge düzenlendiği ve bu suretle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yazılı belgeye bağlandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ve davacının da açık muvafakatinin bulunmaması nedeniyle olayda tanık dinlenemez ve tanık beyanlarına dayanılarak hüküm tesis edilemez. 284
Mahkemece, tarafların karı koca olmaları sebebiyle olayda tanık dinlenerek ve bu tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Oysa karı koca arasında bu konuda bir senet düzenlenmiş olduğundan bu senede karşı ileri sürülecek savunmalar tanıkla ispat edilemez. Bu sebeple de dinlenen tanık beyanlarına dayanılarak hüküm verilemez. 285
Bir kimsenin koşarak giden kişinin boynunda, kolunda, kulaklarında ziynet eşyalarını görmesi hayatın olağan akışına uygun değildir. 286
Davalı tanıkları gibi davacı tanıklarının da görgüye dayalı bilgileri yoktur. O halde davacının, ziynetlerini götürmesine engel olunduğunu veya zorla elinden alındığını yahut evden ayrılmadan önce ya da evden ayrılırken götürme fırsatını elde edemediğini veyahut da bunların davalı kocada kaldığını kanıtladığından söz edilemez. 288
Davacı tanıklarının yeminli anlatımlarına göre; davacı, babasının hasta olması sebebiyle ziyaret amacıyla babasının evine götürülmüş ve bir daha evine getirilmemiştir. Davacının babasının evine giderken de üzerinde ziynet eşyası bulunmadığı da tanıklarca ifade edilmiştir. Davacı yan, dava konusu ziynetler hakkındaki davasını tanık beyanları ile ispat etmiştir. Şu durumda mahkemece ziynetlerin, davalı tarafta kaldığı benimsenerek buna göre hüküm kurulması gerekir. 289
Dosyadaki kanıtlar itibari ile mahkemenin yeterli gerekçe göstermeden tanık dinlenmesinden re'sen vazgeçmesi doğru olmadığı gibi, davalının vazgeçtiği tanık için davacıya vazgeçmeyi kabul edip etmediği hususunun sorulmaması da usul hükümlerine aykırıdır. 290
Davacı tanıkları Hikmet ve Mehmet'ın ifadelerinden davacının kocası tarafından ziynet eşyalarının elinden alınması nedeniyle evi terk ettiği anlaşılmaktadır. Bir parkta barıştırma amacıyla yapılan toplantıda davacının evi neden terk ettiğini açıklaması karşısında davalı buna karşı çıkmamış; iddiayı zımnen kabullenmiştir. 291
Davacının kardeşi Hamide çeyiz listesinin başında yazılı olan iki adet bileziğin düğünde davacıya annesinin taktığı bilezikler olduğunu, davacının eve geldiğinde annesinin taktığı bilezikler dışında hiçbir şey getirmediğini ifade etmiştir. Davacının kardeşinin bu beyanı karşısında sözü edilen bileziklerin davalıda kaldığının kabulü mümkün değildir. 292
Kadının ziynetleri üzerinde taşındığının kabul edilmesi …... 293
Tanık anlatımlarından, davacı kadına ait ve davaya konu ziynet eşyalarının, davalı erkek tarafından bozdurularak erkek adına banka hesabına yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davaya konu tüm ziynet eşyalarının hüküm altına alınması gerekir. 294
Tanıklar ayrılış tarihinde evde bulunmadıkları gibi, tanık Halil'in ifadesinde geçen olay dava tarihinden sonraki bir tarihle ilgili olduğundan bu beyana da itibar edilemez. 295
Mahkeme haricindeki ikrar, bunu teyit edecek delil ve emare mevcut ise hükme dayanak yapılabilir. 295
Dinlenen tanıkların taraflara yakınlık derecesi gözetildiğinde olayları bildiklerinin kabulü gerekir. 296
Dinlenen davacı tanıkları 12 bilezik ve inci kolyeye ilişkin herhangi bir bilgi vermemişlerdir. Davalı tanığı Seyhan ise; davalıda ziynet eşyası görmediklerini davacının, kendisine Almanya'da “bu ziynetleri kasada saklıyor...” diye söylediğini ifade etmiştir. 12 bilezik ve inci kolyenin davalıda olduğunu kabule yeterli delil bulunmamaktadır. Tanıkların davacıdan aktardıkları bilgiler hükme esas alınamaz. 298
Boşanma dosyasında dinlenen tanıklar da 7 adet dövme altın bilezik ile sayılan diğer ziynetlerin kadına ait olduğunu ve koca tarafından bozdurulduğunu ifade etmişlerdir. Gerçekleşen bu durum karşısında mahkemece sözü edilen ziynetlerle ilgili davanın kabulüne karar verilmesi gerekir. 299
Davacı tanıkların sözlerinden davacı kadına ait bulunan ve dava konusu altın ve ziynet eşyası ile diğer ev eşyasının davalı kocada kaldığı bunları yeniden evleneceği eşine vermek üzere sakladığı açıkça anlaşılmaktadır. Bunların bir kısmı davacı kadına bağışlanmış, bir kısmı da davacı tarafından birliğe getirtilmiş eşya bulunduğuna ve davalıda kaldığı sabit olduğuna göre, istek doğrultusunda davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekir. 299
§27. BİLİRKİŞİ. 301
Dava konusu ziynet ve eşyaların değerlerinin ehil bir bilirkişiye tespit ettirilip, hüküm fıkrasında ayrı ayrı gösterilmesi ve aynen iade olmadığında bu değerlerinin davalıdan alınıp davacıya verilmesi şeklinde hüküm kurulmaması bozmayı gerektirmiştir. 302
Davacı kadının talep etmiş olduğu ziynetlerinin bedeli hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmadan; davacının bildirdiği değerler dikkate alınarak, önceden karar verilen ve kesinleşen 5 adet bileziği de içerisine alacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 302
Davacı, ziynet eşyalarının aynen iadesini olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istemiştir. Ziynet eşyalarının dava tarihindeki değeri yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın davacının gösterdiği değere hükmedilmesi doğru değildir. 303
Davacı tarafa ziynetlerin cins ve miktarı açıklattırılıp, nikah fotoğrafları da nazara alınarak gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. 304
Davacı, bileziklerin 14 ayar değil 22 ayar olduğunu belirterek bilirkişi raporuna itiraz etmişse de bilirkişiden ek rapor alınmamıştır. Mehir senedinde, bileziklerin hangi ayarda olduğu belirtilmemiştir. Ne var ki evlilik sırasında takılan bileziklerin 18 veya 22 ayar olması hayatın olağan akışına daha uygundur. Bu nedenle mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, bu konuda araştırma ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. 304
Usulüne uygun şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Dosyanın tümü ile birlikte bilirkişi veya bilirkişilere tevdii ile dosyadaki fotoğraflar ve belgelerden de yararlanılarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alınmaması doğru değildir. 305
Ziynetlerle ilgili dava reddedildiği halde bu konuda yapılan bilirkişi incelemesiyle ilgili ücretin davalı kadın üzerinde bırakılması gerekirken, davacı kocaya yükletilmesi doğru bulunmamıştır. 307
Mahkemenin, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebileceği ve verilen kararların Yargıtay denetimine elverişli nitelikte açık ve de gerekçeli olması gerektiği gözetilmeden, bilirkişinin (yazı işleri müdürü) dava konusu uyuşmazlığın çözümünde ihtisas sahibi olmadığı değerlendirmeyerek oy ve görüşüne başvurulması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. 307
Bilirkişiden ek rapor alınması ve davalının savunmasının araştırılması gerekirken eksik incelme ile karar verilmesi de doğru görülmemiştir. 309
§28. İKRAR.. 311
Davada, davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurularak ev ihtiyacı için harcandığı davalı yanca kabul edilmiştir, davalı, kadının kendi rızası ile ziynet eşyalarım verdiğini kanıtlayamadığından dava konusu ziynet eşyalarını davacıya iade ile mükelleftir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan ziynet eşyalarına ilişkin talebin tümden reddedilmiş olması isabetsizdir. 311
Davalı koca, eşi ile kaçarak evlendiklerini, düğünlerinde sadece 3 adet bilezik ile 3 adet altın takıldığını ve ihtiyaç için bozdurulduğunu ikrar etmiş ayrıca dinlenen davalı tanığı A. T.'de düğünde 3 adet bilezik ve 6 adet altın takıldığını beyan etmiştir. Düğün takıları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına ait kişisel eşya sayılır. Davacı kadına ait 3 adet bilezik ile 6 adet yarım altın yönünden ziynet eşyası alacağı kanıtlanmıştır. 313
Davada, davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu ziynet eşyalarının bir kısmının evliliğin devamı sırasında bozdurularak ortak ihtiyaçlar için harcandığı davalı tarafından ileri sürülmüştür. Davalı koca, davalı kadının iade edilmemek üzere kendi rızası ile ziynet eşyalarını verdiğini kanıtlayamadığından, dava konusu ziynet eşyalarının davacıya iadesi gerekir. 315
Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından davalıların evinde yapılan 18.2.2004 tarihli tespitte, davalılardan Ö. Ö. 4 adet bileziği düğün borçlarını kapatmak için bozdurup harcadığını kabul etmiştir. Davalının bu beyanı mahkeme içi ikrar niteliğinde olup H.U.M.K.236/1. maddesi gereğince aleyhine kesin delil oluşturur. 317
Ziynet ve eşyaların bir kısmının mevcudiyeti dosyaya ibraz edilen fotoğraflar ve davalının kabulü ile kanıtlanmış durumdadır. Bu husus göz ardı edilerek ilgili tarafa yemin delilinin hatırlatılması usulsüz olup mahkemece davalının kabulü ve mevcut delil durumu dikkate alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. 318
Davacı-davalı kocanın bozdurup harcandığını kabul ettiği 30 çeyrek altın dışında kalan ziynet eşyalarına yönelik dava ispat edilememiştir. O halde, davacı-davalı kocanın kabul ettiği 30 adet çeyrek altın için davanın kabulü gerekirken, bu konuda yazılı şekilde ziynet eşyalarının tamamı için davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır. 320
Davacı kadın ziynet eşyalarının elinden zorla alındığını ispat edememiştir. Davalı koca savunmasında evlilik birliği içinde 4 adet bileziği bozdurup eşya aldıklarını belirtmiştir. Bu dört adet bilezikle ilgili ziynetler yönünden davalının savunması doğrultusunda davanın kabulüne sair dava konusu ziynet eşyaları yönünden davanın reddine karar vermek gerekir. 321
Davacı, 12.08.2001 günlü çeyiz senedi ile senette yazılı eşyaları davalıya teslim ettiğini ya da kendisine bağışlandığını, ispat edememiş ise de, davalının beyanları arasında geçen, bir burma bileziğin bozdurularak evin ihtiyaçları için sarf edildiği davalının kabulündedir. … Mahkemece bu bilezik bakımından değeri tespit edilip, tahsiline karar verilmesi gerekir. 322
Dava konusu ziynet eşyalarının evlilik birliği devam etmekte iken, davacının rızası ile satılıp evin ihtiyaçlarına harcandığını ve bir kısmının da yakınlarının düğünlerine hediye olarak götürüldüğünü davalılar savunmuşlardır. Davalıların bu savunmalarından ziynet eşyalarının davacı tarafından götürülmediği anlaşılmaktadır. 323
Davalı koca, 26.4.2004 tarihinde yapılan tesbit sırasında; “... davacıya ait 3 adet bilezik, 1 set takımı ve çocuğun doğumu nedeniyle takılan 4 adet çeyrek altını bozdurup kira ve düğün borcu için verdiklerini” kabul etmiştir. Kocanın bu beyanı mahkeme içi ikrar niteliğinde olup, aleyhine kesin delil oluşturur. 324
Koca 67 adet küçük altın ile 1 adet yarım altının bozdurulduğunu kabul etmiştir. Kadının 10 gün hastanede yattığı, hastaneden çıktıktan sonra kız kardeşiyle birlikte ortak konuta gittiği, kayınvalidesinin eve kabul etmediği ve kovduğu toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadının ziynetlere yönelik açtığı davanın kabulü gerekir. 325
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, dava konusu edilen ziynet eşyalarının davalıda kaldığı kanıtlanamamıştır. Ancak davalı, bir kısım ziynet eşyasının düğün ve balayı giderleri olarak harcandığını kabul etmiştir. Davalı, düğün ve balayı gideri olarak harcanan ziynetleri davacıya geri vermekle yükümlüdür. 326
Koca çeşitli dilekçelerinde ziynet eşyasının davacı tarafından değil kendisi tarafından alındığını, bu nedenle davacıya ait olamayacağını belirtmiştir. Yaşam koşullarına ve geleneklere göre evlenme sırasında eşe takılan ve alınan ziynet eşyası ona ait olur. 327
Davalı cevap dilekçesinde dava konusu edilen ziynetlerden davacının 1 metre altın, 4 bilezik, bir çift küpe, 1 alyans ve 1 Citizen saati olduğunu bunları da iade ettiğini savunmuştur. Bu cevap söz konusu ettiği ziynetlerin varlığını ve kendisinde olduğunu içerir. 328
DİLEKÇE ÖRNEKLERİ. 329
KAYNAKÇA.. 337
KAVRAM İNDEKSİ. 341